ister dinleyin ister dinlemeyin ben anlatıyorum

deli gibi aşık olduğum ve onun için her şeyi göze aldığım. belkide hayatımın aşkı olan hazalla

yaşadıklarımızı yazıyorum. ister dinleyin ister dinlemeyin hiç önemi yok içimdeki ağırlığı

atabilmek bile bana yeter.. okuyan arkadaşlara da teşekkür ederim

parazitsiz: http://inci.sozlukspot.co...at%C4%B1yorum/@sessizpipi

1 yıl bilmem kaç ay ve günden sonra gelen edit yarım kaldığım yerden anlatmaya devam edicem

1 yıl bilmem kaç ay ve günden sonra gelen edit yarım kaldığım yerden anlatmaya devam edicem

-senden nefret ediyorum sessiz! bir daha asla benimle konuşma! ne selam ver nede yanıma gel
-senden nefret ediyorummmm!

hiçbir şey bu kadar koymamıştı lan hayatımda. zank diye beynime indi senden nefret ediyorum demesi. gözlerimden isteksiz olarak yaşlar geldi. ağladığımı gördüğünde o da anlamıştı çok kırıcı olduğunu. yanıma gelip;

-çok özür dilerim sessiz öyle demek istemedim ama ne yaptığını ve neden yaptığını anlamıyorum
bi an içimde bi cesaret ortaya çıktı. nefret ediyorum demesinin acısından doğan bir de çığlık

yüzüne karşı bağırarak;

-nefret ediyorummuş! hala anlamadın dimi ben sana deliler gibi aşığım ama söyleyemiyorum. her gün seni düşünüyorum, düşlüyorum. her şeyimde sen varsın artık ama beni önemsemeyip o binle çıkıyosun! asıl ben senden nefret ediyorum! git o bininle ne yaparsan yap ister öpüş ister koklaş! beni burda ölüme bırak. tek derdim seni çok sevmemdi hazal sadece buydu! şimdi o binin git artık ellemiyicem "sevgiline". mutluluklar diyip gibtir olup gitmiştim. oda benim ilk başta yaşadığım gibi donup kalmıştı. hiç ses çıkarmadı. ardından bağırarak;

gavat dedected

cevap atmamıştı o mesajıma karşılık. okulda ona her baktığımda bana nefret dolu gözlerle bakıyodu. sanki bana karşı düşman olmuştu yada çok sinirliydi bilmiyorum. bu arada ayrıldığımızı duyan sena hemen başlamıştı benimle yakınlaşmaya. bende karşı koymuyodum çünkü senayla takıldığımı gördüğünde sinirden çatlıyodu arasıra yanımıza gelmeye yelteniyodu ama geri adım atıyodu. neden öyle yapıyosa. hem olmuyo, sevmiyorum seni kırmak istemiyorum diyo bana postayı koyuyo sonra böyle davranıyo. kızlar gerçekten anlaması güç yaratıklar. senayla ben artık çok yakın olmuştuk. bir gün buluşmaya karar verdik. sinemaya falan gittik güzel geçti gün. akşam eve bıraktığımda saat on, on buçuktu.

panpa bugünden itibaren bende okuyom amk

ama aklımdan atamıyodum ki onu! iliklerime kadar işlemişti aşkı. sürekli ona "sevdiğim çocuk" tabirini kullanmasını düşünüyodum ve soğumaya çalışıyodum. he bide çocuğun hazalı öptüğü sahne var ! vay amk hala gözümün önünde o sahne! ızdırabını gibiym dünya. hiç unutamadım hala kaldı acısı.

okulda onların beraber gezmeleri tozmaları canımdan can alıyodu. sürekli onları samimi halde görmek ve eli kolu bağlı oturmak canımı sıkıyodu. içimde ve kalbimde yaşanan patlamalar beni eritiyodu. ama artık o olaydan sonra kaldıramadı yüreğim

bu adam oçun bayrak taşıyanı amk

bugünlük bu kadarda kalsın. yarın erken bir seyahete çıkıcam uyumak zorundayım. hem yoruldumda. hayırlı geceler ya da sabahlar .:)

