kucuk iskender

(bkz: top)

hata'nın muhteşemi nasıl olur ben de anlamadım ? ya da hata kaç kere yapılır ? kaç kere hoş görülür ? hata bilerek mi yapılır, yoksa kızmayacak olanın farketmesi ile mi adına hata'ydı denir ? bir defa hata yapan hatasını farkettiğinde aynı türden bir hatayı bir daha yapar mı yapmaz mı ? sevgi hatayi affeder mi

@43 ölmüş amcanın arkasından konusmayalım

büyüğüde muallakymiş bunun vakti zamanında

her kızın kaltak bir arkadaşı vardır.
eğer yoksa kaltak olan kendisidir.

şimdi eski bir pikapta unutulmuş eski bir plak oldum
çizik çiziğim

ağır roman filminden öncesi vardır bide sonrası

dünyanın en uzun gecesi 21 aralık değil beni terkettiğin gecedir. beni üzdüğün yorduğun yıprattığın gecedir.
bir kabahat mi gerçekten kendi dışında birine hayranlık beslemek? ! gerçekten kırıyorsun beni
bir nedeni yok. yalnızca öptüm.

sen bir mıknatıssın şeffaf ve ben çekilirken sana içimdeki alelade metal parçalarıyla kan şekerim düşüyor ağzım düşüyorellerim.. en çok da ellerim düşüyor.

bir sehirden baska bir sehire giderken hep seni dusundum
bir yuzden bir diger yuze cevirirken bakislarimi
arada senin kırık huzursuz gulumseyisin..
cocukken anneme degil sana sarilmisim bilmeden
senin goguslerinmis onlar nerden bilecegim
yatağımdaki beyaz ayı.. senmissin o da !
karanlıktan korkmayısım yaramaziklarim o da

bu gece sana uğramayı düşünmüyorum.
saadet diyorsun çünkü.
saadet: bir kilide sokulan anahtar.
ya açarsın ya da kapatırsın.

daşşaklı komik ipne

kafa adam lan tanımayan atıp tutmasın

bigün diyecekler küçük iskender ölmüş
ogün diyeceğim ilahi azrail
küçük iskender ölürmü
ama yine de
binin biri gelip bütün söylemek istediklerimi benden önce söylemiş olacak

sağlaması yapılmış bir çarpım gibiyiz sevişmelerden sonra:
ikimizden biri sıfır olsa diğeri ise istediği büyüklükte bir sayı
farketmeyecek sonuç = sıfır

@30 sende en azından eşcinsel olduğunu biliosun

@31 muallak gibme zaten

çelişkili kuvvete dönen yapışkan bir ölü var
korkulan otobanın ortasında viraj yaratan.
bir dedektif hissiyle yaklaşırken dünyaya ay
toprak tutarken elini cetvelle çizilmiş suyun
gözlerini düşürmüş bir genç kız gibi mağrur
ve diken diken; arabanın bagajında bir ölü var
direksiyondaki cesetle hayatı tartışan...

küçük iskender kim lan can babanında dedigi gibi gibsek büyük'ünü giberdik

çatıda beni gibmeye kalktılar diye dert yanıyordu.
küçük iskender ile cumhuriyet meyhanesinde muhabbet ederken söylemişti.
not: o muallakyi gibmedim gibmemde...

hepimiz karanlığa sığınmış böcekler değil miyiz aslında...
antenlerimiz korkuyla, acıyla ,aldatılmanın ironisiyle titremiyormu sanki...
saklandıgımız yerden yeryüzüne, yeryüzünün kötü adamlarına şüpheyle yaklaşmıyormuyuz?
bizlerde delirmiyecekmiyiz bu sistemde, bu koşullarda, bu baskıyla...
her an üstümüze bi terlik inebilir, sevgilimizin yüzü cibinlikle örtülebilir ya da ruhumuza sıkılan bir filtre zehrin doruklarına ulaşabiliriz.
artık mutluyuz.
çünkü bunca böcek savarın saldırıya geçtiği bir coğrafyada ters dönsek bile hala oynatabiliyor ve gökyüzüne , gökyüzünün şahane yıldızlarına.
yıldızlardaki küçük prenslere umutla bakabiliyoruz.
iyiyiz, iyiyiz...
hakikaten iyiyiz.
öldüremiyorlar .
ezemiyorlar.
milyonlarcayız.
dahada milyonlara katlanacağız.
gülümseyin ve gülümseyebildiğiniz için ağlayın

@25 adam ağır eşcinsel. bunu bildiğin için en azından odun olmadığın için sukunu veriyorum

"eyelpi'ye çaktıramadığı için bunalımlardan hüsranlara hüsranlardan hengamelere koşan yazar."