1. 17.
    0
    tüm kürtlerin dıbına koyim konu kilit
    ···
  2. 16.
    0
    @6789 şukuladım adamlar haklılar
    ···
  3. 15.
    0
    ccc ne mutlu türküm diyene ccc
    ···
  4. 14.
    0
    ccc ne mutlu türküm diyene ccc
    ···
  5. 13.
    0
    ccc ne mutlu türküm diyene ccc
    ···
  6. 12.
    0
    şuku var dediler geldim

    hepniz haklsınız hadin yağsun şükelatlar eheh
    ···
  7. 11.
    0
    @1 @2 @3 şuku hakkınız
    ···
  8. 10.
    0
    ccc ne mutlu türküm diyene ccc
    ···
  9. 9.
    0
    @1-2-3-4-5 hepinize şuku amk
    dıbınakodum şerefsizlerine devlet çocuk parası veriyor vergi almıyor elektrik su gibi masrafların büyük bir bölümünü tahsil etmiyor ancak yine de terörist oluyor huur çocukları geberip gitsinler
    d.n. : sözüm dağdaki ve dağa çıkma potansiyeli olan, sempatizanlara
    ···
  10. 8.
    0
    @5 haklı türk olmak suç oldu ülkede amk
    ···
  11. 7.
    0
    @1 önce hiddetlendim sonra verdim şükunu güzel kardeşim.
    ···
  12. 6.
    0
    yarrraaamı alın siz öğretmenmiş zütverenler polise tokat atın ekmek yediğiniz kaba sıçın altında yaşadğınız bayrağa ihanet edin sonra öğretmen isteyin.lan size ekmek verene şükredin amk !!
    ···
  13. 5.
    0
    @1 @3 @4 adamlar çok haklı beyler şukladım

    biz türkler artık 2. sınıf muamele görüyoruz
    gibicem o tayyoşu da bunu başlatan şeyh saiddide
    destek olan ingilizleride huur çocukları
    ···
  14. 4.
    0
    haksızmıyım lan
    ···
  15. 3.
    0
    Diyarbakır - 45
    Tunceli - 24
    Mardin - 17

    Not : huur Çocukları
    ···
  16. 2.
    +9 -2
    hep doğu amk kürtleri
    ayriyetten bu videoyu da izleyin
    http://inci.ca/ufohpgb9vy
    ···
  17. 1.
    +42 -5
    kürtlere okul yapın ögretmen verin diyen bin gel buraya
    al bunu oku pekekent

    http://www.meb.gov.tr/bel...ehitogretmenler/index.asp
    geberin sefillikten

    bunu da izleyin içi sızlamayaının içini gibeyim

    http://www.dailymotion.co...n-linc-edilmesi_lifestyle

    laf etmek istemiyorum ama ettiriyorlar illa yok okullarda kürtçe öğretilsin yok istiklal marşı kaldırılsın ulan polise tokat attınız daha napıcaksınız lan

    Benim dilimi konuşmayana, benim marşımı söylemeyene ekmek vereni gibsinler.
    Öldürdüğünüz askerlerin anaları babalarının çektiği acı?
    Bekleyen sevgilileri nişanlıları karıları?
    Ya varsa çocukları?
    ulan kim verecek bunların hesabını


    şu boğaz harbi nedir? var mı ki dünyada eşi?

    en kesif orduların yükleniyor dördü beşi,

    -tepeden yol bularak geçmek için marmara’ya

    kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya,

    ne hayasızca tahaşşüd ki ufuklar kapalı!

    nerde-gösterdiği vahşetle “bu: bir avrupalı”

    dedirir-yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi

    varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yahut kafesi!

    eski dünya, yeni dünya bütün akvam-ı beşer

    kaynıyor kum gibi, mahşer mi, hakikat mahşer.

    yedi iklimi cihanın duruyor karşında,

    osrtralya’yla beraber bakıyorsun ; kanada!

    çehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk.

    sade bir hadise var ortada : vahşetler denk.

    kimi hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne bela...

    hani tauna da zuldür bu rezil istila...

    ah o yirminci asır yok mu, o mahluk-i asil,

    ne kadar gözdesi mevcut ise hakkiyle sefil,

    kustu mehmetçiğin aylarca durup karşısına;

    döktü karnındaki esrarı hayasızcasına,

    maske yırtılmasa hala bize affetti o yüz ...

    medeniyet denilen kahbe, hakikat yüzsüz.

    sonra mel’undaki tahribe müvekkel esbab,

    öyle müthiş ki: eder her biri bir mülkü harab.

    öteden saikalar parçalıyor afakı;

    beriden zelzeleler kaldırıyor a’makı;

    bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;

    sönüyor göğsünün üstünde o aslan neferin.

    yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,

    atılan her lağımın yaktığı: yüzlerce adam.

    ölüm indirmede gökler, ölü püskürtme de yer

    o ne müthiş tipidir: savrulur enkaaz-ı beşer...

    kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,

    boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak.

    saçıyor zırha bürünmüş de namerd eller,

    yıldırım yaylımı tufanlar, alevden seller.

    veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,

    sürü halinde gezerken sayısız tayyare.

    top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...

    kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!

    ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;

    alınır kal’a mı göğsündeki kat kat iman?

    hangi kuvvet onu, başa, edecek kahrına ram?

    çünkü te’sis-i ilahi o metin istihkam.

    sarılır, indirilir mevki’-i müstahkemler,

    beşerin azmini tevkif edemez sun’-i beşer;

    bir göğüslerse huda’nın edebi serhaddi;

    “o benim sun’-i bediim, onu çiğnetme” dedi.

    asım’ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek:

    i̇şte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek.

    şuheda gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...

    o, rukü olmasa, dünyaya eğilmez başlar,

    vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,

    bir hilal uğruna, ya rab, ne güneşler batıyor!

    ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!

    gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.

    ne büyüksün ki, kanın kurtarıyor tevhid’i...

    bedr’in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi.

    sana dar gelmeyecek makber’i kimler kazsın?

    “gömelim gel seni tarihe”desem, sığmazsın.

    herc ü merc ettiğin edvara da yetmez o kitab...

    seni ancak ebediyetler eder istiab.

    “bu, taşındır” diyerek ka’be’yi diksem başına;

    ruhumun vayhini duysam da geçirsem taşına;

    sonra gök kubbeyi alsam da, rida namıyle;

    kanayan lahdine çeksem bütün ecramıyle;

    mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan;

    yedi kandilli süreyya’yı uzatsan oradan;

    sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına;

    uzanırken, gece mehtabı getirsem yanına,

    türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;

    gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem;

    tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...

    yine bir şey yapabildim diyemem hatırına.

    sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,

    şarkın en sevgili sultanını salahaddin’i,

    kılıç arslan gibi iclaline ettin hayran...

    sen ki, i̇slam’ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,

    o demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;

    sen ki, ruhunla beraber gezer ecramı adın;

    sen ki, a’sara gömülsen taşacaksın... heyhat,

    sana gelmez bu ufukalar, seni almaz bu cihat...

    ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,

    sana ağuşunu açmış duruyor peygamber
    Tümünü Göster
    ···