+1
-1
Türk edebiyatının cesur kalemlerinden biri olan Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın, ne zaman yazıldığına dair pek rasyonel bilgi bulunmayan Can Pazarı adlı romanı hakkındaki naçizane düşüncelerim şu şekildedir:
- Hüseyin Rahmi Gürpınar, polisiye bir kurgu ile felsefi bir bakış açısının hakimiyetine dayanarak oluşturduğu Can Pazarı adlı romanında; Osmanlı Devleti’nin toplumsal anlamdaki insanlık perdesini aralayarak batı taklitçiliğinin yüzeysel izlenimlerine, insanların birbirinin arkasından çevirdiği dolaplara, karı-koca ilişkilerinin bir çırpıda silinişine, namussuzluğun sıradanlaşmasına ve çeşitli yozlaşmaların toplum nezdinde normal karşılanmasına neden olan sebeplere şahsına özgü bir dille ışık tutmaktadır.
- Yazar, metin içerisinde sıkça güldürü ve kara mizah ögelerine yer vererek okuyucunun ilgisini iyiden iyiye cezbetmeye çalışmıştır.
- Metin içerisinde eski kelimelere, söz öbeklerine ve tamlamalara yer verildiği için anlatım yer yer güçleşmiştir; fakat bu durum metnin genel havasına zarar vermemiştir.
Can Pazarı romanından alıntılar:
● insan, elindeki paha biçilmez hazinelerin değerini onları kaybettikten sonra anlıyor. Pek çoğumuz elimizde saadetler bulunduğunu bilmiyoruz. Bilsek, değerce onlardan aşağı şeylerin arkasından koşarak mesut iken bahtsız olmayız.
● insanın ıstırabı dayanıklılığının üstüne çıktığı bazı hallerde tabiat, beyni uyuşturur; adeta kendi kendine hisleri uyuşturmuş bir hâl alır.
● insanlar çok defa felaketleri kendileri başlarına getirirler. Her zaman bela bize gelmez, bazı bazı gidip onu buluruz.
● Gönül, çok defa kendine düşen kısmeti yeterli bulmayan vefasız bir kuştur. Birbirine tapınır görünen karı kocalar bile eşlerine sezdirmeden aşkın yasak dallarında uçuşmaktan kendilerini alamazlar.