Eheueheyeheue

Öncelikle yumurta üretimi diye bir şey söz konusu değildir. Bunu diyen doktor nere mezunu Allah bilir. Her kadın doğduğunda yaklaşık 400 adet yumurtaya sahiptir. Bunlar ergenlikten itibaren ayda 1 tane olma şartıyla atılır. Regl dönemi diye adlandırdığımız bu dönemde strese bağlı olarak 2-3 günlük gecikmeler akabinde uzun süren periodlar olabilir. 5-6 gün iken 7-8 güne ulaşması gibi. Fsh konusuna gelirsek hormonal açıdan bir sıkıntı olup olmadığı sadece fsh ile öngörülemez. Başka bir doktora muayene olmanızı tavsiye ederim. Kısır değilsiniz

Uretim dedigim rezerv yani ona az dedi. Reglin ucuncu gununde tekrar tahlil yapildi luteal faz icin kotu bisey demedi bu sefer bi an once hamile kal dedi sadece aşılama yapmak istemiyorum sana dedi

Öncelikle eski başlıklarımda bu konuya karşı tepkimi dile getirmiştim. Ben normal doğum taraftarıyım. En önemli sebebi de sezeryan doğumun ardından kadın vücudunun halen doğum yaptığının farkında olmaması. Bu da halk arasında lohusalık diye tabir edilen dönemin daha sancılı geçmesine sebep olur. Normal doğum sağlıklıdır doğru olanıdır. Doktorluğu kasaplık sanan çok boş doktor var ortalıkta. Bıçak parası almak için kesiyorlar önüne geleni. Aldırış etmeyin öylelerine. Normal doğum çok aksi nedenler olmadığı sürece tercih edilmelidir

2 arkadaşımın da eşi doğumhanedeyken sıkıntı var diyip apar topar sezeryana almışlar. normal doğum yapıcam diye gidip gözlerini korkutup sezaryan olmayan tanıdığım yok. türkiyede sezeryan oranı %97 diye duymuştum, doğru mu bu. ayrıca o bıçak izi geçmiyor dimi?

Boş teneke çok tıngırdarmış be kardeşim. Sırf nefret kusmak için başlığa geldiğin ne kadar açık. Benim seni ezdiğim yok merak etme. O karakterde biri değilim. Millete hava civa da yapmam. Ha beni seven bu sözlükte 3-5 tane adam vardır gerçek hayatta oturup konuşup beraber aynı sofrayı paylaştığım. O yüzden nefret kusacağına iyi niyetle yaklaş güzel ağırlan. Bunu da ister kulağına küpe et istersen okuma. Bu zamana kadar boş yaşamışsın belli ki. Devam et Allah bahtını açık etsin

peki sen ne halt yapıyor sığır gibi oturmaktan başka
o yeni hayatları dünyaya getirirken sen hiç bişey yapmıyon

Bana kalırsa doktorluğunnen keyifli alanı. Doktorluk sadece hayat kurtarmak ya da hastalıklara çare bulmak değildi bana göre. Üniversite okurken çoğu zaman çelişkiye düşmüştüm bu yönden. Aradığımı bulamadığımı hissediyordum. Lakin kadın doğumun verdiği his diğer tüm uzmanlık alanlarını silip attı gözümde. Önemsizler demiyorum yanlış anlaşılmasın. Sadece hissi çok farklı. Yeni bir bebek ellerinizde ilk nefesini alıyor. Bu zamana kadar bir çok doğuma tanık oldum ama bu his hiç eksilmedi. Bu yüzden eğer aklında varsa düşünmeden peşinden git. Pişman olmayacağının garantisini verebilirim.

Mustafa Kemalin kendini emanet ettiği hekimlere el kaldıracak kadar aciz olmamalı bu millet.

Garip değil de aklıma gelen komik bir anı paylaşayım seninle. Normal doğum yapan bir hastam vardı. Ama kendisi başından beri sezeryan isterdi. Ben normal doğuma ısındırdım. Eşi doğuma girmek istedi normalde almamız yasak. Yalvardı yakardı çocuğumun en özel anı gibisinden. Karısı da endişeli olduğundan sakinleştirir diye kabul ettim. Beraber girdik doğuma. Şimdi beyefendi güya eşini sakinleştirmek için derin derin nefes alıp veriyor, ama doğum esnasında eşi ıkındığında hızlı hızlı nefes alıp vermeye başlamıştı. Maskesi bi şişip bi iniyodu yüzünde. Dikkatim dağıldı başladım gülmeye. Bebek de ha çıktı ha çıkıcak. Kadın çıkarsana artık şunu be adam diye tedirdin tedirgin bağırdı bana gözlerinden yaşlar süzülüyo. Beyefendi hala hızlı hızlı nefes alıp veriyo. Rica ettim dışarı çıkmasını. Çünkü ömrümde ilk defa şahit oldum böyle bir ana. Bebek için de sıkıntı olabilirdi dikkatimi toparlamasam. Neyseki doğum tamamlandı. Dışarı çıktım. beyefendi hala yüzünde maske bi de nefes nefese "oldu mu doktor çıktı mı bizim bebe" diye sordu. Bu kadar panik tedirgin heyecanlı bir aileye denk gelmemiştim. Güzel bir anı oldu benim için

