hayatımın hatasını yaptığım günü

asla unutamam binler. gececi tayfa buradaysa başlıyorum resmen liseliler gitsin diye 2 saat bekledim. burada saat 11:20, türkiyeyi bile terketmiş durumdayım ,o derece.

- ciks yaparken zevk aldığı, hissettiği bir kadını insan niye bırakır?
- hayatım boyunca bir daha araba kullanmamaya neden yemin ettim?
- para insanın gözünü nasıl kör eder?
- hayatımda tek kızlığını bozduğun kızın ağzından çıkan kelimeleri..

- türk telekom arena'nın açılışında hayatımı değiştiren olaylar,
- emanet arabayla yapmaya kalktığım artislik
- dost mu önemli gibtiğin karı mı? sorusuna verdiğim yanlış cevap.
- bu yanlıştan döneyim derken büsbütün hayatımı mahvetmeler

çakma hayatları, plastik suratları, istanbul gecelerinden manzaralarla
anlatacağım sizlere.

son edit: beyler bu gece bu hikayeyi bitiriyorum. biraz detaylara ineyim diyordum ama yok abi, tekrar hatırlamaya başladım 2 gündür gözüme uyku girmiyor. bitiricem ama yinede.

edit1: destekçi panpalarıma teşekkür ediyorum, pm den de olumlu mesajlar geldi. ilk önce 2005 ve 2008 yıllarını anlattım. bir özgeçmiş olarak nasıl milli olduğum vs.

duruma uygun şarkılar:
roger sanchez - lost
rihanna - disturbia
acil servis - bebek
mazhar alanson - yandım

her şey 2005 yılında ilk profesyonel fotoğraf makinemi almamla başladı.. dijital değildi filmliydi, eğer karanlık odanız yoksa gidip fotoğrafçılarda ya da sirkeci de bastırabiliyordunuz. o zamanlar ne facebook vardı ne de berkcan photography tarzı facebook sayfaları, photoshop desen cs2 bile varmıydı hatırlamıyorum.
artık zamanı dondurabilecektim. dondurmaz olaydım...

türkiyenin en kalabalık şehrinde iyi bir semtte oturmaktaydık annemle. ama biz oranın yerlisiydik, haftasonları tıkanan trafik ve çalan kornalardan rahatsız oluyordum. bu da beni evden dışarı çıkmaya zorluyordu. elimde de fotoğraf makinesi olduğu için bu şehirde dışarı çıkmaya ve fotoğraf olarak kendimi yetiştirmeye başladım.

beyler hikayenin kendisi fuhuş zaten... o dönem rock dinlerdim, duman, şebnem ferah, korn dinlerdim, hepsi de o dönemde albüm yapmıştı. ağustos ayına geldiğim zaman da az çok iyi fotoğraf çekiyordum ama çok fazla arkadaşım yoktu. o dönem en çok istediğim şey rock n coke a gidebilmekti, henüz 18 yaşımı doldurmamıştım o dönem ama o kadar çok istiyodum ki, hele ki biri gelsin fotoğrafçılık yaparmısın desin diye, ama kimi tanıyorum ki kimseyi? bu gazla liseli başıma taksime gitmeye, nevizade de takılmaya başladım.. akşam eve dönerken 7-8 gibi, çok güzel yüzlü güzel giyimli, yanlarında kocaman adamlarla gezen kızları gördükçe imreniyodum ve ne kadar aptalım!
düşündüğüm şey, umarım bende bir gün böyle bir kız bulurum da onla mutlu bir ömür geçiririm! hasgibtir ya...

kimse çağırmadı tabiki de rock n coke a.. bunun ezikliğinin üstüne okul açılmasına bir hafta kala bir de okul değiştirdim. o dönem özel okula gidiyordum ama annemin durumu sıkışıktı, devlet okuluna yazılcaktım. kayıt olmaya giderken bir kız gördüm ki amk! ilk bakışta herhalde mezunlardandır diye düşündüm. blake lively nin ya da maria sharapova'nın kumral halini düşünün, ama boy pos aynı.. taksimde gezerken gözümün önünden geçen kızların aynısı bu sefer karşımdaydı.
imreniyordum yalan yok. boyum posum çok fazla değildi, boy kompleksine girmiştim. kesin bir basketbolcuyla çıkıyordur diye kendimi eziyordum
okulun açıldığı ilk gün ise...

