Bir kokusu vardır ve bazı insanlar koku duyusu bakımından bir adım öndedir ama onlardan da 100 adım daha ileride olan biri vardı ve bu bir mucizeydi. John doğduğu zaman ailesi durumu olmadığından dolayı onu pazarda esir olmak üzere satışa çıkarmıştı onu küçük yaşlardan esir alıp büyütüp bedavaya çalıştıran her işi yaptıran adamlardan biri almış ve daha 6 yaşında pazarda hamallığa başlatmıştı. John Etrafında gördüğü herşeyi kokluyor ve koku duyusunu her geçen gün daha da geliştiriyordu öyle ki 100 metre ilerdeki ağaçtan sarkan meyvelerin kokusunu dahi alabiliyordu kendisini kontrole gelen görevlilerin kokusunu ezberlemiş daha sokağın başındayken geldiklerini anlayabiliyordu. Bir gün çalışırken Pazarda hiç alışık olmadığı bir koku burnuna gelmeye başlamıştı o kadar güzel bir kokuydu ki adeta sarhoşluk hissi yaratıyordu ve kendini o kokunun geldiği yöne doğru giderken bulmuştu

Edit1: filmden kurgulanarak yazılmış bir hikayedir çalıntı diyen arkadaşlar buyrun bide siz yazın görelim emek var sonuçta kopyala yapıştır yapmıyoruz
Edit2: hikaye bitmiştir okuyan tüm panpalarım ilginiz için teşekkürler başka hikayede buluşmak üzere

La ciddi bi hikaye yazacaz güldürmeyin :D

Evet beyler okuyacak varsa rez alın boş yazdırmayın

Koku fayton üzerindeki zengin görünümlü bir adamdan geliyordu ona yetişmek için koşmaya başlamıştı Yetişemeyeceğini anlayınca bir faytona 2 haftalık ücretini vermek zorunda kalmıştı 20 dakikalık yoldan sonra fayton durmuştu john parayı ödeyerek dikkatlice adamı izliyordu geldiği yerde çok farklı ve duygu tanımı imkansız kokular alıyordu adam bir parfüm dükkanına geçmişti adam çıkıp ordan uzaklaşınca john oraya gitmemek için kendini tutamadı ve parfümcüye girdi kıyafetlerinden dolayı dükkan Sahibi ne istiyorsun diye sert çıkışmıştı o an ne diyeceğini bilmiyordu kekeleyerek iş iş iş istiyorum demişti ve adam kahkaha ile karışık dalga mı geçiyorsun diyerek ona dışarı çıkmasını söylemişti. Son olarak o daha demin dükkana giren adamın hangi parfümü aldığını sordu
-almadı sadece kullandığı parfümden olup olmadığını sordu
+peki neden Yok
-çünkü o parfümü ülkede formülize edebilen tek bi kişi var hadi yeter çok soru sordun hadi işine
+efendim ben size o parfümün formülünü bulabilirim...

Adam ilk başta dalga geçtiğini düşünmüştü ve dışarı çıkmasını daha kaba bi şekilde söylemişti john ısrarcı bi şekilde efendim bi şey kaybetmezsiniz malzemelerinize zarar vermem lütfen bir şans verin hatta size o parfümün daha iyisini bile yapabilirim dedi parfümcü düşünmeye başladı çocuk haklıydı ne kaybedebilirdi ki
-tamam o zaman gel benle
Parfüm labaratuvarına geçirmişti johnu o kadar koku içerisinde çıldırmak üzereydi ve o sırada adam johna parfümü uzattı ve
-bu parfüm adı aşkın kokusu tam 24 saatin var
+tamam efendim güvenebilirsiniz siz daha önce herhangi bir deney yapmış mıydınız ?
-evet bunlarda deneylerim
John deney tüplerini tek tek kokluyor ve Notlar alıyordu hangi esanslardan kaç gram olduğunu hangi kutuda neyin ekgib olduğunu yazıyordu parfümcü uyuya kalmıştı ki 16. Saat sonunda bi çığlıkla uyandı

