köylü kezbanı büyüleyip siktim anlatıyorum

Beyler size baştan uydurma olduğunu bildirerek bir hikaye anlatacağım. Güzel bir hikaye okuyup keyif almak isteyenler okur.

Hızlı ve kısa yazacağım entryleri

Bundan iki yıl öncesiydi. Yazın annemlerle beraber her sene olduğu gibi köye gitmiştik. Bizim köyde Amasya'nın bir köyü adını verip fişlenmeye lüzum yok. Bu arada beyler hikaye uydurma ama karakterler gerçek ve sadece benim hayalim.

Ve ilerde gerçekten gerçekleştirme hayalim var bu hikaye planımın taslağa dökümü gibi olacak.

Neyse köye gittik. 10 ay boyunca kapalı kalan evde haliyle toz, örümcek falan olur. Annem ve babam hararetle evi temizlemeye gittiler. Ben de bu arada Mehmet abilere gittim. Mehmet abilerin ev köyün hemen ortasındadır ve köye gelen herkesin ilk uğradığı yer sayılır çok misafirperverler.

Mehmet abininde bir yıl önce babası izmir'de trafik kazasında öldü üç kardeşler. Gerçekten çok üzücü bir durumdu ben de severdim Hüseyin amcayı. Çok ani bir ölüm oldu ve tabii ki çocuklar ve anneleri gerçekten çok üzüldüler. Ben köyde bir on beş gün kadar kalıp üniversite okuduğum istanbula geri dönecektim sonra.

@8 yaparsam da sana söylemem amk.

Neyse işte Mehmet abi ve anneleri Safiye teyze beni her şeye rağmen güler yüzle karşıladılar çay ve köy yumurtası falan yaptılar ve Mehmet abiyle muhabbete başladık. Mehmet abi 25 yaşında askerliğini falan yapmış, ilçe merkezinde bir fabrikada çalışıyor ama aile gerçekten gariban panpalar.

Ellerindeki tek şey köyde yetiştirdikleri sebzeler tavuklar ve yumurtaları bir de Mehmet abinin fabrikadan aldığı asgari ücret. Mehmet abinin bir küçüğü kezbandı. Kezban da 21 yaşında ve kendi halinde bir köylü kızıydı. Tamamen içine kapanmıştı. Eve falan biri gelince utanır içeri kaçardı öyle asosyal olmuş.Ama benim gözüme hep farklı görünmüştü bu kezban.

Aslında yüzündeki hep hüzünlü duran ifade ve üstündeki perişan elbiseler akla getirilmese yani maddi ve manevi kötü unsurlar ortadan kaldırılsa aşırı taş bir parçaydı ama kader onu bu hale getirmişti. O yıl köyde tekrar öyle görünce onu kışın fantazi kurup kurup osbir çektiğim Kezban'ın adeta geçen yılı ona katlayarak taşlaştığını fark ettim. Beni görünce içeri geçmedi ama ifadesiz bir yüzle odanın köşesine sinip yere oturdu. Annesi bir şey isteyince hemen yapıyor ve emirlere riayet ediyordu.

safiye abla çay koy Samet abine kızım dedi. (BEN) ve kezban yerdeki çaydanlığı almak için eğildi. Beyler belki mal dersiniz belki zevkine sıçıyım ama o yamalı şalvarı zütünün iki yanağının arasına kaçmıştı. O şekilde iki saniye durmasına rağmen benim f-16 malatyadan uçuşa geçmişti bile. Acayip sexiydi ama ortam onu bitiriyordu. Terar Kezban için üzüldüm ve göğüslerini kesmeye başladım.

Kız harbi taştı göğüs uçları da elbisenin üzerinden hafif belli oluyordu. Büyük ihtimal sutyen almaya paraları yoktu ve elbisesinin içine bir kumaş parçası falan koymuştu. Görüntü öyleydi. Biraz Mehmet abiyle muhabbet edip ve düşünce gücüyle gibimi indirip kalktım. Yanlış anlaşılmak istemiyordum.

