günümüzde birçok erkek ve kadın, fiziksel özelliklerinden yakınarak kendilerinde ego düşüşü yaşatacak düşüncelere giriyor. örneğin biraz kilosu olan bir kadın, şişman olduğu için karşı cins tarafından tercih edilemeyeceğinden korkuyor. bu korku, onu ya ilaç kullanıp sağlığını tehdit ederek zayıflamaya itiyor yada depresyon hali yaratıp 'zaten şişmanım kimse beni beğenmiyor' pgibolojisiyle hepten boş verip daha da yemeye teşvik ediyor. aynı durum erkekler için de geçerli. boyu kısa olan bir erkek, kadınlar tarafından beğenilmeyeceği güdüsüyle saldırganlaşabiliyor ya da öz güvenini kaybedip depresyona ve umutsuzluğa sürüklenebiliyor. insan için öncelikle yapması gereken şey, değişen faktörler, hayat şartları ve ilişkilere dair durumlar üzerine bilgi sahibi olmasıdır. 10 bin yıl önce, kısa boylu olmak bir erkek olarak savaşta yetersiz olacağınızdan dışlanmanıza yol açarken şu an öyle bir durum yok. yada bir zayıf bir kadın olarak 10 bin yıl önce sağlıksız olduğunuz için yeterli bebek doğuramayacağınızdan dolayı dışlanırken şu an dışlanmıyorsunuz. baktığımızda birçok şeyin değiştiğini görüyoruz. şu an hangi erkeğin güçlü olduğunun önemi yok çünkü 5 yaşındaki bir çocuk bile, dünya vücut şampiyonu birini tabancayla vurarak öldürebilir. bu da demek oluyor ki, birçok dnasal faktör evrim geçirerek, günümüz şartlarına uygun versiyonlara dönüşmüştür. birey, öncelikle kendi farkına varmalıdır. gün içerisinde belirli standartlarla belirli davranışlar gösteriyoruz. ama burada asıl mevzu bizim nasıl biri olarak bunları gösterdiğimiz. birisi için 'bencil' birisi için 'güzel' birisi için 'şefkatli' birisi için 'cömert' gibi tabirler kullanıyoruz. bu karşıdaki insanı tanımlama yöntemimizdir. peki, başkaları bizi nasıl tanımlıyor yada tanımlamalı? eğer boyunuz kısaysa, bu sizin sevgi dolu bir insan olmanızı engellemez. şişmansanız bencil olmanız beklenmez. burada anlatmaya çalıştığım şey, bizi biz yapan faktörleri hesaba katmak. bunları yazan biri olarak benim nasıl biri olduğumu merak ediyor olabilirsiniz. kısaca bahsetmem gerekirse, 1.81 boylarında 76 kilo bir erkeğim. çevremde, zeki, bilgili, neşeli ve biraz gamsız ve bencil biri olarak biliniyorum. sözlerimi egoistçe algılayabilirsiniz ama değil. bu durumu fark ettim ve ruhsal olarak daha rahatım. kendimi biliyorum. işte bu yüzden yapılması gereken şeyin, önce kişisel keşif olması gerektiğini düşünüyorum.

birey, kendini keşfederse, kendi elindeki değerleri kullanmayı bilirse eğer, karşı cins için o durumu çekici kılabilir. çünkü, bulunduğumuz zamanda, insanlar sadece kalça meme omuza göre yargılanmıyor. bu baktıklarımız, bir şekilde fiziki devamlılığı sağlayacak olan faktörlerdir. çok daha kompleks bir sistemde yaşıyoruz. ve bu sistemde, insanların fiziki özellikleri hariç gösterdiği durumlar da bir o kadar önemli yer tutuyor. örnek verecek olursak, bir kadını ele alalım. bu kadın, normal boylarda ve kiloda, işi var çalışıyor fakat çok güzel olmadığı için bir partner bulmakta zorlanıyor. şimdi bu kadın bu haliyle neden karşı cinsi etkileyemiyor? çünkü henüz normalinin dışına çıkmamış. kadınlar günümüzde normalin dışı kavramı için bazı çözümler üretmiş. bunlardan birisi de (çok da günümüzde olmamakla birlikte) makyaj. makyaj yapan kadın güzelleştiğini düşünüyor ve gerçekten de illüzyon sayesinde erkek bireyi etkileyebiliyor. ama bu durumun bir yan etkisi var: durumu fiziksel boyutla sınırlıyor. fiziksel durum her ne kadar güçlü bir faktör olsa da, ruhsal durumlar da oldukça etkilidir. materyal bir düşünceye giren kadın, aradığı şeyi fiziki özellikleriyle elde edeceğini düşünüyor. kısa vadede olumlu sonuç almış olsa da aslında almıyor. kendinin de bildiği bu durumu, aldığı pozitif etkiden dolayı bilinçaltına itiyor. örneğimizdeki kadının geçici çözümü olan makyaj, onu belirli bir yere kadar zütürebilir. asıl elde etmek istediği çiftleşme ise, bu isteğini karşılayabilir. ama geçici olarak. çünkü o kişinin o kadında gördüğü şey vücut özellikleridir ve makyaj olmayınca, kadını ruhsal olarak bilmediği için, karakterini tanımadığı için elinde olan tek imaj fiziki özellikler silinince yani, geriye bir şey kalmayacak ve sadece cinsel güdüyle hareket etmiş olacaktır. kadın, uygun partneri bulmak için fiziki özelliklerine oynamanın yanında, ruhsal özelliklerine de oynamak zorundadır. gel gelelim burada bir durum var ki bahsetmek gerekli: erkeğin kodlarında bulunan bir özellik, onun tanıştığı erkeğe kendini yeterince anlatamamasıyla da sonuçlanabilir. bu özellik ise, güçlü cinsel dürtüdür. erkek, ilk etkileşimde daha farklı bir tutum sergiler. kadın, karşıdaki erkeği ruhsal çözümlemeye çalışırken, erkek büyük oranla fiziksel olarak çözümler. erkeğin içgüdüsel olarak, karşıdaki kadının duygularına oynaması, fiziki ihtiyacını gidermesi için bir araçtır. bu yüzdendir ki, dün gece çok ilgili gözüken harika bir erkek gibi duran adamın, ertesi günü ciks sonrasında aramaması mantıklıdır. hayvanlar alemine baktığımızda bu durumun aynısının birçok hayvanda olduğunu görüyoruz. bir tavuskuşuna baktığımızda, erkek kuşun dişiyi etkilemek için yaptığı renkli danslar ve flörtleşmeler, sadece dişiyle çiftleşebilmek içindir. erkek istediğini elde eder ve kadın da sonrasında pişmanlık da duysa içinde bulunduğu durumu kabul eder. insan her ne kadar daha gelişmiş bir canlı olsa da, bu içgüdüyle hareket etme eğilimindedir.