/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +64 -8
    Saat 21 olmuş annemle babam gitmişti. Bende duştan sonra oturup film izliyodum tek başıma. Zilin çalmasıyla filmin en heyecanlı yerini kaçırdım. Kapıyı açınca Ezgi karşıma çıktı. Gözlerim fal taşı gibi olmuştu başka bi değişle.
    Beyaz uzun kollu tshirtinin üstüne yeşil hırkası, altınada siyah hafif dar pantalonu.
    E: Girebilir miyim? dedi gülümseyerek.
    -Eee tabi, dedim hafif kekeleyerek.
    Yine beni büyülemeyi başardın.
    E: Yanlız kalma diye beni gönderdiler, dedi içeri doğru girerek.
    -Aslında pek yalnız değilim ama.
    E: Gidiyim istersen?
    -Yok otur şuraya, dedim elimle bordo renkli koltuğu göstererek.
    Hasgibtir izlediğim filmi görmemesi lazım.
    E: Aaa sen bu filmimi izliyosun?
    Haklı. incir Reçeli. Hatırladıkça gülüyorum.
    Ellerini bacaklarının arasına almış. Ama siyah ojelerini benden gizleyemez.
    -iyi ozaman beraber izleriz.
    Sol tarafımda duran koltukta oturuyodu.
    Filmi izlemeye başladık. Tutkulu sahneler başlayınca ona bakmaya cesaret edemedim. Erkek işte. Göz ucuyla hafif baktım. Onun da göz ucuyla bana baktığını gördüm. Hafif bi tebessüm etti. Ona baktığımı biliyo muydu?

    Hikaye dediğim gibi panpalar (bkz: lisedeki yalnızlığım) adlı hikayenin bir başka açısıdır. Okuyan varsa yazacağım. Rezleriniz alın.

    Edit: Hikaye bitmiştir. Okuduğunuz için teşekkürler. Görüşmek üzere.
    ···
  2. 2.
    +36
    PART3
    Salonun ortasında oluşan otantik ortamı telefonun çalması bozdu.
    Ö: Nihat nerdesin?
    Sesi ağlamaklı geliyodu. Merak ettim.
    -Noldu?
    Ö: Babamı hastaneye kaldırmışlar.
    -Nerdesin sen şimdi?
    Ö: xxx hastanesine doğru gidiyorum.
    Burnunu çekiyodu sürekli.
    -Tamam çıkıyorum şimdi dedim ve kapattım.
    E: Noldu?
    Ezgi bu olaydan hoşlanmıştım gibiydi.
    Telefondan saate baktım.
    -Bi arkadaşın yanına gitmem lazım, dedim toparlanarak.
    Ayağa kalkıp montumu almaya giderken:
    -Ezgi televizyonu kapatır mısır, diye seslendim.
    Yanına varmam 1 saatten aşağı bi vaktimi almazdı, hele ki Üsküdar'dan. Efe'yi arasam iyi olucak. Ehliyeti olmasa da babasından kalan bi arabası vardı.
    -Alo Efe
    E: Efendim Nihat.
    Her zamanki gibi uyuşuktu. Yada bize öyle davranıyodu.
    -Refet amca hastaneye kaldırılmış. Ben Üsküdar'dayım Ümraniye'ye varmam 1-2 saat sürer. Sen git Özge'nin yanına.
    E: Şuan müsait değilim. Ama istersen bizim arabayı al.
    E: Özge nasılmış?.
    -Ağlıyodu telefonda
    E: Yapma ya.
    Üzülmüş gibi yapıyodu sanki.
    -Kapat şu telefonu amk.
    Sinirden telefonu kapattım.
    -Hadi Ezgi çıkalım.
    isteksiz bi şekilde geliyodu.
    Kapıdan çıkarken:
    -Annrmlere dışarı çıkmış dersin. Kusura bakma, dedim.
    içimdeki testesteron seviyesi etkisini kaybetmişti. Taki Ezgi yanağıma dudaklarını bırakınca.
    Görüşürüz diyip hemen çıkışa yöneldim. Aklım Ezgi'de kalmadı değil.
    Dış kapının önünde cüzdanımı çıkarınca 70 lira bi paramın olduğunu gördüm. Varlıklı bi aile değildik. Orta durumlarda, günü gününe yaşayan bi aileydik. Taksiye binsem paranın en az yarısı gidicekti. Varsın param gitsin.
    Biraz işlek biyerde oturduğumuz için taksi çevirmem pek sürmedi.
    Ümraniye'de xxx hastanesine gitmek istediğimi söyledim taksiciye.
    (... )
    -Abi rica etsem biraz hızlı olabilir misin?
    Adam cevap vermedi ama hızını arttırmıştı. Taksimetre işliyodu. 30-40 dakika olmuş.
    35 TL bişey tuttu. Taksiden inince alelacele hastaneye girdim.

    Panpalarım emeğe saygıdan bi şukunuzu ekgib görmeyin. Rez alın kim okuyo biliyim. iyi günler
    ···
  3. 3.
