/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +16 -7
    Kendimi bildim bileli kitap okumaya aşık bir insanım. ilk okulda yaşıtlarım 30 sayfalık kitapları zor bitirirken ben tam bir Sabahattin Ali hastasıydım. Hatim ederdim kitaplarını. Sokaktaki 2 arkadaşım haricinde asosyaldim. Arkadaşım yoktu. Bu şekilde liseye kadar devam etti hayatım. Kitap benim yaşantım olmuştu.

    Liseye kadar asosyal gelmiştim dediğim gibi. Lisedede değişmedim. Bu şekilde asosyal devam ediyordum. Lisenin ilk ayı bitmişti sıra arkadaşım haricinde konuştuğum kimse yoktu sınıfta. Onunlada zaten sabah merhaba okul biterken görüşürüz. Kitap hastalığım devam ediyordu. Ailem kitap okumamdan memnundu, ama bu bende hastalık gibi devam ediyordu. Bir gün okuldan geldim ve odama girip gene akşama kadar kendimi kitaplarıma verdim. Akşam babam geldiğinde sofrada babamla aramızda şu konuşma geçti;

    Babam : Oğlum okul nasıl gidiyor arkadaş edindin mi?

    Ben : iyi gidiyor baba evet yavaş yavaş kaynaşıyoruz sınıftakilerle. Aslında hiçbiri umrumda değildi. Hiçbiri ile muhabbetim yoktu.

    Babam : Oğlum, bak kitap oku. Kitap okumak çok güzel birşey ama birazda hayatını yaşa. Gençsin. Çık arkadaşlarınla gez, kız arkadaşın varsa onunla takıl sürekli kitap okuyorsun.

    Ben : Baba öyle ortamları sevmediğimi biliyorsun. Kız arkadaşım falanda yok zaten.

    Baba : Neyse ne. Söylediklerim aklında bulunsun biraz sosyalleşmeni istiyorum. Para ihtiyacın olursa bana söylemen yeter.

    Ben : Tamam, hadi afiyet olsun size ödevim var onları yapıcam.
    ···
  2. 2.
    +9
    Müdürün odasına doğru gidiyorduk. Durdurdu beni. Özür dilerim dedi. Önemi yok dedim ve yürümeye devam ettim. Kolumdan tutup durdurdu ve başladı konuşmaya;

    Berkay : Ben Beren'i seviyorum. Sizi o kadar yakın görünce çıldıracak gibi oldum. Çok kıskandım. Tutamadım kendimi oğlum. Canım acıdı. Ama nolursa olsun yapmamam gereken birşeyi yaptım. Hemde senin gibi bir insana. Özür dilerim kardeşim. Okuldan atılmış olabilirim az sonra öğrenicez. Bana kin duyarak hatırlama beni istiyorum. Affet beni kardeşim.

    Ben : Önemi yok sana kin duyduğum falanda yok. Ama düşüncen yanlış. Tamamıyla yanlış. Biz Beren ile yakın olamayız. Farklıyız. O çok güzel. Sosyal. Sevilen biri. Ben asosyal kendini kitaplara vermiş. Hayatında değer verdiği tek şey kitaplar olan bir insanım. Sadece sessizliğim dikkatini çekmişti ve tanımaya çalıştı. En başından beri yakın olamayacağımızı bildiğim için yüz vermedim hiçbir zaman. Eğer verseydim ilerde sıkılacaktı zaten. Daha çok üzülecektim. Boşver yani. Beren senin.
    ···
  3. 3.
    +8
    Selin sessizliğe bürünmüştü son zamanlarda. Bende iyice depresyon moduna girmiştim. Çok can sıkıcı bir durum. Sigara tüketimim her geçen gün artıyordu. intihar düşüncesi kafamda yer etmeye başlamıştı.

    ilk dönem bitmiş ikinci döneme girmiştik. Bir gün son ders yanıma geldi Beren. Çıkışta konuşabilir miyiz dedi. Reddemedim tamam dedim. Çıkışta herkesin sınıftan çıkmasını bekledik en son biz çıktık. Yürümeye başladık. Konuşmaya başladı;

    Beren : Neden uzak durmaya çalışıyorsun benden?

    Ben : Yoo, çalışmıyorum.

