islamdaki çelişkiler

Merhaba arkadaşlar uzun yazıp özet geç bin dedirtmiycem kendime bu başlığa arada bir uğrayıp ufak notlar bırakıcam.

Başlıyorum.

I.

Şimdi müslümanlar kadere inanıyor herşeyin allah tarafından yazılıp bilindiğine inanıyorlar.
Buraya kadar her şey güzel şimdi 24 yaşında bir A kişimiz olsun intihar edip ölüyor ve intihar da müslümanlıkta günah.
Şimdi A kişisinin intihardan öleceği onun kaderine yazılmış oluyor. Peki sevgili allah hem birinin kaderine intihar yazıp hem de intihar dan öldün cehennemde yan mı diyor? Allahın adaleti böyle mi işliyor gerçekten?

ii.

Kuran da hemen hemen her sayfada bana şükür edin namaz kılın ibadetlerinizi şükür etmek için yerinize getirin verdiğim nimetlere şükür edin diyor. Peki bunu diyen birisi bir şeyin karşılığında bir şükür, teşşekkür bekleyip egoistliğini göstermiyor mu? Ya da şöyle açıklayayım 6 milyar insandan kendisine tapılmasını isteyecek kadar büyük bir ego sahibi birisi tanrı olabilir mi?

Ego insanlarda var olan en aşşağılık bir özellik.

Tanrının bu denli küçük düşürücü özellikleri mi var?

@3 dostum ben kimseyi hiç bir şeye yönlendirmiyorum doğduğundan beri kimse sana sorgulamayı öğretmiyor sadece biraz sorgulamayı öğretmeye çalışıyorum size verilen değerlerin dışına çıkmayı bırak sorgulamaktan dahi korkuyorsunuz.

iii.

adem ile havvadan geldiysek kan grupları bir yana bırakın adem ve havvanın zenci olduklarını varsayıyorum arap yarımadasında oldukları için peki ya beyaz insanlar nasıl meydana geldi bu denli büyük bir evrimin oluşması mümkün müdür? Kan grupları ise ap ayrı bir çelişki.

2 insandan içest bir ilişkiyle 6 milyar insan olduğunu düşünen zihniyetler var mı acaba hala?

@8 Bak dostum insan cevabını bilmediği bir şeyi allaha bağlar şöyleki;
+bu su nasıl oldu
-dereden falan geldi
+dere nasıl oldu
-işte dağların arasından akan suların birleşmesiyle
+dağ nasıl oldu
-kara parçalarının çarpısmasıyla
+kara parçaları nasıl çarpıştı
-... allah yaptı(insan cevabını veremediği için ilahi bir sonuca topu atıyor)

gibi sen de var oluşumuzu allaha bağlamaya çalışan mümin kardeşimizsin işte.

@12 keyfin bilir kardeşim ömer çelakıl gibi adamsın şifreleri çözüyorsun.

iv.
islamiyet'in kadına bakış açısı yine insanlıkla bağdaşmamaktadır. islamiyet, kadını ikinci plana etmekte ve ona ikinci sınıf gözüyle bakmaktadır. oysa biz insanlar rengimiz, dinimiz,dilimiz, ırkımız,cinsiyetimiz... ne olursa olsun eşitizdir. ama müslümanlığa göre öyle değildir.

bkz: "... (bu işleme) şahitliklerine güvendiğiniz iki erkeği; eğer iki erkek olmazsa, bir erkek ve iki kadını şahit tutun... "(bakara suresi 282 meal: diyanet işleri) bu meal kısaltılmıştı
bkz: "allah size, çocuklarınız hakkında, erkeğe, kadının payının iki misli (miras vermenizi) emreder."(nisa suresi 11 ve 176)
bkz: "başkaldırmasında endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve dövün."(nisa suresi 34)
bkz: "erkekler, kadınların koruyup kollayıcılarıdırlar. çünkü allah, insanların kimini kiminden üstün kılmıştır."(nisa suresi 34)

v.

allah niçin birden çok din indirip başarısız olmuştur? geleceği gören ve bilen, her şeye gücü yeten bir tanrı nasıl oluyor da, başarısız olabiliyor? nasıl oluyor da daha önce indirdiği dinleri inkar ediyor? nasıl oluyor da, kuran/incil/tevrat/zebur birbiriyle bu kadar çelişkili olabiliyor? nasıl oluyor da her birinin ibadet şekli farklı oluyor? nasıl oluyor da, her birinin kuralları farklı oluyor?

bir tanrı varken niçin bu kadar çok din?

vi.

gelin hep beraber islamiyet'in büyüklüğünü ölçelim. dünya kaç yaşında? i̇nsanlık kaç yaşında? islamiyet kaç yaşında? öncelikle bu soruları cevaplandırmakla başlayalım.

