1. 1.
    +3
    bir sabah uyandığınızda gözlerinizi açarsınız. aklınıza o an tavana bakmaktan başka birşey gelmiyordur. nefes alıp verdiğinizin farkındasınızdır ama bunu istem dışı yapmakta olduğunuzunda... yataktan kalmak için hiç bir sebep bulamıyorsunuzdur gidecek bir işiniz olduğu halde. sizi yaşama bağlayan şeyleri düşünmeye başlarsınız. biraz sonra yapacağınız kahvaltı mıdır? akşam iş çıkışında görüşeceğiniz kız arkadaşınız mıdır? eminönünde yenilecek balık ekmek midir yoksa hayatın anlamı? eğer hiçbiri size çekici gelmiyorsa şayet durumunuz gittikçe kötüye gidiyor demektir. yataktan kalkarsınız ve bir camel yakarsınız. camel de değişmiştir; o bile bir anlam ifade etmiyordur sizin için. banyoya gidersiniz ve aynada suratınıza bakarsınız. o yüz bile sizin için yabancılaşmıştır artık. gardolabınızı açarsınız... ne giyeceğim diye bir derdiniz yoktur çünkü gardolabınız bir sürü anlamsızlık doludur sizce. sadece üşümemek için kalınca giyinip evinizden çıkarsınız ama soğukla burun buruna gelince üşümek kavrdıbının bile anldıbını yitirdiğini farkedersiniz ve montunuzun önünü açarsınız soğuğa inat. arabanızın ön camı çatlamıştır ama umrunuzda bile değildir. bir zamanlar özene bözene aldığınız arabanız da size hiçbirşey ifade etmiyordur artık. yolda trafik sıkışıktır; açtığınız radyodan kıpır kıpır ezgiler yükselmekle beraber en ufak bir kıpırtı bile oluşmaz içinizde. iş yerinize gelmişsinizdir. palaza insanlarına göz ucuyla bakarsınız. hepsi görünüşte mükemmeliğe erişmiş gibi görünselerde aslında ne kadar zavallı olduklarını görürsünüz sanki diğerlerinden farklı olarak bir x-ray cihazıyla görüyormuşsunuz gibi içlerini... masanıza oturursunuz. ailenizin resminde babanız sanki gerçekten sizi görüyormuşcasına gözlerinizin içine bakarak gülümsemektedir ama babanızın gülümsemesinde sanki bir sahtelik vardır. ailenizde anlamsızdır artık. inboxınız arkadaşlarınızdan gelen maillerle doludur ama bir çırpıda okumadan siliverirsiniz hepsini. kahve almak için kafeteryaya gidersiniz. sade şekersiz nescafede bile bir lezzet kalmamıştır artık. masanıza dönerken adımlarınız sanki idam sehpahasına gidiyormuşcasına ağırdır. hayattan tek zevk aldığınızı sandığınız şeyi yapmak için nlamsızca başlıklara bakar ve vakit geçirmeye çalışırsınız. tam o sırada bir başlık gözünüze çarpar... "hayatın anlamı" ... işte o an "hayatı browserınıza inci yazarsınız hayatın anlamı" kavramı şekillenir ve parmaklarınızdan şu cümle dökülür inci sözlüğün sayfalarına: "kaybettiğinizde varlığını farkettiğiniz ve asla geri kazanamayacağınızı bildiğiniz anlamsızlık... "
    Tümünü Göster
    ···
  2. 2.
    +2
    tabikide Jack daniels.
    ···
  3. 3.
    +1 -1
    hayatın anlamı anlamsızlıktır.
    ···
  4. 4.
    +2
    senin ona nasıl anlam kattığındır
    ···
  5. 5.
    +1 -1
    more sex
    good weed
    no stress.
    ···
  6. 6.
    +1 -1
    Eski zamanların birinde bir adam hayatın anldıbının ne olduğunu öğrenmek için kendini yollara vurmuş. gittiği yerlerde bulduğu hiçbir cevap ona yeterli gelmemiş ve aramaya devam etmiş. tam umudunu yitirmişken bir köyde konuştuğu insanlar ona: ”şu dağların tepesinde yaşlı bir derviş yaşar, istersen ona git. belki o sana aradığın cevabı verebilir” demişler. adam çok zorlu bir tırmanış sonunda dervişin yaşadığı yere ulaşmış.

