Evet panpalar hikayeyi elimden geldiğince kısa tutup bitirmeye çalışacağım.

Bundan 1-2 sene evvel babamın tayini Gaziantep'e çıkmıştı. Gaziantep'e taşınacaktık. Uygun bir semte bakıyorduk. Babam ve annem taşınacağımız yeni evi bulmaya çalışıyorlardı. internet sitesinden ilanlara felan bakıyorlardı. Ben ve kardeşim Mert bizimkiler ilanlara bakarken biz diğer odada film izliyorduk. Mert'in korku filmlerinden çok tırstığını ve etkilendiğini bildiğim için paranormal aktivite'yi açmıştım. Dabbeyi de açabilirdim ama bizim Mert fena etkileniyordu cinli filmlerden. Yabancı korku filmleri buna pek etki etmiyordu. Her neyse biz başladık felan izlemeye bana abi heyecan olsun diye korku filmi açtın ama bunun neresi korkunç dedi bana ilk başta ben dabbeyi açayım istiyorsan dedim yok tövbe bi daha asla izlemem dedi ben de o zaman sus izle işte dedim. Filmde adam ve karısı yeni bir eve taşınıyordu. Adam evde bazı sesler duyduğundan eve kamera yerleştirmişti. Kamerada sandalye kendiliğinden oynayınca bizim Mert çığlık attı birden. Film böyle devam ederken final sahnesinde kadın ve adam ölüyordu. Film bittiğinde Mert benim gözlerimin içine bakıyordu abi bana bunu izlettin gece ben yatamam demeye başladı. Ben de korkma lan ne olacak sanki dedim. Bizimkiler o ara bir ilanda ucuz kiralık bir ev bulmuşlardı. Eşyaları topladık kamyona yükledik yeni evimize doğru yol almaya başladık. Yol gittikçe bitmiyordu sanki bişe bizim oraya gitmemizi istemiyordu..

Arabayla vardığımızda mahallenin tabelasında yazan şey dikkatimi çekti. Tabelada "Cindere Mahallesi" yazıyordu. Ben Mert'e dönüp bak lan böööğ gibisinden merti korkutmaya çalıştım. Mert babama seslenerek baba başka bir yer bulamadınız mı Allah aşkına burası neresi böyle. Etraf zifiri karanlıktı. Sokak lambaları çalışmıyordu. Babam sis lambalarını da açmıştı arabanın. Eve vardığımızda bizimkiler bize dönerek süpriz dedi. Ev duplex bi evdi. Bodrumu da vardı. Çatı katı da. Bizimkiler bak bu ev çok güzel hem de çok ucuz kira ödeyeceğiz dedi. Ev ahşap kiremit çatılı bir evdi. Ben ve Mert çatı katına koştuk direk bak Mert bundan sonra bizim mekan burası dedim Mert'e. Mert evet abi çok güzel bir ev dedi. Yalnız benim kafama takılan bir şey vardı bu evi niye bu kadar ucuza kiralamışlardı...

Ben bu konuyu bizimkilerle görüştüm. Neden böyle ucuz diye sordum. Oğlum beleş sirke baldan tatlıdır boşver dedi. iyi tamam dedim. Gece olmuştu ben uykuya daldım hafif aralıklarda Mertle aynı odada kalıyorduk. Mert beni dürtükledi abi sesi duydun mu dedi ben de lan git yat filmin etkisindendir o korkma bişe olmaz dedim. Ondan sonra uyudum. Sabah kalktığımda Mert'i dürtükledim kalk lan kahvaltıya dedim. Abi dur ya gece boyunca uyuyamadım sesler yüzünden zaten. Bari şimdi uyuyayım dedi. Ben de lan kalk bak şimdi uyursan gece uyuyaman git elini yüzünü yıka dedim. Kahvaltıya oturduk. Kahvaltıyı yaparken duvara asmış olduğumuz Nazar duasının biraz sola doğru kaydığını gördüm. Bunu düzgün asmamışsınız duvara dedikten sonra dua tablosunu düzelttim. Kahvaltıyı yaptık felan aşağıya indik mahallelilerle tanışalım ayağına dışarı çıkınca mahallede in cin top oynuyordu resmen ses seda yoktu kimseler yoktu bir selam verilecek niye böyle hayret diyip köyün kahvehanesine gittim Mertle. Köyün kahvehanesinde 3-5 yaşlı dede vardı. Ben dedelere selam verip bi tanışayım mahalle niye böyle diye sorayım dedim..

