2012nin güzel bir yaz sabahının yere düşen kırmızı ve turuncu tozlu toprakların arasında hızlı ve narif bir biçimde uğuldayan rüzgarlar eşliğinde uyandım..

Pencereyi açtım derin bir nefes çekerek güne başladım..

Kuzenlerim Ferhat'la Asuman beni almak için aşağıda 2012 kasa doblosunda bekliyorlardı..

Eşyalarımı sırtıma geçirip güneş gözlüğümü takıp fahrenaytımı sıkıp fazla bekletmeden evden çıkıp bindim arabaya.. istanbul'dan Kayseri'ye...

istikametimiz; yıllar önce vefat eden annemin babası Hulis dedemizin köyü..

Ziyaret i sebebimiz ise dedemizin mezarını ziyaret edip biraz da köyün havasını solmak idi..

Yani biz öyle düşünmüştük ..

Gece gerildim beyler o yüzden devam edemedim kusura bakmayın..

Neyse..

Açtık radyoyu yola çıktık.. Sallana sallana tıkır tıkır gidiyoruz.. keyiflerimiz tam takırında çok yakın 3 kuzen olduğumuz için birbirimizin söylediği alışılmış dışı lafları pek kafaya takmıyoruz.. yani kardeşten öteyiz tabi Asuman\'ı ben o sıralarda öyle görmüyordum..

Baba geçtik Bolu\'yu Ankara istikametinde doğru ilerliyoruz saat akşama doğru yol almış biz hala kahkahaların bini bin para eşliğinde gır gır goy goy yaparak ileriyoruz tabi ben bunaldım geceyi yol üstü arabada yatmak gibi bir huyum olmadığı için Ferhat\'a dönerek..

Ferhat artık biraz hızlı gitmenin zamanı gelmedi mi ? derken hoop bum küt diye ses geldi arabadan.. ilk motor düştü sandım ama öyle bir fena sesti ya birini ezdik ya da motor düştü yani o sesin başka açıklaması olamaz derken sağa çektik arabayı indik baktık birşey yok arabanın altında kan falan da yok tekerler de sağlam.. ama imkansız bildiğin sallandık amk Asuman da Ferhat desen altına kaçırmış vaziyette neyse aga bi sigara yaktım arabanın başında tüttürüyorum.. sonra havalı bir korna sesi ile yanımıza mavi bir Kartal yaklaştı cdıbını indirdi..

Şöför koltuğunun yanında oturan yaşlı denilmeyecek kadar genç, genç denilmeyecek kadar yaşlı bir adam bize doğru bakarak alaya alarmışcasına seslenerek "biraz dikkatli olun gençler az daha altınızda kalıyorduk" diyip camı kapatıp ilerlediler.. biz tabi mal gibi birbirimize baktık noluyor gibisinden sonra arabanın plakası gözüme geldi 58 plakaydı.. neyse aga atladık arabaya devam ediyoruz.. Asuman öne geçti bende arkaya geçerek bacaklarımı uzatıp uyudum gece arabayı ben kullanırım diye..

Ankara'ya vardığımızda vardiya değiştirdik Ferhat'la geçtim direksiyonun başına sürüyorum yadigarı..

Neyse baba özet geçeyim buraları

Saat akşam üstü civarı, ne gölgeler haremi şeklinde ne de ay tam tepede.. sonunda vardık Kayseri'ye elmacıoğluna gittik iskender gömdük akabinde alışveriş yaptık kahvaltılık bakliyat tarzı...

Neyse bindik tam tıkır köyün yolunu tuttuk .. bilen bilir Talas'tan çıkarken yol 2ye ayrılıyor sol taraf erciyes dağı sağ taraf ise develi tarafı.. he bizim köyde develi tarafında (köyün adını vermiyorum beyler zaten kimse yok denilecek kadar az direkt ifşa olurum) neyse yorgunluğun vermiş olduğu kafa dalgınlığı mı yoksa başka birşey mi hiç bi fikrim yok sol tarafa kırdım direksiyonu girdim.. toz topraktan sisten önümüzü göremiyoruz artık ön farların heybetine kapılarak yola devam ediyoruz.. saat gece 2 gibi bir ezan sesi yükseldi.. arabayı durdurdum birbirimize bakıyoruz noluyor dercesine.. bu saatt ezan sesi ne alaka.. indim arabadan yaktım telefonun flaşını ileriye doğru tuttum ve...

