0
yeni günler yeni bataklar
yeni kadınlar ve yeni yataklar
bedeli sapaklar, nedeni sakatlar
bedenim acı yüzüm hep manik ataklar
ne denir?
derdim hep derdi abartmak
bu ara karanlığa yanaşıyor sabahlar gene bi
sesimi kısamıyolar
ölümüm olsa da dökerim içimi
yine kapatmam çenemi
b'ok atmam gerekir
tabii çizik ekgibse haz almaz bedenim
içine sıçalım bu dünyanın
ağaçları keselim ve her yere apartman dikelim
sınırlara çelik halatlar gerelim
yaşatmaz sistem yaşatmaz yemeni
savaşları büyük şirketler açar ama sadece vatandaş geberir
yalanlar medya
bakanlar takmaz
aranmaz sebebi
paran varsa deli yaşamlar
ve yapabilirsin öylece kafandan geçeni
bakma göremezsin gözünü silersin
yağmura azalmaz gene kir
çünkü bazen gerçeği görmek için
gözlerini kapatman gerekir
gözlerimde yarınları dolu kan
ellerimde çıkmazları dolu, gel
derde
gecelere
beni terk etme dünyada
yalnızım al!
gücümü gün acımı bi sancısı var
tüm isyanlarımız cenk olur, ah!
yeniden doğdum
yeniden açılır önüm elime saçılır özüm
cihan acımı yazar yazık acılı gözüm
kimi şeytan olup yağarım gazzeye
toprağa taşırım ölümü
beni tanımazsın
neşenim ödüle
beni yok edemez mermi
ecelim ölüme
beni geçemez oğlun
daha iyi olsa bile basarım parayı ve geçerim önüne
dökerim kovanı karaya çomağı sokarım umut gibi kokarım havaya
tutsak ederim alıştırıp çobanı paraya işim olmazsa birilerini sokarım araya
severim yalanın tadını
mutlaka tercih ettiğin kansızı
sanrı değil bu anlayacaksın ilerde konacak tanı
eve tıkıp kocasının malı yapar kadını
iki okul açıp tarihe yazarım adımı
bana laf edeni bulurum ve yakarım canını
aşarım denizi yüzümde el izin
para kaybınızı düşük hesapla yiyin kerizi
ben olmayacak cümle satmam
bilimi silerim çıkarırım müfredattan
gel iş yapalım ters düşersek
10 değil 1000 yazarım vergini
sürekli kızgınım, gerginim
bil bakalım ben kimim?
beni bana yar etmezler
yanarım acılar yetmez gel
tutuşurum ama alevimi farketmezler
milyarlara bölünüp hayata dağılan bir yıldızın tozuyum
oyunun kozuyum
yalancının pozuyum
inancın özüyüm
shivanın gözüyüm
git diyenlere inat bu gece mevlananın sözüyüm
denizin taşıyım
karışığım ve yaşlıyım
insanların gülümsemeyi unutmalarına karşıyım
umudun arşıyım
gecem ihtilaf devletleri ben istiklal marşıyım
bir yer düşün
yel eser yere de serpilir
ve dert üşür
yeşert içimde şer bütün yaz meyvelerini gel düşür
yazarım gördüğüm her düşü
duyduklarım kulaklarımı kanatır bazen
gördüklerimi sen düşün
alınların teriyim
akılların kiriyim
eşitlik için atılmış adımların biriyim
şiddet gören bütün sessiz kadınların diliyim
derviş değil abayım
pamuk tarlasında çabayım
şehrin ağazı bilmem belki kabayım
ama yalan söz demem bırakın öyle kalayım
bu gece kırsalım
bu gece üç kuruşla çocuk okutan emekçi bi babayım
gök kaybetmiş şevkini
uyan
aşalım adi engini
kim dengimiz?
biz güzel şeylere inanıyorsak zenginiz
boşver
önemli olan tek şey sevgimiz
gönlümüz bir olsun da varsın farklı olsun rengimiz
bu gece dağıyım hakkarinin
bu gece şemdinli loşuyum
bu gece bardaklarının hüzün kokan temkinli boşuyum
hatta donuyorum, buz hava
sevgindir gocuğum
bu gece sokaktayım
evsiz bir çocuğum
yaralar aynılar dayanmaz gönlün
bilirim acı yalanlar gördün
uyan! yüzüne kaç kere sustun?
dört yanına duvarlar ördün
ışık yok aranmaz ömrün
gömdüm üstüne toprak örttüm
bu gece kaç kere öldün?
