1. 1.
    0
    bundan tam 18 yıl önceydi. kendime kırmızı bir klavye almak istiyordum. o zamanlar böyle bir klavyenin olabileceğini kendi kendime inandırmıştım ve yanıma biriktirdiğim paramın tamamı olan 10 milyon lirayı alarak evden klavyemi aramaya çıktım.
    ···
  2. 2.
    0
    o gün yağmur yağıyordu ve ben herhangi bir araca binmeyecektim. çünkü 150 bin liram olmadığı için klavyeyi bulup alamamayı göze alamazdım. bence kırmızı bir klavye tam tdıbına 10 milyon lira olmalıydı.
    ···
  3. 3.
    0
    evden artık çıkmıştım. yaklaşık 4291 metre yürüdükten sonra çarşıya varmıştım. yaşadığım ilçe oldukça küçüktü. hepi topu yaklaşık 27 tane dükkan vardı.
    ···
  4. 4.
    0
    ve bunların içinde malesef elektronik eşya satan dükkan yoktu. ama ben kararlıydım bulacaktım. ilk önce kasaba uğradım.
    ···
  5. 5.
    0
    kasaba selamın aleyküm dedim. kasapda ve aleyküm selam dedi. bıyıklı kısa ve hafif tombuldu. kulaklarını görememiştim. ama bu beni klavyemi aramaktan vazgeçirmedi ve şöyle sordum.
    ···
  6. 6.
    0
    - dayı sende kırmızı klavye var mı?
    - yok yegen bizde o çeşit.
    - nerde bulabilirim peki?
    - valla yegen 40 yıllık kasabım böyle kase görmedim.
    - iyi günler dayıcım.
    ···
  7. 7.
    0
    ve kasaptan ayrıldım. aslında niye böyle dedi ileri ki zamanlarda da anlayamayacaktım. ve artık kasap benim için bitmişti. ardından berber e uğradım. bizim ilçemizde 3 tane berber vardı fakat ben ilk olarak kızıl sakal erkek kuaför salonuna uğrayacaktım çünkü orası küçüktü. bence küçükten başlamak iyidir.
    ···
  8. 8.
    0
    berbere girdim ve sobaya yakın olan sandalyeye oturdum. yağmur ve rüzgardan dolayı epey üşümüştüm. dükkanda benden başka 1 usta 1 kalfa bir çırak ve 2 tane tıraş olan insan vardı. çırak müşterilerin arasındaydı.
    ···
  9. 9.
    0
    berberlerin eline ve müşterilerin kafalarına bakıyordu. sanki sevgilisini izler gibi izliyordu. belliydi bu çocuk çok büyük bir berber olacaktı. bir müşterinin tıraşı bittikten sonra çırak bir fırçayla adamın gömleğini kıllardan arındırmaya çalıştı ve saatler olsun dedi. ve adam bunun üzerine çırağa göremediğim bir miktarda bozuk para verdi. çözememiştim.
    ···
  10. 10.
    0
    adam dünkandan çıkarken hayırlı işler dedi ve uzaklaştı. belki de bir daha asla göremeyecektim onu. ve kalfa buyur abi diyerek sandalyeyi gösterdi. ayıp olmasın diye oturdum. gizlice soracaktım kırmızı klavye satıp satmadıklarını. belki de kırmızı klavye gizlice satılıyordu. belki de kasap bunu demek istemişti. sandalyeye oturdum. oldukça rahattı.
    ···
  11. 11.
    0
    yok galiba nese devam.

    üzerime sigaradan dolayı ufak bir delik oluşmuş örtü koydu. kırmızı rengindeydi bu beni biraz olsun umutlandırdı. ve berber şöyle sordu.
    - Nasıl yapalım abi?
    - ...
    ···
  12. 12.
    0
    cevap veremedim. çünkü klavye nasıl yapılır bilmiyordum. ama sonra farkına vardım adam saçımı soruyormuş. bunu da parmaklarıyla saçlarımın arasında dolaştırmasından anlıyordum. ve tekrar sordu.

    - abi saç diyorum nasıl olsun?
    ···
  13. 13.
    0
    ben bunu farketmiştim ama adam benim buna cevap vermeme fırsat vermeden sordu. buna çok üzülmüştüm ve gizlice laf arasında soracağım soruyu kendime hakim olamadığım için alenen sordum.

    - sizde kırmızı klavye var mı?
    -...
    ···
  14. 14.
    0
    o da benim gibi oldu cevap veremedi. daha sonra tekrar sordum.

    - ben buraya tıraş olmaya gelmedim. kırmızı klavye olup olmadığını sormaya geldim dedim.

    yine cevap veremedi. ve tekrar sordum.

    - eğer sizde yoksa nerde bulabilirim? lütfen bu benim için çok önemli.
    ···
  15. 15.
    0
    usta yandan tıraşını yaparken seslendi.

    - lan sigdir git amuğa goim senle mi uğraşcaz?
    - ...

    ben yine cevap veremedim ve gözümden bir damla yaşla berberden ayrılıp manava gitmeye karar verdim.
    ···
  16. 16.
    0
    berberin bu sözleri beni derinden etkilemişti. ben sadece kırmızı klavye istiyordum kötü bir niyetim yoktu. ama anladım ki bu kırmızı klavyeyi ulu orta yerde söylemeliydim. bunları manava giderken düşündüm ve kesinlikle uyguluyacaktım. sinirlenmeyecektim. kendime hakim olacaktım. yağmur hafiflemişti suratıma çarparken artık rahatsız etmiyordu.
    ···
  17. 17.
    0
    arabaların egsozundan çıkan duman artık daha güzel gelmeye başlamıştı. içimde bir umut vardı. manav bu kırmızı klavyeyi ya verecekti ya da bulmamda büyük bir yardımı dokunacaktı. berberle manavın arası biraz uzaktı. ama bu ilk önce manava gitmeme engel değildi. artık manav gözüküyordu. ve yaklaşık 89 metre yürüdükten sonra manavın önüne gelmiştim. bu sefer manava merhaba dedim.
    ···
  18. 18.
    0
    o da bana merhaba dedi. ve hoşgeldin abi ne veriyim dedi. bunun üzerine ben çok mutlu oldum. çünkü birşey vereceğini bilmişti ama bunu farkettirmemeye çalıştım. çünkü gizlice söyleyecektim. ve fısldayarak.

    - şöyle bi içeri geçebilir miyiz?
    - tamam abi de bütün meyveler sebzeler burada.
    ···
  19. 19.
    0
    adam biraz korkmuştu. anladım ki bu kırmızı klavye kesinlikle gizli satılan birşeydi ve adam sanki kırmızı klavyesi yokmuş gibi davranıyordu. sonra tekrar sağıma soluma bakarak ve fısıldıyarak.

    - ben biliyorum içeri geçersek daha rahat konuşabiliriz.
    - peki abi...
    ···
  20. 20.
    0
    içeri girdik içerisi daha çok lahana kokuyordu sanki. etrafa biraz göz attıktan sonra adama şöyle sordum.

    - ben birşey arıyorum ve bunun bu ilçede pek de normal karşılandığını sanmıyorum. etraftanda kimsenin duymaması için içeri girelim dedim.
    ···