lan artık dayanamıycam anlatıyorum amk

nolursa olsun amk.

bundan iki sene önce, öss yeni geçmiş sudan çıkmış balık misali zaar gibi ortalıkta dolandığım vakitler.
ölümüne yalnızım, yapacak bişey bulamıyorum resmen, lisedeki tipleri de sevmezdim görüşmüyodum hiçbiriyle.
bi tane kankam vardı (kız) onunla da çok feci kavga ettik neyse gib gibi kaldım ben.
ne evde durabiliyorum ne dışarı çıkabiliyorum amk.
sıkıntıdan ne yapacağımı şaşırdım ve bi gece geyik olsun zaman geçsin diye bir şey yaptım.

yapmaz olaydım.

bizim bi arkadaşla konuşuyoduk msnden. güredeymiş ailesiyle beraber.
bilen bilir yazlık yerdir güre.
sen de gel lan dedi, dedim iyi amk geliyim yapıcak bişeyim yok zaten.
annemi zar zor ikna ettim babam dünden razı zaten. bütün gün öküz gibi yatmam batıyo adama.
aldım bi kaç giyecek bişey, biraz da para.

bekle beni güre.

beklemez olaydı.

neyse altınoluka vardım. ordan minibüsle güreye geçecem. bindim bi minibüse. şoför yanına oturdum. telefonu kontrol ettim ne mesaj var ne bişey.
gelen kutusunu açtım son 13 mesajım aveadan garanti bankasından şurdan burdan amk.
şoför de bi yandan kafamı gibiyo abi şimdi sizin üniversite ortamları ne güzel olur. vay efendim cıbıl cıbıl karılar.
baştan aşağı mühendislik yazdım haberi yok binin.
bi düşündüm defneye (kavga ettiğim kanka) mesaj atsam mı diye.
dedim sonra olum yalnızlıktan, can sıkıntısından hep bunlar. 2 ay sonra bambaşka şehirdesin. bambaşka hayata başlıyosun koç.

sabret...

vardım güreye. melekhanım diye bi yerde arkadaşın yazlığı. gib gibi yer amk nereye baksan ağaç dağ taş. deniz falan var ama ortamı yok. dört bir yanı emekli öğretmenler sarmış ne karı var ne bişey.
dedim kanka nolcak bu iş? geceleri altınolukta akçayda falan takılırız dedi.
iyi bari dedim. burda ananla okey oynamaya gelmedim amk.
kafamı dağıtmam lazım, düşünmemem lazım.
ailesi de dünyanın en soğuk insanları. niye geldi bu sıfadına sıçtığımın çingeni der gibi bakıyolar.
ben de evde duramıyorum haliyle elemanın kafasına ekşiyorum hadi olum altınoluka gidelim.

tamam olum bekle.
bekleyemem.

keşke bekleseydim...

senem diye bi kız vardı lise 1 de. sonradan bölüm falan seçince başka sınıfa geçmişti. o da oralardaymış. ben pek samimi değildim ama bizim elemanın kankası.
senemi de alalım altınoluka gidelim abi dedi.
alalım abicim.. alalım güzel kardeşim.

hava hafiften kararmış, saat 8 falan, çıktık yola, yürüyelim mi yaa dedi senem.
nereye yürüyon dıbına koyim 7 kilometre yol var lan demeye getirmeden dıbını gibtiğimin herifi atladı hemen "yürüyelim abi yaa".
neyi kanıtlıyosa binin dölü.
iyi dedim anasını satayım. yürüyelim. terden leş gibi olalım da tekmeyle kovsunlar bizi ortamlardan.

başladık yürümeye...
başlamaz olaydık.

beyler yemek molası.

ayraç koyun, gelince devam ederiz.