    Beren : Yalan söylemeyi hiç beceremiyorsun dedi ve gülümsedi.

    Bende gülümsedim, sonra farkettim. Silindi yüzümden gülümsemem. Geçmedi. Maalesef gene geçmedi.

    Beren : Uzaklaşma benden. Muhteşem bir arkadaşsın. Derdin ne? Abimden mi çekiniyorsun? O seni bütün arkadaşlarımdan çok seviyor. Yapma lütfen.

    işte sorunda bu ya güzelim. Muhteşem bir " ARKADAŞIM "

    Ben Peki tamam dedikten sonra durdu ve sarıldı.

    Sarılma bana be Gül Pembem. Çektirme bana bu ızdırabı. Yapma bana bunu. Hiç mi anlamıyorsun halimden sana köpekler gibi aşık olduğumu?
    ···
  4. 4.
    +6
    Devam mı o zaman?
    ···
  5. 5.
    +3 -3
    özet: lisede kitap hastasıydım
    edit: bu çuku niye huur evlatları ananız mı gibtik
    ···
  6. 6.
    +5
    3 Gün sonra okula gittim. Babam ben bırakayım dediği için babamı bekledim. Babamı beklediğim içinde geç kalmıştım. Burnum kapalı değildi. Ama burnuma yediğim darbeden ötürü gözümün altında şişlik ve morluk vardı. Burnum arasıra çok ufak ufak kanıyordu. Okula girdim. Sınıfa doğru gittim. Heyecanlıydım. Dedim ya asosyaldim ben. Utanıyordum.

    Tıklattım kapıya. Açtım hızlıca. Girebilirmiyim hocam diyip izin alıp girdim içeri. Sınıfa bakmadan başımı önüme eğip sırama doğru hızlıca ilerledim. Sırama geldiğimde şaşırmıştım. Yanımda oturan çocuk kalkmış, yanıma Beren gelmişti. Sırada tek başına oturuyordu. Ben geldiğimde yana kaydı ve otur otur dedi. Oturdum. Ama suratına bakamıyordum. Dedim ya utanıyordum. Asosyaldim ben. Kafamı sıraya koyup uyumaya çalışıyordum. Uyuyamıyordum. Heyecanlıydım. Ama utanıyordum. Asosyaldim ben.

    Kafamı koyduktan 10 dakika sonra uyuya kalmışım. Tenefüs çalmış, tenefüs bitmiş. Ben hala uyuyordum. Hoca geldiğinde Beren omzumdan dürterek uyandırdı. Hadi ders başladı diye. idrak edemedim bi an. Tenefüste beren sıradan çıkmamışmıydı. Kendime gelip kafamın altına aldığım çantamı sırtıma koydum ve etrafa bakındım. Yüzümün şiş ve mor olduğunu unutmuştum. Hemen yan sıramda oturan bir çocuk bana dönüp iyimisin dedi. iyiyim demekle yetindim. Oturdum ve dersi dinlemeye başladım. Ama sanki bütün sınıf beni izliyor gibi hissediyordum. Kafamı öne eğip not almaya başladım tahtadakileri. Tenefüs çaldığında Beren direk bana dönüp iyimisin burnun nasıl dedi. iyi diyebildim sadece. Dedim ya utanıyordum. Asosyaldim ben. Anlam veremiyordum. Bu kadar güzel bir kız neden utangaç, asosyal birde üstüne dayak yiyen biriyle bu kadar ilgilenirki?

    Sadece iyiyim dememe bozulmuş olacak ki izin isteyip sıradan kalktı. O kalkınca bende kalkıp en arkaya geçtim. Çantamdan kitabımı çıkarıp okumaya başladım. Herşey bu kitap yüzünden olmuştu. Belkide kitaplar yüzünden asosyal olmasam bunlar yaşanmayacaktı. Hatta belkide Beren'le sevgili bile olurduk. Sinirlendim bir anda kalkıp kitabı çöpe attım ve kapüşonlumu takıp bahçeye indim.
    ···
  7. 7.
    +5
    BERENiN AĞZINDAN ---

    Camdan izledim. Aralıksız 2 saat en ufak bi hareketlenme umdum. Hiçbirşey olmadı. Hareketlenme umarken bir anda makineler ötmeye başladı. Bu umarım bir yaşam belirtisidir diye düşünürken ayak sesleri ve bağırışlar eşliğinde kendime geldim.

