/i/Tarih

''Tarih bir meslektir, bir hobi, gevezelik, anekdot ya da asparagas değildir.'' (Pierre Goubert)
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +44 -126
    ın idam ediliş hikayesini ve neden idam edildiğini anlatacağım size. Siz, kimden bahsediyorum diye merak etmeden cevabını vereyim: “iskilipli Atıf Hoca... ” Bu yazıda, bir yıldızın kayışına ve o yıldızın nasıl kaydığına şahid olacaksın. Çok bekletmeden geçiyorum  yazıma.

    Öncelikle şunu belirteyim ki; iskilipli Atıf Hoca’nın şapka yüzünden ve şapka risalesi yüzünden asılmadığını iddia edenler, maalesef yanılıyorlar. Savcılık iddianamesi, tutuklanma sebebini şöyle açıklıyor:

    “Frenk Mukallitliği ve Şapka adındaki bir kitabı yazdığı ve muhtelif bölgelere göndererek halkı isyana teşvik ettiğinden dolayı istanbul’da 7/12/1341 (1925) tarihinde tevkif edilen Fatih dersiamlarından Hoca Atıf…” [1]

     

    ikinci bir iddia olan; Milli Mücadele’ye zararlı olduğu söylenilen Teâlî-i islâm Cemiyeti’ne üye olmasıdır. Ama bu iddia da yanlıştır. Madem iddianın yanlış olduğunu söyledim, kanıtsız da bırakamam o halde. Şöyle kanıtlayayım:

    “iskilipli Atıf Hoca, 19 Şubat 1919’da Mustafa Sabri Efendi’nin başkanlığında kurulan Müderrisîn Cemiyeti’nin ikinci başkanlığına tayin edildi. Cemiyet, 24 Kasım 1919’da genel kurul toplantısında alınan karar gereğince Teâlî-i islâm Cemiyeti adını aldı ve Mustafa Sabri Efendi’nin şeyhülislâmlık makdıbına tayini üzerine başkanlığa Âtıf Efendi getirildi. Cemiyet, ilk olarak izmir’in Yunanlılar tarafından işgalini protesto eden bir beyannâme yayımladı. iskilipli, işgal kuvvetlerine ve yeni bir tehlike olarak ortaya çıkan Bolşevizm’e karşı olan beyannâmelere de imza attı. Anadolu’nun çeşitli merkezlerinde şubeleri açılan Teâlî-i islâm Cemiyeti pek çok kitap bastırarak dağıttı ve köylü çocuklarının bilgilendirilmelerine öncülük etti, ayrıca bir ilmihal ile islâm tarihi kitabı hazırlattı.” [2]

     

    Yunanlılar, Bolşevizm yani Ruslar ve işgal kuvvetleri bizim düşmanımız değil mi? Bunlara karşı protesto etmek amacıyla beyanname yayınlayan bir cemiyet, nasıl Milli Mücadele düşmanı oluyor?

     

    Üçüncü iddia ise şöyledir; inkılaplara, yeniliklere ve şapkaya karşı olduğu için idam edilmiştir. Eee, ne var yani bunda? Cumhuriyet rejiminde düşünce özgürlüğü yok mu? istediğini düşünemez mi? iskilipli Atıf Hoca, duruşmada şu sözleri sarfediyor:

    “Mesele şapka meselesi değildir. Ve dahi şapka medeniyet demek de değildir. Medeniyet; ilimdir, tekniktir, tecrübedir. Dinimizse buna büyük değer vermiştir. Mesele bir inancın bütünlüğünü koruma meselesidir.” [3]

     

    iddialar bitmiyor ki cevaplayalım. Teâli-i islâm Cemiyeti yönetiminin, yayınladıkları söylenen bildirinin Yunan uçaklarından Anadolu şehirlerine atıldığı iddiası var sırada. Bu bildiriyi iskilipli Atıf Hoca’ya yıkmak ister bazı kesimler. Ama 2 gün sonra yayınladığı tekzipten habersizler galiba. Biz de o tekzibi paylaşalım da habersiz kalmasınlar

     

    iskilipli Atıf Hoca’nın, suçlandığı beyannameyle ilgili olarak Şeyhülislam Sabri Efendi’ye de açıkça muhalefet ettiğine dair resmi tekzip belgesi. [4]

     

    Belgenin günümüz Türkçesine çevrilmiş hali şöyledir:

