32 yaşında adamım. evden çıkmam. gelirim yok. sosyal hayatım sıfır. sabah öğle akşam tost yer su içmem.

geçenlerde görücü usulü kız bulmuşlar. 8 aylık sakalımı kestim. istemeye gittik. 32 senenin acısını çıkaracağım günlerin hayalini kurup etrafa gülücükler saçıyordum. tuzlu kahveyi bile içmiştim ki yediğim tostlar alttan alttan bastırmaya başladı.

müsaadenizle deyip tuvalete gittim. kapıyı kilitledim. kıyafetleri attım. misafir evinde hobimdir çamaşır sepetini karıştırmadan duramam. kokulu bir kadın donu ve sütyeni alıp oturdum klozete. koklayıp hem otuzbir çekiyor hem de sıçmaya çalışıyordum.

bi terslik vardı. sıçamıyordum. gireli 5 dakika olmasına rağmen, bağırsaklarımdaki taku dışarı atamıyordum ve biliyordum ki oniki parmak bağırsağıma kadar tak var içerde. 5-10-15 derken 20 dakika sonra biri kapıyı tıklattı. ses edemedim. bi daha tıklattı gitti.

hemen çıkmam lazım derken ıkınma katsayımı arttırdım. sütyen boğazımda külot dişlerimin arasındaydı. soğuk soğuk terlemeye başladım. zütüm yanıyor ama bir parça bile tak çıkmıyordu. derken bayılmışım. bir gürültüyle kendime geldim. ambulans gelmiş ve ev ahalisi kapıyı kırmaya çalışıyordu. ben yerimden hareket edemiyordum.

kırdılar kapıyı. ağzımda külot, boğazımda sütyen ev ahalisine bakıyordum. benden bir açıklama bekliyorlardı ama hareket edecek halim yoktu. bağırsaklarım dolu, zütüm cayır cayır yanıyordu.

sedyeyi içeri soktular. beni tek bir hamleyle sedyeye koydular. kız istemeye gittiğim evin salonundan sedye ile çırılçıplak ve ağzımda külot boğazıma sarılı sütyen ile geçiyordum. bağırsaklarım hareket etmemi bekliyormuş. salondan sedyede geçerken cayır cayır sıçmaya başladım. hem de ne sıçma.

sedye doldu taştı, herkes şaşırdı. taklar hem cıvık hem de katıydı. yediğim kaşarlar öğütülmemiş hala akışkan vaziyette sedyeden halıya doğru süzülüyordu.

hiçbir hareket yapamadan öylece yatıyordum. elim ayağım boşaldı, züt deliğim alevlenmeye başladı.

kız istemeye gittiğim evin salonuna sıçarak veda ettim.