1. 1.
    +2 -1
    Kabala sözcüğünün anlamı ” sözlü gelenek” tir. Yahudi inanç dünyasının tasavvufu, mistik ve batıni (ezoterik) koludur. Eski çağlardan gelen Pagan kökenli bir öğretidir. Yahudi Tevrat kaynaklı olmasına rağmen, Hermetizm, Pisagorcu Orfik, Neoplatonizm ve Panteizm gibi ilk çağ Pagan Mısır, Babil, Yunan kökenli bilgileri de içerir. Sezgiye dayalı bilgi edinme metotlarıyla (Aydınlanma yoluyla) inisiye olunarak, Tanrısal bilgiye ulaşmayı esas kabul eder. Tarihsel bir gelişme ile Yahudilik ve Tevrat’la sistematize olan bu pagan gelenek, daha sonra Hıristiyanlığı da Kabala’nın gelişmesinde Yahudilerin Babil sürgünü esnasında doğu öğretilerinin de katkıları çok olmuştur.
    ···
  2. 2.
    0
    Kabala’nın yazıya dökülmesi ancak Yahudi ikinci mabetin yıkılışından sonra (MS.70), Rabbi Schimeon Ben Jochai’nin oğlu Rabbi Elezar ile Rabbi Abba tarafından, Rabbi Schimeon’un yazmaları derlenerek, sonunda ispanya’da Kabalizm’in ihtişam Kitabı ya da Işığın Kitabı Zohar ortaya çıkmış oldu. Kabala’nın temeli daha çok Hz. Musa’ya Tanrı tarafından aktarılan Tevrat’ın (ilk beş kitap) “yazılı olmayan özünü” kapsamasına rağmen Yahudilikten farkı; Yahudiliğin temel ilkesinin Musa’nın yasalarına uymak olmasına karşılık Kabala’nın Tanrı ile insan arasında doğrudan bir bağ kurmaya çalışan ezoterik bir sistem olmasıdır.35 Kabala belki de çok sert ve katı tutumları olan Yahudi Tanrı anlayışına ve Yahudi din anlayışındaki ekgiblikleri giderme ihtiyacından kaynaklanmış olabilir.
    ···
  3. 3.
    0
    Tevrat’ın aslı olan ilk beş kitapta, dinin aslı olan, açıkça bir Şeytan anlayışı, ölümden sonra diriliş, hesap günü, cennet ve cehennem anlayışı yoktur. Kabala anlayışında Tanrı anlayışı panteisttir. Her bir varlık Tanrı’nın eseri olduğundan, O’nun bir parçasıdır ve Tanrı’dan ayrı düşünülmez. Yani Tanrı birdir ama kâinattaki her şeyi kapsar. Dolayısıyla her şeyde Tanrı’yı görmek esastır. Yuhanna incili’inde Hz. isa’nın “Beni gören Baba’yı görmüştür. Ben ve Baba biriz” demesiyle, Hallacı Mansur’un “Enel Hak” demesinin bir farkı yoktur ve bu Panteist anlayıştan kaynaklanır.
    ···
  4. 4.
    0
    Ayrı görünen her şey bir bütündür, bütün varlıklarda öz aynıdır. Esas olan bir olmak, bire ulaşmak, her şeyi bir görmektir. Benliği aşmak ve “FENA FiLLAH”a ulaşarak birde yok olmak. Bütün bu öğretiler, bir noktadan sonra dikkat edilmezse “TEVHiD”i zedelemektedir. Gerçi Kabala’da anlatılan Tanrı tek ve Tevrat’ta ismi geçen değildir. Ne Tevrat’taki Elohim’dir, ne de Yahve’dir. Kabalacıların Tanrısı, SONSUZ IŞIK (AIN SOPH) Tanrısı olduğu belirtilir ve bir de dişi Tanrı vardır. Dişi Tanrı’nın adı SHEKiNAH olarak bilinir. Tevrat’ta ismi geçen iki Tanrı ismi ELOHiM ve YAHVE, asıl Tanrı AIN SOPH’un iki tezahürüdür.36
    ···
  5. 5.