Dedenin biri ile selamlaşıp yanına oturdum. ismi Selamiydi. Oğlum buraya neden geldiniz diye sordu ben bir an şaşırdım ne demek istiyorsun dede dedim. Oğlum burada bir olay yaşandı bu olaydan sonra kimse bu mahalleye adımını atmadı dedi. Ne olayı diye sorunca soruma soru ile karşılık verdi. Sizi buraya getiren sebep ne dedi. Ben de babamın tayin olayını anlattım. Selami dede oğlum başka gidecek bir semt bulamadınız mı buraya geldiniz. Buranın adı cindere burada kötü olaylar yaşandı. Herkes mahalleyi terk etti. Terketmeyenlerin başına bin türlü bela geldi dedi. Peki Selami dede siz niye gitmediniz diye sorunca bana biz zaten yaşımızı geçtik bu saatten sonra nereye gidebiliriz ki paramız da yok zaten diye konuştu. Ben de Selami dede mahsuru yoksa anlatır mısın bu olayı ona göre bi önlem felan alırız belki dedim. Ne önlemi terkedin gidin bu mahalleyi dedikten sonra olayı anlatmaya başladı. Ben Mertle oturmuş Selami dedeyi ağzımız açık dinliyorduk..

Selami dede anlatmaya başladı. Gençler bu mahalleye Ahmet adında zengin bir adam taşınmıştı. Adamın her şeyi lükstü. Bir tane de dünya tatlısı genç bir kızı vardı. ismi firuze idi. Firuzeyi mahalleli görünce bunlara her gün bir görücü gelmeye başladı. Kız çok güzel ve babası zengindi. Bu kıza gelen bütün talipleri babası kabul etmiyor istemiyordu. Ben birisinden duydum onun yalancısıyım dedi. Bir gün yine bu kızı istemeye geldiklerinde babası kapı dışarı etmiş oğlan ve annesinin getirdiği çiçekleri çöpe atmış. Bu oğlanın annesi buna çok sinirlenmiş. Garip bir şekilde kız da oğlanı sevmemiş ilk başta ama sonradan bu kız evden dışarı çıkıp oğlanla buluşmaya felan gidiyormuş. Firuze güzel fakat kimseyi beğenmeyen biriydi. Fakat bu fare suratlı oğlanla nasıl olurda buluşurdu diye mahalleli bunları takip ediyormuş sürekli. Bir gün mahalledeki kadınlar bir araya geldiğinde bir kadın bu oğlanın annesine sormuş bu kızı nasıl ayarladınız nasıl buluşuyor senin fare suratlı oğlanla diye oğlanın annesi imkansız diye bir şey yoktur büyü vardır demiş yani anlayacağınız bu oğlanın annesi Firuzeye oğlana köpek gibi tutuşsun diye büyü yaptırmış. Firuzenin babası bir gün bunları buluşurken yakalamış oğlanı tehdit etmiş sakın bi daha kızımla görüşme diye o günden sonra buluşamamış bunlar. Kız sürekli hastalanıyormuş evde babası kızına büyü yapıldığından habersizmiş doktorlara gösteriyolarmış bişe bulamıyorlarmış. Bir gün kız evin çatısına çıkmış mahalleli oraya toplanmış kızın gözleri faltaşı gibi açıkmış sağına soluna bişeler fısıldıyormuş sonra bir anda bağırıp ibranice mi arapça mı bişeler söylemiş daha sonra kız çatıdan aşağıya atlayıp intihar etmiş dedi o olaydan sonra mahallenin başına gelmeyen kalmadı burada doğan çocuklar özürlü doğdu kimisi çocuğunu düşürdü kimisi aklını yitirdi dedi Ben Mertle baya bir tırsmıştım bu olanları bizimkilere anlatacaktık..

