Araştırdıkça nasıl bir işe bulaştığımı anladım mağarada eğer bir hazine varsa bunu korumayla görevlendirilen yada kendiliğinden bu hazineyi sahiplenen cinler olabilirmiş bu cinler hristiyan yada müslümanda olabilirmiş. Eğer mağaraya girmeye çalışırken mağaradan sinekler çıkar ve onları öldüremezsen mağarayı açan kişinin hanesinden çıkmazlarmış okudukça daha da taka battığımı hissediyordum hem mağarayı açarak bu belayı başıma sarmış olabilirdim mağarada gömü varsa eğer. hem de orda sigara ateşini söndürerek onlardan birini öldürmüştüm hocanın dediği gibi

Ben araştırma yapmaya devam ederken şahan da bir arkadaşıyla konuşuyordu kimle konuştuğuna dikkat etmemiştim konuşması bittikten sonra yanıma geldi şimdi bir arkadaşla konuştum o böyle şeyler yaşamış belki sana da yardımı olabilir dedi bense bu olayı kimseye anlatmak istemiyordum millet bu konularla ilgili bana soru sormasın diye ama sadece şahanın tanıdığı olduğu için bende onu görmem bir daha diye düşünerek yanına gittik il merkezine.

Nargile cafeye vardığımızda bizi bekliyordu anasonlu nargile söylemiş onu içiyor geldiğimizi görünce ayağa kalktı tanıştık adı ferhan’mış .oturduk nargile söyledik bizde. şahin anlat dedi başından geçenleri bende anlatmaya başladım. Ferhan Dinledikten sonra hoca sana sadece su ve muska mı verdi dedi evet dedim. Gülümsedi sanki alaycı bir gülümsemeydi bu, okunmuş su ve muska pek bir işe yaramaz dedi onlar sadece insanın içini rahatlatabilmek içindir dedi. Nasıl işe yaramaz dedim okunmuş suyu kullandığım 15 gün boyunca bu kabuslardan hiç görmedim dedim o da bende onu diyorum işte dedi su bittiği zaman senin pgibolojin de yine aynı rüyaları göreceğim diye şartlanmış dedi ve yine aynı kabusları görmeye başlamışsın dedi bunlardan kurtulmak o kadar kolay değil dedi. Eğer gerçekten sana musallat olmuşlarsa dedi bunu kenz-ül havas ilmine hakim birisi çözebilir dedi

Yaz amk yazzzz

Rezerveff

Araştırma yaparken havas ilminin ismini okumuştum ama ne olduğu hakkında bir bilgim yoktu ama arapça isim duymak bile beni ürkütüyordu açıkçası havas ilmi ne demek ki dedim o da gizli ilimlerle alakalı bir kitap başka dünyalarla iletişime geçebilmek içinde ritüeller var içinde büyü kitabı yani dedi. Telefonunu açtı bir resim buldu ve bize gösterdi fotoğraf bir kitabın fotoğrafıydı sayfaları sararmıştı arapça yazılar yazıyordu bir tablo vardı ve tablonun bir köşesinden birbirine paralel iki çizgi çekilmişti aynı şekilde diğer köşesinden de böylece dikdörtgen tablonun 4 yanında da üçgenler oluşmuş bunların ortasında da X harfi şeklinde bir şekil oluşmuştu ve bu şekillerin içinde arapça yazılar yazıyordu. bu bende ki bir kitap dedi böyle konulara ilgili olduğum için biliyorum dedi ….. kitabı dedi. Eski Arapçayla yazılmıştır çoğu arapça bilen zorlukla okur yada okuyamaz bile dedi.