sıraya girdim, kısa saçlı gömlekli bi velet düşünün, boy desen 1.70, ve o kızı gördüm! hava da güneşli ama hafif rüzgarlıydı, uzun saçları rüzgarda hafiften sallanıyordu, yürüdü yürüdü... sınıfta çok fazla artis vardı, neredeyse özel okuldan daha fazla.. iki çift laf edemiyordum kimseyle, orta sıralarda oturuyordum. tek muhabbet ettiğim kişi sıra arkadaşım eylül dü. hayatımı değiştiren ilk adım ise okulun 2. günü bizim sınıfa geldi.. adı esraymış, kayıt olurken ve törende gördüğüm kız.

sınıftakiler de tam bir bin kurusu direk katana gelsene dediler gittim yanlarına, esra nasıl beğendin mi? ayarlayalım mı gibi muhabbetler döndürmeye başladılar direk. adının esra olduğunu da orada öğrenmiştim. hangi kıza öyle derseniz bir kız olur ayarlayın der ki? maksat binlik.. esra direk, bari karşıma bir erkek getirseydiniz dedi. kan beynime sıçramıştı.
erkek olduğumu gösteririm canım ayıpsın dedim, o bin tayfa hemen oooo yaptı
esra: ne biçim konuşuyosun lan sen, akıllı ol
katana: erkek olmamdan bu kadar korkma
esra: gibtir git

bütün sınıftakiler bana kanka der olmuştu, her an bütün sınıfın taşak malzemesi olabilirdim, her sınıfta vardı bi bizim sınıfta yoktu bu, henüz.. ben takmıyordum bu lafları oo ayarlayalım mı sana onu bilmemne, okul bahçesine çıktım bu kafayla teneffüse, uzaktan esra yı gördüm ve esra bana doğru yürümeye başladı.

bi yandan yine züt züt konuşacak da sinirlenicem o yüzden ağzının payını vericem, iyice yalan olucaz diye tedirginim. bir yandan da o güzel hatun bana doğru geliyor. neyse yaklaştı selam naber dedi, iyiyim sen nasılsın dedim, içimden kaynar sular dökülüyor. hava da güneşli teredeyse ter basacak beni. ben esra dedi, biliyorum dedim güldüm, o da güldü! sen onlara bakma onların yanında küfürlü konuşmak zorundaydım, sen olsan sende aynısını yapardın herhalde dedi,
kibarlaştım. yani filan diyorum. hiç unutmam bu muhabbeti: ee napıyosun dedi
katana: sıkılıyorum
esra: neden
katana: okul olmasa gider fotoğraf çekerdim falan
esra şaşırmıştı. aa sen fotoğraf mı çekiyosun?
katana: evet
esra: hiç öyle göstermiyosun ama.

bunu sadece beni liseli olarak gördüğü için dediğini sanmıştım..

@18 2005 i kısa geçicem, sonraki yıllarda ruh halimi anlayın diye.

esra dedi ki, cuma günü okul çıkışında doğumgünümü kutlayacağım gelmek istermisin, sınıftan da gelecekler var. olur dedim direk. msn in varmı dedim!
var da aklında tutamazsın sınıfta yazar getiririm dedi, telefon taşımak adetten değildi eskiden.
zil çaldı. sınıfa çıkacağız o sırada, esra koluma girdi, kalbim gümbür gümbür atıyor, bizim sınıf ta bahçeye bakıyordu, camda insanlar mutlaka görmüştü bizi kolkola.
o akşam msn leştik, her dediğime gülmeye başlamıştı. bacaklarından çok artık iki elinin yazacaklarına bakıyordum, aşık oluyordum

hayatımda ilk defa böyle akşam gece gezmesine çıkacaktım ve o güne kadar biradan başka bir şey içmemiştim. dolayısıyla yine bira içerim herhalde diyorum. esra da sürekli makineni getir getir diyip duruyor, hatta partime fotoğrafçı bile gelecek oh diye triplerdeydi, benim orada olmamdan mutlu olacağını seziyordum.