neyse dıbınakoyim yürüyoruz ama ben muhabbete pek iştirak edemiyorum. istemediğimden değil.
bunların ikisi zaten baya samimi. benim anlamadığım muhabbetler çeviriyolar, ben de çok neşeli bi modda değilim.
huur çocuğu bana takılıyo arada abi hayırdır ya suskunusun bişey mi var? evet yhaa diyo kız.

karı geldi diye herifin mizacı değişti birden, ya da bana öyle gelmiştir. ama kızmadım, normal amk. napsın karıya zütünü dönüp benimle mi uğraşsın.

senem de çok güzel değil ama, hani ben kafa kızımdır, muhabbetim iyidir ayağına erkeklerin arasına dalan tiplerden.
baktım konvers giymiş, yarım saattir yürüyoruz asfaltta. ne kokmuştur o ayaklar arkadaş.

yaklaştık altınoluka, ben hafiften bunlar uyum sağladım, ölü toprağını attım üstümden. kız da bıcır bıcır, gülüyo ediyo falan.

ya yemişim senemi diyorum. istanbula gidicem oğlum ben. öss öncesine ait ne varsa gibtirsin gitsin.

altınoluka vardık...
varmaz olaydık.

beyler en geç 1 saate geliyorum.

vardık altınoluka. it sürüsü gibi doluşmuş insanlar. vay arkadaş ne eğlenceye aç milletmişiz.
sokaklar zaten dar, iki adımı yarım saatte yürüyoruz.
neyse dolaştık biraz, dondurma falan yedik, ben şöyle dıptıs dıptıslı bi yere gitmek istiyorum ama söyleyemiyorum da.
bu utku muallaksi bi uyuzluk çıkarır kesin "abi bırak yaa sahilde içelim yaa" dicek biliyorum.
kız hadi bira alalım dedi gittik aldık bi marketten, gözden uzakça bi yerde içiyoruz.

kız bana alıştı, samimiyeti yakaladık, benim de hoşuma gitti amk. dünyam o kadar küçülmüş ki şu zütü taklu bile ilgi gösterince yavşıyorum dıbınakoyim.
annem aradı bi ara, kalktım biraz öteye gittim açtım konuştum, döndüğümde baktım bizim utku kıza coen kardeşlerden bahsederek ekmek yemeye çalışıyo.
içim acıdı lan çocuğu öyle çabalarken görünce.

neyse hacı, skerim artık hadi olum bi mekana gidelim lan dedim.
şu halimize bak bi de ahmet kaya dinlesek tam olcak amk.
itiraz etmediler, kalktık gidiyoruz.

gitmez olaydık.

gittik bi yere, canlı müzikli falan.
normalde dinlemeyeceğin ne kadar müzik varsa çalıyo herifler, ama oranın değişik bi havası var işte, hoşuna gidiyo amk.
girdik oturduk, ben içten içe defneye mesaj atmadığım için ohh be diyorum.. iyi ki atmamışım.
yavaştan iyice ortama girmeye başladım, kafam hiçbir yerde değil, iyi muhabbet de dönüyo.
kız biraz şaşırdı tabi, lisede pek muhabbet etmezdik, böyle esprili falan görünce vay biz senle niye daha önce samimi olmaddık falan demeye başladı.

kızda da hiç gözüm yok ama sıkıntıdan, defneyi falan düşünmemek için sardıkça sarıyorum kıza.
baya da içtik, en son haydi lilililili yar diye bağırarak el kol sallarken nabıyorum ben amk deyip biraz tutmuştum kendimi.

neyse hacı, yanımızda kız var diye başka kızlara da bakamadık, saat 11 civarı ayrıldık mekandan.
dönüyoruz eve, "yürüyelim diyeni skerim" dedim, güldü bunlar, atladık minibüse.
yarın buluşuruz denize gireriz demeye başladı kız.
taam dedi utku. araşırız yarın.
kız da bana "ben senin de numaranı alayım da nolur nolmaz" dedi. verdim amk. herkese veriyoruz da bi tak olduğu yok.

bıraktık kızı evine.
eve vardık.