    Doktor koşarak bu tarafa geliyordu ve hemşirelere bağırarak bir şeyler söylüyordu. Hayır hayır olamaz diye çığlık atmaya başladım koridorun ortasında.

    Bayılmışım.
    ···
  8. 8.
    +5
    Beren burnuma bütün peçeteyi harcamıştı. Burnumun kanı artık daha az kanamaya başlamıştı. Ama hala azımsanıcak kadar az değildi. 5 dakika kadar sonra Müdür girdi tuvalete telaşlı bir biçimde. bembeyaz fayansların üstünde kıpkırmızı kanları görünce bi bakakaldı. Kendine geldiğinde kolumdan tutup gel gel dedi ve okuıldan çıkıp onun arabası ile hastaneye gittik. Beren çok ısrar etsede müdür izin vermedi gelmesine. Gelmesindi zaten. Utanıyordum, asosyaldim ben.

    Hastanede gereken müdahale yapıldıktan sonra burnum kapatıldı ve acil sedyesinde tek başıma kaldım. Dedim ya utanıyordum asosyaldim ben. Müdürümden bile utanıyordum. Az sonra babam girdi içeri koşarak. Oğlum iyimisin noldu faslından sonra çıktık hastaneden. 3 gün rapor almıştım. Babam müdüre çok teşekkür ederim dedi ve eve doğru yola çıktık. Evet ben teşekkür edemedim. Dedim ya utanıyordum. Asosyaldim ben.
    ···
  9. 9.
    +5
    Biliyomusun Gül Pembe'm. Her gece senin için ağlıyorum. Ailem sürekli konuşmak istiyor. Beraber vakit geçirmek istiyor. istemiyorum ben. Sadece seni istiyorum. Ama sende biliyorsun. Olamayız biz. Utanıyorum. Asosyalim ben. Sigaraya vuruyorum kendimi sensizlikte. Haluk Levent ile tanıştım az önce. Ne güzel söylüyor.

    Dağlar, Dağlar BU GECE BENiM iÇiN KiM AĞLAR.

    Ben bu gece ölmezsem ölmem ölmem hiçbir vakit.

    Sende onun için ağlıyor musun geceleri? Umarım ağlamıyorsundur. Pgibiyatrım bi kitap önerdi onu okuyorum şimdi şunlar yazıyor içinde;

    "Her insanın, yaratılışı gereği ister istemez şeytani, doğal bir kusura meyilli olduğuna inanıyorum. Dünyanın en üstün eğitimini bile alsa işe yaramaz."

    Acaba sende benimle kusurum olan asosyalliğim yüzünden mi arkadaş olmak istedin?

    Aman boşversene bazen intihar etmek geliyor içimden.
    ···
    1. 1.
      0
      Haluk levent bende çok severim kendisini ayrıca o parçası efsane panps
      ···
    2. 2.
      -1
      Haluk levent bende çok severim kendisini ayrıca o parçası efsane panps
      ···
  10. 10.
    +4 -1
    Evde her zamankinden fazla ilgi vardı üzerimde. Alışık değildim. Sıkıldım ilgiden odama geçtim. Kitap okuyacaktım. 3 saatten fazladır kitap okumuyordum. Ekgib hissediyordum.

    Açtım tekrar her kitabımda olduğu gibi iki tane aldığım Ali Lidar'ın Tesirsiz Parçalar kitabını. Rastgele bir sayfa açtım. Şu dizeler çıktı karşıma ;

    Kalktı. Kakmasa da olurdu. Yatağından yirmi gün bile çıkmasa ailesinden başka kimse fark etmezdi. Başka kimse için fark etmezdi. Yokluğuyla herhangi bir fark yaratmayacak kadar şeffaftı sanki... Kitaplığına doğru yürüdü. Yabancı'ya uzandı eli, sonra Dönüşüm'e... Gülümseyerek vazgeçti. Tekrar yattı. Yatmasa da olurdu. Yatağına yirmi gün bile uğramasa ailesi dahil, kimse fark etmezdi. Farkındaydı olup biten her şeyin... Gülümsemekten vazgeçti. Geçti...