Mertle eve gittik. Babamla anneme olanları anlattık. Babam inanmayın şöyle şeylere yeni geldiğiniz için size şaka yapıyorlardır dedi. Annem bey mahalle fazla boş değil mi sanki dedi. Babam ne olacak ne güzel boş sessiz gürültüsüz dedi. Ben ve Mert fena halde tırsmıştık belki de babam haklıdır böyle bir olayın gerçekleşme ihtimali çok az böyle saçmalık olur mu diye düşündükten sonra akşam oldu hava karardı bizim mert odada bilgisayarın başında LoL oynuyordu ben yatıyorum hadi iyi geceler diyip odadaki ranzamıza yattım uyumaya başladım. Mert'e seslendim lan oğlum kapat şu bilgisayarı hadi yarın oynarsın dedim. Abi uyuyamıyorum dedi. Lan uyu nolacak sanki dedim. Ben uyumam abi felan dedi. Ben de bununla tartışmaya başladım bu bilgisayar kapanacak o kadar dedim o yok dedi ben bunun kafayı tam monitöre sokacakken. Çatı katından takırtılar geldi. Bismillah çektik bi anda. Odanın kapısını kilitledik. Bilgisayarı kapattık. Işıkları kapattıktan sonra takırtıları dinlemeye başladık. Bu takırtılar sanki yukarıda biri çatı katında koşuyor gibiydi. Bizimkileri kontrol ettik ikisi de uyuyordu annem ile babam. Çatı katına çıkmaya zütümüz yemedi. Biz de odanın kapısını kilitledik. Az biraz oturduk sesler kesilince uykuya daldım ben. Ertesi gün yine akşam uyku vakti esnasında bu takırtıları duymaya başladık saatler şaşmıyordu hep gece 2:30 gibi sesler gelmeye başlıyordu. Ben al işte hayatımız oldu paranormal dedim. Bizim Mert'e yarın biriktirdiğin paraları verde benimkilerle birlikte eve kamera alalım dedim. Bu olayı çok merak ediyorum bu sesler neden geliyor bilmek istiyorum dedim. Tamam abi dedi uyuduk. Ertesi gün oldu..

Ben Mert'i aldım yanıma çarşıya indik beraber kamera bakmaya 2-3 tane kamera alacaktık 2.el pazarına gidelim ucuzdur dedikten sonra pazara geldik adamın biri toplu halde kamera satıyordu müşterisi çoktu iş yeri kamerası gibiydi ben dedim zaten fazla paramız yok siyah beyaz çeksin yeter ki çeksin dedim 3 tane kamera aldık adamdan makul bir fiyata kontrol edip de aldık bir sakatlık çıkmasın diye adam nasıl kayıt yapılacağını felan anlattı kameranın yanına hafıza kartı aldıktan sonra eve geldik Mertle kameraları yerleştirecektik. ilk kamerayı zemin kata ikinci kamerayı 2. kata 3.sünü de çatı katına yerleştirdik. Biz 2.kattaydık bizimkiler zemin katta yatıyorlardı. Kameraları yerleştirdikten sonra kontrol ettik. Bizimkilere anlattık durumu baba sizin bulunduğunuz kısmı kamera görmeyecek merak etme dedikten sonra onay aldık başladık kayıta akşam oldu bizim bulunduğumuz katın ve zemin katın gece lambalarını açtık çatı katında lamba olmadığı için fener koyduk. Gece yine 2:30 civarına geldiğinde yine takırtılar duymaya başladık. Ben Mert'e sakin ol kameradan ne olduğu gözükür dedim. Uyuduk. Ertesi gün olmuştu. Hafıza kartlarını aldık kameralardan bilgisayara taktık görüntüleri izlemeye başladık. Sanki anormal bişeler oluyordu..

