1. 101.
    0
    Hıncal uluç'a haber7 den senai demirci çok güzel bir yazıyla cevap vermiş.

    Defne Joy’la hiç görüşmedim. Ekrandan gördüm. Ekrandan gördüğüm kadarıyla bilirim. Onun uğradığı semtlere pek uğramam. En son gittiği bara hiç gitmedim. Bara gitmeyenlerdenim. Benim hiç gitmediğim, Defne Joy’un artık gidemeyeceği o bar, bu gece de doludur, büyük ihtimal. O bara ve diğerlerine gidenlerden biri benden önce ölürse, Defne Joy’un arkasından şimdi yazdığımı onlar için de yazacağımı bilsinler isterim. Hıncal Uluç ve Hıncal Uluç’a karşı yazanlar kadar ünlü olmayabilirim. Bar sakinleri, “pub” müdavimleri, viski tiryakileri için yazdığım bu yazı umurlarında olmayabilir.

    Bu yazı, merhum Defne Joy Foster hakkındaki Hıncal Uluç yazısına karşı ya da taraftar değil. Bu yazı, Hıncal Uluç yazısına karşıt yazıların karşısında ya da yanında değil. Hem Hıncal Uluç’un yazısı yerine hem de Hıncal Uluç’a karşı yazılanlar yerine yazılmış bir yazıdır. (Yazıyı uzattığımı, bitirip de gözden geçirirken fark ettim, ama uzunca anlatılması gereken inceliklerin hatırına sabrını rica ederim okuyucularımın.)

    Dindar diye bilinirim. Beş vakit namazı kaçırmamaya gayret ederim. Ağzıma içkinin damlasını dokundurmak istemem. Günaha girmekten korkanlardanım. Ama günaha girmeyenlerden değilim. Benim nefsim de Defne Joy’un’ki gibi günaha karşı bağışıklık kazanmış değil. Benim ayağım da onunki kadar kayabilir. Benim gözüm de bar sakinleri kadar harama bulaşabilir, bulaşmıştır.

    Dindarların –iyi bilmeleri gerek ki-birilerini cehenneme birilerini cennete yerleştirme gibi bir yetkileri ve görevleri yok. Dindarların duaları dindar olmayanlardan daha çok dinlenir değil. inanan bir insan, çok iyi bilmeli ve unutmamalı ki, cami cemaati cenneti garantilemiştir de, pub cemaati cehennemin dibinde değildir. Kimin ne olacağını yalnızca Allah bilir. Hesap defterimizi açma yetkisi Rabbimize aittir. Camii müdavimi bir gün sapıtabilir; meyhane düşkünü gün gelir, tövbe eder, Rabbine dönebilir.

    Beni “light müslüman” diye etiketleyeceklere peşinen hatırlatırım. Günahkârın günahının lafını etmek, günahkârın günahından daha ağır bir günahtır. Çünkü hiç kimse sınanmadığı günahın masumu değildir. Sınanınca kaybedenleri, şimdilik sınanmadığı için kaybetmeyenler kınamaya kalkarsa, sadece komik olurlar, acınası hale düşerler. Sınansaydılar kaybedeceklerdi. Belki de sınanacaklar ve kaybedecekler. Bu yüzden, kimse kimseyi günahından ötürü kınama hakkına sahip değildir.

    islam söz medeniyetidir. “Göklü sözler”le inşa eder; sözün gücüyle onarır insanı. Sözün gücü, gücünü söz edenlerin hepsini mağlup etmiştir. işte bu yüzden, dindarlık, en hassas inceliklerini söz ve ses üzerinden inşa eder. (Sadece Hucûrat Suresi’ni bir “sound-check” olarak okumak yeter de artar bile anlayana)

    “Ölünün arkasından konuşulmaz” sözü, görünmez bir sınırın bekçisidir. Ölü, kim olursa olsun, muhteremdir, saygıyı hak eder. Ölü acizdir; el kaldıramaz. Zayıftır; konuşup kendisini savunamaz. Savunmasız ve çaresiz olanı, konuşmaya muktedir olanın ezmemesi inceliğin gereğidir. Böylesi bir imkân bir nezaket sınamasıdır. Bu yüzden, saygılı olma erdemini ortaya koyabilmek için, acizlerle karşılaşmalarımız birer fırsattır. Muktedirler karşısında ister istemez saygılı ve naziğizdir çünkü. Nezaketimizi ancak ölüler karşısında kalite kontrolünden geçiririz.