varmaz olaydık.

vardık eve.
saat daha 12 olmamış baktım utkunun ev ahalisi çoktan devirmiş zütünü uyumuş.
dışarda ayakkabıları çorapları çıkardım, ayaklar balık gibi olmuş, bahçe hortumuyla yıkadım, rahatladım amk.

girdik eve, baktım salonda bizim yataklar yapılmış. değiştirdim üstümü yumuldum yastığa.
alkolün üstüne 15 dakka minibüs yolculuğu amıma koymuş, kafam zonkluyor.

sonra aklıma geldi, o sıralar turkcellden aveaya yeni geçmişim, arada turkcell hattını takıp bakıyorum o numaradan arayan var mı diye.
yine taktım turkcell hattını bekliyorum, mesaj gelicek mi diye.
beklerken uyumuşum amk.

sabahın 8inde hayvanoğluhayvan gibi susamış halde kalktım, gittim dolaptaki küçük şişelerden birini döke saça içtim.
utkunun valideyle peder balkonda kahvaltı ediyo.
döndüm yatağa, telefona baktım: 1 mesaj alındı.

mesajı açtım,
açmaz olaydım...

açtım mesajı. turkcellden. tam hatırlamıyorum ama sayın abonemiz tarzı bi girizgah görünce hay babanı gibiyim dediğimi hatırlıyorum, devdıbını okudum, olay öyle değilmiş.
bilmemne numarası sizi şu şu saatte aradı diyo.
numaraya baktım, ezbere biliyorum amk numarayı. defnenin numarası bu.
tarih de iki gün öncesi, gece 1.44 mü neydi.

oha, defne aramış. aveaya geçtiğimi bilmiyo.
lan bi yandan giblemiyim diyorum, bi yandan kız gecenin 2sinde aramış oğlum.

açsam ne diyecekti acaba?
1 aydır konuşmuyoruz, gecenin 2sinde telefon ediyo, ne diycekti lan?
bu nasıl bi cesaret?

ama benim zütüm kalkmış, gibtir et dedim. nabarsa yapsın.
senemle takılcam bugün, sonrası da istanbul zaten, üniversite hayatı.
yemişim defneyi.

yemez olaydım...

neyse hacı. giblemedim falan diyorum ama sabahın 8inde o mesajı gördükten sonra bende uyku muyku kalmadı.
bari şu nemrut karının gözüne gireyim diye yatağı topladım, çekyatı düzelttim.

baktım bu hayvanın uyanacağı yok, çıktım markete gittim gazete aldım.
döndüm eve uyanmış bu. gazetelere baktım şöyle bi. sonra kahvaltıya oturduk.

annesi uyuz olmuş buna içti diye. be dıbına koduğumun karısı, çocuk üniversiteye gidince napıcaksın acaba.

saat oldu 4, hadi denize girelim dedim, aradı bu hemen senemi, buluştuk gidiyoruz denize.
yolda senem "defne nabıyo" dedi. ebenin dıbını yapıyo amk. iyi dedim napsın. takılıyo işte.

denize girdik. zerre kadar zevk alamadım denizden. çıktım 5 dakka sonra. bunların ikisi denizde hala.
ulan turkcell hattı da almadım yanıma ama ya ararsa?
giberim lan ararsa arasın amk.

bu ortamdan da sıkıldım artık. bu gece de bitsin de yarın dönerim eve diye düşünüyorum.
o ara baktım bunlar da çıkmış denizden geliyolar.

gelmez olsalardı.

geldi bunlar, oturuyoruz kumsalda, ama bu senem paso gözümün içine bakıyo amk.
noldu moralin mi bozuk?
noldu ne düşünüyosun?
ya gibtir git diyorum içimden. uykusuzluk var biraz falan dedim. dün gece de fazla kaçırmışız.
defneyi de çağırsaydın ya dedi bu sefer. o zaman anladım ağzımı aradğını.
lisede de okul çapında adımız çıkmıştı zaten defneyle. sevgili sanıyo bu bizi.
üstünkörü anlattım biraz. küstük, konuşmuyoruz falan.