    Gülümsedim önce. Sonra farkına vardım olup biten herşeyin. Asosyaldim ben. Gülümsemekten vazgeçtim. Ama geçmedi. Herşey daha kötüye gidiyordu. Günden güne aşık oluyordum Beren'e. Olamazdım. Unutmamalıydım. Asosyalim ulan ben. Asosyal. Utanıyordum. Hem, zaten daha bugün kızın gözü önünde dayak yedim. Kim isterki asosyal, dayak yiyen, burnu kırık bi çocuğu. Kendine gel dedim kendi kendime.

    Kitap okudum gene akşama kadar. Akşam uzun süredir açmadığım bilgisayarımı açtım. Youtube yazdım arama çubuğuna Youtube geldi. Açtım o güzel müziği. ;

    https://www.youtube.com/watch?v=QXn_m47lXW0

    Akıma geldi Beren'in o okul tişörtünün üstüne giydiği gül pembe rengi kazağı. Dinlemeye başladım.

    Sen gülünce güller açar gülpembe
    Bülbüller seni söyler
    Biz dinlerdik gülpembe

    Ama dedim ya. imkansızdı. Utanıyordum. Asosyaldim ben.
    ···
  11. 11.
    +5
    Anla artık be kızım. Acı çekiyorum sevgilin varken yanımda olduğunda. Uzak dur benden nolur anla artık şu garibin halinden. Aklımdan çıkmıyor o pembe kazağın. Seviyorum. Pgibiyatr dolduruyor yerini onunla konuşuyoruz kitaplar hakkında. Biliyomusun oda çok seviyormuş Aşk kitabını. Zaten sevilmeyecek gibi değil ki kitap. Bide Sabahattin Ali hakkında konuşuyoruz. Onunda en sevdiği yazarmış. Belkide yalan söylüyor. Bilemem. Ama sevilmeyecek gibi değil ki adam. Neyse gene sigaramın dumanında sen geliyorsun aklıma.

    Ya bide şey var. Artık odamda içiyorum sigaramı. Babam pek hoşnut değil bu durumdan. Ama bişeyde diyemiyor. Pgibiyatr'da çok kızıyor be. niye içiyorsun diyor. Seni anlatıyorum. Belki onunda yakası geliyordur ama olsun. Haklısın diyemez sonuçta içme diyor. Kedimle 4. ayımız. Hiç sevmiyorum onu. Sana benziyor. Sürekli yanıma geliyor kitap okurken. Kitabı bırakıp onunla ilgileniyorum. Zaten bitek sen ve ona yapabilirim bunu. Ama sevmiyorum onu. Seni daha çok seviyorum.

    Beren bozuktu bana karşı. Ara sıra sevgilisi sınıfa geliyor. O gelince alıyorum kulaklığımı iniyorum bahçeye. Baş başa kalıyoruz NEŞET ERTAŞ ile. Ne güzel sesi var o adamında. Eminim sende seviyorsundur. Sevilmeyecek gibi değil ki adam.

    Aradan 1.5 ay geçmişti çıkmaya başlayalı Beren ve sevgilisi. Bigün sınıfta tartışmaya başladılar. Onları izliyordum. Beren döndü arkasını gitmeye çalıştı. Sertçe tuttu kolundan çekti geri. Canı acıdı prensesimin. Çok sinirlendim. Kalktım yerimden yanlarına gittim. Aralarına girdim. ilk yumruğumu o çocuğa attım. Ama şundan eminim benim elim daha çok acımıştır ondan. Bi yumrukta ben yedim üstüne. Tabi ben dövüşmeyi bilmem. Şaftım kaydı yumruktan.

    Ayırdılar sonra. Burnuma bişey olmadı bu sefer. Yanağıma geldi yumruk. Müdüre kadar gitmedi olay bu sefer. Kapandı konu. Sadece sınıftakiler biliyordu. Abisinin kulağına gitmiş olay. Geldi yanıma sarıldı. Sen ne kadar temiz bi çocuksun ulan dedi. Bu dünyaya fazla temizsin dedi. Gülümsedim. Sonra farkettim. Sildim gülümsememi. Geçmedi. Gene geçmedi.

