+1
angutyus kardeş,
işim gereği böööyle sistemleri loglar kayıt altına alır takılırım. şirket buna para öder. herkesin her yannanını bildiğim için artık hissizleşmiştim. birisi hariç. ismine seda diyelim amk. bu seda bütün gün patronun asistanlığını yapar, sağı solu arar dururdu. bizim patron kafa adamdır, rahat adamdır. bir gün şirketteyse on gün yoktur dıbına koyim, orda burda yurtdışında gezer sürekli.
bu kız patron yokken haliyle iş yok, can sıkıntısından abidik gubidik sitelere girip çıkıyordu. şimdi baktığında 1.90 boylarında etine dolgun, esmer böööööyle oturaklı bir hatun. tüplü televizyonun ekranını eliyle koysa çatlatır öyle güçlü birisi. iki laf etsen ananı giber yani. neyse bu hatun baktım böööyle bir geçim sıkıntnısı yaşıyor inceden, ailesi il dışında bu bir tane ev arkadaşıyla kalıyor küçükçekmece'de felan. sonra bunun ev arkadaşı taşınıyor yanından. bir başına kalmış ev kirası, kredi kartları zart zurt derken en gibindirik yolu tercih ediyor bunları ödemek için. ruhunda mı var bilemedim ama huurluk yapmak için yol arıyor. sağa sola attığı "reelde kısa görüşmeler yapabilirim" (partner sitesi ilanlarını bilenler bilir eha eha) türü mesajlar atıyordu sağa sola. ben ordaki ilanı farkettim çünkü access blocked diye sürekli bunun makinasından uyarı alıyordum. gönderdiği bazı siteler şirket filtresine takılıyordu.
neyse abi ben bunun msn ini aldım, ilk zamanlar şaşırdı biraz da zütü kalkık bir şekilde pek umursamaz takıldı.
ben bu kıza nasıl yaklaşacağımı hiç bilmiyordum, sonuçta erkek arkadaşı olduğunu duyuyordum sağda solda. bir de patronun elemanı yani ters bir harekette ananı giberler öyle bir durum var. tehlikeli sularda çimiyordum dıbına koyyim.
gel zaman git zaman türlü edebiyat parçalama teknikleriyle kızı kulak memesi kıvdıbına getirdim. ama mevzuyu vuruşa bir türlü getiremedim. arada yaş farkı bile var dıbına koyyim ben o zamanlar 23 kız ise 29 felandı. yaz gecesi gecenin ilerleyen saatlerine kadar har har geyik har har muhabbet boş bir şekilde konuşuyorduk. ama ne olduysa karnıma ağrılar girdi dıbını gibim. dedim bugün dananın kuyruğu kopacak veya anamın dıbını tersten görücem büyük mevzu çıkacak.
saat 4 oldu artık msn de birbirimize sadece "eee?" "eeeeee?" yazıp duruyoruz. dedim muhabbet tıkandı.. "Yatıyorum iyi geceler" yazdım, msn i kapatmadım, uzandım yatağa. baktım hala yazıyor. sallamadım ama gözüme uyku girmiyor bir yandan. sağa dön... sola dön... içimden çocukluktan kalma salak bir huy ile dedim ki "şimdi on a kadar sayıcam eğer çıkmazsa kalkıp durumu izah edicem.. bir.. iki.. beş.. dokuz.. on.."
geçtim bilgisayar başına ama dediğim gibi böööyle mideme yumruk atan atana resmen..
dedim ki "seda, sana anlatmak istediğim bir şey var."
"Dinliyorum" diye cevapladı. Kısaca şirketteki görevimin tanımını yaptım. "biliyorum ne iş yaptığını ;)" diye yazdı. Şu dıbına koduğumun ;) ifadesi daha da cesaretlendirdi beni. Ben de çat çat çat yazdım aga herşeyi. Gördüklerimden, attığı mesajlara kadar tanık olduğum herşeyden bahsettim. "içini biliyorum lan senin" dedim resmen..
Bööyle gardını almış yumruğu yemeyi bekleyen ezik taksör gibi bekledim makina başında.. Birşeyler yazdı sildi.. yazdı... tekrar sildi..
En son durdu durdu durdu veeeee "ben zaten senin sır saklayacağından emin olduğum için bu kadar rahatım canım" dedi..
Sır dediğin gibi karşındakinin hiç bir zaman birileriyle paylaşmayacağından emin olamazsın. Bir taraf elinde sırra sahip olmanın verdiği genişlikle takılırken öteki taraf paranoyak olur. Sonra arıza çıkar.
bunu ima eden kısa bir mesaj yazdım ve sonuna ekledim : "eğer tek taraflı sır saklamak seni rahatsız edecekse, ben de sana bir sırrımı veririm. Sırdaş oluruz" dedim.
"Nedir senin sırrın peki" dedi.
"Seninla yarın akşam buluşacağımdan kimsenin haberi olmasın" dedim.
Tümünü Göster
