Oğlan şoka girer. Ne yapacağını bilemez. Çünkü fersah fersah topraklar onun hükümranlığına kalmıştır. Ancak o bunu ister miydi. Babasının zoraki yolladığı savaşlarda bile durumu hiç benimseyememiş, çadırında hayaller ve gerçekler ile savaşmıştı. Artık o günler geride kalmıştı. Odasından çıkıp gitmesi gereken bir merasim ve halkı selamlama töreni vardı

Rezerved okunur

Babasıyla arası çok iyi değildi ancak bu onu krematoryuma gönderirken gözlerinin dolmasına engel değildi. Bir süre sonra ise muhafızların tedirgin bakışları arasında halkı selamlamaya geçti. Muhafızlar da en az onun kadar memnunsuzdu bu durumdan. Çok zordu. Solgun bakışlarla halkı selamladı. Halktan müthiş bir kötü enerji alıyordu. Kimse memnun bakmıyordu. içinden geçen yalvarışlar eşliğinde küçük bir konuşma yaptı ve kralın odasına geçti.

Önceden kenardan izlediği konseyde şuan kralın koltuğunda oturuyordu. Çok huzursuzdu. Bu durumu hisseden ve yardım etmek isteyen birisi vardı konseyde. Onu savaş meydanlarında da yalnız bırakmayan en yakın dostu başmuhafız. Toplantıdan sonra genç kralla görüşmek istediğini söyledi. Başmuhafızın bir fikri vardı.

Daha önceden duyduğu sessiz diyarlarda yaşayan çok kadim bir büyücü vardı. Genç krala ona gitmesini belki bu huzursuzluğu çözebileceğini söyledi. Belki büyücü bir yol gösterebilirdi. Çünkü bu durum genç krala çok ağır geliyordu. Başmuhafızın sezgileri çok yüksekti ve bunu sezebiliyordu. Bu teklif hiç mantıklı düşünemeyen genç krala mantıklı geldi. Birkaç gün sonra bir gününü buna ayırabilirdi. Ve öyle de yaptı.

Başmuhafızla konuşmalarından birkaç gün sonra yola çıkmaya karar verdiler. Ama kimsenin bilmemesi gerekirdi. Yolu da bilmiyorlardı. Başmuhafız büyücüyü duyduğu arkadaşından yolu öğrenmeye giderken, genç kralda gizlenmek için bir yol düşünüyordu. Sıradan bir asker kıyafeti giyip başmuhafızla beraber halkın arasından geçebileceğini düşündü. Yolu öğrenen başmuhafız, genç kralın yanına geldi. Genç kral ona planından bahsetti ve hemen bir asker kıyafeti ayarladılar. Giyinen genç kralla başmuhafız şatonun gizli yollarından dışarı çıktılar ve halkın arasına girdiler.

Dinliyorum.

Temkinli bir şekilde halkın arasından kurtulan ikili sapa yollara doğru ilerledi. Bazen birilerine sorarak bazen çıkmaz yollara girip kaybolarak yolu buldular ve büyücünün evine vardılar. Durumu büyücüye anlattılar. Büyücünün sahtekar olup onları aldatmasından korkmuyor değillerdi. Ancak büyücünün asıl işi çiftçilikti. Büyü ile insanlara yardım etmek için ilgileniyordu. Büyücü biraz zaman düşündükten sonra önce büyü yerine başka bir yola danışmayı mantıklı buldu. Bu yol iskambil falıydı.

Bu işlerden pek anlamayan genç kral ne olduğunu bilmeden hemen başlamasını söyledi. Büyücü desteyi eline aldı ve karıştırdıktan sonra genç kralın üç kart seçmesini istedi. Genç kral kartları seçti ve önüne dizdi. Birinci kart geçmişini, ikinci kart şuanını üçüncü kart ise geleceğini yorumlayacaktı. Ve büyücü sırasıyla kartları açmaya başladı.

ilk kartı açtığında kupa kızı çıktı. Sırasıyla ikinci ve üçüncü kartları da açtı. Birinci sırada açtığı kupa kızının manası zenginlik içindeki geçmişinde yoğun duygu beslediği hatta aşık olduğu bir kıza işaretti. Büyücü bu manayı genç krala söyledi. Ancak genç kral çok şaşırdı. Çünkü geçmişte hiçbir kıza aşık olmamış hiçbir kıza yoğun duygusal hisler beslememişti.

eee devamı

Bunu büyücüye söyleyince büyücü de şaşırır. Ve diğer kartlara geçerler. ikinci kart şuanki çıkmaz durumunu anlatır ve doğrudur. Üçünkü kart ise gelecekte çok başarılı bir kral olacağını söyler. Genç kral şaşırır. Destesine çok güvenen kadim büyücü ise o kadar şaşırmaz. Ancak aklında ilk kartla ilgili bir şüphe vardır. Ve başka bir yola daha başvurmak ister.

Büyücü mistik yollardan habercileri ile bağlantı kurar. Habercileri ona, genç kralın kupa kızının elini bırakmaması gerektiğini söylerler. Büyücü bu mesajı genç krala iletir. Genç kral şaşkın bir şekilde bu mesajı aklına kaydeder. Büyücüye teşekkür edip biraz da altın verip yola koyulurlar ve şatolarına dönerler.

Genç kralın huzursuzluğu, isteksizliği, yapamamazlık zinciri devam etmektedir. Çok yorulmuştur. Ve bu durum artık ona ağır gelmeye başlar. Bu ağır ve kendince olmaması gerektiğini düşündüğü kaderine bir nokta koymayı bile düşünür. Günler geçtikçe durum zorlaşmaya başlar. Ve o kararı verir. intihar edecektir.

okurum bunu sen yaz bakalım

Bir gece kendince bir plan yapar ve çocukken gezintiyi çok sevdiği nehrin üzerindeki köprüden atlayıp yaşdıbına son vermeyi kafasına yerleştirir. Geceyarısı oraya ulaşır ve köprüde durup nehire bakmaya başlar. Orada güzel anıları vardır. Güzel bir yerde güzel bir son diye düşünür ve kendini köprüden aşağı bırakıverir.

rezerved

Köprü yüksektir ve nehire düşen genç kral yoğun acı hissetmeye başlar. Acıdan kendini sulara bırakıverir. Ama bilmez ki biri onu atlarken görmüştür. Bir balıkçı kızı onu dehşetle izlemiştir ama yetişememiştir. Balıkçı kızı onun peşinden nehre atlayıverir. Suyun içinde kaderini izleyen genç kral, kızın kendisine geldiğini görür. Kız yaklaşıp telaş içinde elini genç krala uzatıverir.

Genç kralın elini tutan kız zorlanarak da olsa onu suyun yüzeyine çıkarmayı başarır. Daha sonra büyük uğraşlarla onu kıyıya çıkarıverir. Genç kral konuşmak ister ama acılarla yüzleşiyordur. Bir yandan da şaşkındır. Kızın yüzüne bakınca türlü şeyler aklına gelir. Hüzün, sevinç içiçedir. Ama sadece izlemekle yetinir. Genç kız korkarak ama babasının içindeki insan sevgisine güvenerek onu evine zütürür.