neyse kalktık, evlere dağılıcaz, duş alıcaz, yemek yiycez, akşam 8 gibi tekrar çıkıcaz. plan bu.
gittik eve duş aldım, hayvan gibi yorgunluk çöktü üstüme.
sabahın köründe kalkmışım zaten.
hacı ben bi uzanıyorum dedim.
uyuyup kalmışım.

uyandım, telefona bile bakmıyorum artık mesaj yoktur diye.
utku mesaj geldi sana dedi.

baktım;
2 mesaj alındı.
...

baktım mesajlardan biri senem, diğeri bir numara.
defnenin numarası bu.

oha, 2 tane mesaj gelmiş ikisi de avea değil amk.

önce seneminkini okudum, yediniz mi yemeği, hadi erken çıkalım falan gibi bişeyler yazmış.
açtım sonra defneninkini.

okudum, okudum.

dıbınakoyim dönüp dönüp tekrar okuyorum, bi tak anlamıyorum.
3 sayfa yazmış kız ama özür mü diliyo, nefret mi kusuyo, barışalım mı diyo, gibtir git mi diyo belli değil amk.
mesaj atmış olmak için atmış resmen.
numaramı nerden bulmuş ki?

neyse, giberim.
sonra atarım cevap, belki de atmam.
seneme cevap yazdım, tamam yarım saate çıkarız diye.

baktım utku gebeş gebeş oturuyo, ona mesaj atmamış belli.
hadi abi dedim. yiyelim yemeği, çıkalım bi an önce.

çıkmaz olaydık.

oturduk yemeğe utkuyla ikimiz. senem mesaj attı erken çıkalım biraz diyo dedim. baktım utku biraz huzursuzlandı ama belli etmiyo. hmm iyi tamam uyar bana falan dedi.
bitirdik yemeği çıktık.
aldık senemi gidiyoruz.
anayola çıktık, yürüyelim falan demediler bu sefer. atladık minibüse gidiyoruz.

aklımda defne var yine. ne güzel unutmuştum amk. ne lan bu şimdi.
resmen aklımı karıştırmak için bomboş bi mesaj atmış, istediğini de başardı amk.

bense artık düşünmemeye çalışmaktan harap bitap olmuşum, anlatsam mı acaba şunlara diyorum.
gibtiret lan. bunlar mı dinlicek seni. en fazla takma kafana hacı yeeaa deyip geçiştirirler. pek sevmiyolar zaten defneyi.

utkuda biraz tutukluk var. lan çocuğu öyle görünce vicdan azabı çekiyorum.
bilirim öyle tipleri, kafasında neler kuruyodur kim bilir.
senemle de muhabbetimiz iyi, sanki kızı çocuğun elinden almışım gibi hissediyorum.

vardık yine altınoluka. dün benim durumumda olan kişi şu an utku. muhabbette üçüncü durumunda.
dedim bugün daha sakin bi yerlere gidelim, içelim, muhabbet edelim. takunu çıkarmadan.

gittik...

gitmez olaydık.

gittik oturduk bi yere. söyledik 3 tane 50'lik.
utku karşıma, senem de yanıma oturdu.
defneyle niye küstünüz dedi senem hemen.
dur dıbınakoyim ya. zaten patlayacak yer arıyorum, bi de sen gaz verme.
boşver moşver dedim, pek de ısrar etmedi aslında, ama sonra bi kaptırmışım kendimi, en ince detayına kadar anlatıyorum her şeyi.

anlattım bitti, sen bu kızdan hoşlanıyosun bence dedi senem.
baktım utku sırıtıyo. kaç defa "abi adam gibi söyle seviyo musun sen bu kızı" demişti de la gibtir git oğlum diye terslemiştim çocuğu.
"hoşlanıyosun bence" diyo senem.
ne hoşlanması lan? 1 senedir köpek gibi aşığım amk.