    “Ölünün arkasından konuşulmaz” sözü, “ölü gibilerin de arkasından konuşulmaz” demeye gelir. Hıncal Uluç’un farkında olmadığı, farkında olmamakla ayıplanamayacağı bir inceliktir bu: Sesimizi güçsüzlerin aleyhine –güçsüzler hatalı olsa da-kullanmamızı istemez Rabbimiz. Muktedirlerin zayıfları ezen sözlerini doğru da olsa doğru bulmaz Rabbimiz. Her sözü işiten bir Allah’a inanan için, birilerinin arkasından konuşup konuşmamak, çıtası yüksek bir ahlak testidir. “Abdestinde namazında”, “hacı hoca” nice dindar olarak bu çıtanın altında kaldığımızı çok iyi biliriz. Hemen itirafa hazırız. Eğer gıybetlerimiz alkol kadar sarhoş etseydi, namazlarımızı sallana sallana kılardık. Arkadan çekiştirmelerimiz üstümüzü başımızı açıverseydi eğer, saçlarımız da baldırlarımız da açıkta kalırdı. Saydam bir perdeyi yırtıp yırtmamakla sınanırız her an. Doğruyu söylememizin bile doğru olmadığı, dilimizin ucuna hemen ve kolayca geliveren tiksindirici bir günahla sınanırız. Soyunarak yapılan zinaya benzemez bu günah. Hapse atılmayı göze alarak işlenen cinayete benzemez. Kapıyı kırarak yapılan hırsızlığa benzemez. Her an sınanmadayız. Her an. Ama her an. Yeri gelir, susmak nice zahmetli ve yoğun konuşmalardan koşuşturmalardan daha sahih ve derin bir erdem oluverir. Allah’ın hatırına susmak, Allah’ı hatırlamanın en samimi işaretidir.

    Arkadan konuşmak, modern hukukta suç sayılmaz. Arkadan konuşmaların ardına düşmez polisler. Aksine arkasından konuşulanların peşine düşer. Dedikoducular, laf taşıyanlar “onur-kıyım” yaptıkları halde, “soykırım” yapanlar gibi hesaba çekilmez.

    Allah’a inanmanın kılık kıyafete dökülmeyen, camiye gitme sıklığı ile ölçülemeyen asıl özü tam da burada görünür. Bizi Allah’tan başka kimsenin hesaba çekmeyeceği yerde... Hiç görmediğimiz Allah tarafından görüldüğümüzü gözetip gözetmeyişimize göre tartılırız. Mümince yaşama inceliği, kulların duymasına göre değil, Allah’ın duymasına göre ağzını açmayı gerektirir. Herkesin doludizgin koştuğu anlarda, sıcacık bir yürek titreyişiyle, tuhaf karşılanmayı göze alarak durmaktır Allah’a göre yaşamak. Öyle çileli bir duruş ki, doludizgin koşanları da ayıplamaktan alıkoyar adamı. Çoklarının zevk içinde çığlıklar attığı yerde, nefsinin hayvanca bağırtılarını şeffaf bir zarfın içine nezaketle koyarak susabilmektir iman etmek. Öyle bir susuş ki, günaha dalanlara sövmeye kalkmaz. Kendi günah işleyebilirliğini de hatırlattığı için günahkârlardan daha çok mahcup olur. Ona buna etiket takmaya, aşağılamaya kalkmaz.

    Ben de bir günahkârım. Nasıl masum olabilirim ki! Gayet iyi bilirim; günahkâr acizdir, şehvetinin elinde kuru yaprak gibi savrulmaktadır. Günahtan uzak durabilecek kadar aklı başında olanın bu ‘aciz’e dil uzatmaması gerekir. Hata edenin ayağı kaymış, batağa düşmüştür. Hatasız olana ayağı sürçene merhamet elini uzatmak yakışır.

    Günaha karşı dururken, günahkâra şefkat edebilecek kadar ince bir yürüyüştür iman etmek. Birini günahından dolayı kınamak, “Ben öyle yapmam asla!” demeye gelir ki, kınanan günahtan daha ağır bir günahtır; büyüklenmektir. Birini bir hatasından ötürü çekiştirmek, “o hep öyle yapar zaten!” “hiç utanmaz ki…” demeye gelir. Çekiştirilen hatadan daha büyük bir hatadır. Allah’ın iyilik umarak yoktan var ettiği bir insanı hepten kötü ilan etmektir. Bir başkasını ayıbıyla anmak-hem de ayıbını örtecek mecali olmayan bir ölü iken- kendi ayıplarını ayıp bilmemektir. Anılan ayıptan daha büyük ayıptır. Başkalarına ait kusurları sayıp dökmek, kendisini kusursuz saymaktır ki, kusurların hepsinden daha çirkin bir kusurdur. Sorarlar adama: “Sen onun sınandığı durumla sınansaydın, kusur işlemeyeceğinden ya da onun kusurundan daha hafifini işleyeceğinden emin misin? Sen sınansaydın belki de daha çirkin bir cürüm işleyecektin.”

