1. 1.
    +22 -4
    doğduğunda babasız kaldı. amine adında kureyş kabilesine mensup mekkeli bir kadının oğlu olarak dünyaya geldi. güzel bir çocuktu. süt anneye verdiler. kadın bu çocuğu çok sevdi ve süt anneliğini biraz daha uzattı. sonra bi yolculukta annesini de kaybetti. yetimdi öksüz kaldı. önce dedesi abdülmuttalip sonra da amcası ebu talip onu büyüttü. sessiz ve ağırbaşıl bir delikanlı oldu. nasıl diğer çocuklara benzemediyse yaşıtı gençlere de benzemedi. ona mekke'de 'el emin' lakabını taktılar. çünkü gerçekten her konuda güvenilen bir genç adamdı. yakışıklı ve aydınlık bir yüzü olduğu her kayıtta belirtilmiştir. hatice adında mekkeli dul ve zengin bir kadınla evlendi. hatice onu çok sevdi o da elbette bu olgun ve ince kadına iyi bi eş oldu. çünkü sonraki evliliklerinde diğer eşlerine her zaman hatice'yi örnek vermiş ve bu da evlendiği kadınların iyice çileden çıkmasına yol açmıştır.

    kırkına doğru inzivalara çekildi. mekke yakınlarındaki hıra dağında düşüncelere dalıyordu.
    bundan sonraki olayları anlatmaya gerek yok. melek gelir ve ona 'oku' der. defalarca okuma bilmediğini söyler ama bu tecrübe olağanüstü bi durumdur ve bu münzevi adam o gün neyle karşılatığını henüz bilmemektedir. o yıllara değin sakin bir hayatı olmuştur. mağaradan çıkınca o denli korku doludur ki kendini kayalıklardan atmayı bile düşünür. eve gelir ve hatice'ye onu örtmesini ister. çünkü tir tir titremektedir. ve o kadın, hatice, onun asla yalan söylemediğini bildiği için eşinin bir elçi olduğunu kabul eder. evet.

    olay bu. her büyük insanın büyük bir hayatı vardır ve hz muhafazid'in yetim ve öksüz başlayan hayatı da yine yüzlerce binlerce çileli günle dolar. mekke'nin en güzel kadınlarını, parayı, mevkiyi reddeder ve kabilesine isyan bayrağını açar.
    canına kast edilir. yurdundan kaçar ve yüzlerce insanın hayatını bir anda tamamen değiştirir.
    oryantalistlerin ve islamdan nefret eden insanların en çok eleştirdikleri konu hz muhafazidin kadın konusundaki tutumudur. neden dolayı bu kadar evlendi. yaşı küçük bir kızla neden nikah kıydı. hz. ayşe'nin yaşı konusu tartışmaldır. 9 dan 18 dek bu yaş uzar ve kısalır. neyse. şunu anlamıyorlar. bu sıradan mekkeli adama neler neler vaad edilmişti ama o bunları reddetti. kadınlar, para, mevki veya mekkenin krallığı. ve şu da biliniyor, asla mal biriktirmedi. zengin olmadı. hep sade yaşadı. birine ilk selamı o verdi. kimseye yan bakışı olmadı. biri ona seslendiğinde ona bütün bedeniyle döner ve gülümserdi. bir çocuğun yanından onun başını okşamadan asla geçmedi. düşmanları da ona güvenirdi. zarif ve sessiz biriydi. ben de sizin gibi biriyim derdi. et yedi ve evlendi. hiçbir aşırı tarafı olmadı. bir çok konuda geleneği takip etti. giyimi, kuşamı o çağdaki bir arap nasıl giyiniyorsa öyleydi yani.

    torunlarını omzuna alacak kadar sevimli bi dede, iyi bir öğretmendi, karılarının çenesinden illallah diyen bi adamdı.

    benim düşüncem neye inanıyorsak inanalım veya hatta inançsız bile olsak, bu çağdaki her insanın ondan alacağı çok şeyleri var olduğudur.

