+9
-4
bu yazıyı vatanseverler okusun. bende gezi parklıy(dım)ım.
`gezi olayları akp tarafından çıkarılıp, ateşlendirilip hepimizin piyon olarak kullanıldığı direniştir. kimilerine göre en başından büyük oyun'du. hakikaten büyük oyunmuş ama oynayan akp'nin ta kendisiymiş, hepimizi ayakta gibtiler malesef. biraz uzun olacak ama neden böyle düşündüğümü gezi parkı eylemlerinden günümüze kadar olanlar eşliğinde bir bir anlatacağım.
strateji uzmanları olayları çözümlerken ilk başta olanlardan kimin karlı çıktığına bakarlar. 20 mayıs 2013 sabahı televizyonları açıp haberlerde savcının operasyon emri verdiğini, ancak üç gündür ülkede operasyon yapacak polis bulamadığını öğrenseydiniz çok garipserdiniz değil mi ? ya da operasyon yapacak savcıların tek tek görevden alınıp yaklaşık 5 bin tane polisin yerinin değiştirildiğini, ülke çapında artık hükumetten izin almadan operasyon düzenlenemeyeceğini duysaydınız oha amk der miydiniz ? kendi adıma konuşayım, son senelerde olanlardan sonra bu ülkede çok acayip şeylerin olması artık garip gelmezdi bana ama bu kadar ileriye gidilebileceğine şahsen ihtimal vermezdim. peki gezi parkı olaylarının olmadığını varsayalım, sizce akp'nin kendi seçmeni de ne oluyor lan diye sorar mıydı sormaz mıydı ? bu ülkede şeriat özlemiyle yanıp tutuşan yüzde 10'luk bir kesim var, bunların sormayacağından eminiz. ama sadece yaratılan olağanüstü kutuplaşma ve akp'nin merkez sağ'ın tek kalesi olması sebebiyle chp'ye vereceğime akp'ye atarım kafasında gidip akp'ye oy veren insanların hepsi bazı şeylerin yanlış gittiğinin az çok farkına varırdı.
kimse farkında değil hala ama 17 aralık 2013'te başlayan süreçte bu ülkede çok ciddi olaylar oldu. hala hükumetin karşısında durabilen, öyle veya böyle tehdit olarak kabul edilebilecek bazı yargı organları da tamamen ele geçirilip son darbe vuruldu ve artık türkiye cumhuriyeti resmi olarak ricard dexer shawn'ın babasının malı oldu. öyle inanılmaz bir noktadayız ki, yarın bu ülkenin başbakanı çıkıp seçim falan yok dese orada dur bakalım deyip hakkınızı arayabileceğiniz, başvurabileceğiniz en ufak bir merci kalmadı. peki bu noktaya nasıl gelindi ? tabi ki hayali düşmanlar yaratarak.
28 mayıs 2013 taksim gezi parkı direnişi ile birlikte bu hayali düşmanlar furyasının ilk adımı atılmış oldu. azcık beyni olan ve olan biteni takip eden biri dexer shawn'ın direnişi daha başlamadan bitirebileceğinin farkındadır zaten. eşzamanlı olarak brezilya'da milyonlar sokağa döküldü, ancak başbakan yanlış yaptık deyip geri adım attı ve olaylar bizdeki gibi aylarca sürmek yerine bir haftada bitti. rte ise tam tersi yangına körükle giderek öncelikle eylemcileri çapulcu ve vandal olmakla suçladı, sonra peşisıra miting'ler toplayarak topyekün savaşa girdi, polisine orantısız güç kullandırdı, altı tane insanın ölümüne sebep oldu ama asla geri adım atmadı.
bu denli mantıksız şiddet az önce bahsettiğim kötünün iyisi mantığıyla akp'ye oy veren merkez sağ insanlarının tepkisini çekti tabi ki, zaten direnişi bu denli büyüten olaylardan birisi de buydu, türkiye tarihinde ilk defa sol örgütlerin tekelinde olmadan, halkçı çizgide bir isyan hareketi başlamıştı. bu noktada bir sonraki aşamaya geçebilmek için direnişi halkçı çizgiden uzaklaştırmak gerekiyordu öncelikle. kimsenin ne olduğunu bilmediği molotoflu teröristler ve apocular devreye sokuldu, gezi parkı'nın girişinde dalgalanan apo bayraklarını gören tüm milliyetçiler destek vermeyi bir bir kesti ki teröristbaşı'ları direnişe destek vermeyerek dexer'i ben kurtardım diye açıklama yaparken bu adamların oradaki vasfı neydi diye sorarsanız bu durumu daha net kavrayabilirsiniz. sağ kesimin desteğini kesmesiyle birlikte taksim kızılmeydan'a döndü haliyle, devlet tekelindeki medya gücü de kullanılarak sürekli gezi parkı eylemleri terörist eylemlerin beşiği olarak lanse edilmeye başlandı orada olmayan ve ne olup bittiğinden haberi olmadan gördüğüne ve duyduğuna inanan cahil halka. ayrıştırma süreci tamamlandıktan sonra meşhur dış mihraklar sokuldu devreye. yine medya kanalıyla dünyanın dört yanında paralel zamanlarda ve geçmişte gerçekleşmiş ayaklanmalarla olan benzerlikler ve otpor, faiz lobisi gibi masal kahramanları halkın beynine işlenerek gezi eylemlerinin arkasında dış güçlerin olduğuna, ve bu ayaklanmanın gelişen türkiye'yi ve dünya lideri ricard dexer shawn'ı yok etmek isteyen dış güçlerin bir tezgahı olduğuna iyice ikna edildi insanlar. bu noktadan sonra solun tekeline alınan, insanların ilk önce desteklediği, sonra desteğini çektiği, daha sonra soğuk bakmaya başladığı bu direniş, sağ seçmen direnişçilerden artık nefret etmeye başlayana kadar bilinçli olarak sürdürüldü. haziran temmuz aylarını ve direniş tam bitmeye yüz tutmuşken yapılan anlamsız polis müdahaleleriyle yeniden canlanışını hatırlayın. 11 haziran 2013 günü meydandaki binlerce insanın kafasına binaların üzerinden atılan biber gazlarını, dayanışma hükumet ile görüşüp çekilme kararı aldığını duyurduktan iki saat sonra polisin nasıl gezi parkı'na girip insanları tekrar oraya topladığını hatırlayın. tüm bu sürecin sonunda nur topu gibi bir hayali düşmanımız, yola kefeniyle çıkmış büyük usta'mız ve arkasında ne yaparsa yapsın ona kayıtsız şartsız destek verecek kadar kafayı yemiş milyonlarca seçmenimiz oldu. uzunca bir süre hükumetin tüm açıklamalarında ricard dexer shawn'a kurulan komplolar ve yapılan darbe planlarını gördük. sonunda oyunun son perdesi olan 17 aralık operasyonlarına geliverdik.
