/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +38 -6
    paylaşıyorum. Selamın aleyküm, iyi akşamlar. Bütün duygularımı hissederek hiçbir kurgu olmadan, tam anlamıyla "gibik" hayat hikayemi size anlatıyorum. Ben 27 yaşında ortaokul mezunu birisiyim. Sözlükte yeniyim, sözlüğe üye oldum çünkü, hikayemi paylaşabileceğim tek siz varsınız. Yani ben öyle düşünüyorum, neyse babacım yazmaya başlıyorum.
    ···
  2. 2.
    +18
    Bölüm 1: O yanlışlıkla doğdu.




    Ben 1989 yılında, Eskişehir'de doğdum. Benden tam 10 yaş büyük bir ablam vardı. Ben doğmadan önce, annem ve babam ayrılacakmış. Ayrılmak üzereyken annem hamile olduğunu öğrenmiş ve ayrılma kararına son vermişler. (Ne şans ama değil mi, kardeşlerim. Bence, ben yanlışlıkla doğmuş birisiyim, içimi size döküyorum sadece size.) Temmuz 12, pazar günü.. Bir bebek doğar ve kalbinde "üfürüm, delik" ile hayata tutunmaya çalışır. Ailem, tarafından Türkiye'de bulunan bütün hastaneleri gezmişim, bütün doktorlar aileme, bir yerinden parça alıp, o deliği kapatacağını söylemiş. Ufacık bebekken, kalbinde tekleme ve saniyelik durmalar yaşayan bir kişiymişim. Bir zaman sonra kalbimdeki delik kapanmış. Maddi durumumuz o kadar iyi değil, fakirde değiliz. Aslında biraz fakirdik diyebiliriz.
    ···
    1. 1.
      0
      panpa eskişehirin neresinden
      ···
    2. 2.
      0
      rez
      (bkz: )
      ···
    3. 3.
      0
      Şuan Eskişehir'de değilim, güzel kardeşim.
      ···
    4. diğerleri 1
  3. 3.
    +22 -2
    Bölüm 2: O artık 2 yaşında.




    2 yaşıma girdiğim sırada, annem süt ısıtırken.. Bebeklerin yapacağı gibi yine zırlamaya başlamışım ve annemin kucağına gitmişim. Anne işte, dayanamamış ve beni kucağına almış. Ben elimi cezvede ısınan süte doğru sallamışım ve süt sol baldırımdan, sol ayak bileğime kadar dökülmüş. Annem yaklaşık 2 hafta komada kalmış, çünkü benim damarlarım dışarıdaymış, ölecek gibiymişim. (Annem için ne kadar acı verici olabilir ki? Anne yüreği, bebeğinin yandığını görmek ister mi? Kalbinin yüzlerce kez deşildiğinden eminim.) Babam, beni hastaneye zütürmüş ve yaklaşık 1 ay kadar uyumuşum. (Sol ayak bileğimin aşağı tarafında hala izleri var.) Ne kadar talihsiz bir doğum yaşamış olsam bile, ne kadar talihsiz bir bebekliğim olsa bile.. Her insan gibi hayata tutunmaya çalışan, aptallardan birisiydim.
    ···
    1. 1.
      +12 -15
      bak güzel kardeşim. 10 numara yalancı bi pekekentsin. burda bizim gibi keloğlandan bile saf anadolu çocuklarını kandırıyosun bu salaklar da basıyor şukuyu. sütü annen 200 'c de mi kaynatıyor da damarların çıktı dışarı? cezvede lan bu :D
      ···
      1. 1.
        +10 -2
        2 yaşında bir bebeğin derisi ne kadar sağlam olabilir? Neyse, öğretmenine sor
        ···
  4. 4.
    +16 -1
    Bölüm 3: Talihsiz bebek büyüyor.