+buldum buldum efendim buldum
Adam büyük bir iştahla ayağa kalkmıştı ilk önce esas parfümü havaya sıktı sonrasında ise johnun yaptığı parfümü sıktı inanamıyordu hemen johndan formülünü istedi ve kendisi de denemeye başlamıştı evet john gerçekten de aşkın kokusunu bulmuştu ve iflas etmeye yüz tutmuş parfüm dükkanı için büyük bir umut olmuştu bunları düşünürken johna döndü
-bunun için ne kadar istiyorsun
+para istemiyorum efendim
-ne istiyorsun peki
+laboratuvarınızı sınırsız kullanmak istiyorum yani yanınızda çalışmak istiyorum beğendiğiniz her parfümü yapabilirim
-peki o zaman aşkın kokusunu daha çekici hale getirmeni istiyorum
+yapacağım efendim

Bu Arada john yeni tenlerin yeni insanların kokusunu da öğrenmek istiyordu birgün caddede dolaşırken karşı koyamayacağı güzellikte ve çok cezbedici kokusu olan bir kız görmüştü onu takip ediyordu kız evine geçmişti ve bahçesinde oturuyordu sessizce arkasından yaklaştı ve kızı koklamaya başladı o kadar güzel kokuyordu ki kıza değerek koklamıştı kız korkmuş ve ona saldırmaya başlamıştı John kızın ağzını kapatmış ve kızın başını yanındaki duvara vurup öldürmüştü saatlerce kızın tenini koklamıştı ölüm kokusu çıkmaya başlayınca orayı hızlıca terketti ve kaldığı parfüm laboratuvarına döndü

Arkadaşlar duvara anlatıyorum sanki okuyanlar bi kendini belli etsin şukuları görelim devam edecem

Parfüm laboratuvarında günün nasıl geçtiğini fark etmiyordu ama aklında bir soru vardı ve bunu öğrenmeliydi ustasının karşısına çıktı
+efendim aşkın kokusu sıradanlaştı insanlar artık istemiyor işler geri kötüye gidiyor
-evet John bi şeyler yapmalıyız
John bir parfüm şişesi çıkararak
+bu parfümle dükkanınızı bu semtteki en lüks dükkana çevirebilirsiniz hatta semtin en zengini bile olabilirsiniz efendim
-peki anladığım kadarıyla benden karşılığında bi şeyler isteyeceksin
+evet efendim sizden bana bir kokuyu özlerine nasıl ayıracağımı öğretmenizi istiyorum
-yoo olmaz bu olamaz nerden bilebilirim işimi elimden almayacağını...

Beyler üniversite hazırlanan bi panpanızım ders saatlerim var Arada boşluk bulduğum zaman hemen yazmaya çalışıyorum kusura bakmayın

+efendim işinizi elinizden almak istemiyorum aksine aşkın kokusu parfümünü yapmasaydım şuan zaten işsizdiniz bana bi kere güvendiniz kazançlı çıktınız yine güvenirseniz hayatınız boyunca dükkanınızı koruyabileceksiniz.
Adam düşünmeye başladı haklıydı aşkın kokusu parfümünü üretemeseydi zaten iflas edecekti gerçi şuan yeni bi parfüm piyasaya sürmezse yine iflasın eşiğindeydi mantıklı olarak düşününce haklıyı johna güvenmeliydi ne kaybedebilirdi ki
-tamam istediğini vereceğim ama bu parfümün gerçekten bu kadar satılacağından nasıl emin olabiliyorsun
+hislerim efendim hislerime güveniyorum
-peki o zaman senle bi anlaşma yapalım
+nasıl bir anlaşma
-bu parfümü üretirsin ve satarız eğer dediğin gibi olursa bende sana öğreticeğime söz verebilirim öğrendiğin zamanda bu parfümün formülünü verirsin
+anlaştık o zaman efendim