cuma akşam ataşehir civarında yeni yapılma sitelerden birindeydim. yolun yarısını minibüsle geldim, kalan kısım için de taksiye binmiştim yeri bilmediğimden. vardığımda ıssızdı her yer sessiz. 37 numarayı çaldım açıldı, hediye olarak ise kitap almışım! kitap ne dıbına koyayım.

içeri girmemle esra'nın bin arkadaşlarını gördüm, baba parası yiyenleri gördüm, hediye olarak abisine jack daniels aldıran doğuş koleji'nden çocuğu gördüm.

@28 aynen o gün kendimi brad pitt sanıyordum resmen. kesin esra ile çıkmaya başliyacaz falan hatta o derece

esra bizi çeksene dedi, bütün akşam boyunca kendi arkadaşlarıyla sarmaş dolaş oturdu gülüştü, bende 2 film tükettim 36x2= 72 kare.. bu kadar insan birbirini nasıl tanır diye düşündüm. meğersem bunların anne babası hep lions dan rotary den filan tanışmaymış. esra'nın devlet okulunda ne işi var diye soracak olursanız bilmiyorum. kendime ve yalnız hayatıma lanet ettim.
esra'nın sevgilisiyle de tanıştım beyler, bizim okuldandı o da. pasta kesildikten 10 dakika sonra öyle bir öpüştüler ki,
french ama esra önce dilini eren in dudakları etrafında gezdirdi. eren esra'nın dudaklarına öyle bir atıldı ki esranın nefesi kesildi.. saat 11 e geliyor neredeyse, onlardan 5-6 tanesi zaten akşam evde kalacakmış, babaları tanışıyor tabi...

o günden sonra hayata bakış açım değişti..

---2008---

2008 yılında profesyonelliğe ilk adımı atmıştım, ehliyetim vardı, arabam yoktu. dijital bir makinem vardı artık ve fotoğrafları facebook a yüklemeye başlamıştım ve saçlarımı uzatmıştım, ama rockçı değildim saçlarım kıvırcıktı.

http://www.youtube.com/watch?v=8ufiygkroii bu şarkıyla yatıp kalkıyordum resmen. bir işim de vardı! bir gece kulübünün gece fotoğrafçılığını yapıyodum haftasonları yani bu nightlife.com tarzı mevzular yokken, her kulüp gerektiğinde konsept partilerde fotoğrafçı tutardı.

15 mart 2008 cumartesi: milli oluşum ve ilk esrarım

çalıştığım x adlı mekan istanbul avrupa yakasındaydı, eve uzaktı, sabahlamaya alışmıştı bünyem. bazı kadınlar ve erkeklerle yakın muhabbet etmeye başlamıştım. çünkü insanlar bir gece boyunca 5 mekan geziyorlar ama o 5 mekan genelde değişmez. içlerinde ünlüler de vardı. mesela melike öcalan filan. tanıdığım kadınlar ünlü biri gelince aa çeksene bizi derlerdi hemen, demet akalın ı ,ersin düzen i, ece erken vs. yi hep gördüm. genelde hep ben bakardım ama ilk defa bir kadın beni izliyordu...

o gece de saat 3 civarı.. o izleyen kadın eliyle işaret etti, turuncu saçlı, 1.65 boylarında ( topuklu ayakkabılarla birlikte) esmerce, 28-30 yaşlarında. gittim yanına buyurun dedim
merbaha ben öznur
katana: memnun oldum katana bende
öznur: bize katıl istersen ( masada 6-7 kadın, 2 erkek vardı)
katana: gülümsedim, çalışıyorum ama dedim.
öznur: aa bizi çek o zaman dedi ellerini saçlarıma zütürdü, kıvırcık çok sevdim saçlarını hıhıhı güldü hiç unutmam dişleri filan çıktı meydana.

