1. 1.
    0
    bu başlıkta anlatılacaktır. önce bir giriş yapalım.
    mal adam ve bıyıklı 16-17 yaşlarında aynı lisede okumuş çok yakın arkadaşlar tabi her yakın iki arkadaş gibi farklı takımlara gönül vermişler. mal adam fenerbahçE bıyıklı ise Galatasaraylıdır. bunlar lise 2 ve lise 3 te aynı lisede fakat farklı sınıflarda okumuşlardır.mal adam ailenin tek erkek çocuğu bıyıklı ise abisi olan bundan dolayıda kavgalarda biraz atılgan bir tiptir. çok eski dostluk neden ezeli bir düşmanlığa dönüşmüştür rezervlerinizi alın hikayenin bundan sonrası mal adamın gözünden anlatılacaktır.
    edit: takip eden değerli panpalarım rezervleriniz kaybolmasın diye şukularınız aldınız.
    ···
  2. 2.
    0
    yaz bitmiş biz de lise 3 e geçmiştik. lise 3 öss de sorulmadığı için biz okulda derslerle pek ilgili değildik. zaten h.içi okul hafta sonu ise dersanede vakit geçiriyorduk. okulda ise çoğumuz öss ye çalışır ya da çalışmayan diğer kısım gibi bazılarımız da okula kız peşinde koşmak için gelirdi. bizim sınıf biraz inek bir sınıftı ben süper lisede okuyordum. sınıfımız da hep hedefi olan insanlarla doluydu. ben de zekama güvendiğimden pek sallamazdım dersleri. bıyıklı ise aynı lisenin düz bölümündeydi sınıfları bize göre daha bir şenlik yeri gibiydi.
    ···
  3. 3.
    0
    okulun başlamasıyla millet yine bir araya gelmişti bizde bundan dolayı bir halı saha maçı yapmıştık çoğunluğunu bıyıklının sınıfı oluşturuyordu bizim sınıftan çok fazla top oynayacak adam çıkmazdı kızları zaten hep kalın çorap giyen inek tipliydiler. halı saha gece 1-2'ydi sanırım zaten yazdan kalma gece sıcaklığı devam ediyordu. maçın ertesi günü maç kritiği yapmak için bıyıklının sınıfında toplandı zaten herkes. kim iyi oynadı kim berbattı hata neredeydi falan tartışıldı. o ara sınıfa giren bir kıza gözüm çarptı . daha önce görmemiştim hiç o kızı .göz göze gelirmiyim diye uzun uzun baktım kıza belki kafasını çevirirde beni fark eder diye bütün millet maç kritiği yapmaya devam ediyorken.
    ···
  4. 4.
    0
    zil çaldı tabi ilk zili kimse takmıyordu o sınıfta ben de hocayı çağıran o ikinci ile kadar bekledim o sınıfta ama bir gözüm hala kızda. öylece gelip ön sıralardan birinde oturdu belli yeni geldiği için fazla arkadaşı yoktu. oturduğu için sadece sırtını ve tahta oturağa kadar gelen kahverengi dalgalı saçlarını seyredebiliyordum sadece. öğretmen zile de çaldı ama her zamanki gibi hoca biraz geç geldi ama bizim sınıfın hocası çoktan girmiş olmalıydı derse bende kapıya doğru yöneldim bıyıklının sınıfından abi sonra görüşürüz ben uğrarım bir daha dedim ve çıktım. koşarak alt kattaki sınıfımıza koştum hoca girmişti derse çoktan. kapıyı çalıp girdim ve oturdum yerime . ardından dersin ilk dakikalarından sonra o kız geldi aklıma yine. öyle aşk falan değilde ne bileyim kız güzeldi ve etkilemişti beni biraz.
    ···
  5. 5.
    0
    ders bitsin de bıyıklının sınıfına gideyim diye heyecanla bekliyordum zili. ama dıbına koyayım geçmiyordu pek vakit derslerde. neyse zil çaldı fırladım sınıftan gittim hemen üst kata bıyıklının sınıfına. o zamanlardaki bıyıklıdan bahsedeyim size biraz tabi. sınıfının en popüler çocuğuydu bıyıklı halı saha maçında genelde onun takımı kazanırdı iyi oynayanlar orada buluştuğu için. bıyıklı da iyi top oynar allah var. bıyıklı sınıfının en haylazıydı tabi tuvalette sigara içilse bıyıklı sebep olur alt sınıftan bir kaç kişi pataklanacaksa bıyıklı müdahale ederdi muhakkak. kızlar da bıyıklının bu tarafını pek severlerdi. genelde güzel kızlarla çıkyı bıyıklı o zamana kadar. tabi benim pek çıktığım kimse olmamıştı. malum hazırlıktı derslerdi falan derken. neyse konuya dönelim . ben bıyıklının sınıfına vardığımda kapı henüz açılmamıştı. ama içerden sesler fazlasıyla geliyordu. sesler bir yerde çok arttı ve ardından hoca çıktı sınıftan ben kapıdayken. ardından sınıfa girdim ne oldu lan bıyıklı dedim. dıbına koyduğum ilk günden ödev verecekmiş. o zamanlar hocalar pek severdi ilk haftalarda öğrencileri sıkıştırmayı. neyse zaten benim gözüm o kızdaydı.
