-
22.
+12. kısımdayım panpa, dönem bitmeden final yaparsak teşekkürlerimi iletirim.
evlerine gelenler bazen bizim zili çalıyor aşağıdaki kapıyı geçmek için, lavuğun teki pompaya gelmiş olmalı -
21.
+1@30 kanka bak o iş bence rakı içmek gibi. şimdi mesela nasıl rakı içilir? bi yudum rakı içer bi çatal meze yersin mesela dimi?
o işin de ayarı var. içine düşsen olmaz, hiç bakmasan muallakler mi lan bunlara kadar gider. o yüzden dozu yavaş yavaş arttırıcaksın. muhabbet hep tadında veya +1de biticek.
mesela
selamlaşma-günaydın vs deme> hal hatır sorma isim öğrenme> şu yemeği yapmıştık size de tattıralım dedik hedesi (ve dolu gelen tabakla artı bir etkileşim > muhabbet evresi nerelisin buralıyım falan > bu akşam da beraber mi yesek > başka bi akşam meriçleme muhabbetler eşliğinde içmece evresi ve o akşam karı aranmadan kesinlikle aranmama > yavaştan pompa.
bence döngü budur. ben olsam böyle kovalarım. avı ürkütmeden.
yalnız sizin zili çalan elemanı anlamadım. -
20.
0panpa yan dairedeki kızlarla nasıl yakınlaşabiliriz, pas verir gibiler ancak bir şey bulamadık. evlerine gelen eleman aşağıdan bizim zile basıyor zoruma gitti gece gece.
-
19.
+1@28 valla bunu bilmiyorum kanka sallamaya lüzum yok.
-
18.
0@23 kardeşim ben yaşadım buna benzer bi durum. bi müddet böyle olabilir. çünkü eskisiyle yaşantınız daha fazladır. detayını bilemiyorum. ama emin ol geçici bişey.
kendine sor şimdikini sevip sevmediğini. sevmiyorsan hiç ısrar etme. biraz boş gez. kafa dinle. varsa acı çıksın gitsin. ve gerçekten sevip sevileceğin birini bul.
bunlara gerek yok ben onu seviyorum diyorsan konu sadece bilinçaltı. kesinlikle ciddiye alma ve tavrında ısrarcı ol.
senle oynayan kız değil bilinçaltın. -
17.
-1kukulu kızın kukusuTümünü Göster
memo fik doğrusunda diyar diyar gezerken
toz topraklı yolları tabanıyla ezerken
gezdiği diyarlarda güzel dilberler bulup
şahane damlarına kötlerine fik sokup
arzusunca domaltmak hayali kuruyordu
sık sık otuzbir için molaya duruyordu
yine durdu bir ara, semayı seyre daldı
dam hayali kurarak fiki eline aldı
attırırken sarsıldı heyecanından o an
bin güvercin uçuştu yaslandığı ağaçtan
memo kuşlara bakıp iç çekti derin derin
dedi kendi kendine "dam ürkek bir güvercin,
az yanaşsam hemencik kanatlanıp uçuyor,
değil fike tünemek, kafasına sıçıyor!.."
o böyle söylenince bütün kuşlar dağıldı
yalnızca bir tanesi süzülerek alçaldı
pır pır ederek kondu barrağının başına
sakin huylu memo'yu çevirerek şaşkına
kuşa çok benzese de kuş muş değildi fakat
bildiğimiz damcıktı kanatlı bu mahlukat
memo dedi "herhalde sen benim kısmetimsin
kendini fiktirmeden söyle bana sen kimsin?.."