    +24
    PART5
    Ö: Ciddiyim.
    Bunu ciddi olarak söylemiyodu. Bende dalga olsun diye sormuştum zaten.
    Ö: Ben kahve alcam.
    Malum Aralık ayındayız, hava soğuk.
    Özge giderken arkasından onu seyrettim. Gerçekten büyüleyiciydi. Sevgilisi olcak kişi şanslı olsa gerek.
    Ben böyle düşünürken içeri Efe'nin girdiğini gördüm. Abartılmayacak şekilde bi ıslık çaldım, beni görsün diye. Öyle de oldu oldu. Ama önce su aldı.
    Efe'nin evden su getirdiğini hiç görmedim. Efe'yle Özge yan yana geliyorlardı. Ben karşı masada, 3-5 metre uzakta oturan kıza hafif bakarken.
    E: Geçmiş olsun.
    Ö: Sağol.
    Masaya oturdular. Gözlerim Efe'nin de dikkatini çekmiş. Efe bana kaş, göz işareti yapıyodu o kim dercesine. Anlamıyorum ki okadar belli mi ettim. Özge, Efe'nin kulağına duymadığım bi şeyler fısıldadı. Efe'de ona bişeyler fısıldadı ve Özge gülmeye başladı. Ben hala anlamaya durayım Efe:
    E: Geliyorum.
    Karşı masaya doğu gitmeye başladı. Ne kadar ibine iki arkadaşım var.

    Efe kızla olan bakış açımı kapatacak şekilde oturdu. Yanında iki kız daha vardı. Ordan duymamam anormal bi durum olurduki:
    E: Şey acaba biraz konuşabilir miyiz?
    +Tamam.
    Gözlemlediğim kadarıyla konuşmayı fazla sevmeyen bi kızdı. Hafif sarışın, mavi gözlü, 1.65 civarı bişeydi sanırım.
    Ö: Bence senden hoşlanmamış, Efe'yle ilgileniyo.
    Ciddi bi ses tonu vardı. Dikkatimi mi dağıtmak istedi, yoksa doğru mu söylüyo?
    -Ben hoşlanmadım ki zaten.
    Çaktırmayın.
    Ö: Yanii orasını bilemem, dedi elindeki bitmemiş kahvesinden bi yudum alarak.
    Dikkatimi dağıtmayı başarmıştı. Diğer masada olanları kaçırmıştım.
    Zilin çalmasıyla Özge'yle beraber kalktık masadan. Efe bende önce kızı zütürmüş, beraber kantinden çıkıyolardı. Ama gerçi Efe isteseydi çoktan bi kız bulurdu kendine. Ya bu kız hoşuna gittiyse?
    Yine kafamı bulandırmayı başardın Özge.
    ···
    1. 1.
      +1
      Seri yazzzz
      ···
    2. 2.
      0
      Bi kopukluk var bu partta
      ···
  4. 4.
    +24
    PART2
    -Bişey içer misin?
    içine ilaç atmıcam. Kibarlık olsun diye sordum.
    E: Ne varki, dedi kurnaz ama bir o kadar masum bi ifadeyle.
    -Icetea?
    E: Oluur.
    Koltuktan kalkıp mutfağa geçtim. Resmen şehvetlenmiştim. Musluğu açıp yüzüme biraz su serpiştirdim. Neyse kutu icetealeri alıyım içeri geçiyim.
    Elimde icetealer içeri doğru girerken:
    E: Teşekkür ederim, dedi i harfini uzatarak.
    Birini ona uzattım. Gözlerime baktı. Çapkın bi bakış attı. Sanki beni arzuluyo.
    -Rica ederim, dememle yerime geçtim.
    Filmi izlemeye devam ediyoduk. Her şey sakindi. Ya da ben öyle sanıyodum.
    Ayağa kalkınca gidiceğini sandım, yanıma oturdu. Bana baktı, bende ona bakıyodum. Şaşırmış bi yüz ifadem olduğuna eminim. Bu yüzdendir kahkahalarla gülmeye başladı.
    -Noldu, dedim hala tuhaf bi şekilde.
    E: Yok bi şey, dedi kahkahalarla.
    içinizde o zamanlar bişey olur ya.
    "Tut, yapış dudaklarına ne uzatıyosun."
    Kendimle mücadele veriyorum resmen.
    Kahkahası yavaş yavaş diniyodu, bana doğru yaklaştı. Gözleri gözlerimin kralı oldu sanki. Nefesini dudaklarımda hissediyorum.
    ···
    1. 1.
      0
      Benimki kalktı gidiyor
      ···
    2. 2.
      0
      Şaha kalkacak birazdan
      ···
    3. 3.
      0
      panpa icetea soylemesi tamam da yazinca cok garip geliyo la
      ···
    4. diğerleri 1
  5. 5.
    +19 -1
    PART4
    Danışmaya Refet amcanın nerede yattığını sordum. ikinci katmış. Koşar adımlarla merdivenlerden çıktım.
