dedim madem pompa yapamıyorum o zaman sevgili yapayım belki giberim. ertesi gün yine okuldayız işte cuma günü. yarın tatil. güzel bir hava var. herkes cumartesiye gireceğiz modunda ve mutlu. ben ise haftasonu ne yapsam kafasındayım. her zamanki gibi akşama kadar pc oynayıp 31 çekecektim. neyse işte tenefüste bizim kızların yanına gittim. buse ve merve sınıftaydı. merve senin arkadaşlardan boşta olan var mı diye sordum. gülerek hangisini istersin diye sordu. bazen bunların yanında kızıl saçlı çekici bir kız dolaşıyordu. onu düşündüm. dedim o bana bakmaz. düşündüm düşündüm aklıma gelmedi. neyse sonra hallederiz dedim merveye.
dersler bitti, istiklal marşı törenine indik. törenin ardından cüzdanıma baktım bozuk param kalmamış kağıt 50₺ var dolmuş param yok. hay gibeyim dedim eve yürüyerek gidecez. annemi aradım anne dolmuş param yok yürüyerek gelicem bugün eve biraz geç kalabilirim dedim merak etmesin diye. arka kapıdan çıktım buse ile merveyi gördüm. karşı kaldırımda bekliyorlardı. yanlarına gittim ve sordum ne tarafa gidiyorsunuz diye.

ben de ordan gidiyorum size katılabilir miyim diye sordum tabii ki dediler sevindim. birini mi bekliyorsunuz diye sordum hazal diye birini bekliyorlarmış (yine gerçek ismi değil)

tamam bekleyelim madem dedim. 15-20 saniye sonra az önce bahsettiğim kızıl saçlı kız geldi. güzelliğinden büyülenip ağzım açık kaldım o esnada. kızı zaten okulda her gördüğümde içimde küçük bir hoşlantı oluyordu ama bana bakmayacağı kesin ve net idi, o daha iyilerine layıktı.

çıktık yola aşağıya doğru yürüyoruz. ben bu 3 kızdan 2-3 metre uzak takılıyorum çünkü aralarında tanımadığım bir kız var ve kız muhteşem. aralarında hayvan gibi espri yapıp hayvan gibi gülüyorlar arada ben de onlara katılıyorum güle oynaya eğlene eğlene yürüyoruz. merve bini pat diye kızın yanında beni ifşaladı. "hazal biliyor musun bu sabah adem bize seni sordu"
hazal: neey
adem diyorum seni sordu bize. konuştuğu dübelleştiği biri var mı diye.
hazal bu işlere alışık olduğu için hafif gülüyordu ben de ne zaman sordum aq diye bağırıyordum. kızın hoşuna da gitmiş gibiydi. benim de hoşuma gitti aslında ifşalanmam. ama utançtan sinirlenmiş gibi yaptım bunlarla yolumu ayırdım başka yoldan gidiyorum eve.

işte eve geldim saat geç olmuş ailecek yemek yedik ondan sonra odama kapandım. oyun oynadım duş aldım torba yumrukladım derken peder ile valide uyudu. açtım bitane ferre yine osbirlendim. sonra tekrar uyudum. cumartesi sabahı haftasonunun tak gibi geçeceği belliydi. faceden merveye mesaj attım nyie kıza söyledin diye. mervenin bana attığı mesaj şu
daha önceden o da seni sordu da ondan.
önce inanmamıştım ama biraz konuştuk sonra heyecandan paniğe kapıldım odanın içinde takla atıyorum falan. o sırada antrenör mesaj çekti 2 numaralı grup ile saat 15:00 da antrenmanımız var diye. saati bekledim.

nihayetinde saat geldi. çok modumdayım. saç baş yaptım kendime sonra hazırlanıp salona doğru gittim. güzel bir antrenmandı, havamdayken daha iyi işler çıkartıyorum çünkü.

