/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +33 -36
    insanlığın yaratılışındaki asıl olaydır. dünya'dan çok uzakta, hala daha keşfedilememiş gizemli bir gezegenden gelen üstün ve gelişmiş bir uygarlık olan bu varlıklar tarafından genetik mühendislik sonucu oluşturulmuştur insan ırkı. onlar, bazılarına göre uzaylıydı, ufo'ydu, bazılarına göre de tanrı'ydı, veya tanrılardı. ancak, dünyanın en eski medeniyeti olan sümerler gerçeği çoktan çözmüştü bile. çünkü, onlarla bizzat tanışmışlardı.

    Devamı geliyor...
    ···
  2. 2.
    +6
    peki, anunnaki'ler kimdi? sümercedeki anlamı, "gökyüzünden dünya'ya gelenler" demektir. sümerlerin anlatılarına göre, anunnaki'ler yapısal olarak insanlara benziyordu. bu, normaldi, çünkü insanlar onların genlerini taşıyolardı! ancak anunnaki'ler, yarattıkları varlıklardan çok yüceydiler. yaklaşık 5 metre boyundalardı. dünyanın çeşitli yerlerinde ortaya çıkan, eskilerin "devler" olarak bildikleri anunnakilerdi.
    ···
  3. 3.
    +4 -1
    anunnaki'ler, nibiru adı verilen gezegenden geliyorlardı. nibiru, nasa tarafından belirlenen gezegenlerin dışında kalan, ve henüz tespit edilemeyen, anunnaki'lerin asıl geldiği yerdir.

    anunnaki'lerin dünyaya geliş amacı ise, dünya'da bolca bulunan altın kaynaklarıydı.
    ···
  4. 4.
    +3 -1
    anunnaki'ler, üstün gen mühendisliği teknolojisiyle insan ırkını yarattılar. elbette insanlar bir anda şıp diye yaratılmadı. anunnaki'ler, çeşitli deneylerle bu varlıkları kademeli olarak oluşturdular. hayvanları da kullandılar. evrim teorisi'nde belirtilen homo sapiens gibi hayvanlara daha yakın ilk insan türleri anunnaki'lerin ilk deney sonuçlarından başka birşey değildir. ve bugün kanıt diye bulunan bu varlıklara ait fosiller de, deney kalıntılarıdır. ayrıca mitolojilerde betimlenen, insan-hayvan karışımı, at-insan karışımı varlıklar da, anunnaki'lerin başarısız deney sonuçlarındandır. en nihayetinde, anunnaki'ler kendilerini tatmin edici şekilde daha başarılı bir sonuca oluşarak insanları yarattılar. onları kendilerine işçi kaynağı oluşturdular. insanları çalıştırarak kendilerine gezegenlerine zütürmek için altın rezervi sağladılar.