    Özge koridorun ortasında duran bi koltukta oturmuş, gözlüklerini çıkarmış ağlıyodu. Yanına koştum. Ayağa kalktı beni görünce.
    -Refet amca na...
    Nasıl diyemeden sarıldı. Sırtından tutmuş onu teselli etmeye çalışıyodum.
    -Bi şey olmıyacak. Boşuna üzüyosun kendini.
    (... Önemsiz yerleri geçiyorum)
    Sabah yine aynı şeyler: kalk, elini yüzünü yıka, kahvaltını yap, üstünü giy, okula git.
    Üzerimde dünden kalma bi yorgunluk var. Refet amcaya ne olduğunu bana söylemediler. Önemli bişey olsaydı taburcu etmezlerdi zaten. Okulun kapısından içeri doğru girerken Özge'yle karşılaştım.
    Ö: Naber?
    Saçlarını arkadan at kuyruğu yapmış.
    -iyi sen?
    Sırtımızda çantalarla yavaş yavaş okuldan içeri doğru girdik.
    Ö: Biliyosun işte. Yorgun musun?
    -Biraz. Ama yine olsa yine gelirim yanına.
    Ö: Sen bi tanesin.
    Yan yana merdivenlerden teker teker çıkıyoduk. Abazan liseli erkekler mi dersin, huurluk peşinde koşanlar mı dersin hepsi bize bakıyodu. Öyle çok yakışıklı değildim. Ama olurum vardı.
    Sınıfa girdik. Efe çoktan gelmiş uyuyodu. Bazen Efe'ye üzülmüyo değilim. insanın ailesini kaybetmesinin nasıl bişey olduğunu bilmiyorum, ama görüyorum. Efe, sol tarafta, 6sıradan arkadan 2., cam kenarındaydı. Yanına oturdum.
    Özge mi? iki sıra yanımızdaydı.
    -Pişt uyan lan.
    E: Hıı
    -Lan uyan ders başlıcak.
    Dedim ya insanın ailesini kaybetmesi... Sen nasıl bu kadar değiştin be.

    Panpalarım kusuruma bakmayın okuyan yok diye bekliyodum. Şimdi seri atacağım. Var olun.
    ···
    1. 1.
      0
      Yaz pnp
      ···
  6. 6.
    +11
    PART6
    Son zil çaldı. Çantamı topladım. Herkes teker teker çıkıyodu.
    +Kardeşim görüşürüz, diyen Ali'ye eyvallah dedim.
    Montumu giydim, çantamı sırtıma geçirdim. Özge servisle gittiği için bizi beklememesi normaldi:
    Ö: Görüşürüüz.
    Efe'yle görüşürüz dercesine elimizi kaldırdık.
    -Hadi gidelim.
    Efe'le aynı arabaya biniyoduk. Ben Üsküdar-Ümraniye sınırında, o Ümreniye'de oturuyo. Özge'yi mi diyosunuz? Kadıköy.
    Okuldan çıkmış, durağa doğru yürüyoruz.
    -Sen bugün o kızla ne konuştun?
    Merak etmiştim.
    E: Havadan sudan.
    -Dalga geçme gibtirme kendini bana.
    Kulağında kulaklık var, müzik dinliyo.
    E: She's so pretty and I want her. She's the lady, wanna be with her. She's my lady, Kamelia!
    Yapısında olsa gerek çok soğukkanlı bi çocuk.
    ···
    1. 1.
      +1
      Part 7 gelsin hadi bin
      ···
    2. 2.
      0
      Çok yavaşsın be pampa
      ···
  7. 7.
    +10
    PART7
    Efe'yle bi yere kadar aynı arabayla gidiyoduk.
    Oturduğumuz ev bi apartman dairesiydi. Komuşlardan bi kaçını tanırım. iyi insanlardır. Telefonun titreştiğini farkettim. Normalde aktif konuştuğum bir iki kişi vardı. Ama onlarda bu saatte neden mesaj atsınki. Telefonu çıkardım.
    +Selam
    Numarası kayıtlı değildi. Açıkçası şaşırdım. Kim şaşırmazki bilmediğiniz bir numaranın size mesaj atmasına. Bu yüzdendir ki
    -Kimsin?
    Annem ve babam çalıştığından bende bi anahtar almıştım kendime. Kapıyı açtım, içeri girdim. Ev bayağı havasız kalmış. iki dakika camları açıyımda içeri oksijen girsin; bende bu arada üzerimi değiştiriyim.
    Üzerimi değiştirmiş, test çözmeye başlıyacakken yine mesaj geldi. Sanırım telefon bugün susmıyacak.
    +Şeeeey ben. Tanışabilir miyiz?
    -Dalga mı geçiyosun? Bilmediğim bi numara bana tanışabilir miyiz diye mesaj atsın bende olur diyiyim.
    +Sen baya kabaymışsın.
    -Teşekür ederim.
    +Ne demek.