    “Vakit gazetesinin 1032 sayılı nüshasında ‘Teâlî-i islâm Cemiyeti’nin bildirileri’ başlıklı bir yazı gördük. Cemiyetin kuruluşundan beri yapılan yayınların resmî mühürle mühürlenmesi kararlaştırılmış usulden olduğu için resmî mühürle mühürlenmiş olmayan yayınların Teâlî-i islâm Cemiyeti’yle ilgisi bulunmadığı ve Cemiyet’in istanbul gazetelerinde yayımlanmış bildirilerinden başka risale şeklinde ve diğer şekillerde hiçbir bildiri yayınlamamış olduğu beyan olunur.” [5]

     

    iskilipli Atıf Hoca’nın idam edilmesini anlatarak kafanızda sahnelemeye çalışayım. Lakin, bir ayrıntıyı unutuyordum az kalsın. Sahnelemeden önce şu küçük (!) ayrıntıyı da vereyim; Savcı Necip Ali’nin 3 ila 15 yıl ağır hapis cezası istediği [6] iskilipli Atıf Hoca’yı, mahkeme başkanının, son adna hangi ‘süper delili’ bulduysa artık, idama mahkum etmiş olmasıdır. [7]

    Küçük ayrıntıyı da verdiğime göre, artık kafanızda sahneleyebilirim. Olayın tanığı Şevket Süreyya Aydemir şöyle anlatıyor:

    “Hocanın yüzü sakindi. Metanetini muhafaza ediyordu. Yalnız dudakları kımıldıyor ve galiba bir dua okuyordu. Fakat eskiden kalpaklı ve şimdi hasır şapkalı zat, bu hükümle de kanmamış gibiydi. Bağırıyor, çağırıyordu.” [8]
    Olayın devdıbını Necip Fazıl Kısakürek sahnelesin:
    “Atıf Hoca sehpanın altındaki alçak masanın üstünde...
    Soruyorlar:
    - Son sözün nedir?
    Son söz olarak Hoca’nın söylediği, bir söz değil, imanın en mukaddes ölçüsü:
    Şehadet kelimesi...

    Atıf Hoca, hemen hiç debelenmeden ruhunu teslim ediyor.” [9]

    Hatta iskilipli Atıf Hoca, asıldıktan sonra kafasına şapka geçirilmiştir. O devirlerde yaşamış olan Dr. Rıza Nur, hatıratında, bu hadiseyi şöyle anlatıyor:

    “Bu hocanın asılmasında Hoca’nın boynuna ip geçirilirken, Kılıç Ali de başına bir şapka geçirmiş. ‘Giy domuz!’ demiş ve küfürler etmiş.” [10]
    Ne diyelim, Allah rahmet etsin...
    Tümünü Göster
    ···
  2. 2.
    +1
    Kaynaklar:
    [1] Ankara istiklal Mahkemeleri Zabıtları (1926), Hazırlayan: Ahmed Nedim, işaret Yayınları, istanbul 1993, Sayfa 289.

    [2] Sadık Albayrak, “iskilipli Mehmed Âtıf Efendi”, Türk Diyanet Vakfı islam Angiblopedisi, Cilt: 22, Sayfa 583.

    [3] Mehmet Erturan, “Sarığı Sanık Yapanlar Adam Asmaca Oynarken Kelebekler Sonsuza Uçar”, Genç Adam Dergisi, Sayı: 4, Şubat 2014.

    [4] Mustafa Armağan, Cumhuriyet Efsaneleri, Timaş Yayınları, 1. Baskı, istanbul 2014, Sayfa 127.

    [5] Mustafa Armağan, Cumhuriyet Efsaneleri, Timaş Yayınları, 1. Baskı, istanbul 2014, Sayfa 128.

    [6] Vakit Gazetesi, 3 Şubat 1926.

    [7] Mustafa Armağan, Satılık imparatorluk, Timaş Yayınları, 4. Baskı, istanbul 2015, Sayfa 251.

    [8] Şevket Süreyya Aydemir, Suyu Arayan Adam, Remzi Kitabevi, 4. Baskı, istanbul, Sayfa 404-405.

    [9] Necip Fazıl Kısakürek, Son Devrin Din Mazlumları, Büyük Doğu Yayınları, 33. Baskı, istanbul 2015, Sayfa 120.

    [10] Dr. Rıza Nur, Hayat ve Hatıratım, Cilt: 4, Altındağ Yayınları, istanbul 1967, Sayfa 1317.
    ···