inci itiraf

http://www.youtube.com/watch?v=bA9RHzl7yus

perşembe günü koşa koşa eve gelmiştim.makarna yapmıştın peynirli makarna.masayı salona hazırlamıştın eve ayakkabıyla girip başladı mıııııı diye bağırıp ayakkabılarımı çıkarıp koşarak oturdum masaya. kolamı doldurdun annem gibi... bereni çıkar dedin bana. sus xxx diye susturdum seni. bir yandan bunu izleyip bir yandan dersin ne kadar taktan olduğunu konuşuyorduk. en özelimi bilen kadındın dosttun candın sen. tam o sırada bu sahne başladı çatalı tabağa bıraktım.bu diziyi neden çok sevdiğimi biliyordun sustun sadece. kalktım masadan yere oturdum gözlerin dolmuştu ama sana bakarsam çok ağlardım biliyordum çenem titriyordu ama durduramıyordum.etrafıma baktım ışığı kapatır mısın dedim.ağladığımı kimse görmesin diye... kanepeye oturdun ben bağıra bağıra ağladım sen sessiz sessiz. sonra yanıma oturup burnumu sildin.anneydin sen çünkü.sarıldık sımsıkı.

şimdi üstünden seneler geçti ve ben senin çocuğun olduğunu yeni öğrendim. hani herşeyi bırakıp gittin ya arkanda her giden enkaz bıraktı sorun değil ama seni hiç unutmayacağım...

küçük miraç senin gibi bir annesi olduğu için bende senin gibi bir ev arkadaşım olduğu için çok şanslıyım.herşey güzel kalmasa da sen beni iyi hatırla...

2 ileri 1 geriyi gördüğün an en mantıklı seçenek her zaman 1 geridir.

kendim dahil herkese yabancıyım.

malım ben ya, en samimi itirafım amk

iş değiştirsem her şey çok daha iyi olacak. daha taktan olan kısım ise iş değiştirmek için fazla yorgunum.

fix 6 ay gider bu.

bugünde sevişemedik! n'oldu? oturup buna ağlayın, buna üzülün.

aşk nedir, sevgi nedir bilir misiniz? o acılar ne için, hayatta tek 1 insanın seni gibmesini isteme halidir. 1 tek o yaksın canını, 1 tek o sıçsın ağzına, o öpsün, o koklasın. her şeyin sonu var. su akar yolunu bulur. üzülmeyin.

keşke herkes şuraya ne kadar mutlu olduğunu yazsa. ne kadar sevildiğini, günün nasıl güzel geçtiğini.

biri kendimi kötü hissediyorum dediğinde üzülüyorum lan! ne bileyim. şunları yazarken ağlıyorum mesela. ne kadar saçma ama öyle. yalnız hissediyorum kendimi lan. mutsuz değilim aslında. ama yazınca başka 1 şey oluyo sanki. kelime sözcüğü arapça k-l-m kökünden gelir. 6 kmbinasyonun da ortak anlamı "kudert" demektir. sadece kelimeleri kullanarak bir insana istediğin her şeyi yaptırabilirsin. nefret ettirebilir, aşık ettirebilir, intihar ettirebilir, hayatını adamasına ikna edebilirsin. burada da kelimeler tek iletişim kaynağımız biliyorsun. tonlama yok, vurgu yok. sadece kelimeler...

tabii bu ciddi bir zeka, birikim ister. yalana girdiğin an. olay kopmuştur. sizin de dikkatinizi çekeceği üzere, sözlükteki tüm erkekler yakışıklı ve uzun boylu, kızlar da, güzellik yarışmalarında 1. olanları kıskandıracak kadar güzeldir.

ama "gerçek" böyle değil. dolayısı ile herkes, gerçekte karşılaştığına razı gelmek zorunda.

ama konu bunların hiçbiri değil.

herşey geçecek, bunların hepsi, bu hissettiğim ruh halleri.. kimler neleri ve kimleri unuttu bir bilseniz. insan kelimesi arapçadır ve iki köke hamledilir. "nisyan"dan gelir der kimi dil bilimciler, "unutmak" demektir. "kurbiyet"ten gelir der bazıları da, "yakınlık" kurmak demektir. ikisi de doğrudur aslında. insan yakınlık kurar, bir şeyler yaşar ve unutur. bunun için insandır.

ölülerimizi bile gömüyoruz düşünsene. en değer verdiklerimiz ölüyor ve biz onları gömüyoruz. neden? unutmak için. * acı ilk anlarda kordur, alevdir. zamanla söner söner söner. bir tek mum kalır içinde. işte o seninle yaşayıp, ölümünle sönecek olandır. her kişi için bir mum...

zamanla doğum günü pastasına dönücez ve herkes el çırparak tek birşey söyleyecek;

iyi ki doğdun.

en az mehmet pişkin kadar mutsuzum. ama intihar edecek kadar cesaretim yok.

22 yaşıma yaklaşıyoum. şuan hayatımda eksiliğini duyduğum şeylerin birçoğunu maddiyata bağlıyorum. aslında adım gibi eminim, maddiyat çözülse yalnızlık binicek tepeme. ama olsun, ben hiç olduğumun bilinciyle bir bin gibi yaşamayı seviyorum.
imza: geleceğin başarız adamı.

lisedeki ingilizce almanca öğretmenlerimin faceden resimlerine bakıp çılgınca 31 çekerdim. ertesi gün gidip yüzlerine bakarak ders dinlerdim. lise 3 te oldu bu durum. ama ciksi şeylerdiler ne yapıyım ben biliyosunuz zaten bu dil öğretmenlerinde bir iş var. liseden mezun olalı 2 sene oldu hala bazı 31 lerimde ( ebet hala 31 çekiyorum itiraf içinde itiraf itirafception) yan sekmede onların fotolarını açıyorum xd

Reserved

korkuyorum, erteliyorum, kendimi kandiriyorum, useniyorum

hepimiz kronik arızayız.

sözlük sözlük değil pazar yeri. talep var, arz yok. her başlıkta bi birleşme talebi altında da ayşen gruda tiplemeli cicişler asdfghjk

önder abiye söyledik bugün sevgili olduğumuzu.ağzımıza sıçıp uygun bir dille ayrılacaksınız dediğinde elimi tutup vazgeçmeyeceğiz abi demen gözümün önünden gitmiyor. ağzımı açıp tek kelime edemedim kızdın arabaya bindiğinde küfürler etmek yerine sadece ben seni haketmek istiyorum eğer sende etmek istiyorsan vazgeçme , çırpın , uğraş sessiz kalma demen içime nasıl oturdu anlatamam. ilk iş doğumgünü hediyeni almak oldu ve önder abiyi arayıp gerekirse istifa edeceğim dedim. anladı sanırım kararlılığımı ve uygun bir dille tamam başkanla konuşacağım ama yüzümü kara çıkarmayın dedi. aradım seni ama nöbettesin biriciğim ama hazırım senin için savaşmaya. seni beklemişim tüm yaralarıma rağmen ve öyle bir zamanda geldin ki ruhuma işledin teşekkür ederim...

zor günler geçireceğiz ama değecek sana sözüm olsun...

http://www.youtube.com/watch?v=wUtMclUMkHI

önder abi kim, amy kim, biricik kim bilmem ama galiba iyi şeyler de oluyor hayatta.

ahmet ?

bi de ahmet çıktı iyi mi? koşun koşun, uşak da yoldadır.

her şey berbat olmadan ben önceki halime döneyim en iyisi.

Geçen gün uzun zaman sonra adını söylemiştim seslice. iyi gelmişti amk.