1. 104.
    0
    @1 panpa alak ın anldıbını yıllarca mısırda kalıp arağça öğrenen bir yabancı profösör askı olarak açıklamıştı diye hatırlıyorumb. benim bildiğim alak plasentayı kastediyor.
    ···
  2. 103.
    0
    adamsın lan şuku
    ···
  3. 102.
    0
    @8 alak aşılanmış yumurta demek
    ···
  4. 101.
    0
    bir şeyde yanıldığınızı neden kabul edemiyorsunuz müslüman arkadaşlar çok merak ediyorum. tabii başka taraflarında yanıldığı noktalar vardır ama onlar güvendiklere şeye kutsal demiyorlar sizin gibi aradaki fark bu heralde.
    ···
  5. 100.
    0
    ne zaman böyle başlıklar açılsa ateistler gibiyo bıkmadınız mı amk
    ···
  6. 99.
    0
    Reserved
    ···
  7. 98.
    0
    @99 kardeş sıkışınca yine konu değiştirmişsin.
    hani kuran günümüz biliminin söylediklerini 1400 yıl önceden bildiriyordu, bu da kuranın ilahi olduğunun kanıtıydı hani?

    atom modellerinin uzun yıllar boyunca sürdürülen insani çalışmalar sonucu elde edildiğini söylemen ne işe yarıyor? bunu burdaki herkes biliyor? yoksa bu da mı kuranda yazıyordu?

    istatistiksel rastlantısallık da dahil her türlü konuyu sonuna kadar konuşuruz ancak sen her sıkıştığın konuda başka konuya atlayıp şark kurnazlığı yapacaksan senle işimiz var.

    sahi; diyelim ki başkalarını kurnazlıkla kandırdın, kendi kendini kandırmayı nasıl becerebiliyorsun?
    dini konularda kanıtsız kalınca insanları kandırmaya yönelik taktikler kullanman canını sıkmıyor mu?
    ···
  8. 97.
    0
    bir de bu var. fosforlu kedi gözü suresi...
    manası çok derin

    "arkadaşlar, hepinize iyi akşamlar. saatlerdir belki, burada bekliyorsunuz. az önce görüşmelerr olmaktaydı.

    sesim duyuluyor mu? dublörümü çağırmadım kusura bakmayın [gülüşmeler]

    ben, ee yaklaşık iki haftadır, herkes gibi, evinde oturanlar olsun, gezi parkında olanlar olsun, herkes gibi, çok üzgünüm. maalesef türkiyemiz bunu haketmiyor demekten başka bir şey söyleyemiyorum (hmm). sanırım bize nazar değdi (hağ). biz, dinlemeyi, sanırım, az önce hasan beyi dinlerken yeniden idrak ettim, dinleyen bir toplum olmamız gerekiyor. aynı dili kullanmamız gerekiyor. tabii ki kuşaklar arasındaki dil farklılıkları olmakta. biz teknoloji çağında yaşıyoruz şu anda (belgesel teğet). geçmişimizde, ben bu kadar kamerayı hatırlamıyorum. twitterımız var, ne güzel teknolojilerimiz var (teknoloji oley). imkanlarımız var. bunun, dolayısıyla bize bilgi aktarımı oldu. bilgiler, geliyor (durduramıyoruz?). ama, bilgi kirliliği, dezenformasyonlarımız da var (ne güzel dezenformasyonlarımız var). bizim, iletişim ekgibliğimiz var. iletişimimizdeki kopukluğu, ancak birbirimize tahammülümüzle giderebileceğimizi düşünüyorum. ben, bu konularda hassasiyetimi, düşüncelerimi, fikirlerimi, hissettiklerimi sayın başbakanımla paylaşmak, ona aktarmak istedim (aslan). aslında, ee, ben suskunluğumu koruyan, yaklaşık on gün süresince, suskunluğumu korudum. olanları izlemek istedim, gözlemlemek istedim. fevri çıkışlar da yapabilirdim elbette ki (we got a badass over here). ama, neler olduğunu bilmek için, bekledim (aro). o günden bu güne, çok güzel gelişmeler oldu, sorularımın cevaplarını ancak bugün alabildim. o dönemde, benim gezi parkına gittiğime dair bir haber yayınlandı. bunu ben, sizler gibi, habersizce okudum gazeteden. ben bunu yapmadım, dolayısıyla oradaki arkadaşlarım bunu yap beni taraf etmeye çalışması, hiç hoşuma gitmedi. bu bir mahalle baskısı gibi geldi (güncel terimlerim vardır). medyanın yapmaya çalıştığı buydu. o baskıdan, ee, esiri olmak istemedim. bu insanları zoraki taraf olmaya itmemeli bence. ve şu andaki düştüğümüz durum da, maalesef bütün dünya gözünde, üzücü. hepimizi için çok üzücü (öyle gerçekten). çünkü, türkiye bunu haketmiyor. beni yurtdışından bir çok dostum arkadaşım aradı. bunlar, yabancı olanlar da var içinde. neler oluyor türkiyede, dedim, burdan sizin vesilenizde ile onlara cevap vermiş olayım.

