/i/Siyaset

Saygı Çerçevesinde Özgür Siyaset Platformu
  1. 1.
    -1
    Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla

    Furkan Medya Prodüksiyon Müessesesi sunar:

    Irak ve Şam’daki islam Devleti’nin Emiri

    Şeyh Mücahit Ebu Bekir El-Huseyni El-Kureyşi El-Bağdadi’nin (Allah onu korusun)

    “Irak ve Şam’da Bakiye”

    Başlıklı konuşması

    Hamd; yardımıyla islam’ı izzetli, karşı konulmaz gücüyle şirki zelil kılan, emriyle işleri idare eden, kâfirleri hilesiyle tuzağa çeken, adaletiyle günleri dönüşümlü (bir lehte bir aleyhte) kılan, lütfüyle güzel akibeti müttakiler için kılan Allah’a mahsustur. Salât ve selam, Allah’ın, islam’ın nurunu kılıcıyla yücelttiğine olsun.

    Ebu Bekir El-Bağdadi’den Irak ve Şam’daki islam Devleti’ndeki evlatlarına, Irak ve Şam’daki halkımıza ve Allah’u Teâlâ’nın kendilerini islam’la izzetli kıldığı sevgili ve değerli ümmetimize:

    Allah’ın selamı, bereketi ve rahmeti üzerinize olsun.

    Kan ve cesetlerle geçen on senede şunu iyice öğrendik: Bir zorluktan çıkmayalım ki Allah’u Teâlâ bizi mutlaka onun gibisi ya da daha şiddetlisiyle imtihan eder. Bu, Allah’u Teâlâ’nın mücahit kulları üzerindeki kanunudur. Allah’a hamdolsun ki zorluklara karşı gücümüz arttı. Gücümüz kırılmaksızın zorluklar kırılır oldu.

    Bizden önceki şeyhlerimiz bizi bir yol üzerine bıraktılar. Onlar ki içinden çıkılmaz meselelerde karar sahibiydiler. Maslahatları, birçokları fesat kaynağı olarak görürken bu maslahatlar onlara gerçeğiyle görüyordu. Bu nedenle onları (fesat kaynağı olarak görenleri) önemsemiyorlardı. Bu da Allah’u Teâlâ’nın kendilerine verdiği hidayetin hususiyetlerinden başka bir şeyden kaynaklanmıyordu. Zira Allah’u Teâlâ şöyle buyurmaktadır: “Bizim uğrumuzda cihad edenlere, şüphesiz yollarımızı gösteririz. Gerçekten Allah, ihsan edenlerle beraberdir.” (Ankebut Suresi, 69).

    Zorluklarla dolu günler geçmek üzere. Öyle ki eğer büyüklenenlerden değilse kabul etmeyen onaylar, itiraz eden kabul eder, kötüleyen tebrik eder olacak. Allah’a hamdolsun. (Cihaddan) geride kalanlar, heva ehli ve yüzüstü bırakanlar maslahatların hakikatini idrak etmekten aciz kaldı.

    Irak ve Şam’daki islam Devleti, atan bir damarımız, kırpan bir gözümüz olduğu sürece kalıcıdır. Onun üzerine bir pazarlık yapmayacağız. Zafer kazanana ya da onun uğrunda ölene kadar ondan taviz vermeyeceğiz. O devlet ki onu Şeyh Ebu Musab Ez-Zerkavi hazırladı, şeyhlerimiz Ebu Ömer El-Bağdadi ve Ebu Hamza El-Muhacir’in kanlarıyla karıştı. Allah’u Teâlâ’nın izni, muvaffak kılması ve lütfüyle; genişlediği bir toprak parçasından yok olmayacak ve büyümesinin ardından küçülmeyecek. Habis ellerin, hareketimizi kısıtlamak ve içinden çıkmamamız (diğer Müslüman ülkelerden azledilmemiz) için Müslüman ülkeler arasında çizdiği sınırları aşmış bulunmaktayız. Allah’u Teâlâ’nın izniyle bu sınırları ortadan kaldırmak için uğraşıyoruz. Sykes Picot komplosunun tabutuna en son çiviyi çakana kadar da bu mübarek ilerleyiş durmayacak.