cumartesi günü böyle geçti. pazar günü enteresan bir şey olmadı. hayatımda ilk defa pazartesi sabahı okula gideceğim için heyecanlıydım. saçımla baya uğraştım. bindim dolmuşa vardım okula. sınıfa girince yanıma ilk merve geldi. hazal ile seni ayarlıyoruz dedi. yanında da buse var. ben tabii ki naz yaptım aq başka ne yapacam malım çünkü. boşverin ya olmaz o iş he he.. en sonunda tamam nasıl ayarlıyosanız ayarlayın dedim. buse cuma gününden beri bana eskisi kadar sıcak davranmıyordu nedense. son tenefüs merve okul çıkışı bizimle gel dedi tamam dedim. annemi yine aradım anacığım bugün yine yayan geleceğim geç kalırsam merak etme dedim. buse hazal merve ben dördümüz yine aynı şekilde gidiyoruz. hazal ile ben yan yana gidiyorum. 2 gün boyunca bu iş aynen böyle ilerledi. 3. günde bu sefer buse ve merve bizimle gelmedi. yalnız başımıza kaldık. 30 dakikalık yolun ilk 10 dakikası havadan sudan muhabbetle geçti. hazal yoruldum ya oturalım mı biraz dedi. tamam dedim. bank gibi bir yere oturduk. etraf bomboş arazi zaten. arabalar geçip gidiyor. sıradan sohbete muhabbete devam. bir anda elimi bacağının üstüne koydum. hiç tepki vermedi. biraz daha yakınlaştı bana. ben de yanağından öptüm ve çavuşta hareketlilik meydana gelince hemen ayağa kalktım dedim ki akşam ezanına kadar evde olmazsam babam sıker belamı dedim.

aradan yaklaşık 2 hafta geçti.
her şey güzel. buse ve merveyle eskisi kadar görüşmüyoruz. full hazal ile takılıyorum sevgili gibi bir şey olduk. ben bunun dudağına yapışıyorum o da benim boynuma sımsıkı sarılıyor falan.

antrenmanda hocamız bize önümüzdeki hafta sonu şehir içinde bölgesel turnuva düzenlenleneceği haberini verdi. tüm klüp gaza geldik. hoca maça sokacağı kişilerin isimlerini okudu. 8 kişilik listede ben de vardım. turnuva şehir içinde ve hafta sonu olacağı için arkadaşları izlemeye davet etme kararı aldım. biliyorsunuz il temsilcilerinin düzenlediği müsabakaları her isteyen izlemeye gelebiliyor, kalabalık oluyor ve ücretsiz oluyor. genelde şehir içindeki maçlarımı izlemeye sadece babam gelirdi. ancak babam gaziantepteydi ve 1 haftalık işi vardı. annem ise elhamlıdır, beni dövüşürken izlediğinde ağlamaya başladığı için yalnızca 1 maçımı izlemeye geldi. yani arkadaşlarımla beraber gidiyordum turnuvaya.

