lisedeki ilk sikiş hikayemi anlatıyorum

iyice birbirimize sokulduk ve sarılmaya bASLADIK. yagmur hızını artıyordu ve biz de artık bunun tadını çıkarmaya basladık. gülüyor eğleniyorduk. siyah uzun dalgalı saçları yagmurun altında o kadar tatlı olmustu ki, yüzüne inen bir tutam saçı buseyi karsı konulmaz bir çekiciliğe bürümüştü.ben de nefsime daha fazla hakim olamadım ve elimi saçlarına atarak yüzünü açtım. sürekli gözlerimin içine bakıp gülüyordu. sap elim yüzünde idi. saçlarını oksuyordum. bi an gözleriyle dudaklarımı süzdüğünü farkettim. ve bunu öpüşmek istemesine yordum. ancak korkuyordum. yanlıs anlamıs olabilir mi idim. eğer öpersem sert tepki gösterip gider mi idi? sırılsıklam dudakları bana dünyanın en tatlı varlıgı gibi geldi. ve bir anda bu muhteşem dudakların dudaklarımla birleştiğini, busenin gözlerinin kapalı vaziyetteki tatlılıgını farkettim.

panpa ne zaman bitircen uyucam amk

devam et amk uykum geldi yatcam

ve yine okul çıkısında beraber yola koyulduk. "ilk günümüzde güzel bi gün geçirelim ya lütfen. hadi ormana gidelim çekirdek çıtlayalım" dedi. ben de memnuniyetle kabul ettim.
ancak hava kapalıydı. ve biz ormana girdiğimizde yavastan ciselemeye basladı. ancak fazla sorun degildi bu. biz muhabbete çekirdeğe girdik. zamanla yagmur hızlanmaya basladı. bu beni rahatsız etmesine ragmen buseyi daha da heyecanlandırdır. heralde romantizm arıyordu engen işte. çekirdeği atıp yaşlı bir ağagın altına girdik. bu bizi biraz daha koruyordu ama yine de ıslanıyorduk. hafiften üşümeye basladık. busenin üşüdüğünü hissettim ve ceketimi çıkarıp omzuna attım. güldü. ben de "bosuna o kadar türk filmi izlemedik dimi" dedim. kahkaha attı.

devam et panpa

doğum günü bu şekilde geçti. ertesi gün okulda teneffüste görüştük. hala mutlu idi. gözleri neşe içinde parlıyordu. ee, dedi. 4 ay önce verdiğin sözü hatırlıyor musun?
ben de geçen bunca ay içinde iyice hoşlanmaya baslamıstım. ve artık çıkmamız için hiç bir neden yoktu.
gülümseyerek "tabi ki. sözüm söz. hem söz vermeseydim bile, su an en cok istedigim sey seninle beraber olmak" dedim. bu sözlerim onu kat kat mutlu etti. öğretmenleri yanımızdan geçmesine rağmen aldırıs etmeden sarıldı bana ve yanagıma öpücük kondurdu. çok etkilenmiştim.

ona en sevdiği şey olan galatasarayın milan baros formasından almıstım. ne kadar değer verdiğimi anlasın istiyordum. çünkü her zaman iyi niyetli olmustu. benden baska da hiç bi erkekle konusmuyordu dogru düzgün.
doğum günü pazara denk gelmişti. güzel bir mayıs akşamıydı. annesi beni eve davet etmişti. artık annesi ve babası da beni tanıyor ve güveniyordu. ancak aramızdaki duygusal bağı farketmemişlerdi. biraz rahat, geniş bir aile idiler. hediyemi alıp evlerine gittim.
güzel bir pasta kestiler. kzı cok mutluydu. en sevdigi insanlar, annesi babası kardeşi ve benim yanında olmamız, ziyadesi ile sevindirmişti onu.

reserved

yani bilmiyorum ya buse dedim. 4 ay sonra beni kabul edeceğine söz ver dedi.
baktım ki gözlerinden beni ne kadar arzuladıgı belli oluyor. dayanayamadım ve peki söz diyiverdim. hemen boynuma atladı ve sarıldı. gözlerinden boncuk boncuk yaslar damladı.
aradan haftalar aylar geçti.
ben össye hazırlanıyordum. bir yandan onunla arkadaşlıgımız sürüyordu. bu ara sıra geri sayımdn bahsediyordu ama ben konuyu değiştiriyordum.
artık yarın doğum günüydü

birader gib artık şunu

haklısın ama herşeyden önce bu yasak dedim. 15den kücük bir kızla cinsel anlamda hiç bir birliktelik yasal değil dedim. anlasılan bunu ilk kez duyuyordu. çok şaşırdı ve anlattım. 15 yasından kücük bir kızla cinsel münasebette bulunmak kesinlikle yasaktı. ister kızın rızası olsun ister olmasın. hayret etti. ve "iyi de ne alaka cinsel münasebetle, ben aşktan bahsediyorum" dedi. hak verdim kıza. ancak "yine de ben buna da karsıyım. üzgünüm" dedim.
hemen atıldı "ben seni bir ömür beklerim. ne yani bir kaç ay bekleyemeceğimi mi sanıyorsun. sunun surasında 15ime 4 ay var" dedi.
vay amk dedim bu harbi aşık bana.