    0
    Buraya dikkat edilirse Hıristiyanlıktaki teslis anlayışının temeli fark edilir. Samimi Musa dininde olan Yahudiler de bu gerçekler üzerinde iyi düşünmeli. Tanrı’yla bir olmak, yani Fena Fillah’a ulaşmak sıradan bir insanın işi değil. Bu bir sırdır, Tanrı’yı herkes anlayamaz, “insanı Kamil” olmak gerek. Bir tarikatta, bir insanı kâmil yanında eğitilmek gerek. Bu anlayış islam Tasavvufu dâhil her dine sızdırılmıştır.
    ···
  6. 6.
    0
    islam Tasavvufu’ndaki Vahdeti Vücud anlayışının temeli Kabala kaynaklıdır. Kabala’nın önemli gelişimi ve eserlerinin yazılması Endülüs ispanyasıdır. islam dünyasında Vahdeti Vücud anlayışının kurucusu, ünlü islam Mutasavvufu Muhiddin Arabi’de (1165-1239) Endülüs’te yaşamıştır. Kabala ortaçağda Hıristiyan ve islam mistisizmine derinden sızmıştır. Özellikle etkilemiştir demeyip, sızmıştır ifadesini kullanmamızın çok önemli bir anlamı vardır.
    ···
  7. 7.
    0
    Çünkü Kabalacı anlayışta diğer inançlara girip, kendine benzetme önemli bir taktiktir. Bu anlayıştaki bir çok Kabalacı Yahudi, Hıristiyan ve islam Dini’ne sızmıştır. Hıristiyanlıktaki nümeroloji ve islam’daki ebced hesaplamalarıyla, kelimelerin sayı değerleriyle olaylar arasında bağıntı kurmak, yine Kabala’daki Gematria kökenlidir. Bütün bunların devamı çeşitli gizli ilimler ve büyü (ilmi cifr) hep Kabala’ya dayanır.
    ···
  8. 8.
    0
    Tabi bu hareket bu kadar etkin olursa bu işe Allah’ın karışmaması ve bazı uyarılar yapmaması düşünülemez. Babil hakkında ve özellikle kendileri için iyi bir büyücü üstat sandıkları Hz. Süleyman hakkında yapılan ikazı Kabalacıların iyi okumasını tavsiye ederiz:
    “102-(Yahudiler Allah’ın kitabını bırakarak sihir yapmaya başladılar ve) Süleyman’ın hükümranlığı hakkında onlar, şeytanların uydurup söylediklerine tabi oldular. Halbuki Süleyman büyü yapıp kafir olmadı. Lakin şeytanlar kafir oldular. Çünkü insanlara sihri ve Babil’de Harut ile Marut isimli iki meleğe indirileni öğretiyorlardı.” (Bakara-1)
    ···
  9. 9.
    0
    Yahudi Mistizmi’ne göre, Tevrat’ın herkesin anlayabileceği, bir açık anlamı vardır, bir de “Adam Kadmon-insanı Kamil” seçkinlerin anlayacağı gizli bir anlamı. Kuran için de benzer şeyler söylenir. Bütün bunların niye söyledik, konuyla ne alakası var. Şimdi asıl konuya girmek için önce bir kapı aralamak gerekiyordu. Tamam Kabala’da eski gizemli pagan inançlar ve yukarıdaki Tanrı- ışık-evren-insan anlayışı var ama bunlar buz dağının görünen ve bizi yanıltan kısmıdır.
    ···
  10. 10.