@42 inboxtan 5 6 kişiden istek geldi bir kereliğine olsun kıramadım. bi dahakine heyecanlı bırakırız panpa

arkadaşlar yoruldum gerçekten. bir 15 20 dakika sonra başlarım. biraz dinleneyim izin verirseniz

neyse bana olan ama geçmiş olan aşkını açıkladığı için bi yandan mutlu ama geç kaldığım için bi yandanda üzgündüm. buruk bi sevinç vardı içimde. o çok istediğim kız bana olan aşkını haykırmıştı ama geç kalmıştım onu kazanmak için. bunları dedikten sonra arkamı dönüp;

-seni her şeyden ve herkesten daha çok seviyorum ve ondan daha çok değer veriyorum sana. seni seviyorum hazal diyip gittim. arkama bile bakmadım. hangi yüzle bakıcaktım ki amk? kız beklemiş beni ben gidememişim daha o vakitten sonra çırpınmak neye yarar. ama durmadım, yılmadım, daha çok ona yaklaşıp, daha çok sevdim onu. çünkü ona olan aşkım her şeyden daha büyüktü.

tüm hikayeni okudum bin.. şu an arabesk rep dinlemiyosan gibsinler beni.. hem liseli hem de barzonun tekisin.. ezikliğin de cabası amk.. hikayeni okurken kafasında bardak kıran caner geldi aklıma amk..

rizörvid

-benim seni ilk öptüğüm günü hatırlıyo musun? dedi.
şaşırarak: --evet. dedim
-heh ben o gün sana deliler gibi aşıktım işte. hep senden gelecek bir adımı bekledim ama gelmedi. dahada yakın oldum seninle ama sen hep arkadaş olarak görüyodun beni! çok salaksın biliyo musun? sevdiğin kıza " en yakın arkadaşlarımdan birisin" diyebiliyosun. gerçekten çok salaksın sessiz. hı bide melisa hanımın var! git hemen ona koş sen !
(melisa hanım: beni sevmeyi bi yaşam biçimi olarak görmüş, birazcık kafayı benimle ve bana olan aşkıyla bozmuş olan güzel ve bakımlı bi kız) hazalla aramızdaki husumeti ise; o çocuğu öptüğünü gördüğüm zamanlarda hazalla konuşmayıp melisaya yakışlaşıp aklımca pişman olmasını bekliyodum. salaklıktan başka bişey değil dıbınakoyim. ne salak adammışım harbiden. hazal çok haklıymış o vakit salağın tekiymişim.

-çok güzel zaman geçirdim sessiz
--bende sena. teşekkür ederim
-bende çok teşekkür ederim. ama teşekkürümü sadece sözde bırakmak istemiyorum diyip. tam o dudağın yanakla birleştiği yerden öptü ve sımsıkı sarıldı. gerçekten taş gibi bir kızdı. o kadar sıkı sarıldı ki göğüsleri iyice bastırıyodu bedenimi. belki beni tahrik etmeye çalışıyodu. açıkcası etmiştide. sonra hafiften sağa sola hareketler yaparak sürttü göğüslerini. bunlara hiçbir erkek karşı çıkamazdı. kız gerçekten çok taştı. sonra aklıma hazal geldi ve senaya dostça sarılarak:

--iyi akşamlar senacığım dedim ve bende yanağına ufak bi tebessüm kondurarak gülümsedim

kız bir hoş olmuş olacak ki o esnada...

kafam 2 3 şişe sonra azda olsa allakbullak olmuştu. mantıklı düşünemiyodum. o kadar çok içmenin yanında getirdiği şiddetli karın ağrısı ve çiş yapma arzusu çok ağır basıyodu. kötü olmaya başlayınca evin yolunu tuttum. sonra evin önündeki banka oturdum. mesaj attım ona hafif sarhoş biçimde

--seni bu kadar çok severken, deliler gibi aşıkken bana bunu yapman çok koydu hazal. kendime yediremedim. biliyorum umrunda değilim ama seviyorum işte anlatamıyorum aşkımı sana yazıp yolladım

eve çıktım. eve girdiğim gibi uyumam bir oldu. geç uyandığım için okulada gitmemiştim iyi olmuştu anunakoyim zaten zorla gidiyodum. hazalında öyle yapması şevkimi kırmıştı her alanda.