    Teşekkür edip gitti.
    ···
    1. 1.
      0
      Burda dursn basligi bulurum
      ···
  12. 12.
    +5
    Beren'im. Prensesim. Kaldıramıyorum artık bu yükü. Sıkılmaya başladım her gece Neşet Ertaş, Sigara, Bira 3'lüsü ile seni düşünürek ağlamaktan. Bu sorunu kökten çözecek bir çözüm var. Ne dersin prensesim? Üzülür müsün çok gidersem? Üzülme. Dayanamam.

    Sence intihar mevzusunu pskiyatra anlatmalı mıyım? Ne tepki verir. Bence anlatmasam iyi olur. Bakırköy macerası kaldıramam birde bunca derdin tasanın arasında. Hayır anlamadığım ne biliyormusun. Sensiz geçen koskoca 2 yıl. Nasıl dayandım. Nasıl sensiz olmayı kaldırabildim?

    Sonlara geliyoruz. Sana olan aşkım intihar ettiğimdede bitmeyecek emin ol. Seni sevmeye hep devam edicem birtanem. Acaba cehennem nasıl bir yer? Şeytanla iyi anlaşabilir miyim sence? Kitap okumayı seviyorsa oda anlaşırız bence. Sahi kitap demişken. Sence orada kitap varmıdır? Bence yoktur. Şeytan bize bu iyiliği yapmaz. Uyuyorsun sen şuan prenses.

    iyi geceler, beni sevmeyi unutma. - Kahraman TAZEOĞLU - Bukre
    ···
  13. 13.
    +5
    Her sabah yaşama seninle tutunuyorsam, Her gece sana öldüğüm içindir. - Kahraman TAZEOĞLU - Kayıp Yüzyılın Prensesi

    Beren'siz bir sabah daha. Okula gittim. Öğle arasında çok nadir olarak çıktığım bahçeye çıktım kulaklığım ile beraber. Özlemiştim oturduğum o bankı.

    Bütün bir öğle arasını orada geçirdikten sonra sınıfa çıktım. Sınıfa girdiğimde şok oldum. Beren çantamdan günlüğümü çıkarmış ve ağlayarak günlüğümü okuyordu. Olduğum yerde kalakaldım. Geldiğimi farkedince ayağa kalkıp yanıma geldi. Önce bir tokat attı, daha sonra sarıldı. Tenefüste bi yere kaybolma gerçekten çok kötü olur dedi. Tenefüsün hiç gelmemesini diledim derste. Yalvardım allaha. GELMESiN ULAN!

    Ve ölüm çanım çalıyor. Tenefüs zili. Günlüğümü aldı derste Beren. Bütün ders günlüğümü okudu perdenin arkasında. Acaba ağlıyormudur okurken?

    Tenefüste yanıma geldi ve kolumdan tutup öğle arasında oturduğum yere zütürdü beni. Oturdum başım önüme eğik, ne diyeceğini bekliyorum. Ve söze girdi.

    Beren : Neden söylemedin? Neden söylemedin bunu bana. Ben 2 yıldır masumca, arkadaş olarak seviyorum seni. Senin aklından neler geçiyordu? Mutlu musun? Bu şekilde öğrenmem hoşuna gittimi? Acaba hiçbir sayfasında ben varmıyım diye açtım günlüğünü. Her sayfasından ben çıktım. Nasıl olur ya nasıl? Nasıl anlamam.

    Uzun bir sessizlik oldu. Başım hala öne eğikti gözümden bir kaç damla yaş süzülüyordu. Beren ise ağlıyordu. Önümüzden her geçen bize bakıyordu. Beren tekrar söze girdi.

    Beren : Olmaz kukugiben. Kaldıramam bunu. Bitsin aramızdaki bağ bundan sonra. Farzedelim ki birbirimizi hiç tanımadık. Hayatlarımıza hiç girmedik. Kendine iyi bak. Dedi ve gitti.

    Arkasından bakarak ağlamaya başladım. Aklımda olan intihar mevzusunu gerçekleştirme vakti gelmişti. Sınıfa hiç uğramadan direk eve gittim. Anneme odamdayım diyip odama geçtim. Annem niye erken geldin falan diye sorunca ders boştu diyip geçiştirdim. Biraz zaman geçtikten sonra sessizce mutfağa gidip bıçak aldım elime. Odaya tekrar geçip elime bir kağıt alıp yazmaya başladım.