    Şeyh Eymen Ez-Zevahiri’ye (Allah onu korusun) atfedilen mesaja gelince; bu mesaja çeşitli şer’i ve menheci eleştirilerimiz olacak. Bu fakir kul, Rabbinin kapsamlı emri ile Allah’u Teâlâ’nın emrine muhalif bir emir arasında seçim yapma arasında bırakıldı. Irak ve Şam’daki islam Devleti’nin muhacir ve ensardan oluşan şura meclisine istişareden, ardından da durumu şer’i heyete havale ettikten sonra Rabbimin emrini, mesajdaki Rabbimin emrine muhalif olan emre tercih ettim. Zira Allah’u Teâlâ şöyle buyuruyor: “Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın.” (Al-i imran Suresi, 103).

    Ebu Hureyre’den rivayet edilen bir hadiste Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmaktadır: “Allah, sizin 3 şeyi yapmanızdan razı olur, 3 şeyi yapmanızdan hoşlanmaz. O’na kulluk edip kendisine hiçbir şey ortak koşmamanızdan, hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılmanızdan ve dağılıp ayrılmamanızdan razı olur, dedikodu yapmanızdan, çok soru sormanızdan ve malı boşa harcamanızdan hoşlanmaz.” (Müslim Hadis No:1715).

    Ey Irak ve Şam’daki islam Devleti’nin aslanları harekete geçin ve müminlerin intikdıbını alın, kindar Rafızilerin, suçlu Nusayrilerin, şeytan partisinin, Necef, Kum ve Tahran’dan gelenlerin üzerlerine saldırın. Bize onların kanlarını ve cesetlerini gösterin. Onları parçalayın. Biz onları karşı karşıya gelindiğinde denedik. Öyle ki onlar korkakların tekidir. Sakın ola ki sizi aşıp da Müslüman bir kadına, bir çocuğa ya da önemli bir şeyhe ulaşmasınlar! Allah korusun böyle bir şey olursa vallahi nazarımda sizin bir mazeretiniz olmaz.

    Nefislerinizi gözden geçirin. Sakın ola ki kınamamın ve sitemimin kaynağı olmayın. Bedenlerinizi onların (Müslüman kadın, çocuk ve yaşlıların) bedenleri, kanlarınızı onların kanları, mallarınızı onların malları uğrunda harcayın.

    Sakın ola ki bir Müslüman kadının namusunun kirletildiği ya da bir çocuğun kanının akıtıldığı veya yaşlı birinin aşağılandığı bir günde mutlu olmayın! Tüm bunların ya da bir kısmının kapladığı bir hayatın nasıl da lezzeti olabilir? Gecenizle gündüzünüzü birleştirin. Gündüz kurşun, gecenin son üçte birinde ise ok (dua). Eğer bunlar birleşirse Allah’ın atması (“attığın zaman sen atmadın, ama Allah attı” Enfal Suresi, 17) gerçekleşir. Ümmetinize zaferin müjdelerini verin. Gevşeklik göstermeyin. Göklerin ve yerin anahtarları elinde bulunanın huzurunda çok dua edin ve yalvarın.

    Size gelince ey islam gençleri! Hicret, cihad, ribat toprağı olan mübarek Şam topraklarına hicret edin. Binasını yükseltmek için devletinize gelin. Haydi! Kollar sıvandı! Büyük savaşlar yaklaştı. Vallahi iki kutup var. Biri; içinde nifak olmayan iman, diğeri de içinde iman olmayan küfür kutbu.

    Rabbimiz, kendisine güç yetiremeyeceğimiz şeyi bize taşıtma. Bizi affet. Bizi bağışla. Bizi esirge, Sen bizim mevlamızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.

    Allah emrinde galiptir ancak insanların çoğu bunu bilmez. Âlemlerin rabbi Allah’a hamdolsun.
    ···