    Bu şekilde erkek mi, kız mı onu bile bilmediğim birisiyle bi 5-10 dakika kadar tatlı bi tartışma mı diyiyim konuşmamı her neyse. Öyle bişey yaşadım.
    ... (gereksiz yerleri kesiyorum)
    Şu YGS kadar taktan bi sınav görmedim. içim dışım test oldu.
    ···
  8. 8.
    +7
    PART12
    E: Teşekkür ederim.
    Ayağa kalktı. Kapıya doğru geçirdim. Hemen yanlış anlamayın panpalar.
    E: Görüşürüz, dedi elini kaldırarak.
    (... )
    Saat 16'ya geliyodu. Üniversite sınavı söz konusu olunca hayvan gibi çalışanımız vardır illa. Bende onlardan biriyim işte.
    Annem aradı ve tencereye su koymamı söyledi. Sanırım işten çıktı.
    (Gereksiz yerleri kesiyorum)
    Annem gelmesiyle halimi hatrımı sormaya başladı:
    +Naptın oğlum?
    -Napıyım anne test çözüyorum her zamanki gibi.
    +Çalış oğlum çalış. Bizim gibi olma.
    Mutfağa geçtik. Yemeği yapması lazım.
    +Akşam biz babanla Şükran'lara gidicez. Gelcen mi?
    Yine mi.
    -Yok ya ne yapıcam orda. Hem geçen günde gitmiştiniz.
    +Oturursun oğlum. iki hal hatır sorarsın. Ezgi'de var hem.
    Sorun da orda ya Ezgi var.
    ···
  9. 9.
    +7
    PART13
    A: iyi ozaman evde otur, dedi bıkkın şekilde.
    Annemle anlaştıktan sonra salona geçtim. Sıkıldım. Ceren'e mesaj atıyım bari. Çalışmak için kapattığım telefonu açınca ardı ardına gelen mesajlar telefonumun hafızasını gibiyodu. Mesajlara girince Özge'nin mesajların %70'ini oluşturmuş. Mesajları okudukça içimdeki merak beni kemirmeye başlıyodu. Onu aramama kesin karar verdirten mesaj: "Yardım et. Lütfen"
    Hemen aradım, açtı. Seni gülerken görmez olduk Özge be.
    -Özge noldu?
    +Alo
    -Nergis abla?
    Şaşırdım.
    +Özge odasınd...
    -Şey iki dakika verebilir misin, dedim lafını keserek.
    +Kimseyi istemiyo be oğlum. Ağlıyo. Bişey anlatmıyoda, dedi.
    Nergis abla yani Özge'nin annesi benim anneme göre gençti. 40 yaşında falan.
    -Nergis abla rica etsem benim olduğumu söyler misin?
    +Tamam oğlum bekle biraz.
    Hafiften sesleri duyuyodum. Özge, "Uyuyo de" diyo. Sesi bitkindi.
    Nergis abla telefonu kulağına getirdiki:
    +Uyuyo oğlum, dedi.
    Uyumadığını bildiğimden kapatmadan önce Özge uyanınca aramasını istedim. Özge hemcinsim olsa kesin yanına giderdim ama her şeyin bi adabı var.
    Bütün keyfim kaçtı. Mesajların geri kalanı bazı kurumlardan ve bilmediğim bi numaradan gelmişti. Önemsemedim; bakmadım bile. Belki moralim düzelir, bi tane çikolata alıyım çekmeceden.
    Mutfağa girince annemin soru bombardımanını geçiştirdikten sonra çikolatamı yemek üzere salona tekrar geçince telefon çalmaya başladı.
    ···
  10. 10.
    +6
    PART8
    (... ) işareti gereksiz yerleri kesmek için kullancam.

    (... )
    Beden dersini bitirmiş, kıyafetlerimizi değiştirmiş kantine doğru gidiyoduk Efe'yle. Su almamız lazım. içeri girdiğimizde dışarının ne kadar soğuk olduğunu iliklerime kadar hissettim. Boyum uzun olduğundan suyu almam uzun sürmedi. Gözüme dünkü kız çarptı. Kantinin sağ köşesinde iki-üç arkadaşıyla sıra bekliyodu, ama bi türlü ne istiyosa alamıyodu.
    -Ben alıyım istersen?
    +Teşekkür ederim.
    Sesi gerçekten kulağıma çok tatlı gelmişti. Kapının önünde beni bekleyen Efe şuan görünürde yoktu. Gitmiş heralde.
    +iki tane caramio alır mısın?
    Elindeki parayı aldım. Sağolsun Sinan abi dileğimi yerine getirdi ve direk caramları uzattı.
    +Teşekkür ederim.
    Yanındaki arkadaşlarından utanmış olsa gerek. Bende utanmadım değil.
    -Neyse görüşürüz, dedim ve sınıfa doğru yürümeye başladı.
