hastalikli mikrop

21. MiLLi EĞiTiM BAKANLIĞI ZiHiNSEL ÖZÜRLÜ ÇOCUKLARIN EĞiTiM UYGULAMALARI YÖNETMELiĞi

Milli Eğitim Bakanlığından:

Yayımlandığı Resmi Gazete Tarihi: 22/06/1992

Yayımlandığı Resmi Gazete No: 21262

BiRiNCi BÖLÜM : Genel Hükümler Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Amaç

Madde 1 - Bu Yönetmeliğin amacı; Milli Eğitim Bakanlığına bağlı, zihinsel özürlü çocuklara ait okul, özel sınıf, kaynaştırma, bireysel eğitim ve diğer özel eğitim uygulamalarının kuruluş ve işleyişleri ile ilgili esasları düzenlemektir.

Kapsam

Madde 2 - Bu Yönetmelik, Bakanlığa bağlı; zihinsel özürlü çocuklara ait resmi ve özel okul, özel sınıf ve özel eğitim uygulamalarına devam eden öğrencilerin, eğitimi, öğretimi ve yönetimi ile ilgili hükümleri kapsar.

Dayanak

Madde 3 - Bu Yönetmelik, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu ile 2916 sayılı Özel Eğitime Muhtaç Çocuklar Kanununa dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanımlar

Madde 4 - Bu Yönetmelikte geçen;

"Bakanlık", Milli Eğitim Bakanlığını,

"Özel Eğitim", özel eğitime muhtaç çocukların eğitimleri için özel olarak yetiştirilmiş personel ve geliştirilmiş eğitim programları ile bu çocukların özür ve özelliklerine uygun ortamda sürdürülen eğitimi,

"Özel eğitime muhtaç çocuklar", beden, duygu, ruh, zihin, sosyal özellikleri ve durumlarındaki olağan dışı ayrılıkları sebebiyle normal eğitim hizmetlerinden yararlanamayan 4-18 yaş grubundaki çocukları,

"Öğrenme güçlüğü olan çocuklar", zihinsel performansları olarak, yetiştiği çevrenin maddi ve kültürel yetersizliği yüzünden, eğitim ve öğretim için ilgileri, tecrübeleri bulunmayan veya organik ve fonksiyonel sebeplere bağlı özel nitelikte anlama, anlatma, okuma-yazma, çizme, tanıma ve kavramlaştırmada güçlükleri olan çocuğu,

"Zihinsel özürlü çocuk", zihin gelişmelerinde meydana gelen yavaşlama, duraklama veya gerileme sebebiyle, davranış ve uyum yönünden yaşıtlarına göre sürekli olarak 1/4 oranında ve daha fazla gerilik ve yetersizliği olan çocuğu,

"Eğitilebilir zihinsel özürlü çocuk", zeka bölümü, çeşitli ölçeklerde sürekli olarak 45-75 arasında olan zihinsel özürlüğü çocuğu,

"Klinik bakıma muhtaç çocuk", zeka bölümü çeşitli ölçümlerde sürekli olarak 24'ten aşağı olup, hayata uyum sağlamayan ve sağlık kurumlarında devamlı klinik bakıma ihtiyacı olan zihinsel özürlü çocuğu,

"Okul", zihinsel özürlü çocuklara ait "Eğitilebilir Çocuklar iş Okulları" ve "Öğretilebilir Çocuklar Okulları"nı,

"Eğitilebilir Çocuklar iş Okulu", ilkokul mezunu olup, zeka bölümü 45-75 arasında bulunan, bu sebeple üst öğrenime devam edemeyenlere uygun bir meslek veya işin temel becerilerini kazandırmayı amaçlayan, çıraklık seviyesinde, bir yılı hazırlık olmak üzere 4 yıl eğitim veren, gündüzlü ve yarım yatılı özel eğitim okullarını,

"Özel sınıf, Bakanlığa bağlı, normal ilkokullar ve ilköğretim okulları bünyesinde, öğrenme güçlüğü olan veya eğitilebilir ve öğretilebilir düzeydeki, zihinsel özürlü çocuklar için açılacak sınıfları,

"Uzman personel", fiilen sınıfa girmeyen, eğitim-öğretim ve sağlık alanında en az dört yıllık yüksek öğrenim görmüş alan bilgisine sahip personeli,

"Kaynaştırma", zihinsel özürlü çocukların normal okullarda akranları ile birlikte eğitim ve öğretime devam ettiği programı, ifade eder.

iKiNCi BÖLÜM : Öğretilebilir Çocuklar Okulu

Okulun Amaçları

Madde 5 - Okulun amaçları, Türk Milli Eğitiminin genel amaçları ve temel ilkelerine uygun olarak öğrencilerin;

a) Eğitim-öğretim haklarından yararlanmalarını,

b) Türkçe'yi, özürleri oranında doğru kullanabilmelerini,

c) Fizik güçlerini geliştirebilmelerine, bağımsız hareket edebilmelerine ve zihinsel kapasiteleri ile davranışları arasında uyum sağlayabilmelerine yardımcı olmak amacıyla gerekli rehabilitasyonu,

d) Sosyal hayata uyumlarını,

e) Kapasiteleri oranında öz bakım ve iş becerileri kazanmalarını, sağlamaktır.

