/i/İnanç

İnanç
  1. 1.
    +6 -5
    evet beyler dün hesabım silik yedi.Ortada hiçbir gib yokken hemde.

    (bkz: kur an ve çelişkileri vol 2)

    (bkz: kur an ve çelişkileri vol1)

    yeni konumuz kuran kimin sözü?

    Hud-1

    Elif lâm râ kitâbun uhkimet âyâtuhu summe fussılet min ledun hakîmin habîr(habîrin).

    Diyanet Vakfi: Elif. Lâm. Râ. (Bu sana indirilen), hikmet sahibi (ve) her şeyden haberdar olan (Allah) tarafından âyetleri sağlamlaştırılmış, sonra da açıklanmış bir kitaptır.

    Hud-2

    Ellâ ta’budû illâllâh(illâllâhe), innenî lekum minhu nezîrun ve beşîr(beşîrun).

    Diyanet Vakfi: (De ki: Bu Kitap) «Allah'tan başkasına ibadet etmemeniz için (indirildi). Şüphesiz ki ben, onun tarafından size (gönderilmiş) bir uyarıcı ve müjdeleyiciyim.

    evet buradaki DE Ki bağlacını görüyorsunuz gelin birde bakalım arapçasında de k bağlacı geçiyor mu ?

    1. ellâ (en lâ) ta'budû : kul olmamanız
    2. illâ allâhe : Allah'tan başkası
    3. inne-nî : muhakkak ben
    4. lekum : size, sizin için
    5. min-hu : ondan
    6. nezîrun : bir uyarıcı
    7. ve beşîrun : ve bir müjdeleyici

    Hani nerede kul(de ki) kelimesi yoksa diyanet allahı mı düzeltiyor amk??

    bakın bu ayetlerde diyanetin çevirdiği gibi olsa bir aksilik yok ama de ki bağlacının koyulmaması(unutulması) bu kitabın muhafazidin yazması olduğunun kanıtlarındandır.

    Şura-9,10,11

    Emittehazû min dûnihî evliyâe, fallâhu huvel velîyyu ve huve yuhyîl mevtâ ve huve alâ kulli şey’in kadîr(kadîrun).

    • **Ve mahteleftum fîhi min şey’in fe hukmuhû ilallâh(ilallâhi), zâlikumullâhu rabbî aleyhi tevekkeltu ve ileyhi unîb(unîbu).***

    Fâtırus semâvâti vel ard(ardı), ceale lekum min enfugibum ezvâcen ve minel en’âmi ezvâcâ(ezvâcen), yezreukum fîh(fîhi), leyse ke mislihî şey’un, ve huves semîul basîr(basîru).

    Diyanet Vakfi: Yoksa onlar Allah'tan başka dostlar mı edindiler? Halbuki dost yalnız Allah'tır. O ölüleri diriltir, her şeye kadirdir.

    • **Diyanet Vakfi: Ayrılığa düştüğünüz herhangi bir şeyde hüküm vermek, Allah'a mahsustur. işte, bu Allah, benim Rabbimdir. O'na dayandım ve O'na yönelirim.***

    Diyanet Vakfi: O, gökleri ve yeri yoktan yaratandır. Size kendinizden eşler, hayvanlardan da (kendilerine) eşler yaratmıştır. Bu suretle çoğalmanızı sağlamıştır. O'nun benzeri hiçbir şey yoktur. O işitendir, görendir.

    evet yine de ki konulmadan yazılan ayet.

    Mumin-1,56

    Burada anlatılanların hiçbirinde ne çeviride nede gerçek halinde kul(de ki) kelimesi geçmez. 56 dan sonra geçmiş olabilir bakmadım.ama olmasıda birşey ifade etmez.

    Zariyat 1-51

    Allah ile beraber başka bir tanrı edinmeyin. Zira ben size O'nun tarafından gönderilmiş açık bir uyarıcıyım(51)

    51'e kadar yine bakılmıştır.ve yine de ki kalıbı geçememektedir.

    Ve bunun gibi 2-3 ayet daha.

    Her yere De ki kalıbını koyan muhafazid buralarda neden koymadı acaba?bence unuttu.

    Bunun gibi ayetlerde "De ki" kalıbının olmayışı kur'anı muhafazidin yazdığının göstergesidir.

    Bir çok "De ki" geçmeyen ayette de diyanet vakfı bunu araya sokmak istemiştir.

    hakka 40

    إِنَّهُ لَقَوْلُ رَسُولٍ كَرِيمٍ

    innehu le kavlu resûlun kerîmin.

    1. inne-hu : muhakkak ki o
    2. le : elbette, gerçekten
    3. kavlu : söz
    4. resûlin : resûl, elçi
    5. kerîmin : kerim, şerefli

    Diyanet işleri (eski): (38-40) Görebildikleriniz ve göremedikleriniz üzerine yemin ederim ki, Kuran şerefli bir elçinin getirdiği sözdür.

    Diyanet Vakfi: Hiç şüphesiz o (Kur'an), çok şerefli bir elçinin sözüdür.