    0
    Mistik yoga gibi sıradan insana ve entel sosyeteye sunulan kısmı. Gelelim işin asıl özüne. Bazı Kabalacılara göre aslında Tevrat’tan önce, daha insan yaratılmadan Kabala vardı. Melekler Adem cennette yaratıldığında ona Kabala’yı öğretti. Kabala’da en önemli bilgi yaşam ağacıdır. Adem’den diğer peygamberlere nakledildi. Hz. ibrahim bu sırları Mısır’da biraz açtı ve büyük bir medeniyet ortaya çıktı. Bu sırları Mısır’da öğrenen Hz. Musa sonunda bunları Tevrat’a şifreledi. Hz. Süleyman özellikle bu sırları çözdüğü için cinlere hükmetti, hayvanların dilinden anladı vs. işte Tevrat’taki bu sırlar ancak Kabala’yla çözülebilir. Kabala bu sırların bir anahtarıdır.
    ···
  11. 11.
    0
    Tabi bu sırları ancak üstat kişiler çözebilir. Bu sırlar Adem’e, yani insana, iyiyi kötüyü bilme ve Tanrı gibi olmanın sırlarını da kapsıyordu. Yasak meyve ve yaşam ağacı aydınlanmanın, Tanrı gibi ölümsüz olmanın bilgisiydi. Peki şimdi de insana Cennet’te verilen bilgiyi ve Tanrı gibi ölümsüzlük sağlayan hayat ağacını hangi meleğin verdiğini Kuran’dan okuyalım:

    “120-Ama şeytan ona vesvese verip: “Ey Adem! Sana sonsuzluk ağacını ve çökmesi olmayan bir saltanatı göstereyim mi?” dedi.” (Taha-20)
    ···
  12. 12.
    0
    Eğer ölümsüzlük bilgisini veren melek, Kuran’da yukarıda tanımlanansa durum son derece karışık. Gerçi Kuran-Araf-20′de şeytan insanı, “melek olma ve cennette ebedi kalma” vaadiyle kandırdığı belirtilir. Yasak meyveden yeme ve Tanrı gibi olma ise Tevrat’ın iddiasıdır ve insanı kandıran yılandır. Tevrat’ın Yaratılış-2,3 bölümlerinde, hayat ağacının meyvesinden yeme ve Tanrı gibi olma olayı, Tanrı kendi ağzıyla da doğrulamaktadır (Yaratılış-3:22). Gelelim işin can alıcı noktasına; Yılan ve Şeytan’ı bir kabul edip işi bunları kutsamaya kadar zütüren Kabalacı grupların varlığı görülmektedir. Yahudiliğin ve Hıristiyanlığın kaynaklarını okuyan akıl sahibi bir insan, bu mücadelenin nelere vardığını görebilir. Bunun farkında olan Ortodoks Yahudilik bu tür gelişmelere direnmektedir.
    ···
  13. 13.
    0
    Yahudi Dini’ndeki mistik ekgiblikleri giderme amacıyla Kabala’nın kullanılması bir ölçüde haklı görülebilinir. Ama Kabala anlayışı Yahudilik içinde farklı bir din haline dönüşmüş Tevrat’ta ki bir çok anlayış aslından saptırılmıştır. Birileri gizli emelleri için kendine yakın bulduğu şeylerle, kendileri için engel gördükleri başka şeyleri tasfiye etmeye çalışmaktadır.
    ···
  14. 14.
    0
    Birilerinin saf tevhid ve vahiy anlayışını bozacak bir şekilde, Yeni Dünya Düzeni’nin yeni Pagan Dini için Kabala’yı kullanmasına dikkat edilmelidir. Geçmişte Tapınak Şövelyeleri, günümüzde ise Ulliminati ve Masonluk Kabala’yı, mistik Yahudi tarikatları dışında kullanan gizemli topluluklardır. Günümüzde oluşturulan Siyonizm de işe yeni bir boyut daha kazandırmıştır. Bu gizemli topluluklar için de özellikle Kudüs ve Süleyman Mabedi çok önemlidir. Tapınak ustası Hiram abif bunlar için bir idoldür.
    ···
  15. 15.