kanatlı dam bir süre ses çıkarmadan sustu
sonra ötermiş gibi cıvıl cıvıl konuştu:
"kendimi fiktirmeyi nasıl isterim bilsen
lakin yapmamam için var malesef bir neden
eğer zamanın varsa, tanıtırken kendimi
anlatayım da dinle hüzünlü hikayemi
eskiden bir kız vardı, çok severdi barrağı
i̇smi kukulukız'dı, kukusu tek varlığı
her önüne gelene kukuyu fiktirirdi
her fiki tereddütsüz, kukuya ittirirdi
ona fik sokan herkes kukusuna bayıldı
kukusunun şöhreti kırk diyara yayıldı
bir gün kırk iki dağın ardından bir cin çıktı
bu çirkin korkunç cinin tek arzusu damcıktı
bir anda dağlar aşıp kızın yanına geldi
kukulukız'ın damı o an kuruyuverdi
'domal ben de fikeyim' dedi korkutucu cin
'geldim buraya kadar sana fik sokmak için'
lakin dam kurumuştu cinin çirkinliğinden
fikilmek gelmiyordu damcığın hiç içinden
yine de kız korkudan domaldı yavaş yavaş
titrekçe fısıldadı: 'tut barrağını, yanaş'
cin kıllı avucunu donuna soktuysa da
tutamadı fikini, bakakaldı kukuya
domalık kötte kuku şöyle bir kıpırdandı
kuş oldu kanatlandı, uçarak havalandı
kukulukız çaresiz boyun eğmişti cine
amma kukunun yoktu tahammülü fikine
dam kuş olup kaçınca cin öfkeden kudurdu
geçti kukusuz kızın karşısına oturdu
dedi 'madem sen benden kukunu esirgedin
herkese fiktirdiğin ddıbını fiktirmedin
o halde artık kimse fikemesin kukunu
senden haber kesilsin unutsunlar kokunu
bundan sonra damından daim ayrı olasın
fikfik seni bulmasın fikten ayrı kalasın'
cin bunları söyledi ortalıktan yok oldu
ayak bastığı yerde bir kule peydah oldu
bu kulede ne kapı ne de pencere vardı
boyu desen nerdeyse beş yüz arşın kadardı
kızcağız hapis kaldı kulenin külahında
göremedi gün yüzü sonraki hayatında
nice yiğit er kişi kuleye tırmandılar
'hey, kukulu! kukulu!' diyerek bağırdılar
külahın derunundan duyuldu bazen bir ses
'kukumu istiyorum' diyen zayıf bir nefes
ve lakin hiç birisi muvaffak olamadı
kızı çıkarmak için bir delik bulamadı
i̇şte ben bu öyküde bahsi geçen kukuyum
korkudan üzüntüden halen bak kupkuruyum
kukulukız kukusuz, kukusu ise susuz
barrak yolu gözleriz tamamiyle umutsuz... "
memo sordu "hey kuku, bu dev kule nerdedir?"
kuku dedi "çimenlik çift tepeli yerdedir"
memo sordu "hey kuku, o cinden kurtarırsam
memo'ya da kukuyu fiktirirsin sanırsam?"
kuku dedi "bir kurtar beni cinden kuleden
ondan sonra bırakma sakın beni fikmeden
her kim kukulukız'ı kukuya kavuşturur
fikini dama sokar memeyi ovuşturur
kukulukız hazırken zaten her türlü fike
kurtaran kişi doymaz kukudan fike fike
lakin kolay iş sanma kızı ordan kurtarmak
işten bile değildir bu yolda mefta olmak... "
memo dedi "gidelim, biz kuleye varalım
kukulu bir kız varsa fikimizi banalım"
damcık kanat çırparak havada ilerledi
memo dama bakarak yolunu belirledi
fikfik arzusu ile çabucak yol aldılar
upuzun bir menzile tez vakitte vardılar
ulaştıkları vakit kulenin tam dibine
memo dedi "hey kuku, uç hele gök yüzüne
i̇ncele bir çevreyi yukarıdan bakarak
söyle bana var mıdır etrafta uzun kavak?"
kuku uçup seyretti etrafta ağaçları
dedi "bir yıl uzakta gördüm ben kavakları"
memo yalın ayakla yürüdü tam bir sene
kavaktan yüz dal kesti döndü tekrar geriye
kulenin mevkisine bir yıl sonra varınca
dikti yüz fidan dalı kulenin etrafınca
altı ay uzaktaki dereden su taşıdı
yazın kan ter içinde daşşağını kaşıdı
suladı fidanları tez boy atsınlar diye
ellerini ısıttı kışın sıcak fikiyle
çimenlik tepelere oturup bahar vakti
attırıp çimenlere bol bol otuzbir çekti
kuku onu seyretti hiç bir şey anlamadan
tam sekiz bahar ve yaz geçip gitti aradan
sekizinci sonbahar birazcık sert başladı
dumanlı fırtınalar ortalığı kapladı
hızlı rüzgar estikçe kavaklar sallandılar
eğilip bükülerek kuleye yaslandılar
rüzgarın girdapları kuleyi sarmaladı
kavakların dalları kuleyi tırmaladı
rüzgar bir o taraftan bir bu yandan esince
kavakların dalları birbirine geçince
ağaçlar duvarları her yandan kavradılar
sanırsın ki kuleyi tutup avuçladılar
yekvücut kavaklara adeta kuvvet doldu
kule rüzgar önünde artık zorlanır oldu
memo dedi "hey kuku, git de külaha tüne
yakın artık kavuşman kukulu'nun kötüne"
kuku gidip konunca kulenin külahına
sarsılmaya başladı kule onun altında
kuku ne olduğunu henüz anlıyamadan
atmıklar boşandılar kulenin kafasından
koskocaman dev kule oluk oluk attırdı
cümle çevre ormanı atmık ilen batırdı
barrak gibi kulenin attırışı bitince
beş yüz arşınlık boyu bir arşına inince
ortada bir kız kaldı atmıklara bulanmış
ayrı olan kukusu damcığına yamanmış
bir de cin çimenlerde uzanmış yatıyordu
attırış sonrasında anlamsız bakıyordu
kukulukız dedi ki "şimdi gördüm herşeyi
ancak anlayabildim kuledeki gerçeği
çimenlik ikiz tepe cinin daşşaklarıymış
hapsolduğum şu kule onun dev barrağıymış
ne mutludur ki bana esaretten kurtuldum
artık pek nemli olan kukuma da kavuştum!.."