    Diyeceğim o ki, Defne Joy artık acizdir, eli kolu bağlıdır, dilsizdir, konuşamaz. Onun hakkında ileri geri konuşmak, kendi gücünü ve onun acizliğini fırsat bilmektir. Şerefli bir iş değildir. Bu iş, Defne Joy’un ve yakınlarının şerefinden önce konuşanların şerefine dokunur.

    Dedim ya; Defne Joy’un uğradığı bara hiç uğramadım. Oralara uğramayı kendimce ayıp biliyorum. Ama oralara uğrayanları ayıplama hakkım yok. Onları ayıplama ayıbının, onların ayıplandığı ayıptan daha hafif olmadığını biliyorum. Ancak, ayıplarıyla aralarının açılmasını ümit etmeye hakkım var. Kusurlarından kurtulmalarını ummayı görev bilirim. iyi işler yapanların “kötü”leşmeme garantisi olmadığını hatırlatır bana Rabbim. Kötü işlere bulaşanların “iyi” olmalarına bir engel olmadığını öğretir bana Kitab’ım.

    Defne Joy’un en son uğradığı yere bir gün ben de uğrayacağım. Cami avlusunda bir musalla taşında ağırlayacaklar beni. Musallada bir cenaze iken ben, bakalım kaç kişinin “iyi biliriz” dediğini hak edeceğim; bilmiyorum. Bildiğim şu ki, Defne Joy’un sınanması sona erdi. Defne Joy’un ölümüyle yeniden sınandık her birimiz. Dilimizi Allah’ın hatırına göre kıpırdatıp kıpırdatmama sınavı bu. Sözümüzü Defne Joy adındaki kardeşimizin ve onun yakınlarının onuruna dokundurup dokundurtmama sınavı bu.

    Şimdi burada sınanan biziz; Defne Joy Foster değil. Bu sınavdan geçtik mi, kaldık mı; Allah bilir. Hıncal’dan, Sevilay’dan Senai’den daha iyi bilir.
    Tümünü Göster
    ···
  2. 102.
    0
    döl israfının tanımı
    ···
  3. 103.
    0
    adam köküne kadar haklı
    zaten hiç sevmezdim defne midir foster mıdır
    ···
  4. 104.
    0
    özhakiki safkan katıksız bir ...
    gaasaraylı
    3.şhıs;)
    ···
  5. 105.
    0
    kendi gündemini yazarak köşe yazarı olduğunu ve gidip de en derinlerde boyle kimsenin bilmediği saçma sapan bilgiler vererek çok bilgili olduğunu zanneden kelaynak
    ···
  6. 106.
    0
    bu hıncal ege üniye geldiginde bi tane sakallı lavuk ağzını kemçük yaparak özenti bir şekilde dedelerin müziğini ıslıkla çalıyordu. dıbınakodumun tipsizi. küpeli arkadaşının da dıbınakoyum senin de.
    ···
  7. 107.
    0
    seviyom lan bu adamı çok doğru konuşuo
    ···
  8. 108.
    0
    ıh eh ah eh ah diye gülüyo bu herif
    ···
  9. 109.
    0
    http://4.bp.blogspot.com/...l-ulu%25c3%25a7_15966.jpg
    ···
  10. 110.
    0
    o neydi aq laylaylaylaylaylay saldır galatasaray marşını nasıl söylüyor öyle sese bak aq
    ···
  11. 111.
    0
    kayıp prezervatifin laneti
    ···
  12. 112.
    0
    maalesef öldu kendieri... r.i.p
    ···
  13. 113.
    0
    su testisini gösterdi mahkeme kendisine..