    ve onu seviyorum. evet. onu çok seviyorum. buraya bişey yazan dinli dinsiz her insandan da ne yazarlarsa yazsınlar sayglı olmalarını bekliyorum. inci sözlükte olmamız onu sevmeyeceğiz anldıbına gelmiyor ya da onu sevmek şakirt olmayı da gerektirmiyor.

    bu özel insanın daha çok tanınması gerektiğini düşünüyorum.
    Tümünü Göster
    ···
  2. 2.
    +3 -1
    http://www.incicaps.com/4...32351363300268041318n.jpg
    ···
  3. 3.
    +1
    kimse kimseyi sevmek zorunda değil ama saygı göstermek zorundadır binler

    edit: okudum ve ateistim
    ···
  4. 4.
    0
    @46 panpa uyarmak bilgilendirmek her müslümanın görevidir. anlatırsın, açıklarsın. yapmayacağın şey zorlamaktır. yoksa herkes susar oturur aşağı senin dedğiğin gibi, böylece müslüman olacak beri senin yüzünden olamaz. sen bunun hesabını nasıl vereceksin bu durumda?
    ···
  5. 5.
    0
    @1 anladın mı şimdi burası yeri değil panpa
    ···
  6. 6.
    0
    ben elhamdülillah müslümanım fakat düşüncesini beğenmediğim insanları sevmem ve saygı duymam.

    şimdi kalkıpta bir ateiste fikirlerini sevmediği hatta yaptığı bazı işleri çok yanlış bulduğu, bir insana saygı duymasını bekleyemem zaten beklemem çünkü s2mde olmaz. herkesin popisi kendine. inananında, inanmayanında. bırakın nedir bu herkese birilerini sevdirme hastalığı?

    insanlar, daha 100 yıl geçmemiş kendisi için ölüm fermanları varken bile kelle koltukta cepheden cepheye koşup, bundan sonraki yıllarda doğacak olan gavatların zütünü kurtarmaya çalışmış ve kurtarmış ve sana bir devlet bırakmış. yapacağın tek şey üstüne 1-2 birşeyde sen koy demiş olan adama, * kalkıp kendisi için savaş verip kurduğu ülkede, onun için savaşmasını giblemiyor ana bacı sövüyorlar.

    sen şimdi 1400 sene evvel, bir adamın getirdiği dine saygı duyacaksın diyorsun. kur'an senin benim için kutsaldır ve allahın varlığına kanıttır. ama adam diyor ki ne bilek la onun yazmadığını var mıdır kanıtın ispatın sen gene kur'anı çıkarıyorsun gösteriyorsun hayatından örnekler veriyorsun. duymaz ağa duymaz saygı duymaz ayriyeten duymasın sanane amk giren çıkan mı var sana? sen gidecen işte cennete sus otur aşağı amk.
    ···
  7. 7.
    0
    @41 kuranda böyle birşey yazmaz boşuna zahmet edip araştırma
    ···
  8. 8.
    0
    @ 39 haklı. bu başlıkta manevi değerlere küfür ve hakaret edenlerin gerici yobazlardan hiç bir farkı yoktur.
    ···
  9. 9.
    0
    @37 hz. aişe: peygamberimizin dul olmayan tek eşidir. peygamberimiz genç yaşta olan (17-18 yaşlarında : hz. aişe’nin ablası esma hicrette 27 yaşındaydı. hz. aişe ablasından 10 yaş küçük olduğuna göre onun da hicrette tam 17 yaşında olması gerekir. ayrıca hz. aişe peygamberimizden önce cübeyr’le nişanlanmış, daha sonra dini nedenlerle ayrılmışlardı. demek ki evlenecek çağda bir kızdı, nişanlanmış, nişan bozulmuş sonra peygamberimizle evlenmiştir-) hz. aişe ile evlenir.hz ebu bekir'in kızıdır. müslüman hanımların sormaya utandığı sorulara cevap vermesi için peygamberimiz hz. aişe ile evlenmiş ve onu öğretmen olarak yetiştirmiştir. hz. aişe peygamberimizden 2000 hadis rivayet etmiş, müslüman kadın ve erkeklere öğretmenlik yapmış, hatta müslüman orduların komutanlığını dahi üstlenmiştir.
    ···
  10. 10.
    0
    @39 şukunu verdim panpa. neye inanıyor veya inanmıyorsan da
    ···
  11. 11.
    0
    @37 ayrıca bu rivayetlerinin sahihliği tartışmalıdır. sahih olsa dahi benim dediğim şekilde ergenliğe girdikten sonra 9 yaş say
    ···
  12. 12.
    0
    insanların inançlarına ve kutsal saydığı şeylere küfür etmek en basit ifade şekliyle acizliktir. sen inanmıyorsan inanma o senin sorunun ama ben sana inançsız huur çocuğu diyormuyum demiyorum ha sen huur çocuğusun ayrı konu ama kimsenin sırf kendi inanmadığı için küfür etmeye hakkı yok edersende sadece kendi huur çocukluğunu anlatmış olursun o kadar