    Güzel günlüklerim vardı ve bir de asla günlüklerim kadar güzel olmayan günlerim. - Elif Şafak Med-Cezir.
    ···
  14. 14.
    +4
    Gülümseyip koridorda yürümeye devam ettim. Müdürün odasına girdik. Müdüre şakalaşırken olduğunu. Hatalının ben olduğumu. Yanlışlıkla elimi gözüne soktuğum için sinirlendiğini falan salladım. Müdür sınıftakilerden asıl mevzuyu duymuştu. inanmıyordu ama yapacak birşeyi yoktu. ifade benim ifademdi. Tamam diyip gönderdi.

    Sınıfa girdiğimizde ben geçip yerime oturdum. Berkay kapının önünde durup yerime oturmamı bekledi. Oturunca öğretmenden izin alıp konuşmaya başladı.

    Berkay : Hocam sizin ve arkadaşlarımın önünde kukugibenden özür dilemek istiyorum. Aptal bir hareketle yanlış bir hareket yaptım. Ve gerçekten çok pişmanım özür dilerim kardeşim.

    Ben : Sorun değil.

    Tenefüste Beren'in yanına gidip abisinin hangi sınıfta olduğunu sordum. Öğrendikten sonra gidip çocuğa birşey yapmamalarını rica ettim. Aramızda konuştuk hallettik. iyi tamam dedi. Ve konu orada kapandı.

    Günler günleri kovalıyor ben hala aynı asosyallik ile devam ediyordum. Her geçen gün Beren'e olan aşkım artmaya başlıyordu. Bir gün okul çıkışı sigara ile tanıştım. ilk içişimdi. Acı gelmişti. Ama varsa bu kadar içeni vardır bi bildikleri diyip içmeye devam ettim. ilk bi kaç sigarada öksürük ve baş dönmesi yaşadım. Sonrasında pek birşey kalmadı.

    Beren. Beren'im. Gecelerim seni düşünmekle geçiyor biliyormusun? Bak buda günlüğümün ilk sayfası. ilk sayfası sendin. Son sayfasıda sen olacaksın. Seviyorum seni güzel kız. Hayallerimi süsleyen kadın. Az önce aklıma Gül Pembe kazağın geldi. Gülümsedim ister istemez. Daha sonra farkına vardım herşeyin. Bıraktım gülümsemeyi. Geçmedi. Hiçbir şey geçmedi. Dedim ya. Asosyalim ben.
    ···
  15. 15.
    +4
    Kimse olmasada yazıyorum buraya. Belki bi kişi vardır.

    Dinleyin pişman etmez :

    https://www.youtube.com/watch?v=zHdjVORHKPA
    ···
  16. 16.
    +3 -1
    Sınıfımda çift dikiş iki kişi vardı. Biri kız biri erkek. Kız olan herkesle iyi geçinen, iyi bir kızdı. Güzelde bir kızdı. Dikkatimi çekiyordu. Erkek olansa tam bir huur çocuğuydu. Herkese sataşan sanırım kendini ilah sanan bir huur evladıydı. Ben tenefüslerdede sürekli kitap okurdum. Gel zaman git zaman bu durumum Çift dikiş kızın dikkatini çekmiş olacakki bir gün yanıma geldi. Adı Beren olsun.

    Beren : Ya neden sürekli kitap okuyorsun. Bi kitaptan kafanı kaldır, etrafına bak okuldasın. Liselisin sen. Sosyalleş. Bende çok severim kitap okumayı ama seninki biraz abartı kaçmıyormu? Yoksa bu bir dikkat çekme taktiğimi?

    Ben : Taktik falan değil kitap okumak benim hayatım. Kitap okumadığım her an boş yaşıyor gibi hissediyorum.

    Beren : Kimi seversin en çok?

    Ben : Sabahattin Ali delisiyim.

    Beren : Bütün kitaplarını okudum. Çok muhteşem bir yazar. Şimdi ne okuyorsun? Diyip masaya koyduğum kitaba baktı ve eline aldı.

    Ben : Ahmet Batman. Korkma kalbim.

    Beren rastgele bir sayfa açtı. Ve okumaya başladı;

    Beren : 16. Bölüm. Açıkçası kimse istediği gibi bir hayat yaşamıyor. O yüzden kendini çokta harap etme. Yolun sonu belli, Herkes ölüyor.