    ···
  6. 6.
    0
    kızı yine gördüm kız istifini hiç bozmamıştı aynı şekilde oturuyordu. yine saçları oturduğu ahşap oturağı kucaklar gibi. ben dayanamayıp sordum bıyıklıya kim bu kız diye . bıyıklı yeni geldi adı özge mi neymiş dedi çok ilgilenmiyormuş gibi kızla. ben de hoş kızmış lan dedim. bıyıklı oturduğu orta masaların en arkasında iki kolunu açıp oturağa yayılarak yok lan o kadar da güzel değil dedi. dıbına koyayım o sınıfta bıyıklı beğenirse birileri beğenir bıyıklı sevmezse kimse oralı olmazdı bir şeye. mesela bir yere gezmeye gidilecekse bıyıklı gelmeyecekse o gezi iptal olurdu. neyse ben de bıyıklı taşağa sarmasın diye ısrar etmedim. bıyıklı çıkışta bekle beraber gideriz dedi ben yok dersanem falan var dedim sınıftan ayrıldım.o gün okul çıkışı gözlerim o kızı aradı aradı. aceleyle kalemimi cebime taktım taşıdığım t ek defteri de elime aldım ve çıkış kapısında bekledim o kızın gelmesini. görsem ne yapacağımı bilmiyordum da gerçi
    ···
  7. 7.
    0
    kız çıkış kapısında çıktı ama bu sefer yalnız değildi yanında başka sınıftan bir kız vardı. beraber gülüşerek ama fazla da abartmadan gidiyorlardı. o kızın üldüğünü ilk defa orada gördüm aman Allahım bu nasıl bir güzellikti. aşık olmak için çok erkendi biliyorum ama çok fazla etkilemişti beni zaten ben önceden sevdiğim kıza da direkt aşık olmuştum çünkü hayatımdan bıyıklıyı çıkarsan ben asosyal sayılırdım benim diğer bütün sınıf arkadaşlarım gibi. kızı ve kızın arkadaşını biraz izledim ortak gittiğimiz yola kadar. sonra onlar minibüs yolunda benim dersaneme ters istikamette bir minibüse bindiler. o günkü takibat o kadardı. dersaneye ardından da eve gittim. okulun başında herkes hırsla össye çalışırken o gün hiç istek gelmedi içimden ve eve gider gitmez koydum başımı yastığa uykum geldiğinden değil özgeyi daha iyi hayal edebilirim diye. o akşam hayaller kurarken uyuya kalmışım. tam en son ne yaşadım hayalimde de yorgunluktan uyuya kaldım hatırlamıyorum.
    ···
  8. 8.
    0
    sabah her zamankinden daha arzulu gittim okula defter kalemimi attıktan sonra kenara bıyıklının yanına gittim. aslında bıyıklı bahaneydi ders zili çalana kadar özgeyi bekleyecektim. özge erken gelmişti sınıfa ben orta en arkada bıyıklı ile muhabbete dalmıştım zaten ikimiz bir araya geldik mi millet gülmekten altına sıçardı. espriler falan yapılıyor kahkahalar atılıyordu. ben biraz daha abartılı atıyordum kahkahayı ki belki dönüp de bakardı bana diye. o gün artık o sınıf yavaş yavaş kaynaşmaya başlamıştı o sınıfın kızları onunla muhabbet etmeye çalışıyor yanında biri kalkıp diğeri oturuyordu. tabi hepsi ortalama aynı bilgileri edindikten sonra ayrılıyordu yanından. bunu en çok ben yapmak istedim belki ama kalkamadım yanımdan bile zaten tanışanlar hep kızdı. ben biraz test çözmeye gideyim diye ayrıldım sınıftan ve kendi sınıfımın yolunu tuttum. derslerin başlamasına 10 dk falan var herkes manyak gibi test çözüyordu sınfıta. resmen ahır gibi olmuştu sınıf sınıftakilerin inekliğinden.