Neyse kalktım eve gittim baktım babamların işi az kalmış ama hala var biraz yardım edip. Hayırlı evlat point toplıyım dedim ve yardıma başladım. iki saat sonra iş bitmiş ev hazırlanmıştı. Bu Kezbanlar da bizim kapı komşumuz oluyorlardı bir bakıma tam sayılmasa da. Dediğim gibi acayip misafirperver bir aileydi. Tüm yokluğu rağmen Kezban bizim kapıya elinde bir sürahi ayranla geldi ve yorulmuşsunuzdur deyip anneme verdi yaz olduğu için biraz açık giyinmişti. Sürahiyi verirken çatalı göründü ve benim baktığımı görünce beş saniye kadar göz göze geldik. Annemin geç yavrum içeri otur biraz talebine karşılık arkasını dönüp uzaklaştı çok utangaçtı gerçekten.

O gün akşama kadar köy gençleriyle ve amcaoğullarıyla takıldım. iki gün sonra yani pazar günü ilçede halı saha maçı yapacaklardı ve beni de davet edince hemen kabul ettim sonuçta mehmet abide geliyordu ve geçmiş deneyimlerden biliyorum ki maç çıkışı köye dönünce Mehmet abilerin evin önünde durulur çay içilirdi. Ev köyün ortasında olduğu ve onlar misafir sevdiği için.

Günlerim Mehmet abilere gitmek. Gençlerle takılmak ve sigara tüttürmekle geçiyordu. Pazar akşdıbına kadar Kezban'ı sadece bir kez görmüş ve beş posta attırmıştım. Maçta belimin ağrısından adam gibi oynayamadım amk. Köyde başka kızlarda vardı elbette ve ben onları da es geçmeyip alayına yazıyordum.

Neyse işte pazar günü öğlen di akşam maç var ya erkeklerde bi havalar bi havalar rakipte bize yakın bir köy var. Onlar bu yüzden iddia büyük yani ille de galibiyet parolası var muhtar bile maçtan önce bizi çağırıp motive etti. Evde yemek ısmarladı amk. Bu muhtarında bir kızı var ilik gibi ama vücut hatları Kezban'ın eline su dökemez.

Babası daha varlıklı olduğu için elbiseleri düzgündü ve vücudu bakımlıydı artısı buydu ama birde handikapı vardı okumuş eğitimli iki tane abisi vardı Celal ve Rıza abiler. Bu yüzden köyde herkes bu Nilgün'ü düşleyip osbir çeker ama kimse gerçek bir teklifte bulunamazdı.

Bende yemek boyunca bu Nilgün'ü kesip bakış attım resmen bizim amca oğlu Turan abi farketti ve napıyon lan dingil dedi. Rıza abiler fark ederse seni burda kurşuna dizer .Ben de de deli cesareti vardı. Eğilip Turan abinin kulağına kızında gözü düştü abi bana ben de Samet sem bu kızı köyden gitmeden beceririm dedim.

Kız harbi bana bakıyor yarım ağızla gülüyor ve göz falan kırpıyordu tabii çok gizli Turan abi beni çok uyardı ama ben onu pek takmadım. Kız da abilerinin denetiminden sıkılmıştı anlaşılan neyse yemekler yenildi ve biz kalktık. Muhtar bize başarılar diledi ve evlere dağılıp kıyafetlerimizi hazırladık. iki saat sonra halı sahanın servisi gelip bizi alacaktı.

Saat geldi biz dikilmeye başladık servisin geleceği yerde. Köylüler de bizi uğurlama gelmiş. Kezban bile vardı yani öyle düşünün. Köyün tek eğlencesi buymuş meğer amk. Birden bende bir gösteriş yapma isteği doğdu. Bu maçı kazanıp hava basmalıyım diye düşündüm kendi kendime ve kararı verdim gerekirse zütümü yırtıp maçı aldıracaktım bizim köye.