bu olay cuma yasanmıstı. hafta sonu görüşmedik doğal olarak. pazartesi oldugunda teneffüslerde görmedim onu. ve çıkısta her zamanki gibi beraber yürüdük. o hiç konusmadı ve ben "naptın haftasonu" dedim. iii yaptı. sonra konuyu açsam mı açmasam mı diye düşündüm. ve açtım. "buse, seni üzmek istemem, ama sen benim kardeşim yasımdasın" dedim. "aramızda 3.5 yas var." bunu bekliyormus gibi anında cevap verdi. "nolmus varsa, aşkın yası mı olurmus. hem ben seni seviyorum." içimden ne alaka amk dedim. "sen cok güzel ve tatlı bir kızsın. hoşsun da. yasın bir yıl daha büyük olsa.. ama baskaları ne der" sinirlenmis gibiydi. sinirlenince acayip tatlı oldu "bize ne baskalarından !!"

reserved

bu artık yavas yavas bana çekici gelmeye baslıyordu. ama yası itibariyle kendimi engelliyor hiç yanasmıyordum. bi gün ormanda oturup çekirdek çıtlarken bana sevgi dolu gözlerle bakmaya basladı. heyecanlı bi şekilde kızararak "aylardır anlamıyosun ben sana aşık oldum ya" dedi. ben "olamaz" dedim. ve bu hıçkırıklarla salya sümük ağlamaya basladı. sonra daha fazla dayanamadım ve tm tmam sakin ol dedim ve basını omzuma yaslayıp saçlarını okşamaya basladım. biraz olsun rahatlamıs görünüyordu. ağlaması bitince "hadi eve gidelim artık geç oldu" dedim. ve otobüse atlayıp bu konu hakkında hiç konusmadan evlerimizin yolunu tuttuk.

dersimizi bi güzel çalıstık ve ben aksam 7 gibi babası gelmeden ayrıldım. evimin yolunu tuttum. pazartesi sınavının iyi geçtigini söyledi. teşekkür etti. sınav açıklandıgında ise 45 almıs geri zekalı. ben sana böyle mi öğrettim dedim. güldü. günler haftalar böyle geçti gitti. birbirimize daha da ısındık. bir gün çıkısta bana dedi ki *** biraz yürüyelim mi hemen gitmeyelim. bizim okulun orda ***ormanı var ***anadolu lisesinde okuyan bilir. olur dedim. ve beraber ormana gittik yürüdük diğer doğa severler gibi. muhabbet ettik çekirdek çıtladık. artık ara sıra çıkıslarda ormana gidip vakit geçiriyorduk. iyi de geliyordu orman havası.

sübyancı

reserved

rizirvid

sonra tam buna çakarken kapı açılacak annesi içeri ellerinde kurabiyeler ve çaylarla girecek. bizi bu halde görünce dehşetle çığlık atacak. buse de panikle elleriyle memelerini örtmeye calısacak. sonra gelip birşeyler söyleyecek. ben cevap verecem. gibimi kalkık vaziyette görünce canı çekecek onun da. elini önce atıp okşicak. sonra ağzına alıp yalamaya baslıcak. ve buse bu durumdan rahatsız olup ağlayarak dısarı çıkacak odadan. ve ben annesine çatur çatur giricem..
amma ve lakin hiç hayal ettiğim gibi olmadı ve kendimizi inek gibi mantık dersiyle ugrasırken bulduk. kafamız gibildi ders çalısmaktan ve kapı açıldı annesi elleri bos içeri girdi. aferin aferin çalısın dedi ve cıktı.

bekliyorum ki her sey ferrelardaki gibi olsun. elimi omuzunda saçlarına atıcam. önce kücük bi çekinicek. napıyosuun diyecek. ben üstüne gidince daha da direnecek. ardından kendini kaptırıp elini basıma atacak. ve dudaklarını yaklastıracak. ben de dudaklarına yapısıp yalamaya baslıcam. 1-2 dakika öpüştükten sonra boynunu kulaklarını ve daha aşağıları memelerine doğru emmeye yeltenicem. sonra kıyafetini aşağı indirip memelerini çıkarıcam. yaladıkça yalicam. o da dayanamayıp pantolnumdan benimkini çıkarıcak. ağzına alıcak. gibimtaş gibi olacak. taşaklarımı dudaklarının arasında emicek. ve ben onun gri pijamasını indirip tangasını aralayıp kukusunu ellicem. dilimle saniyede 360 darbe vurucam. masanın üstüne çıkıp domaltıp analdan giricem. bu yasta kızlıgı bozulmasın diye.