Annem mert'e seslendi mahallenin aşağısındaki bakkaldan bişeler alıp gelecekti. Abi bak olanları anlat bana tamam mı dedi. Ben tamam hadi sen git dedim. Görüntüleri izlemeye başladım. Her şey normaldi taa ki gece saat 2'yi gösterdiğinde kapının ordaki perde kendiliğinde hareket ediyordu. Sonra evdeki nazar duası tablosu sallanıyordu. Bir süre sonra durdu. Bizim katta olanları izlemeye başladım. Bizim kattaki gece lambası bir yanıp bir sönüyordu. Tırstım bir sigara yaktım. Ulan noluyor anasını satayım diyip oynatmaya başladım çatı katına geçtim zamanı saat 2:30'a aldım baktım kitap gibi bir şey vardı. Bir sağa bir sola gidiyordu. Kamera ses kaydedemediğinden görüntülere bakıyordum ancak. Belli bir süre sonra bu kitap ileri geri gittikten sonra durdu ve yok oldu. Ben o an şok oldum. Korkmuştum. Kitap kaybolduktan sonra her şey normal bir şekildeydi. Mert geliyordu olanları ona anlatmayacaktım. Etkilensin istemiyorum dedim. Mert geldi abi ne oldu görüntülerde bişe var mı diye sordu yok oğlum baktım da ben bişe bulamadım dedim. Belki yarın bişeler olur dedim merte. Tamam abi dedi akşam oldu derken gece oldu saat 2:30 civarıydı yine bu sefer gelen sesler rüzgar uğultusu gibiydi. Abi korkuyorum dedi Mert ben de yat kapı kilitli bişe olmaz diyip uyudum. Ertesi gün kamera görüntülerine özellikle bakacaktım bu sefer ne oldu diye..

Ertesi gün ben yine hafıza kartlarını topladım bilgisayara taktım. Yine gece 2 civarı perde aralanıyordu evdeki vazo hafiften sallanıyordu. Duvarda asılı olan şeyler hafiften sallanıyordu. Yalnız tuhaf bir şey gördüm. Bu kamera siyah beyaz görüntü çekiyordu fakat kapıdan merdivene doğru giden yeşil mavi tonlarında böyle bir cisim gidiyordu yukarı doğru çıkıyordu sanki böyle bir şey imkansızdı kamera siyah beyaz çekiyordu eğer renkli bir şey olsa bile bunu siyah beyaz gösterirdi bizim kata çıktıktan sonra bu cisim ışıklar yine yanıp sönmeye başladı. Çatı katı tarafına geçti herhalde dedim bir sigara yaktım korkmamam gerekiyordu. Çünkü korkarsam yenilirdim. Bu cisim çatı katında kitabın içine girmeye çalışıyordu. Kitap bi yukarı bir aşağı sallanıyor sağa sola gidiyordu cisim kitabın içine giremeyince pencereyi açtı ve kayboldu bir anda kitap da kaybolmuştu. Uğultu demek ki pencereden geliyordu. ilk görüntüleri Merte doğru anlatmadığım için Mert'i karşıma aldım olanları anlatmaya başladım. Kamera görüntülerini izlettim buna bunun tüyleri diken diken olmuştu korkulu bakışlarla bakıyordu. Abi bizimkilere diyelim ben gerçekten çok korkmaya başladım. Belli ki bu evde bişeler dönüyor. dedi. Görüntüleri bizimkilere izletecektik..

Görüntüleri bilgisayarın harddiskine kaydetmiştim. Annem ve babamı çağırdım olanları anlattım. Görüntüleri izletmek için bilgisayarı açtım. Paranormal olan kısımların olduğu bölüme getirdim her şey normaldi bu çok saçma bir şeydi Mertle benim gördüğüm görüntüler farklıydı. Bizimkiler bakın geç saate kadar oturuyorsunuz ondan sonra böyle şeyler görüyorsunuz dedi. Annemle babama yemin ederiz gördük dedik. Bizimkiler böyle şey olur mu şaka mı yapıyorsunuz gidin işinize bakın geç saatlerde yatmayın dediler gittiler. Ben ve Mert yüzüstü bırakılmıştık resmen bu görüntülerle sen mi oynadın lan Mert dedim yok abi valla oynamadım dedi. Ulan açıyom bakıyom videoya bir şeyi farkettim. saat 2:30 olduğunda zaman durmuş 10 dakika boyunca 2:30 gösteriyordu. Ben Merte dönerek lan oğlum bunda bişeler var Selami dede doğru mu söyledi yoksa gel gece çatı katında duralım bişeler görürüz elbet dedim. Yok abi beni gibseler gitmem bende o züt yok gidemem dedi. Lan beraber duracağız bak görüntülerle oynanıyor oğlum bunu ispatlamamız gerek bizimkilere dedim. Yanımıza sopa bıçak felan alırız dedim. Merti ikna etmem baya bi uzun sürdü. Sıra kendimi ikna etmeye gelmişti. Korkuyordum yemin ediyorum korkuyordum. Akşam oldu çatı katına elimizdeki zerzevatlarla çıktık. Beklemeye başladık..