    Yavaş yavaş yanık ayak ile yürümeye ve gülmeye çalışıyormuşum. Ailem tarafından en kıymetli olarak büyütülüp, en değerlileri olmuşum. Ne kadar talihsiz olursam olayım, ailem bana çok iyi baktı. Çocukluğum huzurlu ve mutlu geçti, sokakta top oynamalar, koşturmalar ve çok samimi olduğum çocukluk arkadaşlarım.. Bigiblete binmeyi çok severdim, öyle hatırlıyorum. Ailem bana bigiblet almış, ben ise 6 yaşındayken 2 tekerli bigiblete binmeye başlamışım. Caddelerde, sokaklarda gezerdim. Sokağın başında bir berber vardı, aile dostuydu. Babam, sürekli bu sokağın başına gelirse onu geri yolla diye söylermiş. Bende hep oraya gittiğim zaman geri yollanırdım. Çok iyi hatırlıyorum, misafirliğe gidiyorduk. Bigibletim ile kırmızı kartal model arabanın altına girmiştim. Kim bilebilir ki, belki beni melekler korudu. Çok talihsiz, şanssızdı... Hayatını artık dolu dolu yaşasın diye mi orada ölmedim? Yoksa ailem yanımdaydı ve o aracın altında ezildiğimi görmesinler diye mi ölmedim? Ne içindi, gibtiğimin dünyasında yaşamak için ne gibi bir sebebim olabilirdi ki?
    ···
  5. 5.
    +17 -2
    Bölüm 4: Şanssız çocuk kıskanılıyordu.




    Sokaklarda, salam ve sosis elimde.. Almanya'dan teyzemin yolladığı kocaman kocaman, dev gibi oyuncaklar. Bunları sokakta sadece ben gezdirirdim, herkes beni izlerdi.. Dedim ya, ailem bana çok iyi baktı. En samimi arkadaşlarımla oynardım, çok eğlenirdim. Cuma günleri pazar olurdu, yere düşen patatesleri uzaklardan pazarın içine fırlatırdım. işte yine bir gün, ben ve çok samimi olduğum arkadaşlarım ile arka sokakta bulunan parka gittik. Salıncağa biniyorduk, sıra sıra. Hoştu ve güzeldi, samimi arkadaşlarımdan birisi sallanıyordu, bende arkasından geçiyordum. Salıncak kafama çarptı ve kafam yarılmıştı. Değerli arkadaşım, giysisini çıkartıp, yırtıp benim kafama bastırmıştı. Daha çok küçüktük, bu benim aptallığımdı.
    Sizin dediğiniz gibi NOT: Size teşekkür ediyorum, şuan gerçekten duygulandım ve gözlerim hafif doldu. Aklıma "bebeklik, çocukluk" aşkım geldi. "Yaşayarak anlatmak, gerçekten hissetmek böyle bir şey mi? Sizde bunu denemelisiniz."
    ···
    1. 1.
      +1 -1
      len öyküleme yapma gibecem-de nickine bağışlıyorum
      ···
  6. 6.
    +14 -2
    Bölüm 5: Şanssız çocuk, artık şanslı mıydı?




    Bir kız vardı, yine ben 5-6 yaşlarındaydım. Kızda benimle aynı yaştaydı, kız güzel miydi? hatırlayamıyorum, sanki ona o zamanlar aşıktım. ismini biraz hatırlıyor gibiyim, Damla diye hatırlıyorum. (Ne kadar güzel bir isim değil mi? Ne günlerdi, güzel kardeşlerim.) Ailem ve onun ailesi, bizi "çocukluk aşkı ve sevgilileri" olarak biliyorlardı. Yani bunlar onu kabul etmişti, hatta bir gün yine bizim kapının önündeyiz.. Ailelerimiz sohbet ediyor, kaldırımda oturuyorlar. Mahalle karıları derler, ondan işte. Sokağın başından bir araba geliyor yavaş yavaş ve ben Damlayı tutuyorum, kaldırıma doğru çekiyorum. Gülüyorlardı, o yaşta romantik olmaya çalışmıştım. Yaptığım şeyin ne olduğunu o zamanlar bilmiyordum ki. Ben Damlayı alnından öpüyordum, saçlarıyla oynuyordum. Bir oyun vardı, yakar top evet. Yakar top oynuyorduk.. Ben birisinden kaçıyordum, arkamı döndüm ve Damla karşıma koşarak çıktı. Bizde çarpıştık, benim yine kafam kanamıştı. Onun kafasına bir şey olmamıştı, belki ben onu alnından öptüğüm için olmamıştı, bilmiyorum..
    ···
    1. 1.
      +8 -2
      ben 6 yaşımda kuzenimin oyuncak bebeklerine sürttürüyodum panpa
      ···
  7. 7.
    +14
    Bölüm 6: Başka mahalle, başka arkadaşlar.