    özet : bu başlık küfür edenlerle beraber uçar ...
    ···
  13. 13.
    0
    @37 hahaha olum o capsteki kuran değil ki mal mısın?
    ···
  14. 14.
    0
    inci sözlük içinde gizli cemaatleşme çabaları detected
    ···
  15. 15.
    0
    ayrıca maksadı huur çocukluğu değil öğrenmek olanlar için
    (bkz: http://www.sorularlaislam...ginde-kac-yasindaydi.html)

    Peygamberliğin gelişinden on yıl sonra, elli yaşındayken eşi Hz. Hatice’yi kaybeden Peygamberimiz (asm.) kendisine hem ev işleri ve çocuklarının bakımında yardımcı olacak, hem de islâm’a davet faaliyetlerinde destek olacak eşlere ihtiyacı vardı. Bunun için bir yandan yaşlı ve dul bir kadın olan Sevde’yi, öte yandan da en yakın arkadaşı olan Hz. Ebubekir’ in kızı Hz.Ayşe’yi istetti.

    Hz. Peygamberin bu isteği, vahyin başlangıcından on yıl sonradır. Hz. Ayşe vahiy başlangıcından beş altı yıl önce doğmuştur. Dolayısıyla Hz. Ayşe’nin Peygamberimizle evlendiği yaşın on yedi-on sekiz olduğu ortaya çıkar.

    Bu konu, daha detaylı bir şekilde Mevlana Şibli’ nin “Asr-ı Saadet” kitabında geçer. (ist. 1928. 2/ 997)

    Hz. Ayşe’nin evlendiği zaman yaşının büyük olduğunu, ablası Esma’nın biyografisinden kesin olarak anlıyoruz. Eski biyografi kitapları Esma’dan bahsederken diyorlar ki: “Esma yüz yaşındayken, Hicretin 73. Yılında vefat etmiştir. Hicret vaktinde yirmi yedi yaşındaydı. Hz. Ayşe ablasından on yaş küçük olduğuna göre, onun da hicrette tam on yedi yaşında olması icap eder. Ayrıca Hz. Ayşe, Hz. Peygamber’den önce Cübeyr’le nişanlanmıştı. Demek evlenecek çağda bir kızdı.” (Hatemü’l Enbiya Hz. muhafazid ve Hayatı, Ali Himmet Berki, Osman Keskioğlu, s. 210)

    Not: Konuyla ilgili Dr. Reşit Haylamaz'ın "Âişe Vâlidemiz’in Evlilik Yaşı" başlıklı şu makalesini de okumanızı tavsiye ederiz:

    Âişe Vâlidemiz’in, altı veya yedi yaşındayken nişanlandığı, on yaşındayken de evlendiği yönündeki rivayetler,1 onun evlilik yaşıyla ilgili kanaatin oluşmasında bugüne kadar en önemli âmiller olagelmiştir. Bu kanaatin yerleşmesinde, erken yaşlarda evlenmenin o gün oldukça yaygın oluşu ve coğrafi yapının etkisiyle çocuklardaki fizikî gelişmenin daha erken yaşlarda tamamlanması gibi sebeplerin de belirleyici olduğunu unutmamak gerekir. Onun içindir ki konu, dün denilebilecek bir zamana kadar hiç gündeme gelmemiş ve tartışma konusu olmamıştır.