    peki, anunnaki'ler altına neden bu kadar ihtiyaç duyuyordu?
    ···
    1. 1.
      +9
      Bu kadar üstün teknolojisi var ise neden robotik bir şey geliştirmemişler. Şuan insan oğlu hiç yorulmayan mükemmel işçilik yapan robotik alanlarda gelisiyoruz. insan yorulur, gıdaya ihtiyaç duyar, hastalanır. Dahada anlatmaya ihtiyaç yoktur konu kilit
      ···
    2. 2.
      0
      Her teknoloji bulunan çevreye göre değişir kardeşim mesela avrupa asya afrikada demir çelik kılıçlar yaygın teknolojiyken, maya inka vs. Gibi uygarlıklarda volkanik taşlar kullanışmıştır. Sana şöyle örnek vereyim mesela ikinci dünya savaşında almanlar klagib el bombası yerinr çubuk bombalar kullanmıştır çünkü demir çelik gibi bombanın piminin yapımına yarayan materyal yoktu ve daha basit ipli bir pim yaptılar, ayrıca yaşadıları dünyaya ait bi bilgi yok, yer altı zenginlikleri olmaya bilir demir aliminyum vs başka carbon bazlı teknolojileri veya taştan yapılma makineleri olabilir, carbon bazlı ise bizim şu an yapmaya çalıştığımız yapay zeka gibi robotlar gibi teknolojileri biyolojik tamamen canlı bir mekanizma yapmak daha ilgi çekici bence insanlıkda buna uğraşıyor sonunda. işin bide şu boyutu var karşim adamlar kendilerinden küçük, daha güçsüz bi tür yaratmışlar (tam inanmıyorum mantıksal konuşuyorum) yaratılış gereği bütün canlılarda olduğu gibi bi üstünlük kompleksi bence biz mesela köpekleri evcilleştirerek bi nevi onların tanrısı sayılırız aynı mantık olabilir tabi bence tuhaf gizemli bir durum, lakingerçekliği ispatlanamaz tekrar aynı zamanlar yaşanmadıkça
      ···
  5. 5.
    +6 -2
    çünkü altın, bilindiği üzere asla paslanmaz, bozulmaz ve yıpranmaz. bu, üstün teknoloji yöntemiyle beyaz toz derecesine kadar işlenip canlı bir varlık tarafından tüketildiğinde, ölümsüzlük demekti! işte anunnaki'ler, kendilerini, teknolojileri vasıtasıyla altın sayesinde ölümsüz kılıyorlardı. ayrıca, kendi gezegenlerinin, yani nibiru'nun atmosferinin bozulmasını önlemek için de altın tozuna ihtiyaçları vardı. ve bu yüzden, kendi gezegenlerinde altına bolca ihtiyaç duyuyorlardı. antik çin yazılarında da, altın'ın ölümsüzlüğü sağlayabileceği belirtilmiş, ve hatta bunun için birçok denemeler yapılmış, ancak anunnaki'ler kadar üstün bir teknolojiye sahip olunmadığı için başarısızlıkla sonuçlanmıştır. anunnaki soyundan gelen ve mısırlıların tanrı bildikleri firavun hükümdarlarının da altına düşkünlüklerinin sebebi bundan başka birşey değildi. firavunlar, halkın karşısına vücutlarını bugünkü teknolojiyle bile elde edilemeyen derecede işlenmiş altınla kaplatarak çıkarlardı. bu derecede işlenmiş altın, yüzyıllardır rivayet olarak varlığı tartışılan beyaz altın tozudur. beyaz altın tozu, bugünkü insan teknolojisiyle elde edilemez. ancak anunnaki'ler, bunu elde edebiliyorlardı. ve bu yüzden antik mısır hiyerogliflerinde, onların tanrı olarak gördükleri firavunlar beyaz bir maddeye bürünmüş olarak resmedilmişlerdir. firavunların döneminde inşa edilen, ve o dönemki koşullarda nasıl bu kadar kusursuz yapıldığı hala daha tartışılan piramitler de tabiki firavunların kullandığı anunnaki teknolojisinin eseridir. piramitlerin birbirinden ilginç ve şaşırtıcı özellikleri bazılarınızca biliniyordur, bilmeyenler internette araştırabilir.
    ···
    1. 1.
      +2
      madem bu firavunlar tanrıydı boyları neden 5 metre falan değil züt oğlanı? yoksa bu çok şey bilen halkların yanılıyor mu?
      ···
  6. 6.
    +1
    anunnaki'lerin izlerine ibrahimi dinlerde de rastlanır. sümerlerin bilgi birikimine dayanan ibrahimi dinlerde, özellikle tevrat'ta "nefilim" adı verilen varlıklardan söz edilir. bu varlıklar, "tanrı oğulları" olarak tanımlanmıştır. tevrat'a göre, nefilim'ler "tanrı'ya isyan edip, gökte ait oldukları mekanı reddedip, insan kadınlarını beğenerek onları kendilerine eş alarak soylarını devam ettiren dev varlıklardır. yani bunlar, aslında insanlarla ilişkiye girip çocuk yapan bazı anunnaki'lerden başkaları değildir. bilinen ilk destan olan gılgamış destanı'ndaki gılgamış, işte bu varlıklardan bir tanesidir. bir anunnaki ve bir insan kadınının birleşiminden doğan gılgamış, ölümsüz olup olmadığını merak eder. destanın ana konusu olan gılgamış'ın ölümsüzlüğe olan merakının asıl sebebi budur, yarı-anunnaki olması. bu yüzden anunnaki'lerin dünyadaki ikametgahı olan telmun adası'na gitmek için yola koyulur. oraya geldiğinde, ziusudra ile karşılaşır. peki, ziusudra kimdir? işte bu noktada işler daha da karışıyor.
    ···
  7. 7.
    +1
    sümer yazıtlarındaki anlatılara göre, anunnaki krallarından bazıları insanlığa son vermek için büyük bir tufan yaratır. ancak anunnaki kralı enki, insanlara merhamet duyan bir tanrıdır, ve insanların içinden "ziusudra" adındaki kişiyi uyararak, büyük bir gemi yapmasını söyler. ziusudra bu şekilde tufandan kurtulur. karşılığında da, ölümsüzlükle ödüllendirilir ve telmun adası'nda anunnaki'lerle birlikte yaşama izni verilir. bu kısım birçok kişiye tanıdık gelmiştir, çünkü tevrat'ta, incil'de ve kur'an'da geçen hz. nuh ve büyük tufan olayıyla birebir aynıdır! tevrat'ta hz. nuh'un 950 yıl yaşadığı yazar, bu onun sümerler tarafından anlatıldığı üzere anunnaki'ler tarafından ölümsüzlük bahşedilmesi sebebiyledir. işte sümerlerin anlattıklarıyla, ibrahimi dinlerin söylediklerinin arasındaki bağlantı böyle sağlanır. peki tüm bu öğretilerin aynı coğrafyaya sığdırılması, bir tesadüf müdür? değildir, çünkü bu topraklar dünyadaki en verimli topraklardır ve anunnaki'ler dünyayı ziyaretlerinde doğal olarak buralara mekan kurmuşlardır.
    ···
  8. 8.
    +2
    işte gılgamış, ziusudra ile görüştüğünde, ziusudra ona gılgamış'ın ölümsüz olamayacağını, çünkü onun yarı-insan olduğunu söyler. ancak, ona bir şans verir, eğer uykusuzluğa dayanabilirse, gılgamış ölümsüz olacaktır. ancak gılgamış, bunu başaramaz. destanın sonunda eli boş döner ülkesine.