ölümü hayal eder bazen
dar bi anda tatlı gelir intihar
ailen bi yanda
boş verirsin
çekilir zayiatlar
boyna halat
ya şah olur ya mat insan
ya kış olur arar insaf
yazın güzün araf
ya karaf ol ya şarap
elinde sadece siyah kalem
ama gök kuşağı yarat
tabii olmaz
tavında demlenirsin
gün gelir en sevmediğin yanında beslenirsin
sevmediğin bi yerde eşek yükü borca girer
aslında sevmediğin biriyle evlenirsin
yanarsın güneş kararsın
kalınca kararsız paran çıkışmaz aklın yarım ararsın
hayallerin büyük hayatların küçük
üzgünüm düşündüklerin değil yaptıkların kadarsın
hazmedersin
arabalardan ve siyasetten bahsedip büyüdüm zannedersin
omzunda borçlar ruhunu kaybedersin
yenilecek tarafım var mı?
bıkarsın
küllerin deşmesinden
bir kart gelmemesinden gülmenin destesinden
hiçbir şey değişmeden günlerin geçmesinden
ne düşüneceğini insanların gündemiyle seçmesinden
bir notasın
harp bestesinden ölüm var bir anda yolun biter
kalp sektesinden
bırak affetmesinler
duyulur gülümsesen de o ince kasvet sesinden
yalnız kalmamak için
yalak yamacıda yamarsın yamansın tam yere abarsın
kuruşla kıt kanaat yaşarsın ama zam gelir amansız
çocuğun hasta tanyeli ağarsın
ne zormuş der
yalnız kalınca yanındakini anarsın
çevrende kimsenin gıkı çıkmaz
mesai sonu birkaç sigara kısık ışıklar
trafik sıkışık sık ışık var
aynada donuk gözlerini sarar kırışıklar
aynı hepiniz
yasta teninizde yalvarış sesiniz
kan ağlarken içiniz
kötülüğe gülecek kadar hasta hepiniz
sakla tafrayı kederi
ebedi dertlerinizden sürekli kaçmayı denersiniz
iyiliği çoktan unutmuş olsa da
hep yardımsever gibi yapmayı seçersiniz
üste palto ele tütün
bi afyon bi hüzün
yanımda anıların hicaz ton büyüsü
bir bütün sokakların ışığıyla tiyatrom
yürürüm geceye, gel
önümü görmem için birkaç hece yeter
yazarım -ölüm gibi- ekleyerek neşeye dert
yüzümü çevirmeyi beceremem derde
zaman ecel eker masalı
paran olunca üzüldün, geçer hemen
azalır deme neden, geberemem
lafımı beni veremeden ölemem denemeden
dondururum yağacak karı
rahatsız ederim o neofaşist yavşakları
gene keder, yaz her şeyi parmaklarım
çünkü birileri anlatmalı
karanlık daha huzurlu yanımda yas
geleceğim kurgu, şark buydu
carnivore kabileler talan için bağ vurdu
zirveye vardım sanıp yeni bi dağ buldum
hep yürüdüm
saçımda kar durdu
düşündükçe itaati isyanla bağ kurdum
fakirler hep suçlu, konuşanlar hain
saraylarda yaşayanlar mağdurdu
gözlerimiz yağmurlu mağrurlar arsız amansızca harp sundu
belki suçlu olan birileri vardı
ama babasız kalan çocukların hepsi masumdu
yürüdüm sokakları
sorundu günüm gecem
beynimle anlaşamadı olumlu düşünceler
yorulur üşür beden yol hep uçurum
düşmek var yine de sonunu düşünmeden
yanlışlara gidiyorum
önümde kar
yolum acı ama yürüyorum bile bile
elimdeki kanı görüyorum
kaderin ağı bağlıyo gecelerin elemine
yolun sonu kayıp
hallac-ı mansur gibi ruhuma konuk olur tanrı
olur sonu yangın
oluk oluk solur koru karnım
onur dolu tavrım ama soluk soluğaydım
oyun onun yolundaydı
anladım ki koyun korur halkı
eşitlik adalet soyut konulardı
bütün öğretilen fikirler hep okul zorunaydı
oyun boşunaydı
dağlara doruk olup aydım
acı yar oldu ne yaparsın boyu boyumaydı
dedi yürü yolu onur sonu haykır!
o gece yoğun dolunaydı
dedi yürü tanrı sonu yakın koyul yolun ay'dı.
bi yere vardım cennet mi cehennem mi
meleklerle şeytanlar koyun koyunaydı
erken kalk tanrından al izini
sahip olmadıklarınla doldur valizini
sonra fayda etmez harbe tekbir
al alır semayı sela bir olur kan ve tekdir
ayakta uyu yayılır kalbe dek kir
çocuklar ölüyorken vicdanın rahatsa
bir sorun var demektir
bu yazgı değişmeyecek
anladığımda çok geçti
bugün
yarın
bir hayat geçti
gömdüm
inanılacak bir yalan seçtim
eğip başımı gezdim taşını
toprağı gördüm sanırım sevdim yarışı
kendini devir getir ruha devrim barışı
durdur zamanı günleri mevsim sanışım
önünde tonla inanç bilmeden tep yarını
kaybet şehirde sessiz yanını
yaz çığlıkları boğmalısın sığlıklarını çek kahırı
mutsuzluğun ekgib tanımı
yol taşlı karanlık haneye dolup taştı
büyümeyi beklerken çocuklaştın
geç serden kar kış dolu aynen
hep şikayetçi soğukta terlemekten
cambaz olmak gerekmiş zayıfı ezmek erdem
yürüme bu ipte alçakça ve fazla yüksekte yerden
olma razı nur geçsin yağsın
salakça yalanları yakalarsın yanar ağzın
bir o yana bir bu yana dönmekten bıkarsın
dönecek üçüncü bir yan ararsın
yok, gömdüm.
Tümünü Göster