çekindik fotoğraf sonra öznur gözlerimin içine baktı, ne içersin dedi.

ısrarları sonucu votkayı kabul ettim, bir yandan da işletmecilerden irfan bey ortalarda geziniyor, normalde böyle şeylere hiç mahal verilmez. öznur o sırada irfan ı gördü çekiştirdi naaaber canım filan sarıldılar öpüştüler. bu yakışıklı bey bizim fotoğrafımızı çekti dedi gözleri bendeydi sonra irfan beyin kulağına bir şeyler söyledi. saat 3.30 filan gecenin en hareketli saatleri aslında ama kış günü olduğundan dolayı mekanlar daha erken boşalırdı.

votkam geldi, irfan bey yarasın yaptı, ayakta standda duruyorduk. masadaki 2 erkek zaten sevgilileriyle gelmişti, diğer kadınlar ortadaki boşlukta dans ediyorlardı bir takım erkeklerle, ilk hatamı öznur un sorusuyla yaptım.
öznur: sigara içermisin?
katana: evet
öznur: dolusu ama, eli omzumdaydı.
katana: evet! ( nedense..)

saat 4 de çıktık, öznur arabasını getirtti, bir reklam ajansında çalışıyormuş. arabayı seyhan diye bir kadın kullanıyordu. o daha yaşlıcaydı. 5 kişi bindik arabaya, arka sırada ben öznur vardık bitek, öznur'un telefonu çaldı. kapadı telefonu. hafif alkollüydü ağzı içki kokuyordu. telefonu yere düşürdü. yere eğildiği sırada memelerine takıldı gözüm. löp löp lerdi tam hoplatıldığında öne arkaya sallanacak böyle tam benlikti. telefonunu ararken benim bileklerime de dokunmuştu. ve sol ayak bileğimi sıktı.
öznur: alamadım telefonumu ya yerden
demesiyle eğildim.ben de onun topuklu ayakkabılı kilotlu çoraplı bacaklarına hafiften değdim. o da bacağını oynattı elimi direk çektim. güldü hıhıhı diye.

fotoğrafçı olup yavşak olmayı öğrenmiştim, mecburduk ama ilk defa birisi evine zütürüyordu..

hızlanıcam panpalar, belimin kıvrak hareketleri de hızlanacaktı bir saat sonrasında, öznur u ferredakiler gibi gibme şansım olabilecekmiydi bir tek onu düşünüyordum. çünkü 2005 yılı olsun, kulüpte gördüğüm kadınlar, erkekler ne hikayelerini görmüştüm. tuvalette prezervatifler, inlemeler vs. alkol almama rağmen gibimin kalkmaması için zor tutuyordum kendimi.

maslak civarında durduk. seyhan hanım da yan sokakta oturuyormuş kendi gitti, öznurla başbaşa kaldık. öznur koluma girdi. bina 20 katlıydı ama asansörle 5. kata çıktık. asansörde öznur bana kitlenmişti, bizle eğlendin mi diye sordu
katana: evet dedim, elleriyle dirseğimi tutuyordu, hafif damarlı ama yumuşacık, ufaktı elleri, ojeliydi. indik kapıyı açtı...

ne içersin diye sordu, haha teşekükrler dedim, yavşak olmaya devam etmek zorundaydım. çünkü biliyordum ki kadınlar sen kendini ne kadar dışa kapattıkça onlar o kadar çıplaklaşıyorlardı karşında.. ben kendi keyfime bakmalıydım, öznur da tamam sen keyfine bak canım ben geliyorum şimdi dedi