    türkiye emin. türk milleti emin. ve emin olmaya devam edecek, bize güveninizi asla azaltmayın (burada erdoğanın ruhu şaşmazın bedenini işgal etmiş olabilir, iyelik kayması var). biz, demorohti demokratik söylemlerimizi, özgürlük söylemlerimizi, sadece söylemlerimizde değil, keşke görselde de dünyaya verebilsek. maalesef dünya böyle görmüyor arkadaşlar. keşke öyle görünebilsek. elbette ki bizim demokratik hakkımız, elbette ki güzel şeyler olsun istiyoruz (hala iyelik kayması). inşallah olur da. bu, yakınlaşmalar, uzlaşım, bulunan orta dil, bizim akademisyenlere, sosyologlara (oley), bilim adamlarına, düşünce adamlarına ihtiyacımız var ki, bize bugünü anlatabilsinler. bugün noldu, geceden gündüze, pardon geceden gündüze değil de, bugünden yarına değil de, çok acil olarak değil, ama, ee, çabuk çabuk yapılması gerekiyor (hm?), acil değil ama çabuk çabuk yapılması gerekiyor (burada kendiyle dalga geçmiyor). bizlere sunulması gerekiyor, çünkü onlar bizim tabirle, ee, biz, bu gece karanlığındaki kedi gözleri gibi onları izlememiz gerekiyor. ama o gözler de ancak bizim ışığımızla görünebilen bir şey (daha iyelik kayması). o gördüklerimiz de, fosforlu olan o kedi gözleri bize yol gösteric (yes, fosforlu kedi gözüyüm). yani bizim bu sosyologlarımız, toplumsal araştırma yapan insanlar, bize bu yolu gösterirlerse biz de, ee, ışık yani o da benim algıladığım, benim düşüncem, ışık da bizim doğru anlayışımız olsa gerek (diye cümle bitti). yalnız sosyolog ve akademisyen büyüklerimizden, yol göstericilerimizden tek isteyebileceğim, tarafsız olmaları. çünkü bizim çok ihtiyacımız var. bu milletin çok ihtiyacı var. inanıyorum ki, biz de doğru anlamaya, doğru dinlemeye başlayacağız, ve hiçbir zaman bize gösterilen o doğru yoldan, aydınlanmış olan yoldan, o bütün, tarafsız sosyologlarımızın bize göstermiş olduğu bu yolda (yahu bak) ilerlemeye devam edeceğiz. inşallah biz sağlam bir yere varacağız, o hedefimizi de onlar belirleyecekler (ya bi dakka), hep beraber belirleyeceğiz. benim söyleyeceklerim, birbirimizi allah için sevelim (sevelim de, sosyolog öyle bişey değil). hiçbişey bulamadıysak birbirimizi (terbiyesiz) bütün için sevelim. tahammül denilen şey bu, yani, ona yüklediğimiz şey çok farklı yolda gelirken ben okudum, sabır kelimesi çok güzel (konudan konuya), ama tahammülde bir yük taşıma durumu var, bunu rızayla taşıyorsunuz, bu rıza da (sonra başka konuya), üstüne, ee, sizin beğenmediğiniz sevmediğiniz bir şeyi de yine kendi ist kendi çıkarınız için, taşımak, işte buna tahammül deniyor inşallah, hepimize allah tahammül versin, tahammülümüzü artırsın. bana göre bu ülkeye nazar değmiştir (sonra en başa). dua okuyalım (ok). inşallah bu üzerimizden gitsin. çünkü hiç kimse istemez, bu ülkenin, kötü duruma düşmesini çünkü bu gemide hepimiz varız (iyi de zaten). batarsak hepimiz batarız. güzel şeyler olmakta (evet de), inşallah bunlar da geçecek arkadaşlar diyelim (dert başka bizde)"
    Tümünü Göster
    ···
  9. 96.
    0
    sanki muhafazid dayıoğlun aq
    ···
  10. 95.
    0
    dur gitmeden son dakika @94 e iki kelam yazim madem..

