hikayemi yazıyorum siddet ölüm uyusturucu var

up up up up up up

her geçen gün hakan ın cevresindeki arkadaslarıyla tanısıyordum ve onlarlada aram çok iyi oluyordu, benim kendi arkadaslarım tam anlamıyla hayatımdan çıkmışlardı. hakanın bütün arkadasları serseri tiplerdi, yolda görünce karşı kaldırıma geçtiğiniz tiplerden, zorla gelip para isteyen tiplerden... biz hep beraber takılıyorduk.. şimdi düşününce o kadar utanç verici ki. bana herseyi yansıtmıyorlardı, hergün kızılayın ucuz cafelerinde oturur ucuz nargile içer, paramız artarsa bira alırdık.

o gün cevredekiler bizi ayırmaya çalışıyor fakat ayıramıyorlardı, kızılayda herkesin ağzına sıçan biz herkesin önünde birbirimizi dövüyorduk. metronun güvenlik görevlileri bizi zorla ayırdı ve farklı odalara kilitlediler, polisi aradılar, olay gece karakolda bitti, barıştırdılar.. ailelerimiz gecenin bir köründe karakol köselerinde bizim pisliğimizi temizlemeye calısıyor polislere yalvarıyordu.

@38 hakanın ailesi çok zengindi fakat bunu kimseye yansıtmıyordu, başkasının parasını yemeyi seviyordu ve arkadas cevresinden dolayı o mekanlarda takılmak gerekiyordu, parasıyla hava atan biri değildi.

işe girdim 8ay a yakın hem okuyup hem calıstım. durumlar düzeldi annem iyileşti babam iyileşti dükkanın basına gecti.. durumlar düzeldiği için bende işten ayrıldım... eski arkadas cevresinden kurtulmustum, sevgiliye ihtiyacım vardı ve ılgın diye bi kızla çıkmaya başladım. ılgın çok güzel ve çok zengin bir kızdı. Ankaranın en pahalı mekanlarına gidiyorduk ve herkes ılgına bakıyordu. o kadar sexy ve güzeldi ki, kendini nasıl göstereceğini çok iyi biliyordu. beni kendimden geçiriyordu. eli hep gibimin üzerindeydi. mutluydum amk cinsel hayatım yerindeydi, hiç bir sıkıntım yoktu, ailem mutluydu.

up up up beyler burda mısınız ???

uplayın kankiler up up up

ben çalmamasını, benim paramın onun parası olduğunu söyledikce istemiyordu, kendini ezdirmek istmyordu belki de... ve bir gün tkp(türkiye komünist partisi)nden televizyon çaldı, bu olay duyulunca hakanı bi güzel dövdüler. biz de partiden ayrılma kararı aldık. komünistlik bize göre değildi, anarşi kolektiflerine gitmeye başladık... sakarya caddesindeydi yerleri.

sıkıntılarını bana yansıtmaya basladı bunları. beni kıskanıyordu, davranısları, konusmaları hep iğneleyici konusmalardı.ben alttan alıyordum cünkü öz kardesimden yakındı. benim eğer harçlığım varsa o benim değil bizimdi. hiç esirgemedim ve o kadar cok güveniyordum ki. hakan bir süre sonra hırsızlık yapmaya basladı. tabi ki ufak tefek şeylerle başladı. marketten kola çalarak başlamıştı.

biz uzunca bir süre birlikte olduk gizemle.. ilk günlerdeki heyecan geçti tabi ki, ama insan sevinde hatunla ilgili kötü şeyler düşünemiyor, sadece öpüşmek istiyordum ben, o elimi alıp orasına burasına sokuyordu ve ben gerçekten rahatsız oluyordum. çok ilginç di mi? yaşamayan bilemez.

bir gün anıl diye bir arkadasım, baska bir arkadasımın evinin anahtarını çalmış ve bana çaldığını söylememisti, rica ettim verdi demisti. 4-5çift sevgili gittik içkimizi içtik sigaramızı içtik, ve ev sahibi arkadas evi bastı ve sok oldu. bizim gizemle öyle bir kaçışımız var ki, apartmanın deposuna saklanıp orada çok ateşki bir şekilde sevişmiştik, gibiş olmadı tabiki. izin vermedim.