turnuva günü geldi. biz kulüp olarak turnuvanın düzenleneceği salona iki araba eşliğinde gittik. benimkiler yani buse hazal merve batuhan furkan ve ahmet otobüsle geldiler. bunlar tribüne çıktı ben de yanlarına gittim biraz oturduk sohbet ettik. sonra benim maçım yaklaşırken aşağıya ısınmaya indim. ısınmamı tamamladıktan sonra eşyalarımı alıp soyunma odasına gittim. bilek ve ayak bandajlarını sardım "kugi" olarak adlandırılan taşşak koruma aletini de kuşandım. kırmızı taks şortumu ve beyaz kolsuz polyester taks tişörtümü giydim. artık hazırdım. eldivenimi ve kavallıklarımı aldım ilk önce tribüne çıkıp hazalın dudağına öpücük kondurdum busenin gözü önünde. sonra hocamla beraber 3 numaralı ringe çıktık ben kavallığımı giydim eldiveni giydim kaskımı hocam taktı ağzıma dişliği hocam verdi. ağzıma da 3-4 damla su döktü. ringe çıktım ve her zamanki gibi totem olarak hakem FiGHT diye bağırınca ben de rakibe göz dağı vermek için HIIAAAAAA diye bağırdım ve sağ front-kick ile ilk hamlemi yaptım. (bu arada o zamanki gibletim ve branşım) 16 yaş gençler kategorisinde 67kg - low kick) idi. rakibin tecrübesiz olduğu belli gibiydi ilk maçımı biraz rahat aldım. kaldı 3 maç. bir maç daha kazansam dereceye girmeyi garantiliyordum. (çünkü 2 adet 3. seçiliyor) neyse işte ringten indim kulüpten arkadaşlarımla el çakışıyoruz hocam bana hatalarımı anlattıktan sonra tribüne çıktım bizimkilerin yanına. yine sohbet ediyoruz. ben kan ter içindeyim. aradan 1 saat falan geçti ben lavobaya indim. buse de arkamdan geliyor ama farkında değilim.

elimi yüzümü yıkıyorum heyecan ve stresten burnum kanamış biraz. havluyla kanamayı durdurmaya çalışıyorum. bir baktım buse içeride
lan napıyon amk dedim burası erkekler tuvaleti. noldu senin burnuna dedi havluyu eline aldı burnumu temizlemeye çalıştı. ben de geriye adım attım burası erkekler tuvaleti çık hemen geliyorum ben diye bağırdım kız 3-4 saniye duraksadı sonra kapıyı çarpıp gitti içimden sabır çekiyorum niye böyle bir şey yaptı diye

panpalar burayı birazcık fast geçiyorum

tuvaletteki olaydan sonra ilginç bir şey olmadı

ikinci maçımda dövdüler beni amg😀 elendim

sonra tekrar okuldayız işte buse bana hiç pas vermiyor açıkçası benim de pek gibimde değil yani

bir gün beden dersinde erkekler arasında maç yapıyoruz 20dk falan oynadık benim sol ayak bileğim turnuvada baya incinmişti yine acımaya başladı fazla zorlamayayım dedim en iyisi sınıfa çıkayım. çıktım sınıfta sadece buse ve merve var bunlar birbirine bağırıyor kavga edecekler korktum aq noluyo lan dedim merve de ya bi gibtirgit ademcan yaa diye bağırarak epey sinirli bir şekilde çıktı sınıftan kapıyı da şiddetli bir şekilde çarptı gitti. buse merveye kıyasla daha sakin. noldu diyorum olayı anlamaya çalışıyorum orası bizde kalsın dedi tamam dedim. ben kendi sırama yavaşça oturdum sol bacağımı sıranın üzerine koydum eşofmanımı çektim lacivert-turkuaz renkli kramponumu çıkardım halı sahadaki lastiklerin rengiyle epey kötü bir görünüme sahip olan beyaz uzun futbol çorabım kaldı sadece ayağımda. sınıfta yalnızca buse ile biz varız. buse yanıma geldi noldu ayağında bir şey mi var diye sordu

yok dedim bişey. birazcık incindi sadece dedim. bir yandan elimle ayak bileğimi ovalıyorum. buse de durur mu hiç huur karı. ayak bileğime masaj yapmaya başladı ben de hiç tepki vermedim normalmiş gibi seyrettim sadece. iyi geldi mi diye sordu evet sağ olasın dedim. kız önümdeki sıraya ters bir biçimde oturmuş yüz yüzeyiz. bir şeyler düşünüyor gibiydi ne düşünüyorsun diye sordum "hiiç" cevabını aldım. kıllı bacağımı sıranın üzerinden indirdim. buseyle 7-8 saniye birbirimize boş boş bakıştık. yüzlerimiz arasında 10 santimlik bir mesafe var

kız bir anda dudagıma yapıstı amk ne olduğuna şaştım ben de karşılık verdim iki elimle yanaklarından tutuyorum ayağa kalktık işte devam edicez ama bir anda aklıma hazal geldi kendimi geri çektim. bu neydi bee dedim kafamı kaşıyarak sınıftan çıktım tuvalete gittim elimi yüzümü yıkadım elim ayagım titriyor.

