ifrit buyu kabala ayinler hakkinda bilmedklerniz

silme lan yarın okurum

evren bizim zindanımızdır. ona hükmettiğimizi zannederiz. oysa onun kayıtsızlığından faydalanarak varoluruz.'

@222 diyebilir miyiz ki bu bahsedilen kaosu derleyip toparlamak üzere kurulan düzeni temsil eden şekiller daireler gibi mesela; aynı şekilde başın ve sonun aynı yerde olduğunu ve aslında olmadığını temsil ediyor? hatta ve hatta, eğer bu bir döngüyse bir dairenin başlangıcı ve sonu yoktur ama aynı yerdedir ve biz sürekli o daireyi döneriz?

ben çok mu karıştırdım?

artık, arif anlar ki, gerek enfüs'te, gerek afakta; tecelli eden tek zat, tek hakikattir; başkası yok.. varlık, tek varlık, bir can ve bir tendir. ama, hakikatin aslı, ne bölünmüş ne parçalanmıştır. zahirde görünen cümle şeyler, onun tecelligahı ve aletidir... "

onu hiç bilmeyen için taş, herhagi bir taş, ağaç, güneş, vs de herhangi bir agaç, güneş dir. onu öğrenen için taş kendinden çok başka bir şey, ağaç, güneşde kendilerinden çok başka anlamlar ihtiva eden şeylerdir. ve sonunda, onu bilen için, taş yeniden yalnızca bir taş, ağaç, güneş, de yalnızca bir tas, ağaç , güneş'tir.

insan tedbirli bir balıkçıya benzer ağını denize atan;
ve onu küçük balıklarla dolu denizen çeker.
onlar arasında, tedbirli balıkçı iri ve iyi bir balık buldu. küçük balıkların hepsini denize attı, zahmetsiz, iri balığı seçti.
işitmek için kulakları olan işitsin!

sonu aradığınıza göre
başlangıçın perdesini mi açtınız?
çünkü başlangıç nerede ise, son orada olacak.
mesut o kimsedir ki başlangıçta duracak ve sonu bilecek ve ölümü tatmayacak!

oplumdaki insanlar (arayanlar dışındakiler) bir mağarada kollarından birbirine zincirlerle bağlanmış ve sırtı mağara kapısına dönük oturan esirler gibidirler. sadece arkalarındaki ışık kaynağının (doğrunun, gerçeğin) yaydığı ışıkla karşılarındaki duvarda oluşan kendi gölgelerini görebilir, bu gölgelere bakarak eğlenir ve hayatlarını böyle geçirirler. gercegi arayanlar ise kendilerini bu zincirlerden kurtararak her ne kadar zor ve acı verici olsa da yüzlerini cesaretle ışığa (gerçeğe) dönerek hayatın gerçek anldıbını ve doğruyu görebilen kimselerdir. ancak bu kimselerin mağaraya döndükten sonra gördüklerini diğer insanlara anlatması ve onları inandırması da bir o kadar zor olacaktır, çünkü esaret ve karanlık rahattır, oysa gerçekleri görmek ve ışığa bakmak cesaret ister.

herkes bulamadi ama bulanlar hep arayanlardan cikti...

"nedensiz hiç bir şey yoktur. bir eylemin de nedeni olması demek, özgür olmaması demektir. çünkü neden varsa özgürlük yoktur!

reserved sabah okurum

"havaya firlatilan tas eger konusabilseydi, mutlaka kendi iradesiyle yola ciktigini soylerdi." spinoza reyiz guzel demis.)

@216 hilde sen nerlerdesin biara gel ozelden.)

Ehl-i hicâb (perdeli kişiler) mevcut varlıkların ba'zısında "hayat" vardır, ba'zısında da yoktur zannederler. Halbuki vücûdda (varlıkta) "hayât" sâhibi olmayan bir şey yoktur. Fakat onların hayâtı, bu dünyâda bazı insanların idrâkinden gizlendi ve gizli kaldı. Bu hakîkat âhirette herkese kuralsız âşikâr olur.

Muhyiddin ibn Arabi

reserrrvd

devam etmicen herhalde

feserved

okudum hepsini bir yarak anlamadım amk sen şimdi ne yazdın buraya neyi anlatmak istedin genel olarak

reserved.

hiç ibadetten bahsetmiyosun panpa ibadet edilmeli mi edilmeliyse allah neden kendisine tapmamızı istiyor gerçekten kulluk etmek için mi yaratıldık bunlar hakkında bilgin var mı

upupupup upupup

quanttum 2 ama neyse reserved

bu sefer doğru sölemiş muallaktor .d osho okuyun halil cibran okuyun