    Şu kızları hiç anlamıyorum. iki yardım ettim diye hemen gülüşmeye başladılar.
    zütüm dona dona sınıfa girerken sınıfta müdür yardımcısını gördüm. Gözüm direk Özge'yi aradı. Efe'nin nerde olduğu belli zaten. Bizim Efe'yle beraber üç kişi daha. Şu üç kişiyi tanımıyorum.
    Bağırıp çağırmaktan beni fark etmedi, usulca Özge'nin yanına doğru yöneldim.
    -Noldu?
    Ö: Boşver.
    -Noldu kızım söylesene?
    Fısıldaşmalarımızın duyulduğundan mıdır bilmem müdür yardımcısı bunları alıp dışarı zütürdü.
    Ö: Oldu bitti işte halâ ne soruyosun.
    Fısıldamayı bıraktım.
    -Ben Efe'den öğrenmez miyim, diyip sırama geçerken:
    Ö: Ya dur saçmalama, dedi kolumu tutarak.
    Ö: Bi de sen kınama al tam olsun.
    Sırama geçtimki mahalle karıları konuşmaya başladı. Neyseki hocanın sınıfa girmesiyle sessizlik sağlandı.
    Efe'yi merak ediceğim kesin. Şu 40 dakika hiç geçmicek.

    Panpalarım yeni partı iftardan sonra atacağım şimdiden tutan herkese Allah kabul etsin; tutmayanlara afiyet olsun.
    ···
  11. 11.
    +6
    PART10
    Ceren'e mesaj atmakla geçti c.tesinden önceki gecem. Telefondan konuşuyoduk, samimileştik iyice. Ama hiç buluşmadık. Okulda az çok. Gittikçe beni kendine bağladı. Ceren'le konuştuğum günler; Efe'yi, Özge'yi unutmuştum.
    Sabah olmuş elimi yüzümü yıkamış, kahvaltımın başına oturdum. Kahvaltıda müzik dinlemeyi severim. Adeta rutinim olmuştur. Rutinimi yerine getirmek için telefonu açtığımda Ceren iki tane mesaj atmış. Sabahın köründe işsiz mi bu amk.
    C: Pişt
    C: Naber yakışıklı.
    40 dakika falan önce atmış, hala aktif. gibtir et biraz beklesin, yemeğimi yemem lazım.
    Kahvaltımı yaptıktan sonra televizyonun başına yaylandım. Şimdi siz dersiniz ne biçim YGS'ye çalışıyosun. Yemek yedikten hemen sonra çalışırsanız metabolizmanız çalıştığından verim alamazsınız.
    -iyi.
    C: Bugün buluşalım mı?
    -Neden?
    Bu kadar gerizekâlıca bi cevabı anca ben verebilirdim.
    C: Gelmek istemiyosan?
    -Yok öyle değil.
    -Ama bugün müsait değilim.
    Çalışmam lazım.
    C: Tamam.
    -Bakire misin?
    ···
    1. 1.
      0
      Bakiremisin ne bin abajdjwşfkwşxjs neyse hızlı yaz
      ···
    2. 2.
      0
      Aynen hizli yaz imla kurallarini bosver anlariz biz
      ···
    3. 3.
      0
      sokucam ama 5 saat oldu dıbına kodugumun kolsuzu
      ···
    4. diğerleri 1
  12. 12.
    +6
    PART19
    Sıcak iyice basmıştı içimi. Montumu çıkarırken elim cebime takıldı. Katlanmış bir çizgili kağıt. Açtım. içinde beni sevmek isteyip sevemediği, olamayacağı, kendi yoluma bakmam gerektiği yazıyodu.
    Taşıncaklarmış. Hemen telefonuma sarıldım, aradım onu; açmadı. içim iyice tuhaf bir hal almıştı. Satırlar anldıbını yitirince evden çıktım, Ezgi'nin kapıyı açması için saymaya başladım.
    (... )

    FiNAL
    Efe iyiye dönmüş, Özge'yle birlikte olmuştu. Efe'nin babasından kalma bir yazlığı vardı Sakarya'da. Kirada olanlar erken çıktığı için LYS öncesi gidelim demiştik. Efe, Özge, ben ve Ezgi. Ezgi mi. Hep ona tutkulu bir gözle bakıp hiç beraber olmadığımı fark etmiştim. Ceren'in yazdıklarından sonra Ezgilerin evinin zilini çalıp kapıyı Ezgi açınca ona reddedemeyeceği bir teklif sunmuştum.
    E: Eee ne yapıyıyoruz bugün?
    Ö: Bilmem ne yapalım, dedi Efe'nin gözlerine bakarak.
    Cilveleşmeleri sevmezdim.
    -Cilveleri bırakın da konuşalım.
    E: Biz sana bir şey diyor muyuz Nihat Bey? dedi ciddi bir şekilde ama dalga geçerek.
    E: Hem dün gece sizin odadan gelen sesler neydi?

    Panpalar hikaye bitti. Okuyan herkese teşekkür ediyorum. Kendinize iyi bakın.
    ···
    1. 1.
