kuzenimin amını götünü siktim

anlatıyorum beyler toplaşın

kuzenimle bebekliğimizden beri her yaz tatilinde, sömestr tatillerinde beraber tatil yapardık, adeta beraber büyüdük. ancak geçen yıllar bizde kardeşlik değil cinsellik dürtülerini geliştiriyordu. denize girdiğimizde kaydırmaca adı altında bacak sürtmeler, öpücük alma adı altında dudak kıyısından öpmeler, gece diskoya giderken eşlik etme bahanesiyle beraber gidip beden bedene dans etmeler ile yıllar geçti.

benden 3 yaş küçük kız kuzenim üniversite kaydı yaptırmak için bu yaz istanbul'a gelecekti. bende kalmak için izin istedi. evim de 1+1, yatak odası dışında ancak çekyatta kalabilirdi. buna razı olacaksa gelmesini söyledim.

istanbul'a akşamüstü geldi, ben de işten biraz erken çıktım ve havaalanından gamze'yi aldım. ilk kez bulunduğumuz ilde gamze'nin anne babası bulunmuyordu ve bunun verdiği rahatlık ona net bir biçimde yansımıştı. selamlaşırken elimi saniyelerce tutuyordu, sarılması özlem ve şehvet doluydu. yoldan aç geldiği için manzaralı bir restoranda yemeğe gittik, basit bir beyoğlu, beşiktaş, sahil yolu turu atarak şehri gezdik.

ben gamze'ye "seni şuraya da zütüreyim, buraya da zütüreyim" dedikçe türlü bahanelerle eve gitmenin yolunu açıyordu. yol yorgunuyum, yarın gündüz gözüyle gezeriz, evde bir şeyler içer laflarız gibi sözler ile ikimizin de yıllardır aklında olan ortamı yaratabilmemiz için zemin oluşturuyordu. dişinin davet mekanizması işliyordu

arabayla eve dönerken yaptığım her basit espride dahi gülücükler saçıyor ve bahaneyle vitese uzanan sağ kolumu okşuyordu. bir süre sonra kemeri çıkardı ve belini sola çevirerek beni izler vaziyette oturmaya başladı yolcu koltuğunda. beni cesaretlendirmek için elinden geleni yapıyordu sanki; ancak kamyon altına girmemiz an meselesiydi. beton gibi olmuştu benimki.

yol aydınlatmaları üzerimize vurdukça gölge oyunları oluşuyor, kalkmış gibim kendini çok net ele veriyordu. bir yandan sağ kolumu tutan, samimi dokunuşlar görüntüsü vererek okşayan Gamze, yanlışlıkla dokunmuşçasına eliyle gibimin ucuna çarptı ve kıkırdamaya başladı. eli hala kolumdaydı ve "afedersin" dedi. gülüyordu hala. "rahatsız oluyorsan önüme döneyim" dedi

bu cümle çok kritikti. ürpermiş veya rahatsız olmuş olabilirdi. benden cesaret bulmaya çalışıyor olabilirdi. ne de olsa yasak bir etkilenmenin ürünüydü ilişkimiz ve yasakları delmek güven gerektiriyordu.

vücuduma taşaklarımdan öyle fazla testosteron yayılıyordu ki, fazla temkinli davranmayı başaramadım.

"evet biraz rahatsız oldum" dedim. "kot beni fazla sıkıştırmaya başladı". bunu der demez kotumun fermuarını açtım.

tam bir gerizekalılıktı. sanki gamze bir huurydu da her fermuarını açana anında verecekti. fermuarı açara açmaz "eve kadar sabret, rahat bir şeyler giyersin" dedi ve direk önüne döndü, kemerini bağladı. tükürdüğünü yalama ve pişmanlık hisleri içinde gardım düşmüş vaziyette fermuarımı geri çektim ve kendime yalnızca şoför misyonu yükleyerek arabayı sürdüm

@24 ahahah senden öğrendim anlatım tekniğini pampa

eve geldik, yorgun musun, kahve alır mısın diye sordum. çok çekingendim. her şey olabilirdi, gamze'yle gibişemesem bile onu kaybetmeyi asla istemezdim. çok büyük bir çam devirmiş olabilirdim.

aslında yorgun değilim, ancak kahve iyi gider, dedi gamze. kahve hazırlamaya koyuldum. kahveleri getirdiğimde kumandaların yerini gösterdim ve üstümü değiştirmek için izin istedim

gerçekten de gamze'nin dediği gibi eşofman giymiştim. garip bir savunma pgibolojisiydi, sanki arabada hiçbir cinsel arzum yokmuş da sadece gibim rahatsızlanmış havası vermeye çalışır gibiydim. konunun üstünü örtmeye çalışıyordum.

