/i/Korkunclu

Korkularımız yaşamımızı yönlendirir.
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +7 -2
    bu tip şeylerden etkilenecek olanların okumamalarini şiddetle tavsiye ederim

    1978 yılında geldim dünyaya. ilkin aramızda pek bir sorun yoktu bu kahpe gezegenle, nereden bilebilirdim ki; her saniyemi kabir azabına döndürecek ve beni derin yalnızlıklara, bunalımlara gark edeceğini...
    Babam devlet memuruydu ,o zamanlar babanın kravatlı olması büyük bir ayrıcalıktı. fakat her aile gibi kıt kanaat geçinen bir aileydik bizde.bir güneydoğu şehrinde, merkezden uzak kasabayı andıran bir mevkisinde oturuyorduk. evimiz lojmandı. arka balkonumuz ve salonumuz aynı istikamete bakardı. pencereden 4-5 m uzaktaki kavak ağaçları, bitkisiz toprak bir bahçe ve ardı uçsuz bucaksız boşluk. kendi halinde sessiz sakin bu çiftin 5 yaşlarındaki tek çocuğuydum...
    ···
  2. 2.
    +3
    Aslında tek çocuğu olduğumu uzun süre bilmiyordum : ) 3 kişi için ziyadesiyle büyük ve sobalı evimizde hiç kullanmadığımız oda da 2 arkadaşım daha vardı ve işin ilginç yanı bunları aileminde bildiğini sanıyordum. beyniniz yanmasın hemen sabır edin. kocaman bir salon ebatındaki odamızda küfeler, misafirler adına yatak yorganlar ve kuru erzaklarımız yer alırdı.
    ben ev oyunlarımı hep orda oynardım, lojmanda çok fazla yaşıtım çocuk vardı ancak o odada yaşayan 'erumi'ile 'sakil' erumi' ve 'sakil' bahsettiğim o odanın dışına çıkmayan,kâh büyük gardrobun kâh misafir döşeklerini koyduğumuz hurcun üstünde oturan 2 varlıktı. insan değillerdi, eruminin vücudu toprak renginde el ve ayak parmak kıvrımları olmayan kırmızı dudaklı ve iri siyah gözlü idi. sakil ise yeşille gri arası bir renkte erumiye göre daha heybetli gözlerinde beyazı olan ancak kalan yüz hatlarını hatırlamadığım bir varlıktı... bunları aileminden bildiğinden emindim, nasıl ki gidip baba evde annem var demiyorsam yani bu olay olağanüstü gelmiyorsa, erumi ve sakilden de hiç bahsetmemiştim.ta ki 7 yaşıma kadar.o kısma değineceğim.. ancak merakınızı gidermek adına bu iki canlı ile aramdaki ilişkiden bahsedeyim...
    ···
  3. 3.
    +1
    ne zaman odaya girsem uzandıkları yerde bana doğru doğrulurlardı,bir iki gündelik sohbet ederdik. benimle oyun oynamalarını istediğimde oynamazlar beni izlemeyi sevdiklerini söylerlerdi. bizim evin koruyucularıydı bunu kendileri söylemişti. aramızda diyalogdan çok telepatik bir iletişim mevcut gibiydi saf sevgi ve korunma hissini alıyordum onlardan. çok yüz göz olmazları benimle. hatta bizden öncede orda olduklarını buranın onların da evi olduğunu vs söylemişlerdi bir kez. bazen seni falanca yere zütürelim mi derlerdi,ben de annem izin vermez ki biraz büyürsem gelirim derdim. başlarını sallar gülümserlerdi. asla bir korkutma vs olmadı aramızda. isimlerini nasıl öğrendim hatırlamıyorum ancak erumi ve sakil şeklinde hitap ederdim... hatta bir keresinde oyuncak robotum (ilkel olanlardan) bozulmuştu ve erumi onu tamir etmişti, içeri geçip oyuncağımla oynadığımı gören babam bayağı şaşırmıştı nasıl yaptın dediğinde ,erumi kurcalarken gördüğüm, robotun içindeki dinamo benzeri yapıyı vs kastederek birşeyler anlatmıştım... yine ikna olmamıştı, ancak bilirsiniz çocukların bu meseleleri üstünde fazla durulmaz.
