1. 1.
    +1
    eko yapma lan pekekent
    ···
  2. 2.
    0
    yeni günler yeni bataklar
    yeni kadınlar ve yeni yataklar
    bedeli sapaklar, nedeni sakatlar
    bedenim acı yüzüm hep manik ataklar
    ne denir?
    derdim hep derdi abartmak
    bu ara karanlığa yanaşıyor sabahlar gene bi
    sesimi kısamıyolar
    ölümüm olsa da dökerim içimi
    yine kapatmam çenemi
    b'ok atmam gerekir
    tabii çizik ekgibse haz almaz bedenim
    içine sıçalım bu dünyanın
    ağaçları keselim ve her yere apartman dikelim
    sınırlara çelik halatlar gerelim
    yaşatmaz sistem yaşatmaz yemeni
    savaşları büyük şirketler açar ama sadece vatandaş geberir
    yalanlar medya
    bakanlar takmaz
    aranmaz sebebi
    paran varsa deli yaşamlar
    ve yapabilirsin öylece kafandan geçeni
    bakma göremezsin gözünü silersin
    yağmura azalmaz gene kir
    çünkü bazen gerçeği görmek için
    gözlerini kapatman gerekir
    gözlerimde yarınları dolu kan
    ellerimde çıkmazları dolu, gel
    derde
    gecelere
    beni terk etme dünyada
    yalnızım al!
    gücümü gün acımı bi sancısı var
    tüm isyanlarımız cenk olur, ah!
    yeniden doğdum
    yeniden açılır önüm elime saçılır özüm
    cihan acımı yazar yazık acılı gözüm
    kimi şeytan olup yağarım gazzeye
    toprağa taşırım ölümü
    beni tanımazsın
    neşenim ödüle
    beni yok edemez mermi
    ecelim ölüme
    beni geçemez oğlun
    daha iyi olsa bile basarım parayı ve geçerim önüne
    dökerim kovanı karaya çomağı sokarım umut gibi kokarım havaya
    tutsak ederim alıştırıp çobanı paraya işim olmazsa birilerini sokarım araya
    severim yalanın tadını
    mutlaka tercih ettiğin kansızı
    sanrı değil bu anlayacaksın ilerde konacak tanı
    eve tıkıp kocasının malı yapar kadını
    iki okul açıp tarihe yazarım adımı
    bana laf edeni bulurum ve yakarım canını
    aşarım denizi yüzümde el izin
    para kaybınızı düşük hesapla yiyin kerizi
    ben olmayacak cümle satmam
    bilimi silerim çıkarırım müfredattan
    gel iş yapalım ters düşersek
    10 değil 1000 yazarım vergini
    sürekli kızgınım, gerginim
    bil bakalım ben kimim?
    beni bana yar etmezler
    yanarım acılar yetmez gel
    tutuşurum ama alevimi farketmezler
    milyarlara bölünüp hayata dağılan bir yıldızın tozuyum
    oyunun kozuyum
    yalancının pozuyum
    inancın özüyüm
    shivanın gözüyüm
    git diyenlere inat bu gece mevlananın sözüyüm
    denizin taşıyım
    karışığım ve yaşlıyım
    insanların gülümsemeyi unutmalarına karşıyım
    umudun arşıyım
    gecem ihtilaf devletleri ben istiklal marşıyım
    bir yer düşün
    yel eser yere de serpilir
    ve dert üşür
    yeşert içimde şer bütün yaz meyvelerini gel düşür
    yazarım gördüğüm her düşü
    duyduklarım kulaklarımı kanatır bazen
    gördüklerimi sen düşün
    alınların teriyim
    akılların kiriyim
    eşitlik için atılmış adımların biriyim
    şiddet gören bütün sessiz kadınların diliyim
    derviş değil abayım
    pamuk tarlasında çabayım
    şehrin ağazı bilmem belki kabayım
    ama yalan söz demem bırakın öyle kalayım
    bu gece kırsalım
    bu gece üç kuruşla çocuk okutan emekçi bi babayım
    gök kaybetmiş şevkini
    uyan
    aşalım adi engini
    kim dengimiz?
    biz güzel şeylere inanıyorsak zenginiz
    boşver
    önemli olan tek şey sevgimiz
    gönlümüz bir olsun da varsın farklı olsun rengimiz
    bu gece dağıyım hakkarinin
    bu gece şemdinli loşuyum
    bu gece bardaklarının hüzün kokan temkinli boşuyum
    hatta donuyorum, buz hava
    sevgindir gocuğum
    bu gece sokaktayım
    evsiz bir çocuğum
    yaralar aynılar dayanmaz gönlün
    bilirim acı yalanlar gördün
    uyan! yüzüne kaç kere sustun?
    dört yanına duvarlar ördün
    ışık yok aranmaz ömrün
    gömdüm üstüne toprak örttüm
    bu gece kaç kere öldün?