Beyler hikayeyi düzgün bir şekilde yazmaya çalışıyorum anlaşılır olması için seri ol hadi panpa diyen kardeşlerim sizden anlayış bekliyorum.

Çatı katına çıktık. Bekliyorduk. Mert tir tir titriyordu gece oldu. Bana uyku çökmüştü sanki aşırı derecede uykum vardı. Mert bana seslenerek abi uyuma abi beni tek başına bırakma diyordu. Ben he he diyordum ama uyku çöküyordu üzerime. Çatının kapısı birden pat diye kapandı. Ben olduğum yerden sıçradım. Noluyo diye sağa sola baktım. Mert'e hazır ol korkma sakın bişeler olabilir kendine dikkat et dedim. Tamam abi dedi. Aradan geçen 10 dakika süreden sonra aşağıda bir kapı kapandı sanki öyle bir ses duyduk. Mert, abi ben aşağıya inmeye korkuyorum demeye başladı şimdi de. Lan yürü dedim ben buna telefonun kamerasını açtım bizim kata indiğimizde şok olmuştuk. Bizim odanın kapısı kapalı ışığı açıktı. Kapıyı açmaya çalışıyordum açılmıyordu. 1-2 denemeden sonra bekledik öylece bir anda elektrikler gitti. Abi abiii diye bana sesleniyordu Mert. Telefonun flaşını açtım merte gel lan buraya dedim. Bizimkilerin yanına indik olanları anlattık. Telefonda kapının kilitlendiğini açılmadığını çekmiştim. Bizimkiler bize yavaş yavaş inanmaya başlıyordu sanki. Birden çatıdan o takırdamalar gelmeye başladı. Bizimkilere bakın duydunuz mu dedim. Babam eline bir sopa aldı yukarı gidecekti. Baba dur yapma sakın bişe olur dedim. Lan ne olacak kesin hırsız var bu evde dedi yukarı doğru çıkmaya başladı..

Yukarı çıktıktan sonra biz aşağıdan bir takırtı duyduk. Biz de yukarı çıktık baktığımda babam merdivenlerden bizim kata düşmüştü. Kafası kanıyordu. Biz paniklemeye başladık baba noluyor felan diye sorduk. Babam beni biri itti arkamdan yemin ediyorum itti dedi. Çatıda kimse yoktu arkamdan biri itekledi dedi. Bizimkilerle birlikte korkmaya başlamıştık artık. Bizim odanın kapısını levye yardımıyla açtık. içeri girdiğimizde her şey normaldi. Kapıyı kapattık ben aşırı yorgunum uyuyacam dedim saat gece 3 olmuştu. Mert de abi bir el lol atayım ben de dedi bilgisayarın açma tuşuna bastı. Lan gece gece mal mısın başımıza o kadar şey gelmiş ne lolü giberim lolünü kapat sonra oynarsın dedim. Ben bunları derken bilgisayarın açılmadığını fark ettim. Başlangıçta "SYSTEM DISK FAILURE" hatası veriyordu. Belki harddiskin kabloları gevşemiştir diye kasayı açıp bi bakayım dedim. Ulan bi baktım harddisk yerinde yok. Mert noluyor olum burada oyun mu oynuyon sen bana diye çıkıştım. Yok abi valla bişe yapmadım hem kapı kilitliydi nasıl yapabilirim bunu dedi. Ulan harddisk yok yerinde kim aldı bunu diye düşünmeye başlarken uyuduk. Sabah olmuştu. Ertesi gün bizi ürkütücü şeyler bekliyordu.