    ···
  4. 4.
    +2
    1-2 yıl içinde kardeşim olacağı müjdesini aldım, dünyalar benim olmuştu.o süreler bahsettiğim odaya hiç girmedim diyebilirim belki 1-2 kez daha, kardeşim doğduğu gün biraz bebeği sevdikten sonra onlarla sevincimi paylaşmaya gittiğimde 'biz artık gidiyoruz' dediler, asık bir suratla... ağladım, gitmemelerini istedim ancak sen bizi artık sevmiyorsun dediler... ertesi gün odaya girdiğimde artık yoktular... aileme erumi ve sakilin gittiğini çok üzgün olduğumu söyleyip geri getirmelerini rica ettim... ilkin kardeşi oldu herhalde ilgi istiyor gibisine yaklaştılar, ardından babama robotumu da erumi yaptı dediğimde bildiğiniz şok olmuşlardı. beni esas işi ruh sağlığı olmayan bir hekim tanıdığın yanına zütürdüler, adam çocukken olur bunlar ilgi istiyor pışpışlayın vs deyip yolladı. çocuksun ama ne dendiğini anlıyorsun bu da tuhaf bir iş beyler. çocuktur anlamaz diyerek adam resmen bana ilgi fukarası muamelesi yapmıştı.
    ···
  5. 5.
    +2
    evimizin bulunduğu yer hayli ıssızdı ve o dönemler terör örgütü bu amaçla olmasa da yine eşkıyalık vs durumları oluyordu. bizim bulunduğumuz bölgede bir nevi onların kaçış yolları üzerindeydi. babam teftiş için turneye gittiğinde annemle beraber korka korka geçirirdik geceleri. işte bu zamanlarda yan dairemize babamla aynı kurumda çalışan genç bir adam ve hanımı taşındı... çocukları yoktu... o zaman televizyon falan bu kadar dolu dolu değildi, haliyle kadının da evde canı sıkılıyordu bize geliyordu çocuk niyetine benle kardeşimle ilgilenip hasretini gideriyordu az da olsa...
    ···
  6. 6.
    +2
    dediğim gibi orta halli ailelerdik, hatta ekonomi o zamanlar daha kötüydü... 'kemer sıkma ' sloganı ile yetişmiş sayılırız kısmen... şimdi ki gibi her önüne gelen lokanta evlere paket servis yapmıyor, kebap falan da bu kadar ele ayağa düşmemiş... sabah kahvaltılarında biraz kıymalı biraz peynirli iç malzeme hazırlardı,bu bahsettiğim komşumuz aynur abla... sabah babamlar işe gidince bu malzemeleri getirirdi ,beni fırına yollarlardı yaptırıp getirirdim beraber yerdik vs.çocuğu gibi de ilgilenirdi bizlerle aşırı samimi olmuştuk... sonra babam birgün huysuzlandı, misafirdir gelsin gitsin ancak ne bu her gün evin içinde vs dedi... adamda haklı o sıcağın altında arazi denetliyor vs,evine gelince insan donunu pijamasını çekip bir oh demek istiyor... annem bana sen biraz dışarı çık dedi
    koridorlu bir yapıydı evimiz, çocukluk işte beni göremeyecekleri noktadan dinliyorum... annem babama bu kız evde birşeyler görüyormuş ondan pek kalamıyor dedi... babam işte sordu soruşturdu kocasının haberi var mı gibisine... adamda biliyormuş meseleyi ancak zaten çocukları olmuyor diye kızı ailesi istemiyormuş,bir de bu mesele dillendirilirse aynı bana küçükken yaptıkları gibi 'ilgi fukarası' yaftasını yapıştırırlar diye çekiniyormuş. haliyle küçük yer, başında ağrısa, kolunda kopsa, delirsen de aynı doktora gidiyorsun. adamın ailesi de o şehirde olduğundan pek sıcak yaklaşmamış... annemin anlattığına göre kadın yatak odalarında 'gelin ve güvey ' görüyormuş... oturuyorlar ve ona bakıyorlarmış... tabi o zaman gelin nedir biliriz de güvey hiç anlamamıştım
    ···
  7. 7.