    Edip Yüksel: Ki bu şerefli bir elçinin (getirdiği) sözdür.

    evet bu ayeti tek doğur çeviren diyanet vakfı.Edip yükseli severim ama bu yaptığı tam bir dolandırıcılık.getirdiği kelimesi nerede geçiyorda sen bunu ekliyorsun.bundan önceki ve sonraki ayetlerede bakabilirsiniz.getirdiği kelimesini bulamazsınız.

    Fatiha/ 5-7. (Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil.

    Görüldüğü gibi ayette Allah’a sesleniş, Allah’a yakarış vardır. Dolayısıyla ayette seslenen Allah değil, insandır. Ama “Deyin ki” sözcüğü olmadığından Allah kendisine dua etmiş gibidir. Hadi diyelim ki Fatiha Kur’an’ın açılış suresidir, bir önsöz gibidir, o nedenle “deyin ki” denmesine gerek duyulmamıştır. Peki ya diğer ayetlerdeki ekgibler? Şimdi de aşağıdaki ayetlerde hitap edenin kim olduğunu görelim

    Örneğin Zuhruf-11'te;
    "O, suyu gökten bir ölçüye göre indirir. Biz onunla ölü memleketi diriltiriz" ayetini ele alalım:
    Burada "O" Allah ise, "Biz" kimdir?
    ”Biz”, melekler adına konuşan Cebrail'den başkası olamaz. Ama görüldüğü gibi meleğin konuştuğuna dair bir belirteç yoktur.

    son 2 si alıntıdır.

    evet kuranın da bu sitede insan sözü olmasının imkansız olduğunu söyler.müslümanlarda böyle düşünür ama ayetler öyle göstermez.

    http://www.sorularlaislam...e-nasil-ispat-edilir.html

    son olarak:ANANIZIgibERiM MODLAR HESABIM NEDEN SiLiK YEDi.
    ···
  1. 2.
    +2 -1
    sövmeye geldim

    rezerved
    ···
  2. 3.
    0
    Ana bacıya girmeden saygı çerçevesinde sövecem Rez
    ···
  3. 4.
    +1 -1
    Yobaz binler okumasın anlamaz
    ···
  4. 5.
    0
    hadi lan orda o anlamda denmemiş desenizde şimdi
    ···
  5. 6.
    0
    haklısın kitabı kendi yazmıştır gelmiş geçmiş en zeki insandır ya da başka komplo teorileri var işin içinde ama kesinlikle ilahi güç olarak adlandırdığımız bir şey yok bir güç var ama ilahi değil anlamışsındır
    ···
  6. 7.
    0
    Bu arada hicret dediğiniz şey muhafazidin mekkeden medineye kaçmasıdır. adamın kaçmasını bile ilahlaştırmayın
    ···
  7. 8.
    0
    bunda bi tak yok dostum kusura bakma boş kafa şişirmişin ama al bundan yürü"Nasih Ve Mensuh " bomba budur
    ···
    1. 1.
      0
      Kuranın allah sözü olduğuna inananlar müslümandır. bunda nasıl bir tak yok. muhafazidin yaptığı hatalar onun yazdığını açık ediyor.

      Nesh olayınada gelicem. allah fikir değiltirişmesi filan biliyorum olayları
      ···
  8. 9.
    0
    bazı yerlere de ki koymamasının sebebi unutma değil kastidir bence. kendi açısından daha sanatsal durduğu için öyle yapmıştır. diyanetin parantez manası vermesi de yanlış aslında. olduğu gibi çevirmesi lazım. kuran ve meal aynı vurguyu yapamıyor malesef. biz türküz türkçe ile büyüdük bu kuran bize yönelik bi hitap değil bundan mı sorumlu olacağız yazık
    ···
    1. 1.
      0
      Kasıt olsa çoğu yerde olmaz mıydı panpa?bu apaçık unutmak bence. heryere 'de ki'koyan adam bence unuttu
      ···
    2. 2.
      0
      bunu tefsircilere sorsan sana birsürü cevap üretirler orda kul dememesinin sebebi arapçanın özelliği derler. yani kul(de ki) demese bile orda o mananın olduğu bilinir araplar tarafından. böyle bi açıklama yapabilirler. bi tefsire bakayım neler söylemiş müfessirler merak ettim
      ···
    3. 3.
      +1
      tefsire bakmadan aklıma geldi. yatsı namazlarından sonra okunan bakaranın son ayetlerine bak orada dua sözleri var. de ki veya şöyle dua ediniz dememiş direk dua etmiş. onu okuyan muhafazid dönemindeki insanlar şöyle dua ediniz manasını zaten çıkarır.
      parantezle söylenmeyen ama anlaşılan mana belirtilmiş
      Allah bir kimseyi ancak gücünün yettiği şeyle yükümlü kılar. Onun kazandığı iyilik kendi yararına, kötülük de kendi zararınadır. (Şöyle diyerek dua ediniz): "Ey Rabbimiz! Unutur, ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma! Ey Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme! Bizi affet, bizi bağışla, bize acı! Sen bizim Mevlâmızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et."
      ···
    4. diğerleri 1