    dalton, thomson, rutherford, bohr.. bilim adamlarının yıllar boyunca atomu değişik büyüteçler ve deneysel çalışmalarla inceleyip farkettiği modellemeler..
    hatta sonra bilgisayar ortamında 3 boyutlu olarak çizdiler falan..

    sana bi soru sorcam.

    sence atomlar.. telaffuz dahi edilemeyecek kadar atom..
    dalton, thomson, rutherford, bohr vesair.. modelleriyle herbiri birbirinden kusursuz diziliş ve modellemelerle nasıl oluştu?

    hangi tesadüf ya da hangi rastlantı atomları bu kadar kusursuz ve ancak ikibinli yıllarda bilim adamlarının bilgisayarlarla çizebildiği modellerle oluşturabildi ?
    ···
  11. 94.
    0
    "Çok iyi de oldu çok güzel iyi oldu taam mı? Şimdi meselam türban olayını çog garıştırdılar.Ha aralarında bi farg galdı o farglan çog güzel oldu... Meselam hergesin hayatına gimse garışamaz,ha nasıl garışamaz? Ben bu şakkıl geyinirim,bu bayan şu şakkıl geyinir,şu şakkıl geyinir!!! Ha heçkimse kimseye garışmaya bi haggı yog, özgürlüğ bidir... Ha; başörtü kurban olduğum yaresullahtan gelebilir amma lakin ki öyle değildir... eğn yorumlamam bu gadar hadi hayırlı işler... "
    türban suresi-13

    bir de buna kafa patlat bakalım.
    ···
  12. 93.
    +1
    ---varan 2---

    ---genç müslümanlar rahatsız---

    modern bilimin keşiflerini, 1400 yıl öncesinden haber verdiği ve mucizelerle dolu olduğu iddiasıyla yüceltilen 7. yüzyıl çöl bedevisi eseri kuran-ı kerim in falsolarına bakalım.

    1) "... denize bir borudan akar gibi karışan tatlı suyun özellikleri daha da ilginç ve harikadır. çünkü suda hayret edilecek özellikler vardır. kendisi daha ağır olan deniz suyu, kendisinden daha hafif olan tatlı suyu üzerinde taşır. dolayısıyla tatlı su, deniz suyundan hafif olduğu için deniz suyuna karışmaz ve denizin üzerinde yüzer."
    caius plinius caecillus secundus, naturalis historia (doğa tarihi) ıı, cvı 224, 1. yüzyıl. (islampencereleri adlı web sitesinden alıntıdır).

    2) "birinin suyu tatlı ve susuzluğu giderici, diğerininki tuzlu ve acı iki denizi salıveren ve aralarına bir engel, aşılmaz bir sınır koyan o'dur."
    kuran-ı kerim, furkan suresi 53. ayet , 7. yüzyıl.

    "iki denizi birbirine kavuşmak üzere salıvermiştir. / aralarında bir engel vardır, birbirine geçip karışmazlar. / ikisinden de inci ve mercan çıkar."
    kuran-ı kerim, rahman suresi 19, 20 ve 22. ayet, 7. yüzyıl.

    3) "hey dostum burada atlas okyanusu ve akdeniz birbirine karışmıyor, la ilahe illallah muhafazidün rasulüllah."
    kaptan cousteau, cebelitarık boğazı, 20. yüzyıl.

    kuran-ı kerim, dönemin inançlarının, sami gelenek ve göreneklerinin, adetlerinin yanında 7. yüzyıla ulaşmış bazı bilgilerin de derlendiği bir kitaptır. derlemesini yapan da hz muhafazid ve arkadaşlarıdır, ki ayetleri oluştururken dünyadan bihaber çöl bedevilerini etkilemek için -daha önce çeşitli kaynaklarda geçen- bazı bilgileri tanrı sözü gibi dayatmaları ve "karışmayan sular, aralarında engel olan denizler, derya üstünde giden gemiler" gibi ilgi çekici konulardan bahis açmaları da elbet boşuna değildir. kuran-ı kerim'e göre -güya- tatlı ve tuzlu su ile denizler birbirine karışmaz çünkü aralarında aşılmaz bir sınır vardır. halbuki cebelitarık boğazı'nda akdeniz ile atlas okyanusu karşılaşır ve akıntılar ile nihayetinde karışırlar. cebelitarık boğazı aracılığı ile atlas okyanusu yüzeyden, akdeniz de dipten olmak üzere diğerine geçer ve mutlak birbirlerine karışırlar, ki ikisinin de suyu tuzludur. yine aynı şekilde denize dökülen ırmaklar da mutlak surette tuzlu suya karışırlar.