    ölümü hayal eder bazen
    dar bi anda tatlı gelir intihar
    ailen bi yanda
    boş verirsin
    çekilir zayiatlar
    boyna halat
    ya şah olur ya mat insan
    ya kış olur arar insaf
    yazın güzün araf
    ya karaf ol ya şarap
    elinde sadece siyah kalem
    ama gök kuşağı yarat
    tabii olmaz
    tavında demlenirsin
    gün gelir en sevmediğin yanında beslenirsin
    sevmediğin bi yerde eşek yükü borca girer
    aslında sevmediğin biriyle evlenirsin
    yanarsın güneş kararsın
    kalınca kararsız paran çıkışmaz aklın yarım ararsın
    hayallerin büyük hayatların küçük
    üzgünüm düşündüklerin değil yaptıkların kadarsın
    hazmedersin
    arabalardan ve siyasetten bahsedip büyüdüm zannedersin
    omzunda borçlar ruhunu kaybedersin
    yenilecek tarafım var mı?
    bıkarsın
    küllerin deşmesinden
    bir kart gelmemesinden gülmenin destesinden
    hiçbir şey değişmeden günlerin geçmesinden
    ne düşüneceğini insanların gündemiyle seçmesinden
    bir notasın
    harp bestesinden ölüm var bir anda yolun biter
    kalp sektesinden
    bırak affetmesinler
    duyulur gülümsesen de o ince kasvet sesinden
    yalnız kalmamak için
    yalak yamacıda yamarsın yamansın tam yere abarsın
    kuruşla kıt kanaat yaşarsın ama zam gelir amansız
    çocuğun hasta tanyeli ağarsın
    ne zormuş der
    yalnız kalınca yanındakini anarsın
    çevrende kimsenin gıkı çıkmaz
    mesai sonu birkaç sigara kısık ışıklar
    trafik sıkışık sık ışık var
    aynada donuk gözlerini sarar kırışıklar
    aynı hepiniz
    yasta teninizde yalvarış sesiniz
    kan ağlarken içiniz
    kötülüğe gülecek kadar hasta hepiniz
    sakla tafrayı kederi
    ebedi dertlerinizden sürekli kaçmayı denersiniz
    iyiliği çoktan unutmuş olsa da
    hep yardımsever gibi yapmayı seçersiniz
    üste palto ele tütün
    bi afyon bi hüzün
    yanımda anıların hicaz ton büyüsü
    bir bütün sokakların ışığıyla tiyatrom
    yürürüm geceye, gel
    önümü görmem için birkaç hece yeter
    yazarım -ölüm gibi- ekleyerek neşeye dert
    yüzümü çevirmeyi beceremem derde
    zaman ecel eker masalı
    paran olunca üzüldün, geçer hemen
    azalır deme neden, geberemem
    lafımı beni veremeden ölemem denemeden
    dondururum yağacak karı
    rahatsız ederim o neofaşist yavşakları
    gene keder, yaz her şeyi parmaklarım
    çünkü birileri anlatmalı
    karanlık daha huzurlu yanımda yas
    geleceğim kurgu, şark buydu
    carnivore kabileler talan için bağ vurdu
    zirveye vardım sanıp yeni bi dağ buldum
    hep yürüdüm
    saçımda kar durdu
    düşündükçe itaati isyanla bağ kurdum
    fakirler hep suçlu, konuşanlar hain
    saraylarda yaşayanlar mağdurdu
    gözlerimiz yağmurlu mağrurlar arsız amansızca harp sundu
    belki suçlu olan birileri vardı
    ama babasız kalan çocukların hepsi masumdu
    yürüdüm sokakları
    sorundu günüm gecem
    beynimle anlaşamadı olumlu düşünceler
    yorulur üşür beden yol hep uçurum
    düşmek var yine de sonunu düşünmeden
    yanlışlara gidiyorum
    önümde kar
    yolum acı ama yürüyorum bile bile
    elimdeki kanı görüyorum
    kaderin ağı bağlıyo gecelerin elemine
    yolun sonu kayıp
    hallac-ı mansur gibi ruhuma konuk olur tanrı
    olur sonu yangın
    oluk oluk solur koru karnım
    onur dolu tavrım ama soluk soluğaydım
    oyun onun yolundaydı
    anladım ki koyun korur halkı
    eşitlik adalet soyut konulardı
    bütün öğretilen fikirler hep okul zorunaydı
    oyun boşunaydı
    dağlara doruk olup aydım
    acı yar oldu ne yaparsın boyu boyumaydı
    dedi yürü yolu onur sonu haykır!