ama ben kendimi bu işten uzaklaştırmaya çalışıyorum. kendi kendime "yok be olum. iyi anlaşıyosun sadece. aşık falan değilsin" diyorum. sana nasıl söyliycem evet hoşlanıyorum diye.

ama o gece dank etti. baya baya aşığım lan. kimi gibiyorum ki?
"yok yaa ne hoşlanması" dedim. "sen yapma bari senem yaa" dedim.

yok yok baya hoşlanıyosun ben anlarım dedi.
yapma senem.
yapma.

bi yandan muhabbet ediyoruz, bi yandan olayı gözden geçiriyorum.
birader defnenin benden hoşlanma ihtimali var mı? yok.
niye seviyo beni, niye küstükten sonra mesaj atıyo? demek ki güveniyo bin. kanka bellemiş. şimdi ben sana aşığım desen senden ala huur evladı olmaz.
peki ben iki gün öncesine kadar defneyi unutmuş muydum? unutmuştum. o zaman gibtir et hacı.
her şeyi bomtak etmektense böylesi daha iyi.

baktım, utku iyice ömer baba moduna girmiş. esprilere gözünü kısıp kısıp gülüyo sadece. yazık lan. beni çağırdığına bin pişman olmadıysa bi tak bilmiyorum.

seneme de olayı anlattıktan sonra samimiyetimiz daha da artmış, lakin karar veremiyorum, kanka moduna mı girsem, yoksa bi yoklasam mı?

neyse muhabbetimizi ettik, biralarımızı içtik, yine evlere dağıldık. utkuya dedim hacı ben yarın gidiyorum.
olmaz molmaz dedi ama biliyorum içten içe istiyo it.

ertesi gün oldu, hazırladım çantayı vedalaştım yola çıktım.
çıkmaz olaydım.

döndüm eve. yine bomboşum. yapacak bir gib yok. geceleri msndi feysbuktu takılıyorum.
ulan yine yalnızım. yine bi mallık yapıcam can sıkıntısından.

canım sıkılmasın diye gittim feysbuktan senemi ekledim.

ertesi gün kabul etmiş. bi de mesaj atmış, "nerdesin yaa apar topar gitmişsin=("
başka bi arkadaşın feysbuk şifresini biliyodum. girdim onun hesabına. hemen defnenin sayfasına baktım. beni silmişti, bakamıyorum.
ulan bi baktım dünya gibinde değil. fotoğraflar yorumlar albümler havada uçuşuyo amk. hayatında ters giden hiçbir şey yok.

skerim lan böyle işi dedim. msne ekledim senemi. ulan keşke dönmeseydim diyorum. neyse gibtir et.
çıktım dışarı dolaştım tek başıma.

akşam eve geldim.
msni açtım.
açmaz olaydım.

açtım msni. baktım senem online. saat 9 amk.
konuşasım var ama, ulan diyorum, bu msn muhabbetlerinin sonu hayırlı olmaz.
utkuya da kazık atmayalım.
düşünmek istemiyorum lan artık. yok benim çıktığım onun eski sevgilisiymiş de yok bu bundan hoşlanıyomuş da, bu bunun arkadaşıymış da...

basit olsun diyorum lan bişey de. ben hoşlanayım, o hoşlansın, sevgili olalım bitsin gitsin amk.

dedim napıyosun senem? çıkmadınız mı bu akşam.
5 dk sonra cevap. yok bu gece çıkmadık.
bişeyler daha yazdım, hep kısa kısa, soğuk cevaplar.
iyi dedim. meşgule aldım dizi falan izliyorum.

2 saat geçti.
ya müsait misin konuşalım? dedi.
şöyle hizaya gel.
konuşalım tabi dedim. ne çıkacak acaba diye bekliyorum.

başladı konuşmaya.
başlamaz olaydı.