    "tatlı su ile tuzlu suyun karışmadığı, aralarında aşılmaz bir engel olduğu" gibi bir bilgi de tamamen yanlıştır. tatlı ve tuzlu su yavaş yavaş eninde sonunda birbirine karışır, aralarında aşılmaz bir sınır yoktur, ki delta ağızlarında bu karışıma da tanık olabilirsiniz. bu eski ve yanlış bilginin, kur'an'dan yaklaşık 550 yıl önce caius plinius caecillus secundus'un, naturalis historia adlı eserinde daha 1. yüzyılda yer aldığını görüyoruz. romalıların bu yanlış bilgiyi denizcilerden almış olması muhtemeldir, ki bunda şaşılacak bir durum yoktur. insan yanılabilir. ancak aynı yanlış bilginin allah tarafından gönderildiği iddia edilen kutsal bir kitapta, kuran-ı kerim'de de geçmesi pek anlaşılır gibi değildir.

    dikkat çeken bir diğer ayrıntı ise ayette bahsedilen denizlerden "birinin suyu tatlı ve susuzluğu giderici, diğerininki tuzlu ve acı" olduğu ve bu iki denizden de "inci ve mercan çıktığıdır." benim bildiğim kadarıyla suyu tatlı olan ve içildiğinde susuzluğu giderebilen bir denizin mevcut olmadığıdır. herhalde suyunu içebileceğimiz en güzel deniz, henüz yaratılmamış olandır. ilaveten inci ve mercan da tuzlu suda yaşar, tatlı suda yaşamaz. buradan hareketle bu ayetlerin cebelitarık boğazı'ndaki kaptan kusto keşfiyle bir alakasının olmadığını da söyleyebiliriz.

    ayetlerde geçen "birinin suyu tatlı ve susuzluğu giderici, diğerininki tuzlu ve acı iki deniz" ifadesinden benim anladığım bunların ikisinin de deniz olmadığı, en azından birinin ırmak, nehir ve sair olduğudur. o zaman da bu nehirden nasıl olup da inci ve mercan çıkarıldığı gündeme gelir, ki nerden baksan çelişki; tutarsızlık; abuk subukluk!

    bu gerçek bile tek başına kuran-ı kerim'in insan sözü olduğunun, tanrısal bir yönünün bulunmadığına dair çok açık bir kanıttır. tabii ki de aklını bilimin nur ışığında kullananlara, yüreği mühürlenmemiş olanlara!

    `kaptan cousteau'ya gelince, ünlü deniz bilimcimiz cebelitarık boğazı'nda dip akıntılarını incelemiştir. bu akıntıları gözlemlemiştir, ki birbiriyle karşılaşan ve hemen o an karışmayan iki akıntıyı keşfetmiştir. sonrasında ise müslüman da olmamıştır. lakin kendini "ancak hristiyan bilginlerin müslüman, müslüman cahillerin ise hristiyan olduğu" türü dinci yalanlarından da kurtaramamıştır.
    Tümünü Göster
    ···
  13. 92.
    -1
    şimdi farkettim. bütün yazdığım entariler defalarca eksilenmiş..

    hem üzüldüm hem sevindim.
    üzüldüm çünkü yazdıklarım rahatsız ettiği halde saldırmaya devam ediyorsunuz.
    sevindim çünkü yazdıklarım bir ateisti rahatsız etmiş.

    tek dileğim içinizden en azından birinizin "lan acaba bu şakirt doğru mu söylüyor" şüphesini hissetmiş olmasıdır.

    sabah 6 da kalkıp işe gitcem.

    bu günlük dersimiz burada bitiyor.

    güneşin hareketleri
    kuranda atomdan bahsedilişi
    kuranda insanın nasıl oluştuğu ve nasıl doğduğunu anlatan ayetler
    kuranda uzay

    bunları bi güzel okuyun haftaya hepinizi sınav yapcam..
    ···
  14. 91.
    0
    @91 her soruya kurandan örnek veriyosun bilim kitabı değil biliyorum diyosun.
    1975'te de bir arap dunyua duzdur yuvarlak olduğunu soyleyen dinden çıkar bilmemne demişti.
    ataomun yapısı kuran dan öğrenilmez.
    geçen cubbeli de öıktı muhteşem bir bilim adamı ya salak saçma açıklmalarda bulundu.buna ne diycen ?