Şahanla birbirimize baktık ikimizde bir şey sormadık çocuğa daha sonra o da bir şey söylemedi nargileler bitti biz kalkıp köye dönecektik vedalaşırken istersen sana ben yardımcı olabilirim dedi yada bir hoca tanıdığımı tavsiye edebilirim o benden daha çok şey bilebilir dedi. Tamam düşünürüm sağolasın dedim arabaya bindik köye ilerledik. Lan şahan oğlum bu çocuk ne iş dedim valla bende bilmiyordum böyle şeylerini dedi niye anlattın beni bu çocuğa keşke anlatmasaydın dedim şahan da sen araştırma yaparken bilgisayarda bu aradı beni seni rüyamda gördüm dün gece mağaralarda falan dolaşıyordun iyi misin diye bir arayayım dedim dedi bende daha mağaradan yeni gelmiştik zaten o zaman bu çocuk bunun üstüne böyle diyince anlatmış bulundum dedi bu çocuk pgibolojisi sorunlu birisi zaten dedi reçeteli ilaçlar kullanıyordu dedi. tabi bozulur dedim baksana adam heyecanla havas mavas bişeyler anlattı bize gözünün içi parlıyordu ben kitabın resminden ürkerken dedim. Bu çocuktan uzak durayım ben şahan dedim sadece en başta dedikleri mantıklıydı bu olay pgibolojik ben kpss de iyi bir puan alamadığım için strese girdim o yüzden oluyor bunların hepsi düşürdüğüm mağaradaki taşı da birisi yerine koymuştur dedim mağaranın yerinin belli olmaması için etrafta bir izi kalmasın diye yapmıştır kesin dedim. Köye geldik evime gittim

Yatakta uzanıyordum dolabın kapağında oluşan şekli doğru bakıyordum camda bir tıklama sesi duydum sanki bozuk parayla vurulmuş gibi bir sesti. Hemen perdeyi açtım dışarı baktım bir şey yoktu diğer camda bir tıklama sesi vardı hemen oraya baktım sadece 2 tane göz bana doğru bakıyordu gözler alev alev yanıyordu sanki. gel diyordu bana gel o an gitmek istedim çok cezbedici bir çağrıydı bu. insan sadece gitmek istiyor. pencereyi açtım pencerede korkuluk yoktu atlayıp yanına gitmek istiyordum.

Artık bu işten kurtulmak istiyordum ne olursa olsun .Sabah ilk işim şahanı aramak oldu dün konuştuğumuz ferhanın telefon numarasını aldım ne oldu ne yapacaksın diye sorduğunda dün bahsettiği hocaya gideceğim dedim. Ferhanı aradığımda hocanın adresini ver dedim tamam veririm ama istersen bende yardımcı olabilirim sana dedi yok ben hocaya gideceğim dedim nedense ferhana hiç güvenmiyordum. Hocanın adresi bize baya bir uzak bir köydü babamdan arabayı aldım bir arkadaşla buluşmaya gideceğim bahanesiyle. hocaya gideceğimi söylemedim eğer söyleseydim ilk gittiğimiz hocaya gidelim derdi ben artık ona gitmek istemiyordum derdime hiçbir çare olamamıştı çünkü. köyün yerini tam olarak bilmiyordum o yüzden telefondan navigasyon programı indirdim ordan arada sırada gittiğim yolu kontrol ediyordum Belli bir süre gittikten sonra artık asfalt yol bitmişti toprak yolda gidiyordum ama telefondan navigasyona baka baka bulmuştum köyün girişinde tabelayı görememiştim o yüzden kahvehaneye benzer bir yerin önünde durdum çay dağıtan adama kolay gelsin amca …. Köyü burası mı dedim bu köyden bi hocaya gelmiştim ben ama dedim. O da yok burası değil o daha ilerde o köy bu yoldan devam et karşına ilk o köy çıkacak dedi hocanın evini de tarif etti. Ben de sağol amca dedim arabaya bindim telefondan baktım tekrar bulunduğum bölgeyi gösteriyordu haritada herhalde bi sapma falan oldu hata payı vardır dedim. arabayı çalıştırdım ilerledim

Köye vardım çok eski evler vardı sarı taşlardan yapılmıştı çoğu ve pek fazla insan yoktu dışarıda. Yaşlı bir kadını gördüm sonunda yüzü oldukça buruşmuştu oldukça yaşlı olmalı dedim içimden teyze sana bir şey soracaktım Fevzi hocanın evi nerde biliyor musun dedim eliyle ilerideki evi tarif etti o ev köydeki diğer evlerden daha eskiydi evin hemen yanında ahır olduğunu tahmin ettiğim yerin yanında tezekten bir tepe oluşmuştu sanki. Arabayı park edip indim kapıyı çaldım

yazsana ipnenin evladı

yaz hade yaz

Kapıyı yaşlı bir adamın açmasını beklerken tahminen 40 lı yaşlarda birisi açtı. Sakallları biraz uzundu çenesinin ucundaki sakalları ise beyazlamıştı benimle aynı boyda idi 1.80 civarı . buyur dedi şey adresinizi bana bir arkadaşım vermişti dedim seni takip edenlerden kurtulmak için mi dedi bana. Beni takip edenler mi dedim. Geç içeri çabuk dedi. Senin peşindeler dedi şu anda dışarda seni bekliyorlar ama buraya giremezler dedi. Korkmuştum sadece rüyalarda gördüklerim aslında hep benim yanımdalarmış diye düşünüyordum o an daha da ürktüm böyle olduğunu bilseydim buraya tek başıma gelmeye cesaret edemezdim açıkçası. içeriye geçtim

