/i/Dertleşme

Derdini anlatmayan derman bulamaz..
  1. 1.
    +2
    Bir seyler iste.

    ANNA

    Biz her şeye. esirgeyen ve bağışlayan, çokça esirgeyen ve çokça bağışlayan, hep esirgeyen ve hep bağışlayan Rabbin adıyla başlayan adamlarız Anna.

    Büyücülerin, haramilerin, borsacıların, reklamcıların, korsanların, işgalcilerin, bankacıların elinden kurtulmamız da bundan.

    Sanayi devriminde bile, karanlık, rutubetli. çok bağırışlı. çok nefessiz, çok sabahsız, çok aşksız. çok çiçeksiz, çok neşesiz, çok kitapsız bir fabrikada hayatla kaldık sırf bu yüzden.

    Piyasaların hınçla dahi iniş çıkışlarına kalbimiz dayanıyor bir şekilde. Kalbimiz derken, ilk gençliğimiz, sakalımız, bir kasetin iki yüzüne de ardarda kaydedip dinlediğimiz şarkımız diyorum

    işte böyle yaşıyoruz ve yaşamak da sana dair uzayıp giden bir özleme dönüşüyor.

    insaf et Anna!!

    Gidelim buradan.

    Senin masumiyetini, bilgelik zamanlarından kalma sırları, dünyanın bütün sabahlarını yanımıza alıp da gidelim. Hesap etmeden, haritaya bakmadan gidelim.

    Ölelim diyecektim az kalsın.  Ölmeyelim.   Hiç ölmeyelim Anna.

    Sarılalım diyecektim az kalsın. içimden böyle şeyler de geçiyor işte. Sarılalım, dudakların… Tamam sustum.

    Gitmek istemezsen bir şiir miktarı kadar otursak diyorum. Şiir kalsın istersen, sadece otursak. Oturmasan da olur benimle, sadece ellerimi tut. Ellerimi tutma dilersen sadece yüzüme bak. Yüzüme bak ama Anna, yüzüme bak. Gözlerime bak, gözlerimin içine bak.

    Gözlerim biraz karanlık. içinde cenkler, ayinler, kegib damarlar, kapıları  yumruklayışlar. cepralexler, Turgutlar, Edipler, Sezailer, siyahlar, beyazlar, uykusuzluklar, bitmeyen baş ağrıları, bildirilerin öfkesi, duvarlara uzun dalmışlıklar var.

    Gözlerim biraz yorgun. içinde bekleyişler, bekleyişler, bekleyişler, bekleyişler, bekleyişler, bekleyişler…

    Bekleyişler Anna. Köylü çocukların parasız yatılı sonuçları mesela. Nişanlısı askerde kızlar, kızı ölüm orucundaki baba, babası tersanede oğul, oğlu şizofren anne.

    Hepsini sayamam gerçi, utançlarım da var. Ama geçecek hepsi, geçecek. Şifalı gözlerin her şeyi iyi edecek.

    Gözlerimin içine bakmaktan korkma Anna.

    Sen adımını attığın andan itibaren Hira dinginliğine dönüşecek ortalık.

    Tanrı bizimle de konuşur belki.

    Şehrin en uzak ucundan bir adam koşarak geldi ve “Ey kavmim!” dedi, “Bu elçilere uyun! Sizden hiçbir karşılık beklemeyen ve kendileri doğru yolda olan bu kimselere uyun!”

    Kur’an – Yasin Suresi, 20-21

    Benim kahramanını o adam. Şehrin öte ucundan kan ter içinde koşturup gelen adam. Kavmi elçileri yalanladığında, uğursuzlukla itham ettiğinde, zarar vermeye hazırlandığında kokarak gelen adam benim kahramanım.

    Can havliyle koşturmasını hayal ediyorum. Elçilere zarar gelmesin diye, hakikate omuz vermek için koşturduğunu hayal ediyorum.

    O adam bizim şehrimize de koşarak gelse diyorum bazen. Gelse ve yanımıza olursa. Bize hayatı anlatsa. iyilikten söz etse, gökyüzünden gelen kutlu sözleri hatırlatsa sabırla.

    Bir çay ocağında otursak. Hani o oyunsuz olandan, hani o tabureleri olandan, hani o Fatih’te Malta’dakine benzer birinde, Otursak ve onu dinlesek. Terini silse, demli bir çay söylesek ve anlatmaya başlasa.

    O adam bizim şehrimize de gelse.

    Bütün kirlerimizden arındırsa bizi. Rahman’ı anlatsa. Bizden hiçbir karşılık beklemeyen mübarek Elçiyi ve dostlarını. Haydar’ı Kerrar’ın cenklerini. Sıddık’ın geniş yüreğini, Hattab’ın oğlunun adaletini ve Zinuureyn’in utanma duygusunu.

    Koşarak gelse. Biz tükenmeden, ruhumuzu tüketmeden önce gelse…
    Tümünü Göster
    ···
  2. 2.
    0
    Sexsusçum gelmiş rez.
    ···
  3. 3.
    0
    Unutmadan tarık tufan.
    ···
  4. 4.
    0
    Oha beyler gılgamıs destanı
    ···
  5. 5.
    0
    Sexsus hikayelere devam amk
    ···
  6. 6.
    0
    Sexsus seviye yükseltme bin
    ···