memo dedi "kukulu, kukun bana söz verdi
'beni kurtarır isen fikersin beni' derdi"
kukulukız memo'yu hiç işitmedi bile
meşguldü çirkin cinin iri barrağı ile
bir yandan dev barrağa durmuş domalıyordu
bir yandan da seslice şöyle bağrınıyordu:
"çimenlik ikiz tepe cinin daşşaklarıymış!
hapsolduğum şu kule onun dev barrağıymış!
görseydim çirkin cinin şu kocaman fikini
reddetmezdim elbette o vakit fikfikini!
amma halen geç değil, ona hep domalayım!
şu güzelim kukumu hep ona vurdurayım!.."
aşık memo anladı, sözler tutulmayacak
otuzbircinin fiki dama sokulmayacak
uçarı bir kukunun takılıp kanadına
fikfik arzulayarak gelmişti bu diyara
bulduğu fikfik yine başkasının fikfik'i
onun payına düşen otuzbirdir tabi ki
i̇sterdi ki barrağı kanatlı bir fik olsun
uçarak kendisine uçan damcıklar bulsun
böyle böyle düşünüp sıvazladı fikini
cinle kızı seyredip çekti otuzbirini
dedi "memo, bak yine gitmenin vakti geldi
başka yerde otuzbir çekmenin vakti geldi -
16.
-1kukulu kızın kukusuTümünü Göster
memo fik doğrusunda diyar diyar gezerken
toz topraklı yolları tabanıyla ezerken
gezdiği diyarlarda güzel dilberler bulup
şahane damlarına kötlerine fik sokup
arzusunca domaltmak hayali kuruyordu
sık sık otuzbir için molaya duruyordu
yine durdu bir ara, semayı seyre daldı
dam hayali kurarak fiki eline aldı
attırırken sarsıldı heyecanından o an
bin güvercin uçuştu yaslandığı ağaçtan
memo kuşlara bakıp iç çekti derin derin
dedi kendi kendine "dam ürkek bir güvercin,
az yanaşsam hemencik kanatlanıp uçuyor,
değil fike tünemek, kafasına sıçıyor!.."
o böyle söylenince bütün kuşlar dağıldı
yalnızca bir tanesi süzülerek alçaldı
pır pır ederek kondu barrağının başına
sakin huylu memo'yu çevirerek şaşkına
kuşa çok benzese de kuş muş değildi fakat
bildiğimiz damcıktı kanatlı bu mahlukat
memo dedi "herhalde sen benim kısmetimsin
kendini fiktirmeden söyle bana sen kimsin?.."