    http://alkislarlayasiyoru...ca-kafirlerin-hepsi-cahil
    şu soruma cevap ver samimi olduğuna inancam
    kadının başını kapatması farz mıdır farzsa niye farzdır neye dayanarak farzdır
    ···
  15. 90.
    0
    Ne göklerde, ne yerde zerre ağırlığınca bir şey O'ndan (Allah'tan) gizli kalmaz. Bundan daha küçüğü de, daha büyüğü de, istisnasız olarak hepsi muhakkak apaçık bir kitaptadır.
    34-Sebe Suresi 3

    burdan maddenin yapı taşının atom olduğu anlamı çıkıyor mu?
    çıkıyorsa hangi atom modeli kullanılmış: dalton, thomson, rutherford, bohr???

    günümüzde bilimle elde ettiğimiz bilgileri güya kuran da veriyor kanısındasın. bunu da kuranın ilahi olduğuna kanıt olarak gösteriyorsun.

    halbuki bir lise öğretmeni olsan ve öğrencilerinden atomu anlatmasını istesen onlar da bu ayeti yazsa hepsine sıfır verirsin.
    ne hikmetse konu kuran olunca not vermede çok cömert oluyorsun.

    kabul et objektif değilsin.
    ···
  16. 89.
    +1
    @85 haplı mısın amk?

    demişsin ki:"Gün gelir, yeryüzü başka bir yere, gökler de başka göklere çevrilir" yazan ayeti bul.

    işte kurandaki tüm ifadeler aynen böyle, muğlak, belirsiz, yoruma çok açık. aslında hiçbir şey anlatmıyor. bir derde deva olmuyor. tıpkı konu hakkında hiçbir şey bilmeyen birinin lafı gevelemesi gibi. sen de çıkıp utanmadan böyle ifadelere hayran kalıyorsun.
    böyle ifadeler yazmak işin kolayı, eğer ilahi bir yazı olmasına kanıt vereceksen net ifadelerle gelmelisin.

    konuyla ilgili güzel bir söz: bir önerme ne kadar yoruma açıksa o kadar az şey anlatıyordur.
    çok şey anlatan kutsal kitap istiyoruz.
    ···
  17. 88.
    -1
    hepsi doğru, lakin kuranın dogmatikk bir kitap olmadıgını ve sorgulamadan kabul etmeyi göze alırsan *
    ···
  18. 87.
    -1
    @88 kuran bir bilim kitabı değil. bilimsel soruya da kurandan cevap bulmak gerekmez.
    vatandaş "güneşin yörüngesi ve hareketleriyle ilgili bilgiyi nereden aldığımızı" sormuş. "e kurandaaan" demedim adres gösterdim "hubble teleskobu"..

    senin dediğin olsun kurandan cevap da vereyim madem..

    atomun yapısı mı dedin?

    Ne göklerde, ne yerde zerre ağırlığınca bir şey O'ndan (Allah'tan) gizli kalmaz. Bundan daha küçüğü de, daha büyüğü de, istisnasız olarak hepsi muhakkak apaçık bir kitaptadır.
    34-Sebe Suresi 3

    "zerre ağırlığınca bir şey O'ndan (Allah'tan) gizli kalmaz. Bundan daha küçüğü de, daha büyüğü de"

    bi de uzay yörünge falan mı demiştik?

    "o yollara, yıldızların dolaştığı yörüngelere sahip göğe andolsun ki... "
    ZÂRiYÂT - 7
    ···
  19. 86.
    -1
    @89 sen sadece ileri sürüyosun ben sana delilleriyle birlikte entry gönderiyorum. ssense şöyle olmuş böyle olmuş o yuzden dikkate almıyorum demekle geçiştiriyorsun. karşındakinin zekasını aşağılamakla bir yere varamazsın.
    ···
  20. 85.
    +1 -1
    @82 güzel arkadaşım ben @73 ü dikkate almıyorum. sen de başka bi meta bul. çünkü o yazmaların iskoç bir arkeolog tarafından yazıldığı çok sonra ortaya çıktı. sonra o arkeolog evinde ölü bulundu falan.. dünyadan bi haber ateyizler çok komik oluyorlar..

    o bakımdan ,')
    ···