    +1
    gelin ve güvey kelimeleri kafama fazlaca takılmıştı ancak diyorum ya çocuksun henüz. fakat şu günkü çocuklardan daha olgun olduğumuzu söyleyebilirim. saksı çocuğu değildik. ortaokula giden çocuğu ay araba çarpar diye servise bindirip, dönüş saatinde servisin gelişini beklemezdi kimse. tüm vaktimiz dışardaydı, arkadaşlarımızla gider fırından yarım açık ekmek alırdık yanına da herkes evinden birşeyler getirdi mi al sana aktivite.bir de o yaşlarda kız tavlardık ancak kafaya 5 kilo jöle süremediğimizden suyla : ) bizden daha büyüklerle takılırdık bu kız tavlama merasimlerine, tabi kız mız tavlayamadığımızdan döner dolaşır lojmanın altındaki sur dibini anımsatan su deposu çevresine konuçlanırdık... millet anlatırdı işte cin, peri, hortlak... çokça düşündüm ilerleyen yaşlarımda acaba onların etkisi miydi erumi ve sakil diye... hayır sanmam, çünkü ben erumi ve sakil'i haşa ezelden tanıyor gibiydim... şu gün tanıştım diyemem tek bildiğim gittikleri dönemdi... hadi hepsini geç bir elinde taktan bir balta diğerinde kılıç olan tek ici 2 adım ileri gitmek olan robotu ben mi tamir etmiştim ? içi açılmasa dinamo tarzı yapıyı nasıl anlatacaktım babama. koruyucu meleklerdim dedim geçtim o meseleleri zamanla... kısa sürede de hafızadan kayboldu... ya da ben kaybolduklarını sandım belki de tüm bunlar bir felaketin, benim felaketimin başlangıcıydı
    ···
  8. 8.
    +1
    bahsettiğim şehirden terör bölgesi olması hasebiyle tayin istedik.her türden insanın yaşadığı ancak bütçemizi sarsmayacak küçük bir ile taşındık. yavaş yavaş bilincim oturmaya başlıyordu, artık her insanda olan hortlaktan periden cinden korkma meseleleri bende de baş gösterdi. çocukken ölmeyeceğime inanırdım mesela ben, azrail gelince gözlerimi iyice açarım ölmem ki derdim... bilinçten kastettiğim nokta, hani bazı gerçeklerin farkına varıyorsun ve kafanda oluşan tabular, çizilen ürkütücü tablolar var... erumi ve sakil'in hemen hemen hayal olduğuna inanmışsın, inandırmışlar seni... robot olayı mı hadi bi git, belki hiç bozulmamıştı bile diyorsun kendine... artık hayatında erumi ve sakil yerine al karısı, karabasan, cesitli yaratıkları var... onların anlattığı hiçbir yaratık sevecen değil mesela,o halde erumi ve sakilinde gerçek olma ihtimali düşük... ya da onların gerçekliğini kabul etmek, diğer anlatılanların da gerçekliğini kabul etmek anlamina geldiğinden korkuyorsun : )
    ···
  9. 9.