Sabah uyandık. Babama harddiskimin çalındığını anlattım. Babam gidin kahvehaneye felan buralarda hoca var mıymış gelsin bir baksın dedi. Mertle birlikte kahvehaneye gidip olanları anlatacaktık dedelere. Hoca var mı diye soracaktık. Gittik kahvehaneye yine her zaman olduğu gibi 3-5 dede vardı. Dedelere olanları anlattık. Selami dede ben demedim mi size burayı terkedin diye dedi. Her bir cümleyi bir dede söylüyordu.
-Burda bir hoca var idi.
-Hoca nefesi kuvvetli hoca idi.
-Bir cinle arkadaş idi
-Arkadaşı kaybolunca kafayı yedi.
-Hoca her zaman cinderesinde bekler geceleri.
Dedeler ne anlatıyorsunuz siz dedim. Burda hoca felan yok gidin bu mahalleden dediler daha sonra. Dedeler garipti. Ulan ne oluyor bu dedelere diye sordum kendi kendime. Mertle eve gittik olanları bizimkilere anlattık taşınalım gidelim diye yalvardım babama dur oğlum ben diğer mahallelere soruşturayım belki bir hoca buluruz felan dedi. Babamın hoca bulmasını bekleyecektik. Akşam olmuştu yine bu sefer takırtılar tam geldiği anda çatıya hücum edecektik ben ve Mert. Oturduk odada sesin gelmesini beklemeye başladık..

Gece 2:30 olmuştu. Yine takırtılar gelmeye başladı. Biz hadi bismillah diyip yukarı koştuk. Çatı katına girdiğimizde bir kitap bulduk sanırım kamerada hareket eden kitaptı bu. Kitabı açtık sayfalar bomboştu. Sayfanın en sonunda "רק לקרוא שדים." bu yazıyordu. Ben ibranice harflerini bakmaya başladım telefondan her bir harfi eşleştirip not ediyordum ki googlede çeviri aracılığla çevirecektim bunu. Kitapı aldık çekmeceye koyduk. Başımıza bişe gelmediği için dua ediyorduk. Ama o ibranice yazı ne anlama geliyordu bunu yarın gündüz gözüyle bakıp öğrenecektim. Gece yattık bir hal çare. Sabah oldu. Kahvaltıyı yaptıktan sonra telefondan harfleri bakıp kelimeleri bulmaya çalışıyordum. En sonunda tamamladım. Google çeviriye girdim. Çevirdim çıkan sonuç oldukça ürkütücüydü..

Beyler hikaye aşırı uzun aslında ben size özet geçiyorum şu an aslında bu kısaltılmış hali
Neyse anlatmaya devam ediyorum google çeviriye yazınca böyle bişe çıktı karşıma:


Tüylerim diken diken olmuştu. Bu kitapta kesin bişe var demeye başladım. Babam civar köyleri dolaşıp hoca bulup getirecekti. 1-2 gün bu takırtılarla geçti. Babam olmadan ev bi hayli korkunç geliyordu. Kapıyı kilitleyip yatıyorduk resmen. Babam bir akşam çıkageldi yanında aksakallı boyu kısa bir hoca vardı. Hocanın adı Şamilmiş. Şamil hocaya olanları anlatmış babam. Şamil hoca sağa sola bakmaya başladı. Çocuklar burada tuhaf bir şey gördünüz mü ya da buldunuz mu diye sordu bize. Hocam bir kitap bulduk sayfalar boş ama sonunda böyle ibranice şeyler yazıyor dedik. Kitabı getirip gösterdik. Bismillah dedi hoca elinden birden kitabı fırlattı. Burda yazılanları görmüyor musunuz dedi. Hocam ne yazıyor dedik. Hoca anlatmaya başladı. işler daha da karışık bir hal alıyordu..

