Şimdi kemalistten kasıt Atatürk ü sevmek ve saygı duymaksa kemalistim diyorum( kemalist neyse artık bi tarafınızdan ideoloji uydurup halkın önemli kesimini insana tapmakla suçluyorsunuz ama bu milletin yüzlerce yıl kula kulluk yaptığını unutuyorsunuz. Allah ıma şükürler olsun ki ona kul olmayı öğrendik ve o günler umarım geri gelmez.) ve cevaplıyorum.

öncelikle şu:
http://medya.zaman.com.tr/2012/06/10/ataturk2.jpg
burada ne yazıyor ben sana özet geçeyim. kafan iyice alsın diye cümle cümle açıklayacağım sana. hem yorulmamış, hem de tam senin öğrendiğin ve alıştığın şekilde "kulaktan dolma hazır bilgiye" sahip olmuş olursun.
anlatmaya başlamadan önce şöyle bir kabul yapmak gerekiyor; bu belgelerin en sonunda m. kemal atatürk ibaresi var ve bu noktadan biz bu belgedeki yazıların bizzat mustafa kemal tarafından kaleme alındığını ve imzalandığını kabul ediyoruz.
adam diyor ki;
"memleketin çeşitli yörelerinde birkaç tane çiftlik aldım.":
kendi parasıyla aldığını http://medya.zaman.com.tr/2012/06/10/ataturk5.jpg url'sinde görülebilecek belgede açıkca belli etmiş. "kendi tasarrufum altındaki" şeklinde bahsetmiş. yani devletin parası kullanılarak yapılan bir yolsuzluk yok ortada.

devam;

"on üç yıl süreyle bu çiftliklerle çeşitli tarım ve hayvancılık tesisleri kurdum. bu tesisler zamanla o kadar çok geliştiler ki, kullandıkları tarım aletlerinin birçoğunu tamir edebilecek, önemli miktardaki aleti de direkt imal edebilecek seviyeye ulaştılar. bu işleri tabi ki tek başlarına yapmadılar, çevre köy ve illerden işçi alımında bulundular. (yani; istihdam oluşturdum, insanları açlık ve yoksullukla tımar etmedim.)
hatta yeri geldi bu tesisler köylerdekilerle işbirliği içersine girerek kooperatifler kurdular. (yani; çiftçiye hem çalışıp para kazanma, hem de kendi ürettiği mamulü satma fırsatı yarattım. böylece kadın erkek ayrımı olmaksızın topyekun bir çalışma ve kazanma ortamı oluşturulmuş oldu.)
bu tesislerlerde envayi çeşit tarım mahsulü, bitki, hayvan türleri yetiştirildi. habitat zenginleştirildi. (yani; ekosisteme olumlu yararlar sağlandı, çevre bilinci taa o zamanlardan beri bizde vardı. muhafazakar laz müteahhitler gibi doğanın anasını gibmedik.*)
sadece iş üretmekle kalmayıp, gelişen ve güzelleşen doğasıyla birlikte çevre insanına gezilebilecek doğa-kır-park ortamı, piknik yapılabilecek sayfiye yerleri teşkil ettiler. (yani; sadece para basan bir fabrika değil, aynı zamanda şehir/doğa planlamaya da olumlu sonuçlar veren birer merkez oldular.)
bu tesisler o kadar büyüdü ki; hem dış, hem de iç pazara malzeme satabilecek duruma geldiler ve artık benim kontrolüme ve himayeme ihtiyaç duymuyorlardı, çünkü kendi yağlarında kavrulmaya başlamışlardı. (yani; on üç senede sıfırdan, direkt ülke ekonomisine katkıda bulunabilen işletmeler oldular, bulundukları yöreyi ve o yörenin insanlarını zenginleştirdiler.)
artık bu tesislerin benim kontrolümden çıkıp, devletin kontrolüne girmesi ve tam anlamıyla halka hizmet etmesi gerektiğini düşündüğüm için, 'içindeki tüm bina, alet, edavat, hayvanat ve bitkileriyle birlikte' hazineye bağışlanmasını rica ediyorum." (yani; ben senin bildiğin politikacılardan değilim. ye babam ye değil, paylaş babam paylaştır bizim düsturumuz.)

yine aynı belgede; bu tesislerden örnek alınarak memleketin birçok köşesinde bunlara benzer işletmelerin kurulabileceği, hatta gerekirse buralardan uzmanların yeni yerlere geçirilerek, o yörelere bu teknoloji ve düsturu göstermeye ve geliştirmeye gidebileceğini de söylemiş atatürk. yani, şimdiki kokuşmuş rant pazarı gibi, "her taku istanbul'a açalım" değil, "memleketin her yerine, her hizmeti eşit miktarda zütürelim, gelişmemiş tek bir yer kalmasın" demiş.
en sonunda da eklemiş; "bütün köylerimizi kalkındıralım."
ayrıca sen de gibi biliyorsun bu listenin doğru olmadığını, kaynaklarından da belli zaten ne kadar temiz bilgi olduğu:)

yukarıdaki paragraf alıntıdır.

not:mhp liyim.