    +1
    yıllar geçti bu şekilde, ortaokula başladım. takım elbisemi çekince benden kralı yok.az çok durumumuz daha iyileşmiş, babam girdiği sınavı kazanmış, yeni ve daha iş görür bir maaşla göreve atanmış... o devirde okuyabilmek eskiye kıyasla çok zor olmasa da bugüne kıyasla zordu be kardeşim. çoğu arkadaşım ilkokulu bırakıp berber, kasap bilmem ne oldu... yani bu imkanı kullanmak lazım artık ne kadarına güç yetiyorsa, zekan yetiyorsa okuyup bir meslek edinmek lazım. erkendi belki bu kadar uç planlar adına fakat, dediğim gibi senaryo sana yapman gerekeni yeterince sunuyor...
    ortaokulda bir arkadaş edindim, adı muhafazid di... babası vefat etmişti, sadece annesi ile yaşıyorlardı... muhafazid'de dönemin modası olarak cinlerden perilerden yaratıklarından bahsediyordu... ben ona ne erumiden ne sakilden bahsettim... erumi ve sakil, onun anlattıklarının yanında teletubies gibi kalırdı... muhafazid işi ileri gotürdü ve babası sağ iken bu varlıklarla görüştüğünden vs bahsetmeye başladı...
    ···
  10. 10.
    +1
    açıkçası inanmadım,o dönemleri hatırlayan bilir 'konuşan kedi' meseleleri falan, hani her kedi konuşabildiği gibi herkeste muhakkak bu olaylarla içli dışlıydı. kendi görmese de amcası halası eniştesi baldızı görümcesi dedesi falan görmüş oluyor ya : ) dedemin dedesi birgün gece geç vakitte köyden dönüyormuş,bir düğün görmüş türü zırvalar : ) anonim meseleler
    zamanında benim için düşündüklerini bende muhafazid için düşünüyordum, babasını kaybetmiş durumu iyi değil ve bu çocuk bir çeşit ilgi istiyor tarzında... şu anda bazılarınızın benim için düşündüğü gibi kardeşlerim... buraları biraz kısa geçeyim, o dönem elif ve esen adında 2 kız arkadaşla,'arkadaş' adı altında ergenliğin gereklerini uyguluyor, bacım ayağına yavşıyoruz...
    o dönem her önüne gelen vermediği için, hatta bu işler kanla bittiğinden en fazla kazayla memeye dokunmak türü işler... benim doğum günüm için bizde toplandık, annnemi evden yolladım biz bizeyiz... tatlılar, börekler, limonata vs keyfimiz yerinde o sırada muhafazid tribe girdi... size birşey anlatacam diyerek, gözleri dolmuş bir vaziyette...
    kızlar 'aaa noldu anlat tabi' ye bağladılar... ben de aha gene ilgi çekmek adına ortaya ölmüş babasını falan koyacak duygu sömürüsü yapacak diye düşünüyorum... bana görünüyorlar dedi ve yere baktı, hani muallak olaya gizem katıyor bana kalırsa pek giblemiyorum... yine kızlar aaa nasıl,ne görünüyor diye bu nazlı gelini oynamaya davet ediyorlar adeta... bu da benim penceremden gözlemlediğim kadarı ile, anlatmak için can atıyor ancak hala hafif nazlarda... en son döküldü... babama bir cin musallatmış sağken, geceleri babam yatarken yatağını yorganını kaldırırmış, işte çimdiklermiş... en sonunda babamı korkutup kalp krizi geçirmişler öyle ölmüş... tabi bu esnada ağlıyor, kendini triplere sokuyor : ) baba acısı ile dalga geçmem, benimki de rahmete gitti allah olanlarınkine ömür versin lakin bunun yaptığı tarzı az çok anladınız, hepimizin eleştirdiği bu tip olaylar olmuştur : )
    ···
  11. 11.