3 dakika oldu ortada yok, tik tak tik tak saat 4.25 i göstermekte.. kanepe de çok rahattı ve uykum gelmişti. o sırada içeriden katanaaa diye seslendi öznur, efendim dedim, öznur duştaymış meğersem, kapıyı araladı saçları ıslak, yanaklarından damlalar süzülüyor
öznur: canım hemen yanda bi havlu var beyaz onu uzatırmısın tamam diyorum, hemen de orada havlu, veriyorum. elimi tutuyor, bırakmıyor. ama ne bir adım var ne bir şey. öylece 10 saniye bekliyoruz.

ayakkabılarımı bile çıkarmamıştım. ayakkabılarımı çıkarıp kapıyı açıyorum ve...

havlu öznur un elinden düştü, çırılçıplaktı, hafif balık etli, solarium esmeri, meme uçları pembe pembe, ıslak turuncu saçlarına bakıyordum, geldi öptü. bana gel dedi sadece.
elini penisim civarına attı. bir yannan 10 saniyede nasıl kalkar panpalar.. dimdik oluvermişti bir anda, pantolonumu çözmeye yeltendi ben direk çözmeye başladım öznur o anda suyu açtı, ben kazağımı gömleğimi çıkartmaya başladım. banyo duşakabindi.. ilk öznur içeri girdi

boxer ımın da dıbına koyayım en hıyar olanı giydiğimden dolayı (uzun araç vs. bilen bilir) çıkarttım hemen, görmesin diye zütümü gördüğü anda elledi öznur sivri tırnaklarını kıçımda hissettim arkamı döndüm akıllı ol dedim ve tıpkı mekanda gördüğüm ünlü bir dizi oyuncusunun sevgilisine yaptıklarını yapmaya başladım.(motoru var, şaşkınbakkal da ki kuaföre giderdi, yaprak dökümünde oynuyordu, ipucunun dibi amk)... öptüm ve içeri ittirdim az daha kafasını duvara çarpacaktı öznur aaaha dedi yarı korkar bir şekilde güldü ama bu onun ıslanmasına yetmişti belki de.. durmadan öpüşüyorduk, ellerim onun ıslak çıplak sırtında, bedeninde geziyordu.

@60 eyvallah panpa güzel yerlere denk geldin, hayatımın kararmasına biraz daha var..

bırakın ayakta ciks yapmayı hayatımda hiç yapmamışım, yatak odasına gidicez sanıyorum, bir yere yatıcaz sanıyorum yok. öznur eline sıvı sabun sürdü, bi kısmını benim dimdik yannanıma bi kısmını da kendi bacak arasına sürdü bana sarıldı bir bacağını kaldırdı, yannanım bir anda sıcaklığa kavuşmuştu, ıh dedi. zevkten kuduruyordum ya hemen boşalacaktım ya da beynim, kalbim, yannanım patlayana kadar sokup çıkaracaktım.

sabunun da etkisiyle daha az eforla daha çok gitgel yapıyordum ve ilk saniyeleri boşalmadan atlatmıştım, bir elimle etli baldırlarını sıkıyordum, bir elimle sırtında geziniyordum ama aynı bölgelerinde ki alışayım, öznur un nefes alış verişlerini göğsümde hissediyordum ıh ııııh tarzı arada yükselen sesli inliyordu ve nefesi sıcaktı, ayağını popomun etrafında doladı, ben artık duvara vura vura inlemeye başlamıştım, süper bir milli oluştu. para versem böylesini yaşayamazdım. artık dayanamıyordum akan sunun da gazıyla yaklaşık 5 dakika sonra içine boşaldım.

içine boşalınca aaah yaptı omzumu ısırdı, yannanımı direk dışarı çıkarttım kalan spermleri duşa boşalttım, dikkatli ol bebeğim dedi, ben şokundayım olayın hala, yok hamile kalır mı kalmaz mı zerre gibimde değil, sarıldık. öznur suyu kapadı, havluyla üstünü sildi, içeri gitti, memelerini okşayamadığım aklıma geldi..az sonra bornozla geldi, kulağıma, hem seni de yıkamış olduk böylece dedi, elimden tuttu, içeri gittik, yatak odasına...