1. 1.
    +2
    sosyal medyadaki kimliklerin hayati önem taşıdığı, gösterişten en uzak insanların dahi imaj kaygısına kapılabildiği yeni iletişim dünyasında bu ve benzeri hastalıklar mantar gibi çoğalmaktadır. durumun kişilik bozukluğundan ziyade, normal kabul edilip popüler bir akıma dönüşmesi ise üzücü kısımdır.

    bu hastalığa mensup kişilerin hayatlarının büyük bir bölümüne majör depresyon ve mitomani muhakkak eşlik etmektedir. her ruhsal hastalıkta olduğu gibi buradaki hassas nokta da “doğru teşhis” kısmıdır. zira süpheli semptomlar yalnızca basit karakter özellikleri de olabilmektedir. durumu hastalık yapan, kişinin iç dünyasında yaşadıklarıdır (zarar gördüğü halde aynı hataları tekrarlamaktan kendini alamamak, zıt ruh hallerini art arda ve sıkça yaşamak, sahip olduğu meziyetleri - gösterdiği başarıları birilerine anlatmadan rahat edememek, sık sık boşluğa düştüğünü hissetmek, içinde yaşadığı kronik yalnızlığın çözümünü sağlıksız bir egoizmde bulmak gibi). o nedenle herkese karşı güvensiz oldukları da bilinen bu kişilerin ciddi anlamda bir uzmanla konuşması, doğru teşhisin ilk koşuludur.

    histriyonik kişilik bozukluğu olan insanların yakın çevreleri de bir şekilde kişilik bozukluğu olan kimselerle doludur. çünkü bu kişiler dışarıdan tam tersiymiş gibi görünse de sağlıklı ilişki kurmayı reddederler. depresifliğe meyilli, çökkün kimselere yanaşmaktan, onların yüzeysel sorunlarına çözüm üretip değerli hissetmekten hoşlanırlar. ancak hızlı ve fazla samimi oldukları ilişkilerde aniden sıkılıp çok kolay karar değiştirirler, insanları kolay yargılarlar. sanki “dünya bir tiyatro sahnesi, çevredekiler de her yapılandan etkilenecek seyirciymiş” gibi bir hayat sürerler. yaşadıklarını aktarırken bire bin katıp hikayeleşirler. hayal dünyaları fantezi dolu isteklerle bezelidir. ancak fantezilere ne kadar yaklaşılırsa, tatminsizlik o kadar büyür. hep daha fazlası istenir, istek elde edilemezse ya dışarıya dönük rol yapılır ya da aşırı duygusal tepkiler ve sinir boşalımları yaşanır. ilgi çekmek için intihar tehditlerinde bulunurlar, bayılma numarası, sinir krizi numarası yapabilirler. hep bir bohem hayat, ağustos böceği olma peşindedirler. lüksü, şaşayı, ışıkları severler. engellenmeye düşük tolerans gösterirler. istekleri hemen o anda olsun isterler. isteklerine ulaşmak için her yolu denerler, hareketlerinin sonunu düşünmezler. hayran oldukları kişileri kolayca hayatlarının kahramanı ilan ederler. kolay duygusal yıkım yaşarlar ama görünüşte hızlı toparlanır, güçlü durmaya çalışırlar. karşı cinsten biriyle konuşurken yaptıkları hareketlerde, kurdukları cümlelerde cinsiyeti ön plana çıkaran hareketlerde bulunurlar ve çoğu zaman abartılı davranırlar. tüm bu histerik duruma rağmen cinsel dünyalarında fonksiyon bozuklukları yaşarlar. her zaman yeni ve destansı bir ilişkiye, farklı ve uçuk heyecanlara aç olduklarından sadakat sorunları bulunur. fiziksel görünümleriyle çok fazla ilgilenirler. gardıropları giymedikleri giysilerle doludur. iş hayatlarında bir projeyi kolayca yarım bırakabilir, çok alakasız konudaki bir diğer projeye geçebilirler. sabit bir meslekte uzmanlaşmaları, bir konuda çok iyi işler çıkarmaları güçtür. sosyal yönleri kuvvetlidir. sosyal ortamlarda aktif rol almayı severler. konuşmayı severler.

    kaba tabirle “gösterip de vermemek” cümlesini hastalığın karakteristik durumuyla bağdaştırmak doğru olabilir. çünkü bu hastalıkta herhangi bir şeyi vermekten ziyade “göstermek” merakı esastır. gösterilen şey her ne ise, insanların ona karşı tepkileri değerlidir. tepkiler istenilen ölçüde değilse o insanlar ölsündür. insan ilişkileri çıkarlara dayalıdır. bencillik anahtar kelimedir.

    kişinin duygusal dünyasında her daim büyük bir boşluk bulunur. o yüzden ağdalı cümle kurabilen, romantik ve gizemli olabilen karşı cinsten kolay etkilenirler. kolay inanırlar. sezgilerine mantıklarından daha çok güvenirler. iltifat duymaya zaafları vardır. kandırılmaları kolaydır. durum dramatiktir.

    yapılan bir açıklamaya göre; çevrenizde değer verdiğiniz ve bu yönde bir hastalığı olduğundan şüphelendiğiniz insanlar varsa (ki artık neredeyse her yerdeler) kişisel olarak yapabileceğiniz “en üst” yardım, hastaya farkındalık kazandırmak olabilirmiş. zira çocukluk temelli olduğu bilinen böylesi komplike sorunların kesin bir tedavisi bulunmamakla birlikte, pgibiyatrideki çabaların büyük bölümü de “hastayı, hasta olduğuna ikna etmek”le geçmekteymiş. bu sayede hasta kişi olaylarla başa çıkabilme yöntemi geliştirebilmekteymiş.
    ···
  1. 2.
    0
    ···
  2. 3.
    0
    töbe töbe
    ···
  3. 4.
    0
    özet geç piiiğğç
    ···
  4. 5.
    0
    ben pgiboloji okuyorum böyle bişey duymadım amk
    ···
  5. 6.
    0
    Ozet: internete girmeyin demiyor, hobi olarak yine girin diyor.
    ···
  6. 7.
    0
    özet geç
    ···
  7. 8.
    0
    insan okuyacak bunu amk ama doğru yazıya benziyor bir ara okurum
    ···