-dünya 4,6 milyar yaşında
-insanlık 345 bin yaşında
-islamiyet 1400 yaşında

bir yanda 4,6 milyar bir yanda 345.000 yıl diğer yanda 1400 yıl. böylesi uzun bir zaman çizelgesinde bir nokta kadar yer kaplamayan islamiyet'in doğru din olma olasılığı mümkün müdür?

yılları da bir köşeye atalım. öncelikle şu sorunun cevabını verelim. islamiyet'ten önce insanlar kuralsızca istedikleri gibi yaşıyorlardı. belli bir dinleri yoktu ya da bu dinleri islamiyet'in kurallarına hiç benzemiyordu. islamiyet'te ortaya çıkmamış olduğu için tanrı bu kişileri cehenneme atamaz; çünkü tanrının kurallarından haberleri yoktu. bu durumda ne olurdu?

islamcılara göre bu kişilerin yargısı ayrı olur ama bu işte bir tuhaflık var bu insanlar kuralsızca istedikleri gibi yaşadılar siz gibi tanrıya tapınmadılar sizin tanrı için verdiğiniz emeğin binde birini vermediler böylesi bir durumda tanrının adaletli olduğundan bahsedebilir miyizanlamadıysanız biraz daha açayım. sizden önceki insanlık kuralsızca yaşadı. siz kurallarla yaşamak zorundasınız. burada tanrı size adaletsizlik yapmış olmaz mı? siz de hem özgürce, kuralsızca yaşayıp hem de cennete gitmek istemez miydiniz?

böylesi bir tanrı adaletsizdir. üstelik suçludur da. tanrının doğru din için bu kadar süre beklemesinin mantığı nedir?

bu tablo bir gerçeği göstermektedir. ne insan dünya için vardır, ne de insan islamiyet için. tabloda görüldüğü gibi, dünya insanla var olmamıştır. insanda dinle beraber var olmamıştır. o halde kim ki çıkar, doğru dininin kendi dini olduğund

ben yemek yiyorum yemekten sonra devam edicem.

şakirtleri ve seri eksileyen binleri bir yana bırakıp devam ediyorum.

vii.
dinlere göre bizi var eden tanrı. bizler ise tanrının eserleriyiz. peki bizler tanrının eseriysek bizim kusurumuz kimin suçudur? ressamın mı resmin mi? tanrıyı bir ressam olarak düşünelim. tanrının her fırça darbesi ise bir insan demek olsun. tanrı tuvale bir fırça darbesi atıyor ve ben çıkıyorum ortaya. tamamıyla tanrının eseriyim. daha sonra tanrı beni beğenmiyor; çünkü onun istediği gibi olmamışım. beni beğenmediği için kazımaya başlıyor ve nihayetinde yok da ediyor. aynen var ettiği gibi.

ben kötü bir insan olsam bile, tanrının eseri değil miyim? kötü olmak bir tek benim mi suçum? beni sorgusuzca yaratan tanrı ve sonra, beni acı çektirerek öldüren bir tanrının hiç mi suçu yok?

zengin olamadığı için tanrıya isyan eden bir kişi düşünelim. tanrı bu kişiyi cehenneme yollamaya karar verir. oysa bu kişi gerçekte çok iyi birisidir. tek sorunu zengin olmaktır. zengin olmuş olsaydı çok iyi bir insan olacaktı. bu durumda tanrı gereken koşulları sağlayamadığı için suçlu değil midir?

açlıktan ölen bir kişi tanrıya isyan ederken suçlu mudur? çektiği sıkıntıları göstererek tanrıya inanmayan suçlu mudur?s uçlu resim midir ressam mı?

bir insanın ahlaki olarak değerlendirilebilmesi için, her bireyin aynı şartlarda ölçülmesi gerekir. şartların, bireyin yapısını değiştirdiği bir gerçektir. iyi ve kötü insanları ayıklamak isteyen tanrı bu eşit koşulları sağlayabildi mi? bir gerçek ki dünya bu eşit koşulları sağlayamıyor. bu sebeple dünya iyi ile kötünün test edildiği bir ortam olamaz.

hayatı boyunca çektiği sıkıntılar yüzünden tanrıya isyan eden bir kişi... açlığını göstererek tanrıya isyan eden bir kişi... ekmek çalmak zorunda kalan bir kişi... tek suçlu onlar mı? siz açlıktan ölmek üzere olan bir insanın yine kollarını, ellerini kesecek misiniz?