    kapıdan içeri girer girmez de dervişe hayatın anldıbının ne olduğunu sormuş. derviş: “sana bunun cevabını söylerim; ama önce bir sınavdan geçmen gerek” demiş. ve adamın eline bir çay kaşığı verip içine de silme zeytinyağı doldurarak “şimdi çık ve bahçemde bir tur atıp tekrar buraya gel. yalnız dikkat et de kaşıktaki zeytinyağı eksilmesin. eğer bir damla bile eksilirse aradığın cevabı alamazsın.” demiş.

    adam gözünü çay kaşığından bir an bile ayırmayarak dervişin bahçesini turlayıp geri gelmiş. derviş bakmış ve “evet, kaşıkta yağ eksilmemiş. lakin acaba bahçe nasıldı?” diye sormuş. adam şaşırarak: “ama ben kaşıktan başka bir yere bakamadım ki.“ demiş. başını iki yana sallamış derviş ve: “o zaman şimdi tekrar bahçeyi dolaş. kaşık yine elinde olsun; ama bu kez bahçeyi inceleyip öyle geri gelmelisin.” demiş.

    adam tekrar bahçeye çıkmış. bu kez etrafına iyice bakınıyormuş. lakin gördüğü güzelliklerden kelimenin tam anlamıyla büyülenmiş. çünkü muhteşem bir bahçedeymiş. epeyce de oyalanmış bu yüzden. geri geldiğinde derviş adama bahçenin nasıl olduğunu sormuş bu kez. gördüğü güzelliklerden nasıl büyülendiğini ballandıra ballandıra anlatmış adam.

    derviş sakince gülümseyerek: “ama kaşıkta hiç yağ kalmamış” demiş ve eklemiş: “hayat senin bakışınla anlam kazanır. sadece bir noktayı görürsen, hayatın akıp gider de sen farkına varamazsın. veyahut görebileceğin tüm güzelliklerin tam ortasında yaşarsın ve bu kez akıp giden zaman senin için anlam kazanır. yani o çok aradığın hayatın anlamı, senin bakış açında ve nelere önem verdiğinde gizlidir.”
    ···
  7. 7.
    +1
    bencillik, karaktersizlik, umursamazlık, huur çocukluğundadır. adam yerine koymamaktır, konustugun adamı insan yerine koymamak, kimseye gereğinden fazla anlam-önem-değer katmamaktır. beklenilenin aksine kederli değilim, bunları uyguladıkça daha rahat hissettiğim ve onayladığım için bunları yazıyorum.