Parfüm johnun dediği gibi çok hızlı bi şekilde yayılmış ilk günden yüzlerce sipariş gelmişti parfümcü johna tekrar üretmeleri gerektiğini söylemişti john ise adama verdiği sözü hatırlatmıştı ve adamla beraber labaratuvara geçtiler adam damıtmadan özümlemeye her şeyi anlattı ve gösterdi bir çok örneğin özünü çıkartmış ve iyice öğrenmişti şimdi de planlarını yavaş yavaş devreye sokma zamanı gelmişti hergün dükkanı kapadıktan sonra şehirde gezip ülkenin güzel kızlarını takip etmeye başlamıştı ve ilk kurbanını gözüne kestirmişti ertesi gün kızı karanlık bir köşede öldürüp laboratuvara zütürdü ve onun kokusunun özünü çıkarmayı başarmıştı

Şehrin en güzel kızlarını tespit ediyordu bu Arada ve dikkatleri üzerine çekmemek için cinayetleri belirli aralıklarla işlemeye karar vermişti 1 hafta içerisinde 2 kızı daha öldürmüş gizlice labaratuvara taşımış ve onların da kokularının özlerini çıkarmıştı kendine özel bir çanta hazırlamıştı 11 parfüm kutusu bölmesi olan bir çantaydı bu. Parfümcü adamın satışları da iyi gidiyordu o parfümleri de kendi yapıyor onları da yetiştirmeye çalışıyordu 4. Cinayeti işlediğinde ise ülke de seri katil haberleri dolanmaya başlamış halk tedirgin olmaya başlamıştı...

Halkta korku başlamıştı seri katil iddiaları ülkede büyük yankı uyandırmıştı ki kralın kulağına kadar gitmişti kral olayların araştırılması için olayların geliştiği şehre dedektifler göndermiş asker sayılarının arttırılmasını istemiş ve halka da duyuru yapılmasını istemiştir duyuruda kimsenin telaşa kapılmamasını olayların en kısa sürede aydınlatılacağını ve yakalanan şahsın en ağır cezaya çarptırılacağını duyurmuştu. John bunun üzerine bir süre cinayetlere ara vermesi gerektiğine karar vermişti bu Arada dükkan için yeni parfümler üretmeye başlamış ve adamın işlerini daha da geliştirmesine yardımcı olmuştu bu kendi işine geliyordu aslında çünkü dükkana gelen kızların kokusunu ezberliyor ve bir sonraki cinayetini kararlaştırıyordu 5. Kurban bi huurdu onunla anlaşmış ve evine gitmişti öldürdüğü hiç bir kızla sevişmemesi gerektiğini biliyordu çünkü bu yakalanma ihtimalini arttırabilirdi kız çıplaktı kıza onunla birlikte olmak istemediğini sadece onu koklamak istediğini söyledi kız ise bu duruma sinirlendi beğenilmediğini düşünerek onu kovmak istedi bunun üzerine John onu da orada öldürdü ve bi halıya sararak labaratuvara zütürüp özünü aldı

Beyler şu şukuları görelim artık bu son parttı bu gece sabah ilgiye göre devam edecem belli edin kendinizi trenddeyiz şuku yok

Huur öldürüldükten sonra dedektifler birinden şüphelenmişler ve onu tutuklatmışlardı halk onun idam edildiğini görmek istiyordu suçunu itiraf etmesi durumunda idam edilecekti aksi takdirde hergün işkence edeceklerdi bu johnun işine gelmişti artık sokaklarda rahatça gezebilecek kurbanlarını takip edebilecek ve aynı zamanda katilin yakalandığını düşünen sıradaki kurbanlar rahatça hareket edeceği için işi kolay olacaktı ve öyle de olmuştu 2 gece içerisinde 2 kişiyi daha öldürmüş onların özlerini de özel şişelerine doldurmuştu John halk yeniden ayaklanmasın diye işlediği cinayetleri sokağa atmamıştı ve bu sefer işler pek istediği gibi gitmemişti labaratuvarda çalışırken parfümcü girmişti ve johna perdenin arkasında ne sakladığını sordu