Krize girdim mk jajsndnwnmd

Normal doğuma şahit olsan bu soruyu önce kendine sorardın panpa. Düşün vajina rahim ağzı bir bebeğin çıkacağı boyutta genişliyor. Gerçekten tahrik olunacak bir görüntü değil

Sırf küfretmek için küfretmeyin hocam. Sakız gibi yapışmasın mizacınıza. Ha burası böyle dersen ben de geçtim o yollardan. Herkes küfrediyor diye sen de küfredicek değilsin. Farklı ol. En azından bunun sana elbet bir gün artısı olur

Ne küfür ediyon anasını gibtigim

Tanrı demek çok yukarı bir ifade. Ben sadece Allah'ın yeryüzünde kullarının doğacak evlatlarının sorunsuz bir şekilde dünyaya gelmelerine aracılık ediyorum

Bunu bende merak ettim

En yakın arkadaşımın eşine doğum yaptırdım geçen yıl. Güvenilir işini doğru düzgün yaptıktan sonra, para uğruna gelen kadını hamilelikten bıktırdıktan sonra zaten sana karşı ne güven kalıyor ne de itibarın. O yüzden çok şükür yakın çevrem beni bilirler kafalarında hiç soru işareti olmadan gelirler

Evet (:

çok teşekkür ederim güzel düşünceleriniz için.

Hepsini okudukdan sonra bu yorumu yapicakdim bende simdiden ailene bu terbiyeyi verdigi ve vatana millete hayirli bi evlat kazandirdigi icin tebrik ve tesekkur ediyorum.

Bir hastamın hamilelik sürecindeyken babası vefat etmişti. Her ne kadar üzülmemesi gerektiğini çocuğunu düşünmesini söylesem de bebeği düşük sonucu kaybetmiştik. Beni en derinden üzen olay belki de budur. insanın elinden hiçbir şey gelmemesi o çaresizlik hissi..

Üzdün kardeş

En fazla ikiz doğum yaptırdım.

Hiç sene tekrarı yapmadan bitirdim. 4. Sınıftayken TUS için dersaneye başladım. Okul biter bitmez TUS a girip sene kaybetmeden uzmanlığa başladım. Tavsiyeye gelirsek de, mesela lisedeyken fizikle uğraşmak beni çok daraltırdı. Nefret ederdim. Ama sağlık konularına o zamanlardan beri hevesim vardı. Doktor olmak istedim hep. Tercihlerde fizikle ömür boyu uğraşmamak için tıp yazdım. Tabi biyolojiye olan tutkum es geçilemez. Yani işin özü, yapmaktan keyif aldığın, başında saatler geçirebileceğin bir meslek varsa çabala o mesleğe sahip ol. Sabah uyandığında işe istemeye istemeye gittikten sonra ülkemize bir faydamız olmaz

Tıpta uzmanlaşırken biyolojiyle içli dışlı olmayan uzmanlık alanları mevcut. Mesela denizi seviyorsan sualtı hekimliği biyolojiyle pek içli dışlı olacağın bir bölüm değil. Radyoloji ha keza aynı şekilde. Daha bir çok alan var. Genetik, anatomi gibi alanlarda uzmanlaşmazsan biyolojiyle meslek hayatında çok uğraşmıyorsun. Sana tavsiyem uzmanlık alanlarını tek tek araştırıp aklına en çok yatanı, mesleğini yaparken sıkılıp daralmayacağın bir alana yönelmen.

Öncelikle hangi üniversiteden mezun olduğun sadece işe girerken etkiliyor. Onun etkisi de bir hayli az. Neden diye sorarsan, artık günümüzde özellikle sağlık alanında ağzına kadar dolu özgeçmişler yerine, yakın tarihte nelerle uğraştığına, hangi kongrelere söyleşilere katılıp nelerin paylaşımında bulunduğuna yani kendini nasıl geliştirdiğin ön planda. Meslek arkadaşım van tıp mezunu ben çapa mezunuyum ama uzmanlığı beraber Çapa da yaptık. Sonuç olarak üniversite diplomasındansa uzmanlığı çapada yaptığı daha büyük bir artı arkadaşım için. Bu sebeple hangi liseden mezun olduğun, hangi üniversiteden mezun olduğun, genellikle mühendislik gibi alanlarda yani rekabetin olduğu yerlerde daha ön planda. Sağlık alanında iyi doktor kötü doktor vardır. Hastalar ona göre tercih eder.

Teşekkür ederim hocam. En kısa zamanda meslektaş olacağız inşallah.