--defol git gözümün önünden hazal! seni bir daha asla görmek istemiyorum. sakın ama sakın karşıma çıkma artık. bu üzgün olma ayaklarını da bırak hiç inandırıcı değil.

belki çok ağır konuşmuştum ama arkadaş kalsak cümlesi delirtmişti beni. gözleri dolarak

-sende herkes gibisin işte dedi ve tokat atıp bastı gitti.

daha günün başındaydım ve yıkılmıştım. okuldan çıkıp eve gittim telefonu kapadım! eve gider gitmez uzandım yatağa! nasıl bir uyku ve yorgunluksa üstümdeki akşama kadar kalkmadım. akşam dokuz suları uyandım. telefonu açtım belki mesaj atmıştır diye. yok atmamıştı. herneyse zaten o kız sana bakmaz sadece oyun oynar diye kendimi avuturken bir yandan da üzdüm. koydum başımı yastığa. sonra çıktım tekele aldım bir kaç şişe bira. gittim oturdum tenha şehrin ışıklarını karşısına alan bir banka kuruldum.

-beni kıskanıyosun dimi? ve ben buna bayılıyorum" dedi
--seni mi? neden kıskanıcakmışım ki seni? sevgilim değilsin bişey değilsin" diyerek tersledim.
-hee hiç önemimde mi yok senin için
--hayır var. haddindende fazla ama o çocuk kötü diyorum dinlemiyosun
-off sadece seni kıskandırmak için yaptım
--allah allah beni neden kıskandırmak içn yapasın ki dedim?
-bilmem içimden geldi ve çokta hoş oldu. sinirinden çatladın resmen dedi
--zevk alıyosun yani bundan küçükhanım öyle mi?
-hı hı hemde çooooook" diyerek yanağımdan öptü ve evine doğru koşmaya başladı

biraz değişikti nedense. yüzü dünki gibi gülmüyodu. banada çok soğuk davranıyodu. yanına gidip:

--bir şeyin mi var hazalım?
-sessiz bunu sana yapmak istemiyorum ama bir anlık heyecanla sana geldim ve..

eveeeet. kızımız belli ki bizi beğenmedi yada başka bir şey oldu dedim ve devdıbını anladım. hani çok sinirden çok sinir bozucu bir gülüş atarsınız ya. öyle hafiften güldüm ve başımı aşağı eğdim.

--tamam hazal ben devdıbını anladım.
-özür dilerim sessiz.
--özür dilemene gerek yok. bendeki salaklık. senle ben hiç olamayız bunu bile bile sana aşık oldum. hepsi benim hatam.
-amacım seni üzmek yada kırmak değildi sessiz.
--tamam hazal. amacın o değilse artık ne yanıma gel, nede yüzüme gül. göz göze gelmeyelim bundan sonra. senden tek isteğim bu.
-sessiz lütfen arkadaş kalsak

bunları dediği için yaram vardı evet ama içimdeki kin ve öfke onu bastırıyodu. ta ki şu cümleyi edene kadar

arkadaş kalsak

hayatımda bir sevgiliden bunu duymak kadar aşağılık bir söz duymadım ben. tamam anladık gibip atıyosun bi kenara seni seveni ama neden böyle bir şey diyosun? daha neden açıyosun ki yarasını? tamam belki sizler için böyle olmayabilir anlamı ama terkedilen ve deliler gibi seven bir adama en son denilecek bir şeydir bu. kavgadaki en ağır küfür gibidir. başımı kaldırdım:

ihtiyat lan okurum bi ara aylnız sonunda bi muallaklik çıkarsa zikerün nikaltını