/i/Siyaset

Saygı Çerçevesinde Özgür Siyaset Platformu
  1. 8.
    0
    üşenmedim okudum adam haklı beyler, şuku
    ···
  2. 7.
    0
    ssk yı batırdığına inanmıyorum ama kemalin Atatürk çüde olduğuna inanmıyorum chp nin başına Atatürk çü bir insan geçsin mhp li olarak chp ye oy veririm
    ···
    1. 1.
      +2
      diktatör eğilim olup her b.ku ben bilirim demediği sürece baştaki adama çok takılmamak lazım bence; işten anlayan bakanları doğru yerlere atayıp işlerine karışmasın tamamdır lider budur benim için
      ···
    2. 2.
      0
      chp nin bakanlarının bir kısmı gerçekten iyi ama kürtçü bakanları olduğuda bir gerçek ha hepsi öyle değil fakar bazı bakanları kürtçü onların partiden ayıklanması gerek
      ···
  3. 6.
    +1
    adamın abisiydi galiba inşaatta bekçi olarak çalışıyor, kimileri gemi peşinde kimileri alın teri...
    ···
  4. 5.
    +2
    ssk yı batırdı ülkeyi yönetemez diye oy vermeyip 4.5 milyar tl ye saray yapan adamı alkışlayacak kadar akıldan yoksun etmesin Allah...
    ···
  5. 4.
    +2 -1
    sonunda mantıklı bi insan aq
    ···
  6. 3.
    +2
    Anlatamazsiiin. Padisahlari ne derse o. Allah 2 desin yarın çıkıp allah 2 derler
    ···
    1. 1.
      0
      amk ot beyinliler başlığı açar açmaz bi baktım iki şuku ulan daha sayfa yenilenmedi ahahaha okumadan basmış mallar .d
      ···
  7. 2.
    +4
    Adam açıklamış beyler okuyup anlamak da bize düşer
    ···
    1. 1.
      0
      diyodum amk bi yerde bi mantık hatası var ssk nasıl batar diye
      ···
    2. 2.
      +1
      3 oldu üsste gözüksün
      ···
  8. 1.
    +17 -3
    Şimdi bir bakalım; Kemal Kılıçdaroğlu SSK'yı batırdı mı? Batırmadıysa bu SSK neden zarar etti, nasıl battı?..

    Kılıçdaroğlu hakkında ilk söylenen ve en çok inanılarak söylenen suçlama şudur:
    "SSK'yı bile batırdı, bu adama memleket mi emanet edilir!"

    Tamam, sağ kesimin doğası gereği -kimse farklı görüş okumadığı, dinlemediği ve kendi görüşünü sorgulamadığı için-, herkes birbirinden duyduğunu tek gerçek kabul eder.
    Fakat Kılıçdaroğlu konusunda kendilerini aştılar, hepsi birden rakamlar veriyor.
    Yani, "1991 yılında SSK 128.000 kar etmişti, 1992'de Kemal Kılıçdaroğlu ile 2.556.000 zarar etti, hatta 1999 yılında zarar 1.111.000.000 tl oldu" diyorlar.

    Tabii ezberledikleri bu rakamları AKP'nin "Siyaset Akademisi" diye sunduğu "Gerçekleri çarpıtma ve yalanlar söyleme kursları"nda öğreniyorlar.
    Haa bir de her yazılanın doğru kabul edildiği, hatta okunmadan "beğen-paylaş" yapıldığı Facebook sayfalarından...

    Aslında bir 'Merkez'den gelen "Bu adam bir Kurumu batırdı, idare edemedi; memleketi nasıl yönetsin!" şeklinde hedeflenen bir 'Algı yönetme tekniği' kullanıyorlar.

    Zaten Başbakan her fırsatta yalan olduğunu bile bile, doğrudan bu sözleri söylüyor.

    Aslında "Hoca gaz çıkarırsa, cemaat büyük abdestini yapar" gibisinden bir laf vardır ama bizim Başbakan olaya doğrudan abdestle girdiği için, cemaat tekrar edebiliyor sadece.

    Neyse...

    Bakın Kemal Kılıçdaroğlu döneminde SSK'nın zarar etmesi veya batması olayının aslı şöyledir:

    SSK'lı bir insan ömrünün bir kısmında çalışır. Çalıştığı dönemde kesilen paralar (Sigorta primleri), aslında bir başkasının emekliliğini (emekli maaşını, vs.) finanse etmektedir.

    Bir süre sonra bu insan emekli olur ve artık çalışmadan maaş alır.
    Bu sırada çalışan SSK'lılar da (tıpkı kendisinin daha önce yaptığı gibi) kendisinin maaşını ödemektedir.
    Tabii ekonomi büyür, yeni iş imkanları sağlanır, sigortalı çalışan sayısı artarsa(Gelir artar); emekli maaşlarını ve diğer hizmetlerini rahatça ödeyen Kurum kar eder.

    Bir de ekonominin daraldığını veya sabit kaldığını emekli sayısının arttığını düşünün.
    Bu defa çalışmaya başlayanlar (yani para ödeyenler) az, çalışmadan maaş alanlar daha fazla olacak.
    Doğal olarak Kurum zarar edecek.

    Bir de çalışan sayısı değişmediği halde, emekli sayısının aniden arttığını düşünün! işte Kılıçdaroğlu döneminde SSK'da olan da buydu.

    Hemen anlatayım: Turgut Özal Emeklilik için kadınlarda 55, erkeklerde 60 yaş şartını getirmişti. Sendikalar ve tabii çalışanlar bu yasaya 'mezarda emeklilik istemiyoruz' diyerek karşı çıkmışlardı.
    Süleyman Demirel de 1991 genel seçimlerinde bu yasaya olan tepkiyi kullanarak, seçildiği zaman yasayı kaldıracağını vaad etmişti.

    Seçimi kazandıktan sonra da yasayı değiştirerek "5 bin işgücünü tamamlayan herkes emekli olabilir" diyen yasayı çıkardı.
    O dönemde Cumhurbaşkanı olan Turgut Özal, bu yasayı 2 defa veto etti ama Demirel yasayı çıkarmayı başardı.

    Tabii bu sayede çalışan sayısı sabitken(Gelir sabitken), 5 bin günü dolduranlar yavaş yavaş emekli olmaya başladı.
    Ve her yıl emekli sayısına biraz daha emekli eklendi. Bu yüzden de Kılıçdaroğlu döneminde SSK yıldan yıla daha fazla zarar(!) etti. Yani gelir artmazken, her yıl daha fazla artan emekli maaşlarını ödedi.

    Zaten Kılıçdaroğlu AKP Döneminde Belediye Başkan adayı olunca da Cumhurbaşkanlığı Denetleme Kurulu, Başbakanlık Teftiş Kurulu, Çalışma Bakanlığı Teftiş Kurulu, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu gibi ne kadar kurul ve kurum varsa o dönemki çalışmalar hakkında incelemeler yaptı. Fakat yolsuzluk olduğuna dair bir tek rapor gösteremediler. Fakat 'insana utanma hissi veren o muhteşem duygu' bazı siyasetçilerde görülmediği için, aynı yalanı tekrarlamakta sakınca görmüyorlar.

    Hele karşılarında bir de, her yalanına inanmaya dünden hazır 'yığınlar' varsa.

    Alıntıdırr

    Edit: ulan zaten ssk nın zarar etmesi vatandaşın cebine para girmesi demek, kar etmesi vatandaştan para alıp devlete vermek demek...
    Ayrıca okumadan şuku basan iki aktroll tespit ettim ifşası yakındır
    Tümünü Göster
    ···