    http://www.ntvmsnbc.com/id/25249809/
    ···
  14. 114.
    0
    galatasaray tribünlerine yıllardır şaşarım ve yazarım.. aslında bizim evde de durum pek farklı değil ya..
    galatasaray, bu ülkenin gelmiş geçmiş en büyük futbol başarılarına ulaşmış kulübüdür. i̇ki alman, iki i̇talyan, iki i̇ngiliz, iki i̇spanyol şampiyonunu geçerek ulaşılan avrupa ve süper kupa şampiyonluk kupaları, bu kulübün müzesinde durmaktadır. bu başarının yanına yaklaşan türk futbol takımı yoktur.
    ama galatasaraylılar'da fenerbahçe kompleksi bitmez.. çatladıkapısporla oynarlar.. takım galip duruma geçer geçmez, fener'e sövmeye başlarlar, korolar halinde..
    fener akıllarından çıkmaz..
    nedir bu aşağılık kompleksinin sebebi, anlamam.. anlamazdım.. ama galiba artık gözümüze soktular..
    galatasaray, yepyeni bir yönetim, yepyeni bir hoca, yepyeni bir takımla, yepyeni bir statta sezonun ilk maçını yaptı ve dolduramadı.. arena'da 15 bin boş yer vardı..
    cezalı, geleceği karanlık, tarihinin en bunalımlı günlerini geçiren fenerbahçe'nin stadı ise, salı gecesi, bir festival, bayram yerini andırıyordu.
    federasyonun ceza sistemini, hem de ceza uygulanmaya başlamışken değiştirmesi hukuk, kadını "seyirci" saymayışı ise, sosyal anlayışlarıma ters. i̇lke olarak hala karşıyım. kadın yazarlardan da, bir tek rahşan gülşan tepki gösterdi, "tff, kadın erkek eşitliğine inanıyor mu" başlıklı yazısıyla haberturk'te.. gerisinde ses yok..
    ama gördüğüm manzaraya bayıldım.. hemen hepsi fener forması giymiş, ya da en azından kaşkolu bağlamış 41 bin kadın ve çocuk, stadın içinde, içeri girmesi yasak binlerce erkek de, çevreleyen sokaklardaydı. evlerinde tv başında maçı izlemek yerine, stadın etrafında toplanıp, maç boyu tezahüratlarını içeride duyurarak, futbolcularına "sizi asla yalnız bırakmayacağız" demenin bundan güzel ifadesi olur mu?.
    fenerbahçe stadı'nın iki haftadır dışında görünen kalabalığı, galatasaray yıllardır içerde bulamadı.
    i̇çerdeki güzellik, coşku ise anlatılmaz.. tarihi bir manzaraydı..
    o kadar mı?.
    fenerbahçe hisse senetleri borsada her zamankinden fazla alıcı buluyor. para kazanmak için değil, kara günde kulüplerinin yanında olduklarını göstermek için satın alıyor, fenerliler..
    fenerium mağazaları mal yetiştiremiyor, taraftara.. messi'yi transfer etseler bu kadar forma satamazlardı.. zor gününde kulübün hem de nasıl yanında olduğunu göstermek için alıyorlar.. giyecek gömleği yok belki ama, fener forması alıyor.. bir tane değil.. gücü yettiğince.. i̇ki tane.. beş tane.. on tane alan biliyorum.. "büyük" ne demektir, sporda?.. taraftar demektir.. en önde, en başta taraftar.. tarih, kupalar, müzeler sonra gelir..
    özellikle bu fener'in en kara yılı gösterdi ki, en kara gün dostu, en tutkun, en sahiplenen taraftar fenerbahçe'dedir..
    galatasaraylılar, kıskanmasın, gıpta etmesin, komplekslere düşmesin de ne yapsınlar?.
    ne yapacaklarını biliyorum. her zaman yaptıklarını..
    şimdi de bana sövecekler!..
    sövmek kulübü büyütmüyor, küçültüyor oysa..
    Tümünü Göster
    ···
  15. 115.
    0
    1400 pkk'lı öldürüldü !!!

    (#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
    (#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
    (#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
    (#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
    (#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
    (#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
    (#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
    (#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
    (#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
    (#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
    (#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
    (#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
    (#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
    (#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
    (#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
    (#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
    (#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
    (#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
    (#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
    (#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
    (#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
    (#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
    (#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
    (#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
    (#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
    (#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
    (#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
    (#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
    (#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
    (#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
    (#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
    (#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
    (#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
    (#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
    (#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
    (#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
    (#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
    (#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
    (#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
    (#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)(#60833083)
    Tümünü Göster
    ···
  16. 116.
    0
    3. şahısa hakaret olacak susuyorum o yüzden..
    ···
  17. 117.
    0
    ağır mal

    http://www.fotomac.com.tr...1/12/07/7-aralikta-7-olur
    ···
  18. 118.
    0
    çok sevdiğim, saydığım bi 3. şahıs. duyduğuma göre doç ün vanı varmış, bildiğin doç lan. doç
    ···
  19. 119.
    0
    http://www.incicaps.com/10087_997_284927410.jpg
    ···
  20. 120.
    0
    köşesinde hergün selin'e teşekkür eden yazar (bkz: teşekkürler selin)
    ···