    1995, 1996 yıllar arasında.. Ben 6-7 yaşlarına girdiğim zaman başka bir mahalleye taşınmaya karar vermişlerdi.. Öyle bir karardı ki; Annem ve babam ayrılmıştı. Ben ve annem kutu gibi bir evde kalıyorduk, hatta ben ve annem evin ismini "kutu ev" yapmıştık. 1 oda, 1 salon ve mutfak, tuvalet. Ablamı unutmamak lazım, oda bizimleydi. Ben orada ilköğretim 1 sınıfa başladım. Babam olmadan, ne kadar mutlu olunabilirse o kadar mutluydum. Annem bize bakıyordu, ablam ve bana. Günde 12 saat çalışıyordu, sigortasız işte. Aylık 1.200-1.300 lira maaş alıyordu, o yıllar çok çok iyi paraydı. Eskişehir'in bütün ilçelerine gidip, eşya satıyordu. Bir şoför, annem ve bir bayan daha. Araba ile gidiyorlardı, arabanın arkası küçük ev eşyaları doluydu.. Öyle öyle beni ve ablamı büyütmeye çalıştı. "Her annenin, evlatlarına bakabileceği gibi bize baktı."
    ···
    1. 1.
      -13
      O paraları annen şoföre vererek kazanıyordu
      ···
    2. 2.
      +3
      tipini gibtiğimin sıfatsız huur evladı kes sesini de adam gibi oku okumuyosan gibtir git huur cocugu
      ···
  8. 8.
    +14 -2
    Bölüm 7: ilköğretim hayatı




    ilköğretim 1 sınıfa başladım ve arkadaşlar falan kaynaştık, samimi olduk. Bir öğretmen vardı, çok şirin ve iyimserdi. ismini hatırlamıyorum, bayandı. Bu öğretmeni çok severdim, bir zaman sonra derste öğretmene salak demeye başladım. Bir gün, sınıftan birisi gitmiş öğretmene "x kişi sana salak diyor, öretmenim," Demiş. Beni her sabaha evden alıp, okula bırakırdı. Beraber giderdik, kimsem yoktu. O vardı ve salaklık ile onuda kaybettim.

    Not: Acı hayatın gerçek başlangıcını öteki parçada anlatıma sokacağım. Okuyucu arkadaşlara, buraları anlatmasaydım o konuları anlamayacaktı. Kusura bakmayın.
    ···
  9. 9.
    +6
    Özür dilerim, ben genelde gece yazıyorum. Çoluğun çocuğun gittiği zamanlar.
    ···
    1. 1.
      +1
      Yahu birader burası inci sözlük her şeyi takma devam et sen biz okuyoruz seni bekliyorum zütüm dondu soğuktan
      ···
    2. 2.
      0
      Eyvallah kardeşim benim
      ···
    3. 3.
      0
      Beklemedeyiz reyiz
      ···
    4. diğerleri 1
  10. 10.
    +9
    Bölüm 8: Ufaklık, ergenliğe girdi!