    anunnaki'ler, dünyada bulundukları sürece sümerlere kendi bilgilerinden sundular. böylece, bugün bile birçok bilim addıbının şoke olduğu şekilde, zamanlarının çok ötesinde bilgilere sahip oldukları ortaya çıkmıştır.
    ···
  9. 9.
    +2
    anunnaki'ler, dünyada bulundukları sürece sümerlere kendi bilgilerinden sundular. böylece, bugün bile birçok bilim addıbının şoke olduğu şekilde, zamanlarının çok ötesinde bilgilere sahip oldukları ortaya çıkmıştır.

    bunlardan en önemlisi, sümerlerin güneş sistemini tasfir ettiği bir tabletidir. bu tablette, ortadaki malum güneş, ve etrafında da nokta olarak tasfir edilen nasa'nın tespit ettiği 11 tane gezegen. ama, orada, fazladan bir gezegen daha var. işte bu bir hayli uzağa konumlandırılan bu noktanın temsil ettiği 12. gezegen, anunnaki'lerin geldiği yer olan nibiru'dan başkası değildir!

    sümer yazıtlarına göre anunnaki'ler, 3600 yılda bir dünyayı ziyarete gelir. yani, gezegenlerinde altın rezervi azaldığında, mutlaka yeni kaynak sağlamak için geri dönecekler!
    ···