komşu kızı nur ile milli olma hikayem

sonra mahalle dedikodusundan dinliyorum ki, bizim kaşar ayakkabı almaya mı ne gitmiş. bu huur evladıyla nasıl olduysa bir anda kaynaşmışlar. numaralar falan alınmış. artık hep beraber takılıyolarmış. bizim kaşarın 9 dan önce dönmemesinin sebebi buymuş. uğur denen tip de semih kadar olmasa da mahallenin apaçilerinden. kolları dövmeli, amele kasları falan var. buna mahallenin yarısı alkolik diyor. neymiş huurnun evladı her gün sahile gidiyormuş da bira içiyormuş. bak sen huurnun oğluna. kendince öyle şekilmiş.

bende salak gibi konuşmaya devam ediyorum. okullar başladı bu yine benimle gitmeye başladı böylece. nedenini bilmediğim bir şekilde uğurla artık konuşmuyorlardı. okul çıkışı yine benimle eve dönüyor, okulda ercanla takılmaya devam ediyordu ama. neyse biz arkadaş gibi işi sürdürmeye devam ettik. bu ders çalışmaya falan bize gelmeye tekrar başlamıştı. yine zütümün dibinden ayrılmıyordu dıbına koyayım. ama yani hissediyor insan yine bir kaşarlık peşindeydi huur. yaz ayları geldiğinden bu yavaş yavaş kısa şortlarla askılılarla falan bize gelmeye başladı. hani ders çalışıyoruz ya avradını gibeyim.

bu bilgisayarı ile falan geliyor bize. lavaboya falan gidince açıp geçmişe bakıyorum. hep ferre dıbına koyayım. hep ferre. günde 3 - 4 tane izlemiş kaşar. ya bunu görünce ben bir hayli delirdim artık çıldırdım. içeri giricek üstüne atlıycam yani o dereceyim. bir yandan da bu bakireyim falan ayağına takılıyor ama dıbına bişey sokmadan duramıyordur diye de düşünüyordum. biri bozmadıysa dayanamayıp kesin kendi bozmuştur diyordum. içeri girdi onun bilgisayarının başında gördü beni. hayırdır napıyosun dedi. ben de hemen ya bi steye bakıyordum ama önüme cinsel şeyler çıktı dedim. ne deseydim önüme ferre mu çıktı deseydim?

ohaaaa dedi bakıyım. geldi yanıma baktık neler izlenmiş falan. yuh ya görüyo musun çocuğu dedi. bunun bi tane 12 yaşında kardeşi var. erkek. onu kastediyor huur. dedi ben bunu anneme söyliyim ohaaa şuna baksana grup falan yazıyor yaaa. dedi. tabi ben bunu yer miyim avradını gibiyim. yalan attığına adım gibi emindim. bizzat o izliyordu, dıbını da parmaklıyordu. emindim ya. tabi üstüne de fazla gidemedim. sonuçta hayır sen izledin şimdi de bana vereceksin diyemezdim. aynen söyle dedim çocuk fena azmış. gülüştük falan bu kaşar eve gitti. ama diğer gidişlerinden farklıydı dıbına koyayım. beni öpmüştü.

işler böyle olunca nur beni çıldırtmaya başlamıştı doğal olarak. o varken sağlıklı düşünemiyordum. dışarı çıkıyorduk sürekli ben bişeyler ısmarlıyorum falan, hediyeler alıyorum bişeyler yapıyorum. bişeye mi ihtiyacı olur hemen gidiyorum, neredeyse dıbına pedini ben alacam yani. o kıvama gelmiştim bir an. yok yani olacak gibi değil. tamamen hormonal düşünmeye başlamıştım. elimde tek bir am var. ve onu gibmeliyim. ve onu gibmek için her şeyi de yapabilirim. he tam olarak böyle düşünüyordum. yani nur versin de sonra ne yannan yersem yiyim sorun değil.

bunun ertesi gün ayılması 12 saat sürdü. ayıldıktan sonra geldi bize. düşün işte dıbına koyayım 12 saatte ayılan kız nasıl pompalanırdı o gece? neyse bize geldiğinde sorduğu ilk şey dün gece aramızda bişey olmadı di mi? oldu. ulan nasıl olsun dıbına koyduğum ev vardı da ben mi gibmedim? olmadı tabi ki dedim. neden tabi ki diyosam. sanki pasifim avradını gibeyim. ee bugün nereye gidiyoruz dedi. gezmekten başka bişey bilmiyor huur. bu arada uğur a hiç pas vermiyor mu, hiç konuşmuyor mu bilmiyorum. ama sürekli benim yanımda. neyse yine çıktık dışarıya. bu kaşar bi tane giyim mağazasına girdi bişeyler falan baktı. şu pantolonu bir dakika deniyim dedi. gitti denemeye kabine girdi.