Babası kanser hastasıydı, çok zeki bir adamdı, mütehait ti...
babası öldükten sonra babasının borçları, bitiremediği işler, kardeşler vb. derken bunlara hiçbir para kalmadı. yani o şirketler sahibi adamdan yaklasık 20milyar falan kalmıştı. kirada oturmaya basladılar ve anneside işsizdi, bu yasına kadar prensesler gibi yaşayan hiç bir zorluk cekmeyen bir kadındı. hakanın hayatı tepetaklak olmustu.

gel zaman git zaman aşık oldum. hatunun adını gizem farz edelim... aynı okuldaydık ama hakan aracılığı ile samimi olmuştum. dünyalar güzeli bir kızdı. yemyeşil gözleri kızıl saçları vardı... hayatımda aşık olduğum ilk ve tek kız diyebilirim. onlarcasıyla çıktım birlikte oldum ama sadece ona aşık olmuştum... hala aklıma geldikçe duraksayıp üzülüyorum. diğer kızlara cekinmeden yumulup orasını burasını elleyip öperken, gizem i görünce dizlerim titriyordu... o kadar değişik bir duyguydu ki gökyüzünü kırmızı görüyordum adeta.

hakan zaten kendinde bi cocuk degildi bir günü bir gününü tutmuyordu. sebebini hiç düşünmedim, ailem bana kum hakanla görüşme dedikçe ben ailemle kavga ediyor tam aksine gidip pislik işlere bulasıyordum.. canım ailemin kıymetini şimdi anlıyorum. cok üzdüm onları.. hakan aile sevgisi görmüyor ya da ilgilenmiyorlar diye düşünüyordum. sonradan öğrendim babası kansermiş, annesi onunla ilgileniormuş.

bir süre sonra iliskimiz duraksadı, heyecanı bitti. heyecanı bitiren hakanın pislikliği idi. daha önceki kız arkadaslarıma yaptıgı seyi gizemede yapmıstı onunla birlikte olmaya calısmıstı. gizem baskaydı, diğer kızlar gibi değildi. diğer kızlar tek günlüktü sevişirdik yatardık ve biterdi, ama ben gizeme deli gibi aşıktım. hakanın sarkıntılıkları beni çok rahatsız etti, ben buna izin veremezdim ve kızılay metrosunu bilenler bilir, ankaray ve metro gişelerinin arasında büyükşehir belediyesinin altın plaketi var işte tam onun önünde muştalarla birbirimize girdik, kanrevan içinde bağırıyor yumruklasıyorduk hakanla.

sürekli yanımızda bıçak falan tasımaya baslamıstık cünkü kızılayda karanfil, konur, yüksel caddesi, güven park, sakarya, izmir caddesi heryerde bizden intikam almak isteyen pislik tipler vardı, boyacısı, tinercisi, torbacısı, sarhosu, ayyası... ben kendimi bu duruma hakan yüzünden sokmustum. onun cevresi, onun alıskanlıklarıydı... ben tertemizdim...

bi süre sonra bu cocukla siyaset üzerine konusmaya basladık ve ortak fikirlerimiz üzerine tkp ( türkiye komünist partisi) ne gitmeye basladık. parti icinde aktif üyelerdik. pankartları biz hazırlardık, eylemlerde en önde bayrak sallar, televizyona cıkan eylemciler olurduk... tkp ankarada bizi tanımayan yoktu.. kaç defa karsıt görüşlerle kavgalar ettik, ankara yüksel caddesinde her gün bildiri dağıtan yannan kafalılardan biriydim... tabi bu siyasetin dışında günlük hayatımız çok kavgalı ve şiddet dolu geçiyordu.

hep birbirimizin arkasını kollardık, ankara kızılay güven parkta ki gündüz boyacıları akşam tinercileri sürekli dövüyorduk sebepsiz yere. onlarda bizi görünce bir araya geliyor bize saldırmak için fırsat kolluyorlardı. bir gün kız arkadasımla güven parkta oturuyordum, yanıma hakan geldi.. bende siyah nike spor aykkabı var. boyacı bana boyayabilir miyim dedi hayır dedim tekrar tekrar sordu hayır dıbınakoduğum gibtir git dedim en sonunda, benim üzerime yürüdü ve ben güvenpark ın ortasında cocugun yanagını jiletledim, yüzü bi anda kanrevan içine döndü ve koşarak kaçtı cocuk, giderken dedi ki bekleyin burda serefsizler bekleyin diye bagırdı... bekledik 1saat gelen giden olmadı.

up up up up okuyor musunuz beyler?

hakan tam bir ruh hastasıydı bulasmadıgı kimse yoktu... hani derler ya yanbaktı diye kavga çıktı, aynen o durumdu yolda tanımadıgı adam buna ters baktı diye taşla kafasını yarmıştı, ciddi sorunlar yaşıyordu... bir gün bi savcının oğlunu dövmüş ve savcı buna tutuklama emri çıkartmış, hakanda gece savcının arabasının üzerine sprey boyayla küfürler yazmıs, nasıl biri olduğu aklınızda canlanmıştır, hiç bir şeyden korkmayan bir ruh hastası, gözü kara

up layın beyler ara sıra burada olduğunuzu bileyim