kanatlı dam bir süre ses çıkarmadan sustu
sonra ötermiş gibi cıvıl cıvıl konuştu:
"kendimi fiktirmeyi nasıl isterim bilsen
lakin yapmamam için var malesef bir neden
eğer zamanın varsa, tanıtırken kendimi
anlatayım da dinle hüzünlü hikayemi
eskiden bir kız vardı, çok severdi barrağı
i̇smi kukulukız'dı, kukusu tek varlığı
her önüne gelene kukuyu fiktirirdi
her fiki tereddütsüz, kukuya ittirirdi
ona fik sokan herkes kukusuna bayıldı
kukusunun şöhreti kırk diyara yayıldı
bir gün kırk iki dağın ardından bir cin çıktı
bu çirkin korkunç cinin tek arzusu damcıktı
bir anda dağlar aşıp kızın yanına geldi
kukulukız'ın damı o an kuruyuverdi
'domal ben de fikeyim' dedi korkutucu cin
'geldim buraya kadar sana fik sokmak için'
lakin dam kurumuştu cinin çirkinliğinden
fikilmek gelmiyordu damcığın hiç içinden
yine de kız korkudan domaldı yavaş yavaş
titrekçe fısıldadı: 'tut barrağını, yanaş'
cin kıllı avucunu donuna soktuysa da
tutamadı fikini, bakakaldı kukuya
domalık kötte kuku şöyle bir kıpırdandı
kuş oldu kanatlandı, uçarak havalandı
kukulukız çaresiz boyun eğmişti cine
amma kukunun yoktu tahammülü fikine
dam kuş olup kaçınca cin öfkeden kudurdu
geçti kukusuz kızın karşısına oturdu
dedi 'madem sen benden kukunu esirgedin
herkese fiktirdiğin ddıbını fiktirmedin
o halde artık kimse fikemesin kukunu
senden haber kesilsin unutsunlar kokunu
bundan sonra damından daim ayrı olasın
fikfik seni bulmasın fikten ayrı kalasın'
cin bunları söyledi ortalıktan yok oldu
ayak bastığı yerde bir kule peydah oldu
bu kulede ne kapı ne de pencere vardı
boyu desen nerdeyse beş yüz arşın kadardı
kızcağız hapis kaldı kulenin külahında
göremedi gün yüzü sonraki hayatında
nice yiğit er kişi kuleye tırmandılar
'hey, kukulu! kukulu!' diyerek bağırdılar
külahın derunundan duyuldu bazen bir ses
'kukumu istiyorum' diyen zayıf bir nefes
ve lakin hiç birisi muvaffak olamadı
kızı çıkarmak için bir delik bulamadı
i̇şte ben bu öyküde bahsi geçen kukuyum
korkudan üzüntüden halen bak kupkuruyum
kukulukız kukusuz, kukusu ise susuz
barrak yolu gözleriz tamamiyle umutsuz... "
memo sordu "hey kuku, bu dev kule nerdedir?"
kuku dedi "çimenlik çift tepeli yerdedir"
memo sordu "hey kuku, o cinden kurtarırsam
memo'ya da kukuyu fiktirirsin sanırsam?"
kuku dedi "bir kurtar beni cinden kuleden
ondan sonra bırakma sakın beni fikmeden
her kim kukulukız'ı kukuya kavuşturur
fikini dama sokar memeyi ovuşturur
kukulukız hazırken zaten her türlü fike
kurtaran kişi doymaz kukudan fike fike
lakin kolay iş sanma kızı ordan kurtarmak
işten bile değildir bu yolda mefta olmak... "
memo dedi "gidelim, biz kuleye varalım
kukulu bir kız varsa fikimizi banalım"
damcık kanat çırparak havada ilerledi
memo dama bakarak yolunu belirledi
fikfik arzusu ile çabucak yol aldılar
upuzun bir menzile tez vakitte vardılar
ulaştıkları vakit kulenin tam dibine
memo dedi "hey kuku, uç hele gök yüzüne
i̇ncele bir çevreyi yukarıdan bakarak
söyle bana var mıdır etrafta uzun kavak?"
kuku uçup seyretti etrafta ağaçları
dedi "bir yıl uzakta gördüm ben kavakları"
memo yalın ayakla yürüdü tam bir sene
kavaktan yüz dal kesti döndü tekrar geriye
kulenin mevkisine bir yıl sonra varınca
dikti yüz fidan dalı kulenin etrafınca
altı ay uzaktaki dereden su taşıdı
yazın kan ter içinde daşşağını kaşıdı
suladı fidanları tez boy atsınlar diye
ellerini ısıttı kışın sıcak fikiyle
çimenlik tepelere oturup bahar vakti
attırıp çimenlere bol bol otuzbir çekti
kuku onu seyretti hiç bir şey anlamadan
tam sekiz bahar ve yaz geçip gitti aradan
sekizinci sonbahar birazcık sert başladı
dumanlı fırtınalar ortalığı kapladı
hızlı rüzgar estikçe kavaklar sallandılar
eğilip bükülerek kuleye yaslandılar
rüzgarın girdapları kuleyi sarmaladı
kavakların dalları kuleyi tırmaladı
rüzgar bir o taraftan bir bu yandan esince
kavakların dalları birbirine geçince
ağaçlar duvarları her yandan kavradılar
sanırsın ki kuleyi tutup avuçladılar
yekvücut kavaklara adeta kuvvet doldu
kule rüzgar önünde artık zorlanır oldu
memo dedi "hey kuku, git de külaha tüne
yakın artık kavuşman kukulu'nun kötüne"
kuku gidip konunca kulenin külahına
sarsılmaya başladı kule onun altında
kuku ne olduğunu henüz anlıyamadan
atmıklar boşandılar kulenin kafasından
koskocaman dev kule oluk oluk attırdı
cümle çevre ormanı atmık ilen batırdı
barrak gibi kulenin attırışı bitince
beş yüz arşınlık boyu bir arşına inince
ortada bir kız kaldı atmıklara bulanmış
ayrı olan kukusu damcığına yamanmış
bir de cin çimenlerde uzanmış yatıyordu
attırış sonrasında anlamsız bakıyordu
kukulukız dedi ki "şimdi gördüm herşeyi
ancak anlayabildim kuledeki gerçeği
çimenlik ikiz tepe cinin daşşaklarıymış
hapsolduğum şu kule onun dev barrağıymış
ne mutludur ki bana esaretten kurtuldum
artık pek nemli olan kukuma da kavuştum!.."