    Ben : Güzel kitap.

    Beren : Bende okuyabilir miyim sen okuduktan sonra?

    Ben : Al oku.

    Beren : Bitirdikten sonra alırım ya.

    Ben : 4. Okuyuşum al.

    Beren şaşkın biçimde suratıma bakıyordu.

    Beren : Dörtmü ? Ciddi misin sen ? Neden 4. kez okuyorsun?

    Ben : Betimlemelerini seviyorum. Bi insan ne yaşıyorsa onu anlatıyor. Güzel sözler var içinde. istersen başka kitaplarda getirebilirim.

    Beren : Bu bittikten sonra çok mutlu olurum. Neyse tamam görüşürüz o zaman. Dedi. Tam giderken döndü ve;

    Beren : Ya şey, Elif Şafak'ın Aşk kitabını okudun mu? Çok sevdiğim bi kitap. Okumadıysan getireyim sana oku.

    Ben : Olur okumadım getir.

    Bozmak istemedim. Benimde en sevdiğim kitaplardan biridir. En az 5 defa okumuşumdur...

    --- Aklın kimyası ile aşkın kimyası başkadır. Akıl temkinlidir. Korka korka atar adımlarını. “Aman sakın kendini” diye tembihler. Halbuki aşk öyle mi? Onun tek dediği : “Bırak kendini ko gitsin”. Akıl kolay kolay yıkılmaz. Aşk ise kendini yıpratır, harap düşer. Halbuki hazineler ve defineler yıkıntılar arasında olur. Ne varsa harap bir kalpte var. ---

    ELiF ŞAFAK - AŞK Kitabından alıntı.
    Tümünü Göster
    ···
  17. 17.
    +4
    Sevmiyordum kedimi. Can yoldaşımdı benim o. Sevmiyordum ama. Kadınları daha çok seviyorum.

    ikinci sene başladı lisede. Aynı asosyallik. Gene aynı sınıftayız Beren ile. Aşkım günden güne büyüyor. Takıntı haline gelmeye başladı artık. Okulun ilk günü beni gördü Beren koşarak geldi yanıma. Sarıldı. Utandım. Sündüm gene olduğum yere. Dedim ya, asosyalim ben. Karşılık alamayınca çekti kollarını. Hadi gel diyip sıraya zütürdü beni. Elimi tuttu zütürürken. Çok kötü oldum ağlamaklı oldum. Ağlamadım ama. Tuttum kendimi.

    Berkay yoktu bu sene. Gitmişti.

    Beren'Le kitap hakkında konuşmalarımız devam ediyordu. Aynı sırada oturmaya başlamıştık. Seviyordum onu. Utanıyordum. Dedim ya, asosyalim ben. Bütün yaz günlük yazmaya devam etmiştim. Herbir sayfada ona olan aşkım yazılı.

    Yazmayada devam ediyorum tabi her gün okuldan geldikten sonra.

    Aradan biraz zaman geçti. Beren bir üst sınıftan bir çocukla çıkmaya başladı. Sevgilisi vardı. Bakmaya kıyamadığım insanın. Sevgilisi vardı.

    içkiylede tanıştım. Sokaktan arkadaşlarım var demiştim. Onlarla takılmaya başladım. Akşamları parkta sigara bira ile geçiyordu günlerim. Ailem farketti bir sorun olduğunu. Babam hiç itiraz istemem diyip bir pgibyatra zütürdü beni. Sırdaşım olmuştu benim. Onla konuşuyordum artık kitaplar hakkında. Beren gene konuşmak istiyordu benimle. Ama soğuk davranıyordum.

    "Sorarlarsa, ne iş yaptın bu dünyada? Diye rahatça verebilirim yanıtını:

    Yalnız kaldım. Kalabildim! Altı milyarın arasına doğdum ve hiç birine çarpmadan geçtim aralarından."
    Hakan Günday - Kinyas ve Kayra
    ···
  18. 18.
    +3
    Naber Gül Pembem? Bak gene günlüğümde sen varsın. Şu aşkın can sıkmaya başladı artık biliyomusun. Her geçen gün intihar fikrini gerçekleştirme konusu mantıklı gelmeye başlıyor. Sence etmeli mi? Bence senin için herşeye değer. Ölmeye bile evetim seninle. Biliyomusun bu sıralar uykum gelmiyor. 3 Saat falan uyku uyuyorum günde. Geri kalan bütün zamanlar aklımdasın. Okuduğum kitapların hepsinde senden bir iz buluyorum. Bilmiyorum belkide kafaya taktığım içindir. Öyle geliyor.