Yıkık dökük bir ev bir odasının ışığı yanıyor ama mum ışığı gibi sönük, etrafı demir korkuluklarla çevrilmiş dışardan bakıldığında bir hayli korkunç en azından bizim o durumumuzda olan herkes altına kaçırırdı..

Neyse baba nizami bir şekilde sağa çektik arabayı en azından güneş doğana kadar arabada kalma fikri kafamda vardı kuzenlere de bunu dedim. Ferhat yok olmaz olum gibtiğiminin köyüne bir an önce varalım dedi. Asuman ise arabada kalma fikri aklında yoktu ki baya bir ürkütücü ve korkunç manzaralı bir yerde de durmak istememesini anlıyordum derken ezan sesi akabinde uğultu ve yağmur başladı aha dedim sıçtık şimdi diye içim içimi yerken Asuman karşı eve bakın dedi.. Biri dışarıya çıkmış bize doğru el sallıyordu.. Kuzenlere dönerek gidelim en azından sabahı orada geçirip yola devam ederiz.. Pek bana katılmasalarda ikna ettim.. Çıktık arabadan kapşonu geçirdim kafama erkeklik hormonlarım asumanı etkileme çabalarımdan ötürü bir hayli tavan olmuştu.. en önde telefonun flaşını açıp gidiyordum.. Korkuluklarla çevrilmiş evin dış kapısını açıp adımımı attım ki nur yüzlü eskimiş sakallı bir amca ürpertici ses tonuyla hoş geldiniz yeğenim dedi.. hanım içerde uyuyor biraz sessiz olursanız sevinirim dedi. Evin içersine buyur etti bizi..

Girdik evin salonuna..

Nasıl tasfir etsem bilemedim.. beyaz kireçli duvarları, salonun her yeri yer yastığıyla çevrili eski bir soba tüplü bir televizyon bide yere yakın bir sehpa vardı..

neyse direkt sobaya sarıldık ama cayır cayır yanıyor yani yazın göbeğinde bu sobanın yanmasına mı şaşırmalıydık yoksa sabahtan beri yaşadığımız gibimsonik dramamı şaşırmalıydık bilemedim.. ben pek şaşırmadım aslında başımıza gelenlerden sonra.. Neyse Amca çay tepsisiyle içeriye girdi ve...

Amca koydu masaya tepsiyi çay bardaklarını tek tek doldurdu.. Asuman "kusura bakmayın amcacım teyzeyi uyandırdık herhalde" dedi. Bende bu ne diyor diye düşünürken 1 tane fazladan çay bardağının dolu olduğunu fark ettim olayı çözdüm.. Yavaştan çaylarımızı yudumlarken amca bize:"çekiniyor çekiniyor"diye çemkirmeye başladı.. olayı anlamadık amk yine ne olmuştu diye düşünürken amca "gözlerinizi kapayın, gözlerinizi kapayın" dedi.. Telaşlanmaya başlamıştım yine ne yarram yedikte bu gibimsonik entresan olay başımıza gelirken... Amca:(Yüksek sesle) "kapatsanıza"dedi.. hal böyle olunca kapadık direkt yalan olmasın 4-5 saniye geçmeden tamam açabilirsiniz dedi.. Asuman direkt çığlık attı. Ne oluyor Asuman dedim.. Ferhat olum çay bardağına bakın dedi.. Ee ne var bunda dedim amk.. Amca sakin bir edayla: bir bardak daha doldurayım mı?"dedi.. benim o an jeton düşmüştü.. herkesin çayı önünde dururken teyzenin çayı bitmiş üstüne de çay kaşığı konulmuştu.. Bak yine tüylerim diken diken oldu anlatırken.. Ya köyün delisine denk geldik yada hayatın bizi sınadığı kötü bir şakaydı bu amk..

Ferhat ayağa kalkarak hadi kalkın gidiyoruz diyerek kapıya yöneldi salonun kapısını araladı veee

Ya kusura bakmayın gençler anlatırken baya etkileniyorum aklıma geldikçe o lanet olay inanın uyku bile tutmuyor.. hala dinleyen varsa anlatmaya çalışayım ???