    Yaş oldu 13-14, biz taşındık oralardan! Annem ve babam barıştı, tekrar aynı evde kalmaya başladık... Tabi ablam birisine kaçmıştı, mutlu mesut yaşıyorlardı. Ailelerin izni oldu ve evlendiler! 13 yaşımda dayı oldum, dayı oldum be kardeşlerim. Babam apartmanda görevliydi, her şey hoştu ve güzeldi. Ben okuluma gidiyordum, evimize geliyordum.. Çok güzel bir hayat beni bekliyordu ki, taşındığımız mahalledeki adamlar, babamı bozana kadar. Babam saftı, temiz kalpliydi. Babamın, saçma sapan arkadaşları babamı kötü yollara itmişti. O kadar kötü ki; Artık o sokağın önünden geçemiyordum ve mahalleye gidemiyordum. Arkadaşlarımın yüzüne bakamıyordum. Benim için çok utanç vericiydi.

    Not: Bu gece tamamen buradayım, durmadan yazacağım.
    ···
  11. 11.
    +10
    Bölüm 9: Anlamsız acılar ve duygular.




    Okula git, eve gel, öğle yemeğinde patates ye.. Süperdi, çok iyiydi. Anneme ağlaya ağlaya bana bigiblet almasını istedim, kıyamadı aldı. (Anne yüreği nede olsa.) Bir gün, babamın, arkadaşı eve geldi, arkasından bir kadın geldi. Eve gelen kişi bana 10-15 lira para verdi ve beni dışarıya yolladı. Bigiblete falan biniyorum, eve bir kadın gelmiş haberim yok. O sırada annem eve geliyor, hemen bigibletle eve gidip "baba, annem geliyor," dedim. Neden öyle bir şey yaptım bilmiyorum. O sırada evden o adam ve kadın dışarıya çıktı, bodruma doğru gittiler. Sigarada ruj izi varmış, annem "ne bu ruj izi, evde kim sigara içti?" Gibi sorular sordu. Babam, sigara ve alkol kullanmıyor. Annemin pgibolojik sorunları vardı, öfke problemi vardı. Ortalığı birbirine karıştırdı ve eve kırmızı bir mühür vurdular. Yaşım daha küçüktü ve ne olduğunu bile bilmiyordum.

    Not: Pekala, o babam olacak herifin yaptığı hata yüzünden, neden ben utanıyorum? Neden ben üzülüyorum, neden benim ailem incin oluyor? Hatalar, hatalar ve hatalar... Umarım, neden bu s*kik hayatımı kimseye anlatamıyorum, kimsenin karşısında alkol içip ağlayarak hayata isyan edemiyorum, neden içime atıyorum anlıyorsunuzdur kardeşlerim.
    ···
  12. 12.
    +10 -1
    Bölüm 10: Kaçınılmaz ayrılık.




    Ben ve annem, akrabalarımızda kaldık 2 yıl kadar. Annem yine çalışmaya devam etti, babam ise bir pekekentlik yapmıştı. Ufak bir çocuk bunu ne kadar anlayabilirdi ki? Ben kuran kursuna, camiye gitmeye başlamıştım. içimde çok fazla anlam veremediğim acı vardı, anlatacağım ve söyleyeceğim. Birilerine anlatacağım ama bu acının, ismini bile bilmiyordum. Çok nadir bir şekilde babamla buluşurdum, mahallenin ağabeyleri şu çocuğun babası gelse de, babasının verdiği paraları alsak diyordu. Bir ara, bir ağabey net cafede baban pekekent demişti yüzüme.. O zaman ağlamıştım, yaşım 15 falandı. Babam 2 haftada bir gelirdi ve bana tantuni ısmarlardı, 20 lira falan verirdi. Bir ara annem babasıyla kavga etti ve biz oradan ayrıldık. Annemle 1 gün sığınma evinde kaldık, sonra ablamlara gittik 5-6 ay orada kaldık..

    Not: Bu hayattan kaçmak için her şeyimi verebilirdim ama mutsuzluk ve acıdan başka bir şeyim yoktu.
    ···
    1. 1.
      0
      Rezzerved
      ···
    2. 2.
      0
      nerdesin lo
      ···
    3. 3.
      0
      Yazsana amm
      ···
    4. diğerleri 1