    Korkuyorum bir gün beni özleyeceksin, bir gün bana gerçekten ihtiyacın olacak. Korkuyorum bir gün yanımda olmak isteyeceksin.

    Ama herşey için çok geç olacak...

    Günler rutinleşmeye başlamıştı artık. Gündüzleri Beren'im ile geçiyordu. Okulda sürekli beraberdik. Ama hala yüzüne bakmaya cesaret edemiyorum. Dedim ya utanıyorum. Asosyalim ben. Kitap alışverişlerimiz devam ediyor. Pgibyatrım ile aram çok iyi. Bazen Beren hakkında konuşuyoruz.

    Bir gün Beren çıkışta sana bi süprizim var bi yere kaybolma dedi. Ne süprizi diyemedim. Dedim ya utangacım. Asosyalim ben.

    Çıkışta koluma girdi. Yürü dedi. Nereye gidiyoruz dedim. Boşver gidince görürsün dedi ve gitmeye başladık.

    Bir spor salonunun önüne gelmiştik. Saatine baktı. Saat 4 20 geç kaldık koş koş koş dedi ve koşarak içeri soktu beni. Hani yabancı filmlerde görürdük ya. Boş bi spor salonunda pgibolojisi bozuk insanlar toplanır konuşurlardı. Onun gibi bir ortam. 10-15 Sandalye daire olacak şekilde koyulmuştu. Gidip bizde oturduk sandalyelerden birine. Bi adam hoşgeldiniz çocuklar dedi. Neşeli bir şekilde hoşbulduk dedi Beren. Ben diyemedim. Dedim ya utanıyorum. Asosyalim ben.

    Saat 4.30 civarı bütün sandalyeler dolmuştu. Ve konuşmaya başladılar. Sordu bize adam. Çocuklar hoşgeldiniz. isimleriniz, yaşlarınız ne dedi.

    Beren yardırdı gidiyor.

    Beren : Benim adım Beren. 17 yaşımdayım. ... Lisesinde okuyorum.

    Yönetici : Güzelmiş. Sen peki delikanlı? Dedi bana dönüp.

    Ben : Kukugiben 16 yaşımdayım. Aynı okuldayız. diyip sustum.

    Yönetici : Peki hoşgeldiniz bakalım. Buradaki insanların hepsi kitapları hayat arkadaşları olarak gören adamlar. Severmisiniz kitap okumayı?

    Beren : Ben severim. Ama kukugiben çok farklı bir biçimde sever. Kitap okumadığı her anı boş yaşıyormuş gibi hissediyor. Her anı kitap okuyor. Tenefüslerde, boş derslerde. Aklınıza gelecek her anda.

    Yönetici : Kimi seversin yazar olarak kukugiben?

    Ben : Sabahattin Ali.

    Yönetici : Vaay. Hangi kitabı en çok hoşuna giden.

    Ben : Kürk Mantolu Madonna.

    Çok sevdim seni. Nasıl cesaret ettim bilmiyorum ama çok sevdim.
    Ve ben öyle sevdim ki seni, Aklın alabilirdi belki ama. Yüreğin almadı.
    işte ben öyle sevdim seni. - Ezgin KILIÇ- Senden Sonra
    Tümünü Göster
    ···
  19. 19.
    +3
    Seni seviyorum... Deli gibi değil gayet aklı başında olarak seviyorum.
    Sabahattin Ali - Kürk Mantolu Madonna
    ···
  20. 20.
    +2 -1
    Sevilmedi sanırım pek final yapayım diyorum uzatmanın anlamı yok. Ne dersiniz?
    ···
    1. 1.
      0
      Devam et güzel gidiyor
      ···
    2. 2.
      0
      Devam et kardesim muazzam
      ···
    3. 3.
      0
      Devamm et
      ···
    4. diğerleri 1