bu önden önden yürüyor. tabii ben hala gözümü alamıyorum. kolay değil dıbına koyayım. 18 yıl neredeyse fişeklememişiz. orada am olduğu gibi yatıyo. insan ister istemez azıyor. neyse dedim canım iç çamaşırın gözüküyor böyle dolaşma. teşekkür ederim dedi önümde içine soktu dıbına koyayım. içim nasıl oluyor, kıyılıyor resmen. yani şöyle anlatıyım çekmeden boşalmak diye bi terim vardır ya. onun gibi yani gibip yapış yapış oldu. boşalmadım da kaygan kaygan gelmeye başladı. o dereceyim ya.

yapacak bir şey yoktu. gidemiyordum dıbına koyayım. yok para ne yapayım. birinden borç almayı falan düşündüm ama yok olmazdı. nur ve cansuların dışında oralarda oturan tanıdığım bir tane insan yoktu dıbına koyayım. ya da hayır lan. vardı. evet oralarda oturan biri vardı. semih oralarda oturuyordu dıbına koyayım. kendi kendime semihle kanka ayağı mı yapsak falan diye düşünüyorum, sonra bu benimde fotoğrafımı çeker falan diyip kendi kendime gülüyorum. çaresizlik işte böyle birşey dıbına koyayım.

sabah oldu giyindim aldım çantamı falan gidiyorum. ne param var ne başka bişey. çıktım yola. otostop çeke çeke gideceğim plan bu. tam pansiyondan çıktım yola doğru ilerliyorum ki, huur nur marketten eve doğru gidiyor. gördü beni. yanıma doğru geliyor. ne desem falan düşünmeye başladım hemen. nereye gidiyorsun dedi bana. dün seni gördüm nur dedim. o huur evladının arabasındaydın. evet ben onu seviyorum dedi. onunla mutluyum ve evlenmeyi düşünüyoruz dedi. bak huurya sen ya. evleneceklermiş ya. annesine zütünden koyduğum.

adamla muhabbet sardı baya. istanbula geldik. ben eve geçtim. şimdi buna da bir orosppu çocukluğu aramayın. e-5 ten yürüyerek eve gitmem çokta zor değil. arkadaşları falan toplandım çok yakın olduklarımı. anlattım durumu. bu senin ki takıntı dedi bana bir züt veren, diğeri kız seni kullanıp atmış dedi, diğer biri de kız seni zütünden gibmiş dedi. bende farkındaydım tabi ama dışarıdan bu kadar belli olması çok üzücüydü. bir intikam duygusu uyanmaya başlamıştı bende.

olayın üstünde bir haftaya geçti. selim abi aradı. konuştuk falan gel lan dedi buraya kafa dağıtırsın biraz. istanbuldan selim abinin bir arkadaşı daha gidiyormuş. uçak biletimi falan da aldı selim neyse gittik biz bodruma. orada kafa dağıtırken öğrendim ki cansu kaşarı eve erken dönmüş. huur nur orada kalmış tabi. mehmet denilen annesini gibtiğim evladı her gün pompalıyordur bunu kesin. 3 - 4 gün bile orada kalamadan doğru istanbul a döndüm ben. dedim selim abi aile işleri falan biraz karışık ben dönsem iyi olur. tamam dedi dıbına koyayım. huur nur yüzünden böylece bir tatilim zütünden de gibilmiş oldu.

dünyam bir kez daha başıma yakıldı. nur u mehmet denilen kendince zengin olan bir huur evladı bozmuştu. evet bildiğin nur un dıbına ilk kökleyen mehmet diye bir huur evladıydı. spor arabası vardı. evi vardı. ailesi zengindi. gitar çalıyordu. benim neyim vardı ki? tabi o kökleyecek ben mi kökleyecektim? en azından nur a göre durum böyleydi. cansu evlenicez dedi bana dedim. kaşar bu kız ya, iki gün sonra ağlayarak dönerse şaşırma dedi.

yüzü asık bi şekilde döndü bana mal mal baktı bir şey demeden. cevap verecek misin dedim. ayrıldık demesin mi. tam da düşündüğüm gibi olmuştu aslında. aldattı beni diyor bir de. amıma kökledikten sonra zütüme tekme vurdu yok. ben seni gerçekten seviyodum dedim, o geceyi hatırlıyor musun? buna hiç gerek yok hiç. dedi. şimdi daha mı iyi oldu yani, aranızda ne geçti ki hem evlenmeyi düşünüyordun diye sordum. bu huurnun gözleri yine doldu. kızda ağlamak gibi bir yetenek var.