bir yanda karnını doyurmak için çalan,b ir yanda daha da zengin olmak için çalan. islam'ın tanrısı her ikisine de ellerini, kollarını kesin emri veriyor.bu adalet nasıl bir adalet? bu tanrı satanist mi? bu tanrı mı insanları çok seviyor?

viii.

allah'ın dilsizler için ve köleler için söylediklerine bakalım.

bkz: allah, şu iki kişiyi de misal verir: onlardan biri dilsizdir, hiçbir şey beceremez ve efendisinin üstüne bir yüktür. onu nereye gönderse bir hayır getiremez. şimdi, bu adamla, doğru yolda yürüyerek adaleti emreden kimse eşit olur mu?(nahl/76)

bkz: allah, hiçbir şeye gücü yetmeyen, başkasının mali olmuş bir köle ile katımızdan kendisine verdiğimiz güzel rızıktan gizli ve açık olarak harcayan (hür) bir kimseyi misal verir. bunlar hiç eşit olurlar mi? doğrusu hamd allah’a mahsustur. fakat onların çoğu (bunu) bilmezler.(nahl/75)

allah apaçık: dilsiz hiç bir işe yaramaz, hiç bir hayrı yoktur ve ancak yüktür demekte; köleliğe izin verdiği yetmezmiş gibi köle ile hür birbirinin dengi midir demektedir. bütün bunların yüce yaratıcı allah'ın sözlerinin olma ihtimali nedir? oysa şu dünyada dilsiz, sağır,kör... olup da onca başarılı işe imza atanlar yok mudur? bu insanlar birer yük müdür?

not Arkadaşlar lütfen konuya yorum yapmadan önce at gözlüklerinizi çıkarıp objektif bir bakış açısı bulunuz burada bir insan hayat felsefesini, görüşünü, düşüncesini izah ediyor saygı göstermek zorundasınız.

Bana göre sizin bir düşünceniz yok size verilmiş düşünceleri benimseyip sahiplenmekten başka bir işe yaramayan sıradan insanlarsınız şu yaptıklarınızdan sonra söylüyorum bunları.

iyi akşamlar.

@45'e ve diğerlerine cevap niteliğindedir.

ix.

Kuranda atmosfer 7 katmandan oluşmuştur diyor oysa atmosferin onlarca katmanı vardır.

Kurandaki ayet:
bkz: “sizin için yerde olanların tümünü yaratan o’dur. sonra göğe istiva edip de onları yedi gök olarak düzenleyen o’dur. ve o, herşeyi bilendir.” (bakara suresi, 29)

Atmosferin katmanları:
1 – troposfer
2 – stratosfer
3 – mesosfer
4 – thermosfer
5 – exospfer
6 – tropopause
7 – stratopause
8 – mesopause
9 – exobase
10 – ionospfer
11 – exosfer
12 – magnetosfer
13 – ozon tabakası
14 – üst atmosfer
15 – van allen radyasyon kemeri

her şeyi bilen allahın bu denli yanılgıya kapılması mümkün müdür?

x.

allah tarafından gönderildiği iddia edilen kuranda, hz. muhafazid'in konuşmasıdır. aşağıdaki yazıyı okuduğunuz daha iyi anlayacağınızı umuyorum.

bkz: yeri de biz döşedik. biz ne güzel döşeyiciyiz. düşünüp ibret alasınız diye her şeyden (erkekli dişili) iki eş yarattık. o hâlde allah’a koşun. şüphesiz ben, size o’nun katından gönderilmiş açık bir uyarıcıyım. (zâriyât 48/49/50 meal: diyanet işleri)

ilk başta allah'ın kendisi konuşurken bir anda devreye hz. muhafazid giriyor ve "şüphesiz ben, size o’nun katından gönderilmiş açık bir uyarıcıyım" diyor. bu da kuran'ın gerçekten gökten inmiş olma ihtimalini azaltıyor. "şüphesiz ben" derken allah kendinden kastetmiyorsa o halde kuran bir insan eseridir.

xi.

her şeyi bir kenara atıp her taka muhalif şakirt arkadaşlarım bir önceki mesajımda yazdığım şu olaya cevap versin.