    Söz konusu hususu bugün, o günkü şartları nazara almayan ve islâm’ı da ‘dışarı’dan inceleme konusu yapanlar gündeme getirmekte ve meseleyi kendi zaviyelerinden değerlendirip tenkit etmektedir. Bu farklı duruşa islâm Dünyası’nın tepkisi de aynı değildir; bir kısmı, meseleyi olduğu gibi kabul etmenin gerekliliği hususunda ısrar ederken2 az da olsa diğer bir kısmı, evlendiği dönemde Âişe Vâlidemiz’in, daha olgun bir yaşta olduğunu3 ifade etmektedir. Karşılıklı tepkilerin ağırlığını hissettirdiği bu tartışmalar esnasında, her zaman dengenin korunamadığı; tepkilere cevap teşkil etsin denilirken söz konusu rivayetlerin yok sayıldığı veya bu tavra tepki olarak diğer alternatifleri görmezden gelme yanlışlığına düşüldüğü de bir gerçek.

    Bilindiği üzere herkes, kendi yaşadığı devrin çocuğudur ve arkadan gelen nesiller tarafından da, o devrin kültürü esas alınarak değerlendirmeye tâbi tutulmalıdır.

    Toplumlar, ortak birikimin neticesinde hâsıl olan ‘örf’lere göre yön bulurlar ve bunların hesaba katılmadığı yerde, o toplum hakkında karar verme konumunda olanların isabetinden söz etmek oldukça zor, hatta imkânsızdır.

    Meseleye bu zaviyeden bakıldığında, Allah Resûlü’ nün neş’et ettiği dönem itibariyle kız çocuklarının erken evlendirildiği4 ve bu türlü evliliklerde yaş farkının pek önemsenmediği5 bilinen bir vak’adır. Kız çocukları hakkında o günkü toplumun benimsediği olumsuz tavrın ve bu tavrın aileler üzerinde oluşturduğu baskının, bu anlayışı tetiklediği de söylenebilir. Burada, iklim ve coğrafî şartların müsait olması yönüyle çocukların, fizikî gelişimlerini daha erken tamamladığı ve kız çocuklara, kocasının evinde büyümesi gereken birer varlık olarak bakıldığı gerçeğini de unutmamak gerekir. Kaldı ki bu, sadece kız çocuklarıyla ilgili bir mesele değildir; o günkü uygulamalara bakıldığında erkek çocukların da erken yaşlarda evlendirildiği anlaşılmaktadır. Mesela Amr ibn Âs ile oğlu Hz. Abdullah’ın arasındaki yaş farkı, sadece on ikidir ki bu durumda Hz. Amr, dokuz veya on yaşındayken evlenmiş olmalıdır.

    Bu bilgilerden hareketle diyebiliriz ki Âişe Vâlidemiz, dokuz yaşındayken evlenmiş olsa bile ortada garipsenecek bir durum yoktur. Şayet böyle bir husus söz konusu olmuş olsaydı, Zeyneb Vâlidemiz’le izdivacında fırtına koparmak isteyenlerle, Benî Mustalık Gazvesi dönüşünde ve hiç olmadık yerde Âişe Vâlidemiz’e iftira atanların, onlar açısından önem arz eden böyle bir meseleyi dillerine dolamamaları düşünülemezdi. Sonuç nasıl olursa olsun sadece başlı başına bu bilgi bile, Âişe Vâlidemiz’in evliliği konusunda olumsuz herhangi bir durumun olmadığını ispat için yeterli bir güce sahiptir.

    Peki, gerçekte durum nedir? Yaş tespiti konusunda yukarıdaki bilgiler tek alternatif midir?