    +2
    peki nasıl görünüyorlar diye sorduk; uzun saçlı koca memeli siyah suratlı, siyah ve kan kurusu olan kırık tırnaklı bir kadını tarif etti. senden ne istiyor dedik, bilmiyorum bilmiyorum bilmiyorum yaptı... kızların ilgisini görünce hemen atıldım,bu işi araştıralım... hemfikirdik... kızlar da inanmıyordu muhtemelen ancak hala ergenlik gereği yavşamamızı cinni çalışmalar üstünden yürütecektik... onların da işine gelirdi... aaa sen benim için değerlisin deyip memesini tutacağıma, memende cin var tatlım der sıkıp öldürebilirdim : ) (araya mizah katmam, olayı sulandırmak için değil... o zaman ki kafamın,şu an bana hayalperest diyenlerle aynı olduğunu göstermek... kısacası bana inanmanızı bekleyemem... yaptığın şey mizahtan öte kendimle ironi )
    ···
  12. 12.
    +1
    işte evimizde bulunan kitapları alıyoruz, cinler vs hakkında yazılanları okuyoruz... bizde bir ilmihal vardı, yeşil koca kapaklı kütük gibi birşey... orda cinlerle ilgili bilgiler vs vardı... sara hastalığına kadar bunların sebep olduğundan bahsederdi... işte putperestlerin puta tapma sebeplerinden biri olarak bu varlıkların bazı zamanlar putun içinden ses verip konuşması olduğu gibi meseleler işte... felak nas okuyorduk kendimizce 'oturumu' bitirirken.
    ···
  13. 13.
    +1
    arada muhafazid'i yokluyordum bakalım açık verecek mi diyerek, nasıl görüyordun gibisine hep aynı tarif... bir süre sonra işi iyice ilerletti,hep bir arada otururken uzak bir noktaya mesela kapı girişine bakıp 'orda' diyor gözünden bir damla yaş düşüyordu... o ara hepimiz felak nas ayet_el kürsi combosu ile korunuyoruz... o döneme kadar bu işler hakkında bir kitap okumamış ben nerdeyse haklarında yazılan herşeyi biliyorum... bu araştırmalar beni iyice cezbetmeye başladı, olay muhafazid'in yalanını ortaya çıkarmaktan öte,bu varlıklar ile erumi ve sakil arasında bağlantı kurma isteğine dönüştü... erumi ve sakil neydi ? hayal miydi ,gerçek miydi ? gerçekse bu kitaplarda ki tiplerden neden bu kadar uzaktı ve dahası yeni erumi ve sakillerim olabilir miydi ? onlarla iletişime geçilebileceği falan yazıyordu... artık benim meselem dediğim gibi tamamen muhafazid'in ilgi fukaralığından çıkıp,bu aleme duyulan karşı konulamaz bir çekime dönüştü
    ···
  14. 14.
    +2
    çocuk hergün yalanını daha bir süslüyor yeni yeni motifler yeni yeni diyaloglar ekliyor... çok iyi arkadaşım fakat insanın içinde şişiyor ve bir yerde yüzünde 'yalancısın ' demek istiyor insan... ama mecburen tahammül ediyorsun, eskisi kadar onlarla takılmaktan zevk almasan da... dediğim gibi dersle, geri kalanın da da cinler alemi, büyü,fal vs üzerine artık ne bulabilirsem okumak... evdekilere de göstermiyorum, onları okusam da ders çalışıyorum sanıyorlar... takdirlerini topluyorum bu kısım da şahane... muhafazid lerle olan artık kabak tadı veren toplantılarımızın birinde, 'elif' isimli kız arkadaş uzak bir noktaya bakıp, bana da görünüyor demeye başlayınca, dedim artık bu kadar yeter hepsi yalan dolan bunların... bana farketmediğim bir yolu açtılar... bu gibik olay yüzünden bu aleme ilgim arttı, hakkında kulaktan dolma değil ciddi ciddi bilgi sahibi oldum... belki de tüm bunlar 'o' varlıkların planının bir parçasıydı... belki de tüm plan beni cezbedip, ilgimi yaratacak zemini 'hazırlamaktı'
    ···
  15. 15.