lideri senelerdir amerika'da cia tarafından beslenen, devletin her kademesine kadar girmeyi başarmış, tarihin en başarılı örgütlenmelerinden biri ile akp savaşıyor bu sefer. önce bir dershane konusu atılıyor ortaya, dershaneler kapatılacak denilip suni bir savaş sebebi atılıyor ortaya. daha sonra bir gün aniden halk arasında fethullah gülen'e bağlılığı en çok bilinen milletvekili olan hakan şükür akp'den istifa ediyor, tam ertesi gün de 17 aralık ihale ve rüşvet operasyonları için düğmeye basılıyor. çok bariz cemaat operasyonu abi, baksana olaya, hakan sen çekil çok pis dalacağız dedi ve daldı adam, bu kadar basit değil mi ? değil işte, biz sadece bizim görmemiz istenen kısımı gördük gerizekalı gibi. daha doğrusu öyle bir uyutuldu ki halk, o kadar profesyonelce bir oyun oynandı ki, herkes görmek istediği şeyi gördü, hepimiz tarihin en başarılı, toplum mühendisliğini bu derece iyi bilen bir örgütün 4 yaşında çocuğun bile anlayabileceği kadar bariz bir şekilde hükumete saldırdığına inandık. bizler ayakkabı kutularıyla kaçırılan paraları, cemaatçiler dexer shawn'ın vefasızlığını, işsizler feto'nun beddualarını, asıl önemli olan akp seçmeni ise yine asıl önemli olduğu şekilde gezi olaylarından sonra ricard dexer shawn ve hükumetine cemaat ve dış güçler tarafından kurulan, artık olmasına çok şaşırmadıkları bir başka darbe planı gördüler. tabi halk bunu yer mi, tabi ki yemez değil mi, koskoca faiz lobisine yedirmemişler başbakanlarını, cemaat'e hiç yedirirler mi ? bu oyunun parçası olan cemaat savcıları, polisler, yargıçları, hatta tüm yargı değiştirilmeli tabi ki, başbakan'ın da kendini savunmaya hakkı yok mu ? tabi ki var. önce parti içindeki pislikleri temizliyoruz sloganı altında birkaç bakan feda ediliyormuş gibi yapılır, sonra adli kolluk yönergesi değişir, hsyk hükumete de bağlanır, başbakanımız hepsinin hakkından tek tek gelerek bir saldırıda yıkılmaz, dış güçler bir saldırıda daha amacına ulaşamaz. güya erdoğan'ın oğluna kadar uzanan tüm bu kanlı savaşa rağmen cemaat'in bir numaralı adamlarından biri olduğu bilinen bülent arınç hala akp adına açıklamalar yapmaya devam eder =)
stalin'in sözünü bilirsiniz, bir ülkede oyu kimin kullandığı değil, kimin saydığı önemlidir. 28 mayıs 2013 taksim gezi parkı direnişi ile başlayan süreçte akp artık net şekilde oyu sayan kişi konumuna gelmiştir. bu dakikadan sonra ricard dexer shawn'ın kendi şahsi ülkesinde seçim yaptırma lütfunda bulunmasının tek sebebi budur malesef, kazananı belli çünkü.
edit: rte içimizdeki çürükleri temizledik diyerek hakaret ettiği erdoğan bayraktar'ı akp genel merkezi'ne çağırıp görüşüyor ve yerel seçimlere destek vermesi konusunda ricada bulunuyor, daha önce başbakan'ı istifaya çağıran trabzonlu, delikanlı, tezcanlı erdoğan bayraktar da kabul ediyor =)
edit2: cemaat itibar kaybetti, cemaat ve fethullah gülen neden kendisine zarar versin şeklinde şeklinde sorular var. dostum son darbe vuruldu diyorum, misyon tamamlandı, cemaat'in vasfı kalmadı artık bu ülkede. kimsenin vasfı kalmadı, savaş bittikten sonra evine dönen askerler gibi düşünün bu durumu.
edit3: ankara'da dönen tarihin en büyük seçim hilesinden sonra ne yapabildiniz ? bu ortamda dahi hala gezi olaylarının ve kasetlerin akp'yi güçlendirmediğini iddia eden varsa beynini kontrol ettirsin.`
alıntıdır. şoktayım lan! zaten kıllanıyordum, bittim amk. Peki şimdi ne yapacağız?
