1. 1.
    +1
    bir incici panpamız şöyle bir başlık açıp günümüz gençliğinin muzdarip olduğu bazı sorunlara çözüm önermişti kendince.

    (bkz: hayatınızı kökten değişterecek olan şey)

    güzel yazmış yazmasına ama bu çözüm biraz ekgib kalmış. bütün bunların bir amacı olmazsa bizim robottan farkımız kalmaz. katrilyonlarca yıldızın bulunduğu bir yerde sadece reseptör sayısını arttırıp fiziki haz almak için yaşamıyoruz. peki ama ne için yaşıyoruz? bu sorunuza kabalistik bir yorum getireceğim, takipte kalın.

    not: çok uzun olunca okumuyorsunuz diye parça parça atacağız mecbur. belki arada soru falan da sorulur diye bu şekilde gitmek lazım.
    ···
  1. 2.
    0
    up up up
    ···
  2. 3.
    0
    up up up
    ···
  3. 4.
    +1
    kabalistik bir yorum demiştim. kabala'ya göre yaratanın amacı yaratılanları mutlu etmek, onların hazza ulaşmasını sağlamak. ama bahsettiğim haz sadece 5 duyuyla algıladıklarımız değil, bu sadece çok çok küçük bir parçası. ama her nedense dünyaya baktığımız zaman birçok insanın mutlu olmadığını, bazı insanların mutluluk denilen şeyi çok nadir tattığını görüyoruz. peki neden?
    ···
  4. 5.
    0
    up up up
    ···
  5. 6.
    +2
    şöyle açıklayayım. insan arzuları hazzı yok eder. örnekleyecek olursam, diyelim ki anneniz akşam en sevdiğiniz yemeği yaptı. ilk kaşıkta ne kadar çok haz aldığınızı düşünün. ikinci ve üçüncü kaşıkta da haz alırsınız. ama her yeni kaşıkta alacağınız haz azalacak ve bitme noktasına geldikçe başka bir şey arayacaksınız. belki bir tabak dondurma, çikolata. ya da çilek, armut gibi meyveler.
    ···
  6. 7.
    +2
    bilgisayarda sürekli aynı oyunu oynamak istemeyiz, evde her gün aynı yerde durmak da istemeyiz. evrendeki bütün atomlar aslında hareket ederler fakat bu bize göre o kadar küçüktür ki biz farkedemeyiz. peki neden hareket, her şey olduğu yerde kalsa daha güzel değil mi?
    ···
  7. 8.
    +2
    yaratan açısından bu sorunun cevabı hayır. o, bizden arzumuzun hiç bitmemesini istiyor. çünkü arzu biterse sorgulayamayız. sorgulamazsak keşfedemeyiz. ve keşfetmezsek, bu evren'in hiçbir anlamı kalmaz. bu da bizi başka bir gerçeğe çıkarıyor...
    ···
  8. 9.
    0
    reserved takipteyim
    ···
  9. 10.
    0
    reserve
    ···
  10. 11.
    0
    Reserved kabalayi illuminati yuzunden sevmem ama yazilarin iyi
    ···
  11. 12.
    +4
    arzu, bizi değişime iten yegane güçtür. bizler, geçmişteki birikimlerimizle geleceği planlayabilen varlıklar olarak, tatminsizlik denilen şey olmasa ilerleyemezdik. bu nedenle depresyondaysanız ve bir hayat monotonlaşmışsa, hep aynı şeyi yapıyormuş gibi hissediyorsanız bunun tek bir sebebi var: değişim zamanınız geldiği halde değişmiyorsunuz. evrensel güce karşı direnip, eski alışkanlıklarınıza takılı kalmak istiyorsunuz. yani hala aynı yemeği yemeye çalışıyorsunuz ancak daha önce de anlattığım gibi o kadar çok yediniz ki artık size haz vermiyor, kusmak üzeresiniz.
    ···
  12. 13.
    +2
    evet daha önce ne demiştik hatırlarsak: arzu ile haz birbirini yok eder. bunun sebebi bizim ilerleyebilmemiz (bir anlamda evrimimiz) için yaratan'ın koyduğu bir kuraldır. bir şeyin sürekli tekrarı ölümdür. bir insanı hiçbir şekilde güneş almayan, gece-gündüz değişimini farkedemeyeceği bir yere koyduğunuzda, yemek ve kalacak yer verseniz dahi sonunda ölmek isteyecektir. sesten tamamen yalıtılmış bir ortamda sürekli aynı sesi dinlerseniz ya delirirsiniz ya da kendinizi en kısa sürede öldürmeye çalışırsınız. işte bu bahsettiklerimin hepsi evrenin temel kurallarına karşı gelmekten kaynaklanmaktadır.
    ···
  13. 14.
    0
    reserved
    ···
  14. 15.
    +1
    biraz sıkılıyor olabilirsiniz ama şimdi biraz konuyu daha önemli ve çoğu insanın yanlış bildiği bir noktaya çekicem. "egoizm kötüdür" diye bir saçma anlayış hakim. egonun öldürülebileceğini sanan mı dersin, "egosu olmayan insan ermiştir" mi dersin, türlü türlü saçmalamalar, dalyaraklıklar. öyle bir şey yok panpalar. bir insan kibirli ise ve paylaşımcı birisi değilse bunun sebebi çok egoist olması değil, egosunun ilkel olmasıdır.