John ilk önce geçiştirmek istedi adam sürekli şüpheli sorular sorunca yeni bir parfüm üzerinde çalıştığını ve özler çıkarmaya çalıştığını ve süpriz yapmak istediğini söyledi ama adam şüphelenince görmek istemişti ve perdeyi açması için israr etmişti bir insan kendi ölümünü kendi hazırlar mıydı o hazırlıyordu ve ölmek için adeta johna yalvarıyordu. John yapacak bi şey kalmadığını düşündü
+efendim bitmek üzereydi zaten size süpriz yapacaktım madem bu kadar ısrar ettiniz siz açın süpriz bozulmasın
-sen çocuk her geçen gün beni biraz daha heyecanlandırıyorsun gençleştiriyorsun
+sağolun efendim sadece bana yaptıklarınızı ödemeye çalışıyorum ama
-evet ama... (perdenin önüne gelmiş John arkasındaydı)
+ne kadar gençleşirseniz gençleşin elbet birgün öleceksiniz bunu yapmak istemezdim affedin efendim
Sözü yarıdayken kafasına ağır bir sopayla 2 darbe indirmiş ve parfümcü orada can vermişti

Gecesi hemen dışarıya çıkarak şehrin 8. Güzel kızının evinin önünde onun gelmesini bekliyordu soğuk ve sisli bir gecede sokaklarda tek dolanan kişi olarak dikkat çekebilirdi aslında ama kendinin yerine tutuklu olan birisi zaten vardı onun için rahattı aradan bir süre geçtikten sonra kız uzaktan gözükmüştü ve parfüm çantasıyla kıza doğru yaklaştı ve hanımefendi son bir parfümüm kaldı almak ister misiniz dedi kız güzel bir parfümse neden olmasın dedi ardından çantasına doğru eğildi john içinden çıkardığı taşı kafasına indirdiği gibi kızı çuvala koymuş ve laboratuvara gelmişti işini hemen halletmiş ve parfümcü haricindeki tüm cesetleri farklı yerlere atmıştı onu dikkatleri çekmemek için atmamıştı ve dükkanı onun yerine erkenden kendi açmalıydı

Erkenden dükkanı açmıştı seri katilin yakalanmadığını anlayan halk yeniden ayaklanmıştı her kafadan bir çözüm önerisi çıkıyordu tüm şehirlerin yargıçları en özel dedektiflerinin olduğu bir toplantı gerçekleştirilmeye başlanmıştı ve seferberlik ilan edilmesi kararı alınmıştı bundan sonra her sokak başında bir asker sürekli devriye atacaktı ve şüpheli hareketi olan herkes göz altına alınarak sorgulanacaktı kimse dışarıya çıkmak istemiyordu herkes bir korkuyla yaşamaya başlamıştı aradan 1 hafta geçti ve vezirin ikiz kızlarının Doğum günüydü her sene olduğu gibi kızların Doğum gününe dükkanın en özel parfümlerinden 2 tane istenmişti ve John parfümleri paketleyip öldürdüğü parfümcünün at arabasını alarak saraya doğru yola koyuldu

Yolda sürekli durdurulmuş ve aracın içi kontrol edilmişti John herşeyi planlamıştı saraya geçtiğinde eğlenceler başlamıştı at arabasını bahçedeki labirentin sonuna bırakmıştı eğlence bitince her sene olduğu gibi vezirin iki kızı ve kocaları labirent oyununa geçmek ve ordan çıkmak zorundaydılar hepsi ayrı bir köşeden geçmişti ama onları labirentin içinde bekleyen johndan kimsenin haberi yoktu John koku duyusunu kullanarak ilk kızın olduğu tarafa hızla ilerlemişti ve köşede bekliyordu kız yaklaşınca hemen ağzını kapatarak boynunu kırmış at arabasına bırakmıştı ve geri dönüp aynı şekilde diğer kızı da öldürüp arabaya koymuştu Saray'dan çıkmak için arabasını Saray'dan çaldığı kraliyet arabası süsleriyle donatmıştı ve böylece kapılar direk açılıyor yolda da kimse onu durduramıyordu