    0
    ve herşey bundan sonra start aldı,bu işlerin uygulamalı olarak içinde yer alacağın olaylar silsilesi ve yaşadıklarımın nasıl olduğunu ,detaylıca anlatmaya çalışacağım... arkadaşlar kısa geçmek isterim ancak kimsenin aklında soru kalmaması gerekir diye düşünüyorum...
    artık bu meselelere karşı konulamaz derecede, deliler gibi heyecan ve heves duyuyorum. çocukken farketmeden gördüğüm, sonra kulaktan dolma saçmalıklar yüzünden ürktüğüm şeylerin şimdi aslının hükmüne varmak adına merak sarmıştım (pek çoğumuz hala ürküyor, ürkmesi gerekenler benim sonradan anlatacağım kısımlar gibi şansını zorlayanlardır sadece... normal adamın ürkmesi kendi eziyetten ötesi değil)
    nihayetinde zaman bir şekilde geçti, görev süremiz dolunca bu şehirden de taşındık... yeni geldiğimiz şehirde kitap bulmak yahut bu işlerle ilgilenen birilerine ulaşmak çok daha kolaydı... büyük bir şehir sayılabilirdi... benim artık teoriye de iştahım kalmamıştı, tüm derdim onlarla iletişime geçmekti... o dönem yarı siyasi bir derneğe gelir gider oldum,o dernekte başkanlık vazifesini yürüten bir bayan vardı...
    ···
  16. 16.
    0
    sohbetleri hoş kimselerdi, aslında kim kime dum duma sohbet muhabbet yeri gibiydi,ki çoğu dernek böyledir... bir süre sonra bu kadın hastalandı, doktora gidiyor derman bulamıyorlar... afedersiniz menopoz olabilir diyorlar ancak kadın çok tuhaf hale girdi, evine ziyarete gittik arkadaşlarımızla, kolunu oynatamıyor vücudum yanıyor diyor... tahliller ise normal... bu olay işte benim için dönüm olacak bir hadiseye vesile oldu... bu hayatta hiçbir şey birbirinden bağlantısız değil,bir plan var beyler şimdi dönüp bakınca buna bir kez daha emin oluyorum...
    Birgün dernekte otururken içeri iri yarı, heybetli bir adam girdi... 'ben mustafa, falanca kişi haber verdi... başkan burda mı ? '' diye sordu... konuşma tarzını pek tasvip etmedim emir verir gibi bir ses tonuyla hitap ediyor... fakat bu tavrına rağmen çaycı adama karşı aşırı saygılı bir tutuma girince acaba ne oluyor diye düşünmeden edemedim... kim bu adam ki bu kadar ihtimam ediliyor... çaycı başkanın ev numarasını verip kendisinin evinde yattığı söyledi...
    ···
  17. 17.
    0
    adamın ayrılması akabinde çaycıya bu adamın kim olduğunu falan sordum, hatta biraz espriyle karışık ''bu hanzo kim ? ' tarzında bir soruştu bu : ) bu ayrıntı aklınızda kalsın beyler, bayanlar ve kendini istediği cinsiyetten tanımlayan panpalar... çaycı bu adam tuhaf biridir, şifacıdır güya vs dedi... açıkçası bir şifacıyı giblemezdim... şifacılar genelde dualar ya da bitkiler ile ot gibi işler yaparlardı bana göre...
    başkan bir süre sonra derneğe gelip gitmeye başladı... eski haline kıyasla gayet iyi ve dinç görünüyordu... mustafa da arada bir gelir gider olmuştu... adamdan bildiğin tiksiniyordum... oldum olası kaba saba herifleri sevmem... birgün yine dernekte takılırken 2 yahut 3 kişiydik... mustafa geldi, selam verdi ortamıza oturdu... çaycı az birşey irkildi bundan... mustafa hal hatır sordu ama bana cins cins bakıyor... açıkçası ben tedirgin oldum, adam hasmına bakar gibi bakıyor ve kavgaya girişmem mümkün değil boyu rahat 1.90 civarında en az 100-110 kilo var
    ···
  18. 18.
