/i/Siyaset

Saygı Çerçevesinde Özgür Siyaset Platformu
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +49 -52
    Bugünün Türkiye'sinde milliyetçi teşkilatlanmaları genel olarak üçe ayırabiliriz:
    1) Ülkücüler (Ülkü Ocakları,MHP)
    2) Alperenciler (Alperen Ocakları,BBP)
    3) Türkçüler-Turancıları (Genç Atsızlar)
    Aslında baktığımız zaman milliyetçilik, temelden sakat ve tutarsız bir ideolojidir.
    Çünkü milliyetçilikte bir ulus içerisindeki uzlaşmaz çelişkiler görmezden gelinir. Tüm bu oluşumların baz aldığı Türk milliyetçiliği ideolojisi "ilerici" miladını çoktan doldurmuştur.
    Ülkücüler, teorik ve pratik lider olarak Alparslan Türkeş'i benimsemektedirler;kendi ideolojileri dokuz ışık ve Türk-islam sentezi şeklinde formüle edilmiştir. Bu ideoloji, feodal çağ ile modern dünya arasında sıkışıp kalmış, ümmetçiliğin elinde kıvranan çarpık bir ulusçuluk düşüncesinin somuta dökülmüş halidir. Günümüzde ülkücüleri,hem Osmanlı bayrağı hem de Mustafa Kemal bayrağı taşırken görebilirsiniz. Bu da elbette ki tarihin paradoksudur. Ülkücüler, günümüz otoritesine yanaşmışlardır. Bugün ise çelişkili düşüncelerinden biri olan Osmanlıcılık duyguları kabarmaktadır. Ülkücüleri, ağır bastıkları çevre gereği gerici olarak adlandırabiliriz. Ülkücüler, Türkiye siyasi tarihi boyunca Amerikan Yankee'leri tarafından beslenmiş ve silahlarla donatılmıştır. Zaten Türkeş,AB-D emperyalistlerinin biricik hizmetkarıdır. ilerleyen bölümlerde onu da inceleyeceğiz.
    Alperenciler de Türk milliyetçiliği ve islamcılığı bir araya getirmiş çarpık bir fikir haritasına sahiptir. Bugün ülkemizin içinde bulunduğu "laiklik düşmanlığı" ortamından istifade ederek kendi ortaçağcı düşüncelerini tırmandırmaktadırlar. Onları da tarihsel çerçevede gerici olarak adlandırabiliriz.
    Türkçüler ise bu iki fraksiyona karşı daha tutarlıdır. En azından feodal dönemle, modern kapitalizm arasındaki farkı kavrayabilmektedirler. Kendilerini "laik milliyetçiler" olarak da adlandırırlar. Bu görüşlerinde sadece ulusçuluk vardır. Yani paradoksal bir durum söz konusu değildir. Fakat bu hareket şoven ve ırkçı bir tutum sergilemektedir. Halk içinde hitap edebildikleri kitleye "moskof ve komünizm düşmanlığı"nı aşılamaya çalışmaktadırlar. 👇🏻
    Bu hareket doğrudan emperyalizm tarafından beslenmese de,teorik ve pratik önder olarak kabul ettikleri Nihal Atsız,AB-D emperyalizmini ülkemize ilk alan Şükrü Saraçoğlu'na (bir demecinde "Biz Türk'üz ve Türkçü'yüz." demesinden dolayı) övgüler yağdırdığı ve bol bol gururunu okşadığı bir mektup yollamıştır. 
    Türkçüler,bu düzendeki sorunların "milliyetçi bir otorite" kurulmasıyla çözülebileceği gibi kafasız başların ürünü bir çözümü savunmaktadırlar. Diğer milliyetçi fraksiyonlar gibi bir ulus içerisindeki farklı sınıfların ve çelişkilerinin olduğu gerçeğini görmek istemezler. Türkçüleri tutucu olarak adlandırabiliriz.