Oğlum burada sizin isimleriniz yazıyor. Resimleriniz işaretlenmiş. Başka ne görüyorsunuz hocam dedim hoca sayfayı çevirince. Bismillah Bismillah deyip dua okumaya başladı. Hocanın ismi ve resmi çizilmişti bir sonraki sayfalarda. Hoca bu evde kötü şeyler var dedi. Hocam evi değiştirsek olmaz mı buradan gitsek diye sorduk hoca iblis evlere değil kişilere musallat olur dedi. Ne yapacağız diye sorarken benim aklıma kahvedeki dedeler geldi. Dedelerin dediklerini hocaya anlattım. Hoca bu dedelerin anlattığı hocayı bulmamız lazım belki bir şeyler biliyordur dedi. Hocam adam keçileri kaçırmış bi faydası dokunur mu ki diye sordum. Hoca mutlaka bişeler öğreniriz dedi. Ertesi gün olduğunda kahveye gittik. Kahvede hiç kimse yoktu. işin garibi kahvehanenin içi bomboştu. Hoca nerde burası hani kahvehane değil mi diye sordu bana. Ben mertle hocam valla bura kahvehaneydi dedik. Hoca çok kötü şeyler olacak ondan korkuyorum dedi. Civarı gezip o dedeleri bulmaya çalışacaktık..

Dedeleri çok aradık ama bulamadık. Mahallenin muhtarının yanına gittik böyle böyle olaylar var bu hocayı bulun bize dedik. Muhtar geceleri cinderesinin kenarında bekliyor o sürekli gece çıkın mutlaka bulursunuz dedi biz de eyvallah dedik eve geldik gece olmasını bekliyorduk. Hoca bildiği bütün duaları okuyordu resmen. Gece olmuştu karanlık çökmüştü. Dışarı çıktık beklemeye başladık. Birden o hocayı gördük sanki birisine bağırıyordu.
-Ey cinderesi bunları al dostumu geri ver banaa
deyip ağlıyordu. Hocaya gittik hoca ne dostu ne oluyor burada dedik gidin burdan gidin dedi. Şamil hoca bizim terellelli hocaya dönerek hoca efendi bildiklerini anlat başımız belada ne oluyor burada anlat bakalım dedik. Su getirin bana su dedi. Eve mertle su almaya gittik. Eve vardığımızda ortalık dağılmış bütün eşyalar paramparça olmuştu. Beraber korka korka suyu doldurduk bardağa koşa koşa hocaya yetiştirdik. Hoca anlatmaya başladı..

Yarın erken kalkacağım panpalar özür dilerim. Sabahtan başlarım yazmaya iyi geceler.

Beyler başlıyorum sabah erkenden kalkamadım gözlerim fena bulanıktı göz damlası alıp dinlenmem gerekti hepinizden özür dileyip başlıyorum.

Öncelikle anlatacaklarımı bu müzikle dinleyin iyi olur panpalar.
https://www.youtube.com/watch?v=EBGvtkVVas0
Mahalleli beni kafayı yedi biliyor ama işin aslı farklı dedi. Hafiften manyak bir gülümsemesi vardı. Firuze'ye yapılan büyü her şey o zaman başladı. Bana söz vermişlerdi. Dediklerimi yapacaklardı ama yapmadılaaar diyip ağlamaklı surat ifadesiyle cevap verdi. Hoca bir ağlayıp bir gülümsüyordu. Pgibolojisi fena halde bozulmuştu. Ahmet beni evlerine çağırdığında evin içinde bir şeyler olduğunu hissediyordum dedi. Firuzenin odasında bir tılsım buldum. Bu tılsım bugüne kadar gördüklerimden çok farklıydı. Sanki büyü değiştirmesi vardı. Ahmetler bana ilk geldiklerinde kızıma büyü yaptılar kendilerine bağladılar dedi. Fakat kızın odasında bulduğum muskada farklı bir büyü vardı. Ölüm büyüsü idi bu. Ahmete sordum bu bağlama büyüsü değil ölüm büyüsü dedim. Bunu çözmemiz lazım fakat dediklerimi yapacaksınız en ufak bir şey de sakın dediklerimi uygulamaktan vazgeçmeyin. Gece olduğunda Firuzenin içinden şeytanı çıkartacaktık. Bu şeytan bu iblis çok kötü bir iblisti. Kızın ruhunu bedenini ele geçirmişti. Kız yatağında sürekli kan kusuyor. Sürekli "şeytan-il maktül şeytan-i hal ya şeytan müreccimin halim şeytan" diyordu. Gecenin olmasını bekledik. Hava hafiften kapanıyordu..