      +2
      Bu nasıl son hayatını gibtiğimin evladı bidaha senin hikâyenin okuyanı gibsinler
      ···
  13. 13.
    +5
    PART14
    Telefonu açtığımda tanımadığım ama bi yerden kendini hatırlatır gibi olan bir sesti.
    +Lan huur çocuğu Özge'ye o kadar mesaj yazıyorum, arıyorum; telefonu neden kapalı lan züt.
    Sesiyle semt çocuğu etkisi vermek istemişti dalga geçer bir şekilde. Başardı da.
    -Kimsin?
    Sükunetimi korumam lazım. Kavgacı birisi olmadım hiç. Ama olduysamda taktan sebepler yüzünden oluşumdur.
    +Özge nasıl? dedi üzüntülü ve dalga geçer gibi yaparak.
    Özge'yi sorması direk sapık olduğu kanısına varmamı sağladı.
    -Kimsin lan sen, dedim sesimin şiddetini yükselterek.
    Sesimi bayağı yükseltmiş olmuşumki annem bir anda salona daldı, bana doğru bakmaya başladı telaşlı gözlerle.
    +Ya şey galiba ben Özge'ciğimi biraz üzdümde iyi mi acaba?
    Bu konuşmalardan sonra küplere binmiştim. Sesini hatırlamaya çalışmama rağmen bulamıyorum.
    Sinirdendir telefonu direk kapattım. Annem:
    A: Hayırdır oğlum. Kim o?
    Sesinde annelerin çocukları için endişelendiği ses tonu.
    -Bi şey olduğu yok, dedim inanmasını beklemeyerek.
    A: Eğer kavga falansa...
    Sözünü keserek öyle bişey olmadığını izah etmek için 10-15 dakikayı anneme ayırmıştım.
    Anneme durumu izah ettikten sonra montumu alıp apartmanın girişinde oturmaya başladım. Sigara içen bir insan değilimdir. Genelde böyle durumlarda şınav, barfiks gibi hareketler yaparım. Aynısını yaptım da bir anda yere kapanıp şınav hareketine başladım.
    1, 2, 3...
    E: Nihat ne yapıyosun burda?
    ···
  14. 14.
    +5
    PART16
    C: Ya dur, dedi fısıldayarak ama gülerek.
    Dayanayark Ceren'i öpmüştüm çünkü dudaklarından. Arkada olduğumuzdan bizi görebilen tek kişi yanımızdaki bizden varsa en küçük 1yaş küçük liseliler ve ön koltukta sesimizi duyduğumuzda arkasını dönenler.
    -Ne yapıyım dudaklarında vişne tadı var.
    C: Yaa öyle mi, dedi neşeli bir şekilde ve bu sefer kendisi dudaklarını bana verdi.
    Bir anda salonun gürlemesiyle öpüşürken nefesimiz kesildi. Öpüsmeyi kesip gülmeye başladık. Ki bu gülüşümüzü duymuşlar. Herkes arkasını döndü. Ne yapacağımızı bilemedik. Filme bakınca mezarlık sahnesini görünce sıçtığımızı anladım. Yanımıza en ön saflardan erkek bi hoca geldi ve salondan çıkmamızı söyledi. Ceren göz ucuyla bana bakıyodu.
    Dışarı çıkarıldığımızda ne yapacağımızı bilemedik.
    -Öpüsmeye devam mı etsek, dedim hafif gülerek.
    C: Gerizekâlı.
    -Neyse ben açım. Kantine gidicem.
    C: iyi beraber gidelim.
    Yan yana en üst kattan inmeye başladık. Ders olduğundan koridor boştu. Kantin bahçede olduğundan dışarı çıkmamız normal bir durumdu.
    Kantine girince ne yersin diye sorduğumda tost istediğini söyledi; ben de ayvalık alcaktım zaten. Tostları almış elektrikli sobanın yanına kedi gibi yanaşmış olan Ceren'e doğru gittim, yanına oturdum. Yanına oturmamla kulağıma tanıdık gelen bir ses:
    +Diğer sevgiline ne oldu lan, dedi.
    ···
  15. 15.
    +5
    PART11
    Tabiki öyle bişey yazmadım. Müsait olmadığımı yazdıktan sonra tamam haricinde başka mesaj atmadı zaten. Televizyonumu izliyim neyse.
    (... )
    Zil çaldı. Beni çalısmama ara verdiren kişiyi merak ediyorum. Ezgi beliriverdi. Komşumuz. Bana karşı hep tutkulu bi bakışı vardı.
    Fazla muhabbet etmemem lazım beni her muhabbetinde şehvetlendiriyodu. Umarım şimdide aynısı olmaz.
    E: Naber Nihat?
    Altünda gri eşofman, üstünde bordo bi kalın, şapkalı t-shirt. Gerçi benimde bi farkımız yoktu.
    -iyi sen?
    E: iyi. Şey 2-3 tane yumurta var mı acaba?
    Neden istiyon ki amk. gibtir git al marketten.