" islamiyet'ten önce insanlar kuralsızca istedikleri gibi yaşıyorlardı. belli bir dinleri yoktu ya da bu dinleri islamiyet'in kurallarına hiç benzemiyordu. islamiyet'te ortaya çıkmamış olduğu için tanrı bu kişileri cehenneme atamaz; çünkü tanrının kurallarından haberleri yoktu. bu durumda ne olurdu?

islamcılara göre bu kişilerin yargısı ayrı olur ama bu işte bir tuhaflık var bu insanlar kuralsızca istedikleri gibi yaşadılar siz gibi tanrıya tapınmadılar sizin tanrı için verdiğiniz emeğin binde birini vermediler böylesi bir durumda tanrının adaletli olduğundan bahsedebilir miyiz? anlamadıysanız biraz daha açayım. sizden önceki insanlık kuralsızca yaşadı. siz kurallarla yaşamak zorundasınız. burada tanrı size adaletsizlik yapmış olmaz mı? siz de hem özgürce, kuralsızca yaşayıp hem de cennete gitmek istemez miydiniz? "

*ÖNEMLi

Ortalığı karıştırıp müslüman-ateist tartışması yaratmak istemiyorum zira bu ülkede müslüman-ateist sohbetleri küfür ve ardından da kavgaya bırakıyor yerini.

Bu ülke de ben ateistim demek suç, eline taş alıp üstüne fırlatıyorlar çünkü. Bu ülke de ateist-müslüman tartışması gerçekten yapılmaz onu gördüm şu an hepinize teşekkürler arkadaşlar ben devam etmek istemiyorum daha.

Söylemek istediğim şey başından beri buydu;
6 milyar insandan kendisine tapılmasını isteyecek kadar büyük ego sahibi biri tanrı olamaz
En azından benim tanrım olamaz.

iyi geceler

Şimdi gelelim şakirt arkadaşımız redsox'a kopy-paste verdiği cevaplar bir yana televizyondan dinlediği din adamlarının, şifre bulucu ömer çelakılın kafasında bir adam. Mantıksız mı? Hayır, mantıksız değil. Mantıksız olduğu bir tek konu var müslüman birisinin "Ben neden islama inanıyorum ki?" diye sorması lazım kendisine Annen veya baban müslüman diye müslüman olmak at gözlüğü takıp olaylara subjektif bakmaktan başka bir şey değildir.

Ben asla onu kırıcı bir yorumda bulunmadım ama redsox nickli arkadaşım "daha bi gib yazmıyorum ne gib yerseniz yiyin huur çocuğu dinini gibtimin ateistleri" gibi yorumlarla tahrik etmekte. Ben müslümanım diye bas bas bağıran birisinin "huur çocuğu, gib, dinini gibtiğimin ... " gibi yargılar kullanması ne kadar müslümanlığa yakışır bir davranıştır ben sizin görüşünüze bıraktım.

Müslüman-ateist tartışması yapılacaksa seri eksilemekle değil oturup bu adam ne diyor bir bakayım ben de fikrimi söyleyeyim konuşayım neymiş anlayayım demekle yapılır. Seri eksilerde de değilim benim amacım + kasmakta değil zaten.

Devam etmeye çalışcam teşekkürler ilgi için.

xi.

şeriat ve cihat gibi kavramlara değinmek istiyorum.
şeriat temelde "kısasa-kısas" mantığında çalışır. fakat çoğu zaman "kısasa-kısas"tan ağır hükümler içerir. mesela hırsızlık yapan bir kişinin kolunun kesilmesi. oysa bu kişi, bir başkasının kolunu kesmemiş, sadece hırsızlık yapmıştır. bütün bu düzene izin verdiğimizi düşünelim. peki hanginiz çıkıp şu soruyu soracak: açlıktan ölmek üzereyken ekmek çalanın da kolu kesiliyor, zenginliğine zenginlik katanın da! bu mudur adalet?

evet, ortada bir gerçek daha vardır. islamiyet'in hukuk anlayışı, mantıklı değildir. ihtiyaç için çalanla, lüks yaşamak için çalanı aynı kefeye koymaktadır.

üçüncü sorun ise şudur. islamiyet'e göre burası bir sınama alanıdır. cezalarımız öldükten sonra çekeceğiz. burada yaptığımız her kötülük/iyilik orada ödüllendirilecek/cezalandırılacaktır. o halde nasıl olurda, öte dünyanın cezasını şimdiden verebiliriz? dünya bir sınama alanı mıdır, ceza alanı mıdır

yer: iran yaşı: 8 suçu: hırsızlık yasa: şeriat
http://islamiyetgercegi.b...ler/seriatvehirsizlik.bmp

yer: iran yaşı:16 suçu: eşcinsellik yasa: şeriat
http://islamiyetgercegi.b...r/seriatveescinsellik.jpg

Cihada gelelim islam için savaşmaktan bahsediyor peki şevkat ve iyilik dini olan müslümanlık da neden cihat anlayışı var insan öldürmenin nesi inancın içine giriyor?

@68 allaha insan vasfı yükleyen biz değil kurandır zira kuranda allah bana şükür edin gibi yargılarda oysa bir insandan şükür ve teşekkür beklemek birisinin ego sahibi olduğunu gösterir.