    egosunu geliştirmiş insan ruhaniliğe ve gerçeğe daha yakındır, çünkü ego ölürse siz de ölürsünüz. tek yapabileceğiniz şey onu nasıl şekillendirebileceğinizi öğrenmektir. peki bunun kabala ile ne ilgisi var diyebilirsiniz. şimdi o noktaya geliyorum.
    ···
  15. 16.
    0
    reservedd
    ···
  16. 17.
    0
    eeeeeee
    ···
  17. 18.
    +2
    kabala'da bireysel ve toplumsal gelişimin, zamana bağlı evrelerini gösteren bir grafik vardır. bunu internette de bulabilirsiniz. ilk aşamadan son aşamaya kadar yazıyorum. bunları, bir insanın zihinsel ve ruhsal evrim çizelgesi olarak görün:

    1-cansız: bedensel arzuların giderildiği aşama. her insan yemek, içmek, ciks yapmak ve diğer bedensel fonksiyonlarını yerine getirmek ister. aynı zamanda bu aşama egonun en ilkel formudur. çevrenizde en sıklıkla görebileceğiniz insan türü budur. alkol, uyuşturucu ve mastürbasyon bağımlıları henüz bu aşamadadır, beden seviyesini aşamamışlardır.

    2-bitki: bedensel arzular aşılmaya başlayınca egonun yeni odağı para, bolluk ve kısmen de olsa şöhret ve ün yapmaktır. bu seviye de insanlığın pek azımsanamayacak kısmını temsil eder.

    3-hayvan: bu aşamada para arzusu yavaş yavaş düşerken, yeni arzular "kitleleri kontrol etmek" ve/veya "bilimin bütün bilgisine ulaşmak" haline dönüşür.

    4-insan: kabala'nın "insan" olarak bahsettiği bu seviye, bizim görünürde ulaşabileceğimiz maksimum noktadır. ego artık maddi dünyaya doymuştur ve başka dünyalara arzu duymaktadır. bu yüzden bu aşamada ruhanilik ve üst realiteleri anlama, hissetme arzusu vardır. bu noktaya ulaşan insanın "kalbindeki nokta" uyanmıştır.

    özellikle 4. kısımda yazdığım "kalpteki nokta" sizin için pek bir şey ifade etmeyebilir ama özet geçicem meraklanmayın. önemli olan, bir insanın bu aşamalardan geçmeden uyanamayacağını bilmenizdir. ayrıca bu aşamaların sırası değiştirilemez çünkü evrensel bir kuraldır, insanlık tarihinde binlerce yıldır değişmemiş bir kural.
    ···
  18. 19.
    0
    reserv kalsın şurda
    ···
  19. 20.
    0
    olur efsane güveniyorum sana
    ···