    Kızıl seviyosanız Ezgi'yi beğenmemeniz zor. 1.75 civarı, saçları kızıl (öyle koyu kızıl değil yanlız, biraz açık), gözleri siyah. Önceden diş teli takıyodu, çıkarmış.
    -Tamam bakayım. içeri gel istersen?
    Keşke demez olaydım ama laf ağızdan bi kere çıkar. içeri girdi.
    Mutfağa geçtik. Sandalyeye oturmasını söyledikten sonra:
    E: Bi ara oturup muhabbet edelim. Uzun zamandır konuşmuyoruz beraber.
    Hiç niyetim yok. Son konuşmamızda kendimi tutabilmiştim.
    -Olur, dedim kibarlık olsun diye.
    Yumurtalar kırık mı diye kontrol ediyodum. Farketti heralde:
    E: Çok şey yapma ya. Özenle seçmene gerek yok, dedi gülümseyerek.
    -iyi sen bilirsin, dedim yumurtaları alarak.
    Yumurtaları eline koydum. Kırmızı ojeleri...

    Okuyan belli etsin panpalar
    ···
  16. 16.
    +5
    PART15
    Sesinden anlamıştım Ezgi olduğunu.
    -Sanane.
    Gülmeye başladı yine. Gülmeye başlayınca dayanamadım, gitmek istedim ordan. Öyle de yaptım. Arkamdan "Nereye" diyişlerini duyuyorum sadece. Hızlı adımlarla bir park bulmaya çalışırken cebimdeki telefon kıpırdamaya başladı; açtım.
    Ö: Nihat, dedi çekingen bir şekilde.
    -Özge. Niye aradığımda telefonuna bskmıyosun lan, diye üste çıktım.
    Ö: Ya ne yapmamı bekliyosun. Çok kötüydüm. Halâ da öyleyim.
    -Nerdesin. Çık buluşalım bi yerde.
    Ö: Beni evin önünden alsana, dedi burnunu çekerek; ama ağlar bi havası yoktu.
    Özge'ye olumlu cevabımı verdikten sonra yola koyuldum. Bu saatte otobüs beklemesi de ne iğrenç bişeydir, hele ki soğuk havada.
    (... )
    Otobüsten inmiş; Özgelerin evine bi kaç dakikalık yürüyüş mesafesi kalmıştı. Soğuk havada hızlı adımlarla yürüdüm. Bu sefer öfkeli olduğumdan değil; belki biraz da olsa içim ısınır diye.
    Eve vardığımda Özge'yi arayıp aşağı inmesini söyledim, öyle de oldu. Aşağı iner inmez kötü olduğu zamanlar yaptığı gibi sarıldı bana. Sarılmayı bırakınca şişmiş gözlerini gördüm.
    -Noldu sana?
    Ö: Oturup konuşalım tamam?
    isteğini kırmadım. Bi kaldırıma oturduk.
    Ö: Babam hasta. Hep bayılmalar, hafızasını kaybetmeler, demesiyle ağlamaya başladı. O an ne yapacağımı bilemedim. Özge'yi teselli mi ediyim, o kişinin kim olduğunu mu sorayım. Oturduğum soğuk kaldırım taşı beni bırakmıyodu.
    -Kim o, diyebildim sadece kekeleyerek.
    Ö: Yarın okula gitmek istemiyorum, dedi ağlayarak.
    Ozaman jeton yavaş yavaş düşmeye başlamıştı bende.
    Özge'yi biraz teselli edip evine gitmesini bekledikten sonra eve doğru yürümeye başladım.
    (... )
    Özge dediğini yapmış, bugün okula gelmemişti. Şansımıza bugün konferans salonunda film oynatacaklarmış. Ben de Ceren'i alıp konferans salonunun arka taraflarına zütürdüm, beraber izleriz diyerekten.
    ···
  17. 17.
    +4
    PART9
    Zil çalınca hemen Efe'yi aramaya başladım. Müdür yardımcısının odasına doğru koşar adımlarla inerken bi anda karşıma çıktı:
    -Efe noldu lan.
    Cevap vermedi. Sinirli ama bir o kadar bitkindi.
    -Lan cevap versene oğlum. diyebildim sadece arkasından.
    Canım iyice sıkılmıştı bu duruma. Dışarı çıkıp okula uzak bi bankta oturuyorum.
    +Naber.
    Bu soğuk havada yanıma oturan olsa olsa bi gerizekâlı olabilir. Keşke öyle olsaydı.
    Sağ tarafıma baktığımda o. Sesim kesildi, kitlendim.
    +En azından telefonda mesaj atıyodun.
    -Sen?
    Kekelemeye ramak kaldı.
    +Ceren, dedi gülerek.
    -Nihat. Memnun oldum.
    C: Dün çok kabaydın.
    Efe'nin soğukkanlılığı tam da şimdi lazımdı.
    -Olabilir. Tanımadığın birisi sana mesaj atsa sen napardın?
    C: Biraz daha kibar olurdum.
    -Bu arada numara mı sana Efe'mi verdi?