    Bu soruların cevabını alabilmek için elbette o günlerin kapısını aralamak ve aralanan bu kapılardan girerek meseleyi, deliller üzerinden tetkik etmek gerekmektedir. Dilerseniz, ulaşılan delillerin bize ne ifade ettiğine birlikte bakalım:

    1. Risâletin ilk günlerinde Müslüman olanların isimleri sıralanırken, ablası Esmâ Vâlidemiz’le birlikte Âişe Vâlidemiz’in adı da zikredilmektedir. Dikkat çekici olan bu zikrin, Hz. Osmân, Zübeyr ibn Avvâm, Abdurrahmân ibn Avf, Sa’d ibn Ebî Vakkâs, Talha ibn Ubeydullah, Ebû Ubeyde ibn Cerrâh ve Erkam ibn Ebi’l-Erkam gibi ‘Sâbikûn-u Evvelûn’ tabir edilen en öndekilerin hemen arkasından; Abdullah ibn Mes’ûd, Ca’fer ibn Ebî Tâlib, Abdullah ibn Cahş, Ebû Huzeyfe, Suhayb ibn Sinân, Ammâr ibn Yâsir ve Habbâb ibn Erett gibi isimlerden de önce gerçekleşiyor olmasıdır.7 Demek ki Âişe Vâlidemiz, o gün küçük de olsa ‘irade’ beyanında bulunabilecek bir çağda ve ilk Müslümanlar arasında yer alabilecek bir durumdadır. Söz konusu bilgilerde ondan bahsedilirken, ‘O gün o küçüktü.’ şeklinde bir kaydın konulmuş olması, bu manayı ayrıca teyit etmektedir.8

    2. Ablası Esmâ Vâlidemiz’in konumu da bu kanaati güçlendirmektedir; zira onun, on beş yaşında iken Müslüman olduğu bilinmektedir.9 Bilinen bir gerçek de onun, 595 yılında dünyaya gelmiş olduğudur.10 Bütün bunlar, risâletin ilk yılı olan 610 tarihini göstermektedir. Demek ki Âişe Vâlidemiz, yaşı küçük olmasına rağmen 610 yılında Müslüman olmuştur. Bunun için o gün onun, en azından beş, altı veya yedi yaşlarında olması gerekir ki, on üç yıllık Mekke hayatıyla en az yedi aylık11 Medine günleri de bu tarihe ilave edildiğinde onun, Allah Resûlü ile evlendiği gün –risâletten beş yıl önce dünyaya gelmiş olma ihtimalini esas alacak olursak- en azından on sekiz yaşında olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır.

    3. Mekke günleriyle ilgili olarak Âişe Vâlidemiz, "Ben Mekke’de oyun oynayan bir kız iken Hazreti muhafazid (sallallahu aleyhi ve sellem)’e, ‘Doğrusu, onların asıl buluşma zamanları, kıyamet saatidir; Kıyamet saatinin dehşeti ise, tarif edilemeyecek kadar müthiş ve ne acıdır!’ (Kamer Sûresi, 54/46) ayeti nâzil oldu."12 bilgisini vermektedir ki bu bilgi, onun yaşıyla ilgili olarak bize farklı kapılar aralamaktadır. Şöyle ki:
    Tümünü Göster
    ···
  16. 16.
    0
    @58 eyvallah hafız. atatürk canımızdır kardeşim
    ···
  17. 17.
    0
    Beyler Hz. muhafazid ve Atatürk karşılaştırması çok yersiz. Biri bir dinin temsilcisi, diğeri ise bir siyaset adamı. elma ile armudu karıştırmayalım, efendi gibi durup saygımızı bozmayalım. inanan insanlarında değerlerine de saygı gösterelim.

    Not1: @1 verdim kardeşim şukunu

    Not2: Koyu bir Atatürkçüyüm ve bu müslüman olmama engel değil
    ···
  18. 18.
    0
    beyninizi gibeyim
    ···
  19. 19.
    0
    ç0qh qüzéL phayhLaşıMLar qhardhéşLériM dhévhaM édhiN ßoyhLé ßéN zatéN héphshiNi ßiLiyh0dhuM aMa ßiLMéyhéN qhardhéşLériMizdhé oqréNshiN ßuNLarı
    ···
  20. 20.
    0
    @47 yıl 2011 oğlum 2011. herkesin, herkesten ve herşeyden haberi var. yani tebliğ olayı bitti. he belki afrika kabileleri yada eskimolar bu işe uygun olabilir ama geri kalan yerler değil hele ki belkide kapı komşun olan o adam hiç değil..
    ···