    o gece yoğun dolunaydı
    dedi yürü tanrı sonu yakın koyul yolun ay'dı.
    bi yere vardım cennet mi cehennem mi
    meleklerle şeytanlar koyun koyunaydı
    erken kalk tanrından al izini
    sahip olmadıklarınla doldur valizini
    sonra fayda etmez harbe tekbir
    al alır semayı sela bir olur kan ve tekdir
    ayakta uyu yayılır kalbe dek kir
    çocuklar ölüyorken vicdanın rahatsa
    bir sorun var demektir
    bu yazgı değişmeyecek
    anladığımda çok geçti
    bugün
    yarın
    bir hayat geçti
    gömdüm
    inanılacak bir yalan seçtim
    eğip başımı gezdim taşını
    toprağı gördüm sanırım sevdim yarışı
    kendini devir getir ruha devrim barışı
    durdur zamanı günleri mevsim sanışım
    önünde tonla inanç bilmeden tep yarını
    kaybet şehirde sessiz yanını
    yaz çığlıkları boğmalısın sığlıklarını çek kahırı
    mutsuzluğun ekgib tanımı
    yol taşlı karanlık haneye dolup taştı
    büyümeyi beklerken çocuklaştın
    geç serden kar kış dolu aynen
    hep şikayetçi soğukta terlemekten
    cambaz olmak gerekmiş zayıfı ezmek erdem
    yürüme bu ipte alçakça ve fazla yüksekte yerden
    olma razı nur geçsin yağsın
    salakça yalanları yakalarsın yanar ağzın
    bir o yana bir bu yana dönmekten bıkarsın
    dönecek üçüncü bir yan ararsın
    yok, gömdüm.
    Tümünü Göster
    ···
  3. 3.
    0
    ve yastığımla sevişmek üzere aranızdan ayrıldım.
    ···
  4. 4.
    0
    ve yastığımla sevişmek üzere aranızdan ayrıldım.
    ···
  5. 5.
    0
    ve yastığımla sevişmek üzere aranızdan ayrıldım.
    ···
  6. 6.
    0
    ve yastığımla sevişmek üzere aranızdan ayrıldım.
    ···
  7. 7.
    0
    ve yastığımla sevişmek üzere aranızdan ayrıldım.
    ···
  8. 8.
    0
    ve yastığımla sevişmek üzere aranızdan ayrıldım.
    ···
  9. 9.
    0
    ve yastığımla sevişmek üzere aranızdan ayrıldım.
    ···
  10. 10.
    0
    ve yastığımla sevişmek üzere aranızdan ayrıldım.
    ···
  11. 11.
    0
    ve yastığımla sevişmek üzere aranızdan ayrıldım.
    ···
  12. 12.
    0
    http://say.expressivo.com/Mj49tfi3
    ···
  13. 13.
    0
    http://say.expressivo.com/Mj49tfi3
    ···
  14. 14.
    0
    ve yastığımla sevişmek üzere aranızdan ayrıldım.
    ···
  15. 15.
    0
    Kendim
    ···
  16. 16.
    0
    ve yastığımla sevişmek üzere aranızdan ayrıldım.
    ···
  17. 17.
    0
    gidicem gidemiyorum anasını gibtiğimin sözlüğü
    ···
  18. 18.
    0
    bikere yaz lan xD
    ···
  19. 19.
    +1
    ve yastığımla sevişmek üzere aranızdan ayrıldım.
    ···
  20. 20.
    +1
    ve yastığımla sevişmek üzere aranızdan ayrıldım.
    ···