memo dedi "kukulu, kukun bana söz verdi
'beni kurtarır isen fikersin beni' derdi"
kukulukız memo'yu hiç işitmedi bile
meşguldü çirkin cinin iri barrağı ile
bir yandan dev barrağa durmuş domalıyordu
bir yandan da seslice şöyle bağrınıyordu:
"çimenlik ikiz tepe cinin daşşaklarıymış!
hapsolduğum şu kule onun dev barrağıymış!
görseydim çirkin cinin şu kocaman fikini
reddetmezdim elbette o vakit fikfikini!
amma halen geç değil, ona hep domalayım!
şu güzelim kukumu hep ona vurdurayım!.."
aşık memo anladı, sözler tutulmayacak
otuzbircinin fiki dama sokulmayacak
uçarı bir kukunun takılıp kanadına
fikfik arzulayarak gelmişti bu diyara
bulduğu fikfik yine başkasının fikfik'i
onun payına düşen otuzbirdir tabi ki
i̇sterdi ki barrağı kanatlı bir fik olsun
uçarak kendisine uçan damcıklar bulsun
böyle böyle düşünüp sıvazladı fikini
cinle kızı seyredip çekti otuzbirini
dedi "memo, bak yine gitmenin vakti geldi
başka yerde otuzbir çekmenin vakti geldi -
15.
0yokıumu
-
14.
0beyler yakın akranını jaybeden varmı bi yazsın ya
-
13.
0@19 kanka para varsa netten açık tekelci bulucaksın göndericek.
hem para hem araba varsa bi benzinliğe gidiceksin 2 dakka
hiçbiri yoksa saatbaşı birer tane yakacaksın bol su içeceksin. -
12.
0@16 kanka 2 tane üstüste iç sonra vur kafayı yat. sabah kalkınca da üstüste 2 tane iç git yeni paket al.
-
11.
+1@15 hacı uzamayacağından eminsen ipler elindeyse ist yap. şüphen varsa git yurda hem kafanı dinle hem yoğunlaş derslerine bitsin önüne bak. en mantıklısı budur.
-
10.
0@13 valla stajsız aşçı eğitimi gibi bi farkı var yani tezli olunca daha çok gibleniyosun. bildiğim kadarıyla şart.
-
9.
0@11 içme o zaman kanka.
-
8.
0@1 sütten nefret ederim amk
-
7.
0@8 kanka onların hepsini uygulamak mümkün değil onu söyliym. ama kendi tarzını oluşturursan faydası olur.
eklemek isterim ki orgazm beyinde biter kanka. çok ciddiyim bu konuda.
hee iyi ciks yapmak istiyorum napiym dersen atletik olucan hacı. yağ tulumu gibi olursan o karı bi kere tahrik olmaz zaten. gerçi karı milletinin de neyi beğeneceği belli olmuyor ya. neyse. -
6.
+1@6 çeşitli rivayetler var ama denir ki bu sigaranın fabrikasının sahibinin başta fabrikası yanmış. tütünün de bi kısmı yanmış. sonra yananlarla sağ kalanları blend edip yeni bi aroma bulmuş zararı çıkartıp fabrikayı kapatmak için. ama sigara inanılmaz tutmuş. ismi de lucky strike yani şanslı vurgun kalmış.
-
5.
0@3 kanka hayatını düzenle, düzenli spor yap, önceliklerine karar ver, dertlerini bi an önce çöz ertelemeden, akşam çok yeme, 2 bardak süt iç.
-
4.
0@2 bana narsist kişilik bozukluğu gibi geldi ama bi uzmana danışmak daha mantıklı.
-
3.
0@1 uyku problemini nasıl çözücem amk