    sevenin gibilip, gibenin sevildiği yerdeyiz. hard fucker olun tek diyeceğim bu. kimsenin gönlünü kıramayacak insanları bu hale getirenlerinde ayrıca tipini gibim.
    ···
  8. 8.
    +1
    her zaman için kızlar amk. deişmiyor bu. 18 deykende 28 indeykende.
    ···
  9. 9.
    +1
    anlamı yok değil, var ama kitap okumalar, güne güzel sağlıklı uyanmalar, kendine küfretmeden yaşamalar var ama bizi bulmaz, kimi bulur onlar, azcık kendimizi sevsek biz bunları yaşamayız.. az şükretsek azcık..
    ···
  10. 10.
    +1
    sıçmaktır, sıçamassak hayatın bi anlamı olmaz, yaşamın devamlılığı için sıçmamız lazım.
    ···
  11. 11.
    +1
    bir sabah uyandığınızda gözlerinizi açarsınız. aklınıza o an tavana bakmaktan başka birşey gelmiyordur. nefes alıp verdiğinizin farkındasınızdır ama bunu istem dışı yapmakta olduğunuzunda... yataktan kalmak için hiç bir sebep bulamıyorsunuzdur gidecek bir işiniz olduğu halde. sizi yaşama bağlayan şeyleri düşünmeye başlarsınız. biraz sonra yapacağınız kahvaltı mıdır? akşam iş çıkışında görüşeceğiniz kız arkadaşınız mıdır? eminönünde yenilecek balık ekmek midir yoksa hayatın anlamı? eğer hiçbiri size çekici gelmiyorsa şayet durumunuz gittikçe kötüye gidiyor demektir. yataktan kalkarsınız ve bir camel yakarsınız. camel de değişmiştir; o bile bir anlam ifade etmiyordur sizin için. banyoya gidersiniz ve aynada suratınıza bakarsınız. o yüz bile sizin için yabancılaşmıştır artık. gardolabınızı açarsınız... ne giyeceğim diye bir derdiniz yoktur çünkü gardolabınız bir sürü anlamsızlık doludur sizce. sadece üşümemek için kalınca giyinip evinizden çıkarsınız ama soğukla burun buruna gelince üşümek kavrdıbının bile anldıbını yitirdiğini farkedersiniz ve montunuzun önünü açarsınız soğuğa inat. arabanızın ön camı çatlamıştır ama umrunuzda bile değildir. bir zamanlar özene bözene aldığınız arabanız da size hiçbirşey ifade etmiyordur artık. yolda trafik sıkışıktır; açtığınız radyodan kıpır kıpır ezgiler yükselmekle beraber en ufak bir kıpırtı bile oluşmaz içinizde. iş yerinize gelmişsinizdir. palaza insanlarına göz ucuyla bakarsınız. hepsi görünüşte mükemmeliğe erişmiş gibi görünselerde aslında ne kadar zavallı olduklarını görürsünüz sanki diğerlerinden farklı olarak bir x-ray cihazıyla görüyormuşsunuz gibi içlerini... masanıza oturursunuz. ailenizin resminde babanız sanki gerçekten sizi görüyormuşcasına gözlerinizin içine bakarak gülümsemektedir ama babanızın gülümsemesinde sanki bir sahtelik vardır. ailenizde anlamsızdır artık. inboxınız arkadaşlarınızdan gelen maillerle doludur ama bir çırpıda okumadan siliverirsiniz hepsini. kahve almak için kafeteryaya gidersiniz. sade şekersiz nescafede bile bir lezzet kalmamıştır artık. masanıza dönerken adımlarınız sanki idam sehpahasına gidiyormuşcasına ağırdır. hayattan tek zevk aldığınızı sandığınız şeyi yapmak için nlamsızca başlıklara bakar ve vakit geçirmeye çalışırsınız. tam o sırada bir başlık gözünüze çarpar... "hayatın anlamı" ... işte o an "hayatı browserınıza inci yazarsınız hayatın anlamı" kavramı şekillenir ve parmaklarınızdan şu cümle dökülür inci sözlüğün sayfalarına: "kaybettiğinizde varlığını farkettiğiniz ve asla geri kazanamayacağınızı bildiğiniz anlamsızlık... "

    bir sigara içiyim...
    Tümünü Göster
    ···
  12. 12.
    +1
    artık bu soru gibimde bile değil. benim için hayatın anlamı diye bir şey kalmadı çünkü müslüman oldum. cennete kapağı attığımda tüm sorunlar çözülcek.
    ···
  13. 13.
    +1
    hayatın anlamı mı ? tabi ki de 42
    ···
  14. 14.
    -1
    mecaz anlamı ağır basar genelde
    ···
  15. 15.
    +1
    Yak diyorsun yak ne varsa her şey son defaa
    ···
  16. 16.
    +1
    Otuzbirciyim ben, gibime uydum
    Güzel sözü yalnız gibimden duydum
    Bu yola gibimin başını koydum
    Otuzbir memo'nun hayat yoludur.
    ···
  17. 17.
    +1
    ···
  18. 18.
    -1
    çirkin kadınlara da aşık olabilmektir.
    ···
  19. 19.
    +1
    ölmektir, yokluktur, hiçliktir. klişe olacak ama "doğmak ölmeye başlamaktır". hepimiz ölmek için doğarız. doğum ile ölüm arasındaki mesafeye de "hayat" diyoruz işte. aklı başında olan herkes bu durumun farkındadır, hayatı sorgulayanlara çoğu kez "deli" dense de.

    ne için yaşıyoruz? yok olmak için... acı ama gerçek... yüksek egomuz bu gerçeği kabul etmese de, hayat için çeşitli anlamlar, yücelikler üretsek de olan bu. yaşamaksa sadece varoluş sancısıdır. mesele bu sancıyı dizginlemek; mutlu olmaya çabalamak, gezmek, yemek, içmek, dünyayı ve dünyaya dair şeyleri giblememek, fırsat buldukça ciks yapmak, patates kızartması yemek... evet beyler. hayatınızı "ulvi" ve "soylu" amaçlar için heba etmemek en doğrusu. zaten heba olma yolundayız...
    ···
  20. 20.
    0
    biri hayatın anldıbını açıklayabilirmi acaba nedir bilen varmı.
    ···