    C: Başka kim olabilir.
    -Neyse kalkalım hava soğuk.
    Yan yana içeri girdik. Dün Özge, bugün Ceren. 12 ye gidiyomuş oda.
    Testesteron seviyesinin östorojene selam verdiği koridorlardan sınıfa doğru geçerken Özge'nin bi çocukla tartıştığını gördüm. Biraz daha yaklaşınca "ya istemiyorum git başımdan." gibisinden bişyler duydum. Resmen rahatsız ediyo bin. Özge beni gördü.
    -Bişey mi var?
    Özge gidelim dercesine bana bakıyodu.
    +iki dakka gider misin kardeşim bişey konuşuyoruz.
    Özge'nin yumuşacık ellerini tuttum. Sınıfa doğru zütürcektim ki:
    +Şşş
    Kolumu tuttu ibine. Ona döndüm.
    Boyum biraz uzun olsa gerek çocuk hafif yukarı bakıyodu. Özge'nin elini bırakmadım. Sadece arkamda tutuyodum onu. içimden suratına yumruğu vurmak geçerken Özge kulağıma fısıldadı:
    Ö: Gidelim mi?
    Sesi tedirgin ve bir o kadar üzgündü.
    Açık konuşıyım fısıldaması beni tahrik etmişti sanki.
    Benimde fısıldayasım geldi.
    -Bidaha seni Özge'min yanında görürsem kafanı giberim.
    +Görüşücez senle ozaman, dedi.
    Özge'nin elini bırakmadığım gibi sınıfa
    yürümeye başladık.
    Haftanın son dersi...
    ···
  18. 18.
    +3
    PART17
    Daha bir lokma alamadan bütün açlığınm gitti; Ceren'de aynı. Klagib o diyalogları yaşadım.
    C: Ne diyo bu, dedi bana bakarak.
    -Şunu yedikten sonra anlatırım.
    -Sende gitsene şurdan, dedim çocuğa.
    +Ben kızı düşündüğüm için sordum. Yoksa neden böyle bişey diyeyim mi, dedi olayı birazda dalgaya vurarak ve kendi masasına oturmaya gitti.
    Ben de Ceren'e dönerek yemesini söyledim. Ama dinlemedi, gitti yanımdan. Peşinden gitmek istedim, yapmadım. Sırası değildi.
    Yiyesim kalmadı, paralar da boşa gitmişti üzüldüğüm şey buydu. Çünkü ona doğruları anlatınca normalleşeceğini biliyodum. Tostları alıp dışarı çıktım. Ekmekleri küçük küçük bölüp yüksek bir yere koyduktan sonra ellerimi birbirine vurarak silkeledikten sonra ellerim cebimde dolaşmaya başladım.
    Çıkışta Ceren'e her şeyi anlatmam lazımdı. Bu yüzden Efe'ye gitmesini, ben kendim gideceğimi söylemiştim. Ceren yanında bir iki arkadaşıylaydı. Yanlarına giderek:
    -Biraz konuşabilir miyiz, dedim.
    Arkadaşlarının ısrarıyla bi köşeye gittik konuşmaya. Ona çocuğun kim olduğundan, neden Özge'ye sevgilim dediğime kadar anlattım, inanmadı.

    Akşam iftardan sonra bitireceğim 20-25. partta
    ···
  19. 19.
    +3
    PART18
    Dedim ya kadınlarla başım yıllardır dertte; şuan bile.
    -Neden inanmıyosun bana, dedim.
    Bu lafımın ardından anlamsız bir öpücük kondurdu yanağıma.
    C: Bu son öpücüğümdü sana, dedi ve arkasını dönerek gitti.
    Arkasından yalvaracak birisi değildim. Daha doğrusu şu hayatta kimseye yalvarmadım, yalmarmamda. Sadece arkasından baka kaldım.
    Yine tek başıma kalmış ben.
    (... )
    Otobüsten inmiş, yürüme mesafesi kalmış olan evime gitmek için yürümekteyim. Ne hoş ki indiğim durakta Ezgi'yle karşılaştım. Her yerde karşıma çıkıyor.
    E: Hayırdır? Karadeniz'de gemilerin mi battı?
    -Kadınlarla başım dertte.
    Yine o meşhur kahkahasını attı.
    E: Ne derdi?
    -Öyle be işte.
    E: Pekii, öyle olsun.
    Soğuk davradığımdan eve girene kadar benimle konuşmadı daha.
    Eve girdiğimde ders çalışasım hiç yoktu. Zaten bu saatten sonra da çalışsam ne olcak. Çantamı bi kenara fırlattım, kanepeme uzandım. Ve düşünmeye başladım geçmişte yaşadıklarımı.
    ···
  20. 20.
    +3
    Panpalarım biraz anlayışlı olun. Oruçlu oruçlu yazabildiğim kadar yazıyorum. Boş zamanım oldukça yazıyorum.
    ···
    1. 1.
      0
      Hani hepsi hazırdı
      ···