    0
    Tapınak Şövelyeleri Haçlı seferleri ile ele geçen Kudüs’teki Mabed’te aradıklarını bulan insanlar tarafından kurulmuştur ve Hıristiyanlık’la bir ilgisi olmayan gizemli bir gruptur. Her türlü dini sınırlamalardan uzak Kabalacı anlayış, bunların emelleri için uygun mesajlar sunmaktadır. Dilimize de tercüme edilen Vicomte Leon de Poncins’in Koridor Yayınları arasında çıkan“Vatikan Karşısında Farmasonluk” isimli eserinde ünlü Masonların yazılarından yaptığı alıntılarda işin nerelere kadar vardığını görelim;
    ···
  16. 16.
    0
    @17 gibtir git la zil çalmadımı ders başlamadımı
    ···
  17. 17.
    0
    “Ortaçağ’da, eski batıl inançlar Avrupaya girdi. Yahudi Kabalistleri, bu tür şeyleri yaymakta öncelikli ajanlar oldular. Modern Masonluk ise bu pagan dininin sürdürülmesini sağlayan önemli bir etkendir. ( Say:168)“Bir Üstat Mason, artık sıradan bir insan değildir; ilahi kimlik kazanmış bir adamdır. Tanrı insana dönüşmüş, insan da ilahi kimlik kazanmıştır
    ···
  18. 18.
    0
    şimdi sıkı durun panpalar :

    (Say:169)“Size, Yüce Ekselansları, şunu söylüyoruz ki 32., 31. ve 30. derecelerden kardeşlerimize şunları tekrarlayınız: Yüksek dereceden Masonluk inisiyeleri olan bizler, hepimiz, Lucifer doktrininin saflığını korumalıyız. Eğer Lucifer (Seytan), Tanrı olmasaydı, Hıristiyanların Tanrısı, yaptıkları zalimliği, hainliği ve insana karşı nefreti yansıtan, barbarlığıyla bilimi aşağılayan Adonay ve rahipleri O’nu karalamaya çalışırlar mıydı? Evet, Lucifer, Tanrı’dır ve ne yazık ki Adonay da Tanrı’dır. Dinsel felsefe tüm saflığı ve gerçekliğiyle, Lucifer ve Adonay’ın eşit olduğunu vurgular.” (Say:6)
    ···
  19. 19.
    0
    “ Kudüs’teki tapınak yıkıldığı için inşa edilmesi gereken o tapınak, dünya üzerindeki tüm masonların tek düşünce altında birleştiren bir anıttır. Saçma sapan savaşların, ırk ve sınıf ayırımının, toplum dışına itilmelerin yaşanmayacağı, insan ırkının kökenindeki teklik tanıyacağı yeni bir sosyal düzenin başlayacağı yerdir. Her inisiyenin kendini adamaya ve taşları döşemek için elinden geleni yapmaya yemin ettiği, asırlardır süren gizli bir iştir bu”( Say:108) ”Bizi iyi ve kötüyü bilme ağacının meyvesini yememiz için kandıran kötücül yılan, belli bir güdüyü simgeler. Bu gizli teşvik, bütün gelişimin ve gerek insanları ve gerekse grupları içine alan fetihlerin, keşiflerin, icatların başlangıcıdır. (Say:125)
    ···
  20. 20.
    0
    Ne ilginçtir ki yüzyıllardır tek Tanrı anlayışını sürdüren Yahudiler arasında Şeytan sinsi bir şekilde gizlice kendini asıl Tanrı seviyesine yükseltebilmiş, tüm insanlığa saptıracak ve hükmedecek hedefte bir hayli ilerlemiş. Gercek Anti-Chirist/Deccal anlayışı bu olsa gerek. Bakın ünlü Yahudi yazar Kudüs Üniversitesi profesörü Israel Shahak Türkçeye de terçüme edilen “Yahudi Tarihi- Yahudi Dini“ isimli eserinin 68-72 Sayfalarında bu konular hakkında neler yazmaktadır:
    ···