Okula Alınacak Öğrencilerde Aranan Şartlar

Madde 6 - Okula alınacak öğrencilerin aşağıdaki şartları taşımaları gerekir:

a) Öğretilebilir zeka düzeyinde "25-44 Z.B." olmak,

b) Zihin yetersizliği yanında, kör, sağır ve bağımlılık derecesinde ortopedik özürlü olmamak,

c) Müracaat tarihinde 6 yaşını doldurmuş, 14 yaşından gün almamış olmak,

d) Tuvalet alışkanlığını kazanmış olmak,

e) Okula kayıt sırası gelmiş olmak, (okul personelinin çocukları için bu şart aranmaz).

Okula Kayıt Olacaklardan istenecek Belgeler

Madde 7 - Okula alınacak öğrencilerin belgeleri, il eğitim kurulu karan alınmak ve sıra kaydı tutulmak üzere, il rehberlik ve araştırma merkezi başkanlığına verilir. Bu Belgeler Şunlardır:

a) Müracaat fişi ve kayıt bildiriği, (Örnek: 1)

b) Rehberlik ve araştırma merkezi müdürlüğünden alınacak inceleme raporu ve çocuk tanıma fişi,

c) Sağlık raporu, (Zihin yetersizliği bulaşıcı ve sürekli tedavi gerektiren bir hastalığın olup olmadığını gösteren sağlık kurulu raporu)

d) Nüfus cüzdanı örneği,

e) 4 adet vegibalık fotoğraf,

f) 4 adet zarf ve iadeli taahhüdü posta pulu,

g) Dosya zarfı.

Geçici Kayıt Süresi

Madde 8 - il rehberlik ve araştırma merkezi başkanlığınca "sıralama defteri" tutulur. Sıralama defterine, her öğrenci için bir aday kayıt numarası verilir. Aynı zamanda, öğrencilerin aday kayıt numaraları, belgeleriyle birlikte okul müdürlüklerine gönderilir.

Madde 9 - Kayıtlar, eğitim-öğretim yılının başlamasından bir ay önce başlar ve bir buçuk ay sürer.

Madde 10 - Sırası gelen öğrencilerden, yaş sınırını geçmeyenlerin velilerine, kayıt yaptırmaları için, okul müdürlüğünce çağrı yapılır. Çağrı yapıldığı tarihten itibaren, en geç bir ay içinde okul müdürlüğüne mazeretsiz olarak başvurmayanlar, o yılki sıra hakkını kaybederler. Mazeretlerini belgelendirenler bu hükmün dışındadır. Sırasını kaybedenlerin yerine, sıradaki diğer çocuklar çağrılır.

Nakil işleri

Madde 11 - Öğretilebilir çocuklar okulları arasında nakil yapılabilir. Bir okuldan diğer bir okula öğrenci nakli, önceki okula en az üç ay devam etmesi kaydıyla yapılır. Öğrenci dosyası, eski okuldan istenir.