Kardeşim elim gibimde waiting... Seri plss

kız yine peşimden erkekler tuvaletine kadar gelicek sandım ama bu sefer gelmedi. ama kısa süreli o his var ya hayatımda aldığım en büyük zevkti diyebilirim.

beden dersi bitti işte normal derse giriyoruz ne dersi oldugunu hatırlamıom. buse ile hiçbir şey olmamış gibi arada birbirimize boş boş bakışıyoruz zaten merve ile kavga ettiler ikisinin de canı sıkkın ikisi de mal mal oturuyor. sonra işte eve gittim kendi kendime düşünüyorum ulan ben niye hazalla birlikteyim kız bana ilgi gostermiyor ben onun yanına gitmeden o hic benim yanıma gelmiyoe diyorum belki de verdigim degeri alamıyorum. ben buseyle birlikte olmalıyım dedim. o akşam hazala faceden mesaj attım durumu izah ettim ama buseyle yaşadığımız olaydan bahsetmedim hak ettigim degeri gördüğümü sanmıyorum ve artık sana karşı bir şeyler hissetmiyorum daha da uzatmaya gerek yok konu burda kapansın gibisinden şeyler yazmıştım. hazalın gibinde bile olmaz sanıyordum çünkü ben ona layık olacak kadar yakısıklı degildim zaten. neyse işte çıkışta merve ile buse beraber çıkmadılar bu sefer. busenin yanına gittim düm yaşanan olayı konuşmamız lazım dedim neyini konusucaz ki dedi ben de dedim ki belki yaşadıgımız o şeyin ilerisine gidebiliriz dedim kız bana şaşkınlıkla baktı işte 10-15 saniyelik klişe bakışmanın ardından okulun altındaki köprü altına gidiyoruz 🤠

köprü altında kızın direkt dudagına yapıstım ordan boynuna indim falan.. cok ateşli saniyelee geciyor panpalar o hissi anlatmam mümkün değil. köprü altının kimsenin görmediği bir konumdayız işte kız bana orada afedersiniz ama sakso cekti. ben doruklara cıkarken dur dur diye bağırdım dön arkanı dedim sürtmeye basladim bakirelik gitmesin diye içeri giremedim. sonra kız kendi eliyle taşın topragın üzerine doğru fışşşş yaptırdı benimkini.

aradan 1 gün geçti merve ve buse barıştı. buse merveye demiş ki adem ile hazal cıkıyorken ben ademi öptüm. merve feminist takılan gerçekçi biri olduğu için deliye dönmüş hemen hazala anlatmış bunu. hazal da beni faceden engelledi bir daha yüzüme bakmadj. merve ile buse tekrar küstü

bir daha barışmamak üzere.

bir dostluğu katlettiğim için vicdan azabı cekiyordum ve bir kız ile birlikteyken baska bir kızın beni öpmesine müsaade ettigim icin.

aradan uzun yıllar gecti, hikayedeki herkesin yolları ayrıldı.

hikayenin başında bahsettiğim arkadaşların arasından abaza olanı var ya, batuhan.
işte bu hikayeyi senin için yazdım batu.
olayın içinde belki yoksun ama lise yıllarım senin sayende güzel geçti, adamsın
mekanın cennet olsun kardeşim...

son

tam da inci yuvasu özet geçmeyen binler blogspotlarını ziyaret etmiştim bi inciye bakayım dedim uzun zamandır siteye hikaye atılmıyodu çok duygulandım bu hesabı sırf belki hikaye yazarlar diye açtım

sonu saçma bitmiş sil bence batu kısmını

Bu kız kesinlikle rus

Rezervation