döndüğümde tv'nin karşısındaki üçlü koltukta oturuyor, kahvesini içiyordu. açmamıştı televizyonu. ben de o koltuğa araya 1 metreye yakın mesafe koyarak oturdum.

ben oturunca beni süzdü, televizyonu açışımı izledi ve tuvalet ihtiyacı olduğunu söyleyerek kalkıp gitti. tuvaletini falan yapmamıştı, 1 dakikadan kısa süre içinde geri döndü. kahve fincanını sehpanın ucundan alarak ayağımı uzattığım yere yakın bir noktaya koydu ve yanıma oturdu. otururken kalçası kalçama sürtmüştü ve oturduğunda temas ediyorduk.

heyecanlanıyordum...

ses kontrol 1-2-3

uyudunuz mu?

bana temas ederek oturması inanılmaz şekilde heyecanlandırıyordu beni, ancak cesaretimi toplayamıyordum. gibimin kalkmaması için national geographic'te hurdacıdan araba toplayan binlere odaklanmaya çalışıyordum. fakat gamze beni zorlamaya kararlıydı...

sehpaya uzanarak kahvesini alıyor, bir yudum alıp geri bırakıyordu. iri göğüslerinin oluşturduğu çatalı dakikada 2-3 kez gözlerimin önüne seriyordu

ben televizyona adeta kitlenmiştim. gibimin kalkmaması için üstün çaba sarf ediyordum. gamze döndü ve "kahve çok güzel olmuş, teşekkür ederim" dedi. "yanında biraz çikolata alacağım, ağzımın acısını alsın" dedi ve sehpadan bir parça çikolata aldı. yarısını ısırdı, "senin de ağzın acımıştır" diyerek diğer yarısını ağzıma uzattı. açık mavi ojeli uzun tırnağını çikolatayı ağzıma koyarken özellikle dilime değdirdi ve elini çekti. gülümsüyordu.

dayanabileceğim sınır birden geçmişti ve gibim pompayla hava basılmışçasına kalktı. eşofman gibime hiçbir şekilde engel olamıyordu... yüzümü eğmiş gamze'ye çaktırmadan bakışlar atıyordum, artık kendimi kontrol etmek istemiyordum. koltukta öne doğru hafif kaykıldım, sol elimde kahve fincanını tutarken sağ elimi gamze'nin elinin üstüne koydum. gamze ise elini hiç oynatmadı, diğer eliyle kumandayı aldı ve televizyonu kapattı.

gamze gibimin kalktığını görmüştü. bana döndü ve "ikinci defadır sana rahatsızlık veriyorum" dedi, sol elini elimin altından kaydırarak gibimin çevresine getirdi. ben de tam o esnada "ikinci defadır değil, yıllardır bu rahatsızlığı duyuyorum" dedim ve dudağıyla yanağının kesiştiği köşeden öptüm.

@55 güldüm pampa, dur da yazmaya devam edeyim

gamze de "biraz rahatlamanın zamanı geldi öyleyse, ne dersin?" diyerek dudaklarıma yapıştı, sol elini eşofmanın içinden gibime daldırdı...

gerisi çok müstehcen beyler, devam edeyim mi?

özet: dıbını zütünü gibtim (züt gibişine geçiş kısmı efsanedir)

tamam amk tüm detaylarıyla gibiş faslını da anlatıyorum. gamzenin üzerinde kot ve straplez vardı, saçı ise düz ve at kuyruğuydu. yoldan geldiği için standart bir kıyafet içerisindeydi.

elini gibime attıktan birkaç saniye sonra ayağa kalktı ve eşofmanıma asılarak donumla birlikte çıkardı. kendisi tamamen giyinik olarak sehpayla bacaklarımın arasına oturdu ve ağzına almaya başladı. ağzına alırken gözlerini gözlerimden bir an dahi ayırmıyordu. bu kadar özgüvenli ve kararlı olması hem hoşuma gidiyor, hem zevkimi katlıyordu. o da yıllarca bana sıcak duygular beslemişti, ancak bu denli cinsel açlık barındırdığını bilmiyordum.

at kuyruğu beni hep etkileyen bir modeldir, gözlerini dikmiş ileri geri ağzına alırken iyice aşka geldim ve kafasını iki yanından tutup bastırmaya başladım. ben sertleştikçe olumlu tepki veriyordu. ağza alma konusunda fazla iyi sayılmazdı, ancak sert ve şehvetli hareketlerim onu azdırıyordu.

kollarından tutup kaldırdım, kucağıma oturttum, straplez bluzunu sıyırıp attım ve kotun düğmelerini çözmeye başladım. karşımda kuzenim aşkla, şehvetle, memeleriyle oturuyordu. iyice aşka gelerek onu belinden kavradım, kanepeye yatırdım ve kotunu çıkardım. incecik açık renk çorabını çıkarmadım.