Evin dışı sarı renkli taşlardan yapılmıştı ama içerisi beyaz kireçle boyanmıştı sadece sedirler vardı oturmak için ev iki odadan oluşuyordu birisi salon niyetine diğerini de sadece kendisi için kullanıyordu sanırım. Gel otur dedi önüme. Açtı önüne arapça yazan bir kitap ama kur’an değildi sanırım tam olarak bilemiyorum kitabın dışında hiçbir yazı yoktu sadece otur ve dinle dedi. Dediğini yaptım sadece oturdum ve dinledim rahatlamış hissediyordum kendimi

Hoca okumayı kestiğinde başımı yerden kaldırdım akşam olmuştu farkına varmamıştım. hocam ben artık gideyim yolum uzun dedi yok gitme dedi 3 gün burda kal burda uyu dedi. Açıkçası benim de gitme isteğim yoktu hoca seni her yerde takip ediyorlar buraya giremezler dediği için burası güvenli bir kaleydi benim için. Annemi aradım ben şahanın evinde kalacağım beni birkaç gün beklemeyin dedim. Niye falan dediyse de kafamı toplayacağım dedim kapattım. hoca Gel yemek yiyelim acıkmışsındır dedi bir şeyler hazırladı yedik. Evde televizyon yoktu bu dikkatimi çekmişti. Yemekten sonra yine hoca bir şeyler okumaya devam etti bense sadece dinliyordum sanırım beni bu durumdan kurtarmak için dualar okuyordu.

Devam reyiz devam

Yatma zamanı geldiğinde salon dediğim yere bir yer yatağı hazırladı ve kendi odasına geçti. Camları kirden siyahlaşmış sarı ışık veren ampulü kapattı. Dışarıdan sürekli sesler geliyordu gülüşme sesleri sanki dışarıda birileri yürüyormuş gibi ayak sesleri de vardı bütün geceyi bunları dinleyerek geçirdim. Ama bu sefer farklı bir şey vardı bu gördüklerim rüya değildi gerçekten duyuyordum bu sesleri ama kendimi güvende hissediyordum bu eve giremeyeceklerini biliyordum

Sabah uyandığımda hoca kahvaltılık bir şeyler hazırlamıştı. Yine bütün gün hoca okuyarak bende sadece onu dinleyerek geçirdik. Hocanın ahırı vardı ahırın yanında tezekler de vardı ama hayvanları yoktu sanırım çünkü hiç hayvanlarına bakmaya gitmiyordu sadece okuyordu. Akşam dışarıdan davul zurna sesleri gelmeye başladı sanırım düğün vardı hoca okumasını bitirdi ve gel gidelim düğüne hem orda yemek yersin dedi. Tamam dedim aslında dışarıya korkmaya korkuyordum 3 günlük süre daha dolmadığı için ama hocayla birlikte gideceğimizden sorun olmaz diye düşündüm.

Devam panpa çok sardı iki üç entry daha gir öyle git

düğün bir köy düğünüydü bir tarla da yapılıyordu direklerin üzerine kablo çekmişler ve sarı ışık veren ampullerden takmışlardı nedense bu çok dikkatimi çekmişti çünkü kasvetli bir ortam yaratıyordu. Bir masaya oturduk herkes hocaya hoş geldin diyordu herkes bana bakıyordu ama kim olduğumu kimse sormuyordu. Yemekleri önümüzü siniyle getirdiler hoca yemeye başladı ben kaşığı aldım o anda aklıma annemin bana hep dediği şey geldi her şeye besmeleyle başla oğlum derdi. Şöyle düşününce bu öğüde hiç uymadığımı farkettim hem hocanın yanındaydım besmelesiz başlamak ayıp olabilirdi onun söylediğini duymamıştım ama içinden söylemiştir dedim kendi kendime. Ve bismillahirrahmanirrahim dedim.