    Türkçü arkadaşlarla Mustafa Kemal'in Turancı olup olmadığı yönünde birçok tartışma yaşadık. isterseniz Mustafa Kemal'in sözleriyle onlara cevap verelim:
    "Yeni Türkiye’nin izleyeceği siyaset belirsiz ve keyfî olamaz Bizim siyasetimiz kesinlikle milletin yetenek ve gereksinimiyle uyumlu olacaktır Bizim için ne islâm birliği, ne Turanizm mantıkî bir siyaset yolu olamaz. Artık yeni Türkiye’nin devlet siyaseti millî sınırları içinde, egemenliğine dayanarak bağımsız yaşamaktır Hareket kuralımız budur."
    1923 (Gazi ve inkılâp, Mahmut Soydan, Milliyet gazetesi, 7. 12. 1929)
    "Ne islam birliği ne de Türk Birliği bizim için bir doktrin veya mantıklı bir politika meydana getirebilir Bundan böyle yeni Türkiye’nin hükümet politikası kendi millî sınırlan içerisinde Türkiye’nin kendi öz egemenliğine dayanma ve bağımsız yaşamadan meydana gelmektedir." (1921,Eskişehir Konuşması)
    "Bütün Müslümanların Türk hakimiyeti altında birleşmesi anldıbına geldiği sürece Pan-islamizm tüm Türklerin Türk hakimiyeti altında birleştirilmesi anldıbına geldiği sürece Pan-Turanizm ingiltere emperyalistlerinin milletimize dayatmış olduğu korkulurlardır.
    Dahası Misak-ı Milli'miz bu konuda yeterince açıktır."
    (Unkown Turks, Mustafa Kemal ile Public Ledger Röportajı, Clarence K. Streit,1920)
    “Bugün Sovyet Rusya dostumuzdur, komşumuzdur, müttefikimizdir. Devlet olarak bu dostluğa ihtiyacımız var. Fakat yarın ne olacağını kimse kestiremez. Tıpkı Osmanlı imparatorluğu gibi, tıpkı Avusturya-Macaristan imparatorluğu gibi parçalanabilir. Bugün elinde sımsıkı tuttuğu milletler, avuçlarından sıyrılabilirler. Dünya yeni bir dengeye ulaşabilir. işte o zaman Türkiye ne yapacağını bilmelidir. Bizim bu dostumuzun yönetiminde, dil bir, inanç bir, öz bir kardeşlerimiz vardır. Onları arkalamaya hazır olmalıyız. Hazır olmak, yalnız o günü susup beklemek değildir. Hazırlanmak lazımdır. Milletler buna nasıl hazırlanırlar? Manevi köprülerini sağlam tutarak. Dil bir köprüdür, inanç bir köprüdür, tarih bir köprüdür. Bugün biz bu toplumlardan dil bakımından, gelenek görenek, tarih bakımından ayrılmış, çok uzağa düşmüşüz. Bizim bulunduğumuz yer mi doğru, onlarınki mi? Bunun hesabını yapmakta fayda yoktur. Onların bize yaklaşmasını bekleyemeyiz. Bizim onlara yaklaşmamız gerekli. Tarih bağı kurmamız lazım, folklor bağı kurmamız lazım, dil bağı kurmamız lazım. Bunları kim yapacak? Elbette biz. Nasıl yapacağız? işte görüyorsunuz dil encümenleri, tarih encümenleri kuruluyor. Dilimizi onun diline yaklaştırmaya, tarihimizi ortak payda haline getirmeye çalışıyoruz. Böylece birbirimizi daha kolay anlar hale geleceğiz. Bir sevgi parlayacak aramızda. Tıpkı bir vücut gibi. Kederde ve mutlulukta birbirimizi duyacağız ve arayacağız. Ortak bir dil amaçladığımız gibi ortak bir tarih öğretimimiz olması gerekli."
    Yani Mustafa Kemal, Türk ulusunun birliğini, halklarının birliğini savunuyor. Fakat şimdiki finans-kapitalist Turancılarınkinden çok farklı biçimde savunuyor.
    En önemlisi M. Kemal, Sovyetler'e karşı gelişen Pan-Türkist ve Pan-islamist hareketlere sonuna kadar karşı, ingiliz emperyalistlerinin dayattığı birkaç safsata olduğundan bahsediyor. Türk Sosyalist Cumhuriyetleri'nin birliğine ve toprak bütünlüğüne saygı duyuyor. işte biz de bu ideali,bu şekilde zaten savunmaktayız.

    Alıntıdır.
    Tümünü Göster
    ···