annesiyle ilk tanıştığımızda daha 20 yaşındaydım, annesi ise 30 yaşlarındaydı. hiç unutmam; sene 2004, sıcak bir ağustos akşamı, günün verdiği yorgunluğu atmak için sahile çıkmıştım. bu arada mekan marmaris, ilk defa arkadaşlarımla bir yaz tatiline çıkmıştım onu da belirtelim. tüm gün boyunca denizde, havuzda arkadaşlarla takılmaktan yorgun düşmüştüm. akşama ortamlara takılalım diye aramızda sözleşmiştik, o arada biraz dinlenelim, bir şeyler atıştıralım dedik, ben ise fazla aç değildim o yüzden arkadaşlarıma sahilde dalgaları dinleyerek biraz yorunluğumu atacağımı söyledim ve yanlarından ayrıldım. neyse neticede sahile gittim, kumsalda oturup denizi izlemeye, dalgaları dinlemeye başladım. ortam pek kalabalık değildi, kıyıda takılan üç beş genç vardı işte. etrafa göz gezdirirken gözüm kayalıklara takıldı, kayaların gölgesinde üzerinde bikinisiyle boylu boyunca uzanmış bir kadın gözüme çarptı. yaşının büyük olduğu belliydi o yüzden hemen kafamı çevirdim ve denizi izlemeye devam ettim. meğer kadın benim kendisini izlediğimi farketmiş, uzaktan "genç bakar mısın?" diye sesleniyor. önce duymazdan geldim, biraz utandım ayıp ettim diye düşündüm. duymamış gibi davrandım ama kadın seslenmeye devam ediyordu. mecburen karşılık verdim; "bana mı seslendiniz?" diye sordum. kadın; "evet sana dedim yakışıklı. niye öyle uzaktan bakıyorsun, gelsene yanıma. öyle yanlız oturma." dedi. evet 20 yaşında abazan bir genç olarak bu teklife nasıl karşılık verdiğimi tahmin edebiliyorsunuz heralde, hemen kayaların oraya, kadının yanına gittim. yanına oturdum ve konuşmaya başladık, mehabalar, isim sormalar, havalar, sular derken iyice samimi olduk. bu arada bu arkadaşın annesinin adı meral'dir, lafı gelmişken söyleyelim. muhabbet o kadar ilerledi ki kocasından ve yaşadıkları sorunlardan bahsetmeye başlamıştı. meral ablayla ortamı kurmuştuk artık ve siz de biliyorsunuz özellikle yeni tanıştığınız biriyle muhabbetin de belli bir sınırı var. hele hele karşınızdaki bir kadınsa. neyse konuşacak konular yavaş yavaş tükenmeye başlayınca artık ortamda sessizlik hakim olmaya başlamıştı. zaten kocasından ısrarla bahsetmesi bir şeylerin habercisiydi. sadece birbirimizin gözlerine bakıyorduk. zaten yanlız bir kadının 20 yaşında bir genci kayalıklarda yalnızken yanına çağırmasının sebebi ve sonucu bellidir. uzun uzun bakıştıktan sonra meral; "kayalıkların içine iyice girelim de insanlardan iyice soyutlanalım, başbaşa kalalım." dedi, hava da iyice kararmaya başlamıştı zaten. neyse neticede başbaşa kaldık, ben meral'e meral bana bakıyor... sonunda meral iyice yanıma sokuldu ve artık iyice bakışma safhasını aştık, eli elime, yüzü yüzüme karışmıştı, dudaklarını dudaklarıma yapıştırdı. ilk defa böyle bir durumla karşı karşıyaydım, içimde sanki alevler çıkıyordu, meral bikinisi de çıkartmıştı, ne yapacağımı bilmiyordum. zaten bir şey yapmama da gerek yoktu, kontrol de bende değildi. çırıl çıplak bir halde öpüşmeye devam ettik. daha sonra gömleğimin düğmelerini çözmeye başladı, zaten üstümde bir gömlek bir de şort vardı. ben de üstümdekileri çıkardıktan sonra meral artık yavaş yavaş aşağılara inmeye başladı, her yerimi öpüyordu. derken dikleşmiş penisimi yalamaya, ağzına almaya başladı. ilk defa yaşadığım bir deneyimdi ve tarif edilemez bir haz alıyordum bundan. sanki başka bir dünyadaydım. daha sonra meral üzerime çıktı ve penisimi sulanmış amında gezdirmeye başladı, penisim meral'in dıbını okşuyordu adeta. bir süre sonra artık meral'in içine girip çıkmaya başladım. evet inanılmaz bir zevk seviyesindeydim artık, hayatımda yaşamadığım bir duyguyu yaşıyordum. meral üzerimde zıpladıkça ben de sanki evrenin üzerine çıkıyordum, başka bir boyuta geçiyordum. ilk ciks deneyimimi yaşıyordum. o kadar zevke gelmiştim ki yüzümde aptal bir gülümseme belirmişti. artık iyice zevkin doruklarındaydım ve boşalacak duruma gelmiştim. meral de durumu anlayınca "içime boşal" dedi. biliyorsunuz kızların, kadınların en çok zevk aldıkları anlardan biri de içlerine boşalırken kasılan penisin amlarına yaptığı baskıdır. meral bunu deyince iyice kendimi bıraktım. zaten öyle bir haldeydim ki içine boşalayım mı boşalmayayım mı ona karar verecek durumda değildim. artık zevkin son seviyelerindeyim ve iliklerime kadar meral'in içine boşaldım.

o an aldığım zevki asla unutamam. zaten ilkler asla unutulmaz; anneni asla unutmadım unutmayacağım.

not: umarım baban değilimdir.