    +1
    yanımızda bir de kız arkadaşımız var o gün biraz bunalımlı hali var... allahım diyorum ya bu adam bana ters bir hareket yaparsa ve rezil olursam... derken bakışlarını benden çevirdi... kıza döndü... rengin sapsarı hayırdır ne derdin var dedi kükredi... ulan diyorum bu harbi hanzo, tanımadığın biri hem de bayan bu nasıl hitap... kız kekeledi bilmiyorum, üşütmüşüm herhalde dedi... kıza ayağı kalk dedi... beyler o an çok tuhaf bir konumdayız hepimiz...
    hani adam kızı neden ayağı kaldırdı... bizi oracıkta dovse dover ha,o derece putlaştık... adam kaba saba ama tuhaf bir herif... kıza elini uzat dedi, şehadet ve başparmağı ile kızın elinin şehadet ve başparmağı arasındaki bölgeyi sıktı kız bildiğin ciyaklıyor... sessiz ol diye kükredi mustafa... akabinde diğer eline yaptı aynı işlemi daha sonra omuz ve dirsek arasına eli ile ufak fiskeler attı en son şakaklarına birşeyler yaptı... sonra elini kızın başına koydu gözlerini kapa dedi, kız söyleneni yaptı sanki hipnoz olmuş gibi... 3-4 dakika kaldılar... aynı yeşil yol filmindeki gibi elini kızdan çekti,,o adam nasıl havaya üflüyorsa mustafa da avuç içini başına koydu ve ovuşturmaya başladı... allahım küt küt küt ,çat çat çat sesler geliyor kafadan kemik kırılıyor gibi ancak yok böyle ses
    ···
  19. 19.
    +1
    ben hayretler içinde kaldım... adamın bakışından belli beni sevmiyor ancak, yine de hem can korkusu hem de olan olayın hayreti ve heyecanı ile sordum...

    abi ne yaptınız ? siz diye... bana alaycı bir tavırla baktı... boşver beni dedi, senin baban neden sinameki içiyor, söyle içmesin bir işe yaramıyor... nasıl lan bir dakika ? babam bağırsaklarından rahatsızdı ve afedersiniz iyi gelir diye sinameki isimli bir otun çayını içiyordu... bu herif bunu nerde bildi... abi dedim nerden bildin, yüzündeki sert ifade avını ele geçirmiş avcı gibi tebessümle değişti... hanzolarda bilir dedi ... vay arkadas dedim içimden..o lafı ettiğimde bu adam binadan çıkmıştı, duymasına imkan yok... yıllardır aradığım tip bir adamı karşımda bulmuştum ancak herife hanzo demiştim
    ···
  20. 20.
    +1
    abi ben demedim size birşey falan geveledim... bak dedi seni hiç sevmiyordum, kaçtır gelip gidiyorum böyle boğazlı kazak falan takılıyorsun ukala bir tipin var... ancak dedi özünde iyi bir insansın bunu biliyorum... babana de onu içmesin yanıma gelsin... abi dedim beni yanlış tanımışsın ama babam imkan yok gelmez bu tip işlere... ama dedim ben çok meraklıyım benimle paylaşırmısın bildiklerini... o işler kolay değil be aslanım dedi, elbet kıza da kur yapıyor hareketleriyle... ancak kız zaten sevgilim değil, isterse orda yesin umrumda değil... ben kaç yıldır aradığım adamı buldum...

    Arkadaslarn hep diyorum yine diyeyim, hayatta hiçbirşey tesadüf değil... herşey ilintili

    edit : boğazlı kazağın o ara çağrışımları sadece giysi değildi arkadaşlar... takılan olursa belirteyim
    mustafa'ya birkaç soru sorup soramayacağımı söyledim... bu tip adamların en hoşlandığı şey gereğinden fazla ilgi alaka görmektir... işinizi hep bu pohpohlama ile yapabilirsiniz bunu da aklınızın bir yerine yazın kardeşlerim.
    ···