belli huur evladı yalan atmıştı bana. her neyse bunun yüzü tekrar güldüğünden işler şimdilik yolunda gözüküyordu. sen kahveyi içmeden bir elini yıka istersen diyip gülmeye başladı. bende hafiften tebessüm ederek gittim elimi yıkamaya. geldiğimde bu kaşar telefonla konuşuyordu. ben gelince kalktı dışarı çıktı dışarda konuşmaya devam etti. konuşarak içeri girdi ve tam masaya otururken telefonu kapatıp masaya koydu. tabi bende kör değilim dıbına koyayım. konuştuğu kişinin adı bir kaç saniye daha orada yazdığından gördüm.

arayan tam olarak uğur huur evladıydı. zaten bu işi hala aklım hayalim almaz. bir kız ne kadar kaşar olabilir ki, mağazada satış temsilcisiyle konuşuyor da, lavuk her nasıl bunda bir aranmışlık görüyorsa numarasını istiyor bu da veriyor. bak sen allahın işine ya. buradan zaten huur olduğu yeterince açıktı ama ben mantıklı düşünemeyip bunu o zamanlar göremedim. ne konuştular bilmiyorum ama benim kiminle konuştuğunu gördüğümü anlamamış olmalı ki hadi gidelim annem çağırıyor dedi. bak huurya.

apartmanı falan çıktık okuldan bahsediyoruz sürekli nasıl gidiyor falan. neler yaptın nur a göz kulak oluyor musun. konuştuk bizim kata gelince ben eve geçtim iyi akşamlar diyerek. onlar yukarı doğru gitti. aslında herşey gayet normal gözüküyordu. bunlarda eve doğru çıktı. bir iki saat evde tv izledim oyun oynadım falan. yatıcam neredeyse. bu huur acil beni arar mısın diye mesaj attı. tabi anında aradım kaşarı. ağlıyor. babası bunun ağzını yüzünü dağıtmış.

yani anne kız adamı delirtmişler kısacası. bir de işler kötü gidince adamın devreler yanmış. nur un ağlamasının sebebi de babasının ona vurması değil, kafayı yemesiymiş. ee ne yapacaksınız nur dedim, böyle olmaz adamı bir doktora falan zütürün. gelmez ki gelmiyor. ulan bir de adamı görseniz nur yüzlü bişey. beyaz beyaz sakalları var. cemaatçi bir abimiz. yani böyle adamı zaten gibsen doktora zütüremezsin dıbına koyayım. yapabileceğim bir şey var mı diye sordum. hayır dedi yarın alışveriş merkezinde buluşalım.

tabii ki akıllanmıştım lan artık. hiçbir şey demedim dıbına koyayım. zaten beni yeterince kullanmıştı. e bu kadar yeter. karttan çekmeseydi belki ödeyebilirdim ama karttan çekti parayı. çıktık ordan eve dönüyoruz. oha saat 8 olacak nerdeyse. 8 den önce eve girmeliyim yoksa yine olay çıkacak falan diye başladı panik yapmaya. ulan yürüyerek yarım saati bulur eve gitmek. belki biraz daha fazla. yapacak bir şeyim yoktu. oradan tamam taksiyle gidelim dedim. ama hakikaten kız dayak yediğinden, annesi kaşar, babası deli olduğundan bunu yapmalıydım.

aşkım bizde kimse yok gelsene. bir de mesaj sonuna gülücük koymuş. gülücüğü görünce gibim kalktı hemen. geliyorum aşkım dedim. tabi o zaman tecrübesisiz. cüzdan da prezervatif, iç çamaşırların arasında prezervatif, bilgisayar masasındaki çekmece prezervatif yok. kısacası prezervatif yok. dedim zütten giberim o azgınlıkla yukarı çıktım hemen. bu kaşar açtı kapıyı. hızlıca girdim içeri. bunun üstünde bi tshirt var. açık mavi ince bişey. meme uçları ortada yani. o çakma sarı saçları ile de uyumlu olmuş. bunu böyle görünce ben iyice delirdim dıbına koyayım. altında da tayt var zütte meydanda.

taytı nasıl anlatsam parçalayıp tecavüz sahnelerini canlandırmak istiyorum resmen. içimdeki hayvan çok fena azmış durumdaydı. odasına geçirdi beni iki dakikaya geliyorum canım dedi. dıbınımı yıkayacaktı kokuyor diye ne yapacaktı bilmiyorum ama gram umrumda değildi. çünkü aklımda olan tek şey taytı yırtım onun o dıbına yarramı sokmaktı. bir iki dakika geçmeden bu bebe yağıyla geldi odaya. ohh dedim zütten vurdurucaz herhalde. aşkım dar biraz acıyorda dedi.