    ···
  9. 9.
    0
    hadise dışı entry: bizi okuyan yoksa sonra devam edeyim
    ···
  10. 10.
    0
    ben de herkes gibi test çözdüm hep gitmek istiyordum onu görmeye ama bir şey de bana dur diyordu. testte ara verdiğim bir vakit tuvalete gitmek için sınıftan çıktım koridorda biraz gittikten sonra tuvalete varmadan bir kız sesi bana merhaba mal adam dedi. kafamı yana çevirdiğimde dün özge ile çıkışta yürüyen kızı gördüm. merhabadedim biraz ses tonumu değiştirerek.sizi tanıyor muyum diye sordum ..şey ben 11 f deyim beni görmedin mi daha önce hiç ? diye ekledi. ben de kabalık olmasın diye biraz da ilgi gösterir gibi davranmak istedim ama mesanem patlayacak gibiydi gördüm tabi ama hiç yüz yüze görüşmedik de ondan sordum şey pardon benim lavaboya gitmem lazım acilendedim . o da bana tabi sonra görüşürüzdedi ve sağ eli ile bay bay yaptı ben tuvaletin yolunu tutarken. ardından sınıfa döndüm ve testin başına yine oturdum. okulun son tenefüsünde bıyıklının sınıfına gittim biraz muhabbet ederim bıyıklı ile diye
    ···
  11. 11.
    0
    sınıfa girdiğimde onun yanında bugün bana merhaba diyen kız vardı ve kız oturakta o ise masada oturmuş muhabbet ediyorlardı ben bıyıklının yanına gittim cam kenarında duruyordu. yine muhabbet ederken arada bakayım diyordum daha kafamı ilk çevirişte bugün bana merhaba diyen kızla göz göze geldik. uzunca bakmak istiyordu ama ben hemen bakışlarımı kaçırdım oradan. bir kaç kez daha baktım ona ama her seferinde diğeriyle göz göze gelmiştim. bıyıklıya özgenin yanındaki kim desem kıllanacak diye ismini de soramadım tenefüs bitiş zili ile ayrılıyordum bıyıklının yanından ki o kız da kalktı ben kapıya doğru gidiyorken o da biraz ağır hareket ederek kapıda yan yana gelmemizi sağladı. pardon ben ismimi söylemedim değil mi ben esra dedi. ben de benimkini zaten biliyorsun galiba dedim evet dedi gülümseyerek. ben memnun oldum dedim o da karşılık verdi. beraber alt kata indik o bizim biraz ilerimizdeki sınıftaydı. ben sınıfa girecekken yine el salladı ben de kafamla cevap verdim ve sınıfa girdim.
    ···
  12. 12.
    0
    yine son zille ben dersane yolunu tutarken yine çıkışta özgeyi en azından minibüs yoluna kadar takip edeyim diye düşündüm. evet geldiler yine bugün tanıştığım esra vardı yanında. çıkış kapısında bunların benim önüme geçmesini beklerken esra yanımdan geçerken iyi akşamlar mal adam dedi. ben de iyi akşamlar size de dedim özgenin yüzüne bakarak ve işte o an ilk defa göz göze geldim özgeyle ve ben çıkış kapısının önünde dura kaldım bildiğin hareket edemez oldum. daha ilk bakışmadan ne yaptın bana dedim. bunlar baya bir yol kat ettikten sonra peşlerine verdim. bunlar yine minibüs yoluna kadar indiler ben de peşlerinden minibüs hemen gelmemişti bunlar minibüs beklerken ben yolun karşısına geçip minibüs bekledim ama gözlerim özgede. o da bana bakıyordu. bana baktığından artık bakamaz olmuştum neredeyse minibüs geldi ben bindim ama hala direkt karşıya onlara bakıyordum ve esranın özgenin kulağına bişey söylediğini farkettim ama özge hiç tepki vermedi.
    ···
  13. 13.
    0
    dersaneden sonra da ben yine hiç ders çalışamadım bu sefer gözlerimin önünde gözleri geliyordu hep. pek bakamamıştım kaçırdığından ama beni hayaller kurmaya itmişti bile. hep cesaretlendiriyordum kendimi yarın kesin konuş tanış diye. hayalimde tanışıyordum hatta ilk günden kantinde birer çay bile içiyorduk o kadar etkiliyordum ki onu hayalimde onu sınıfının önünde sınıfına bırakırken yanaktan öpüşüp ayrılıyorduk. yine o kadar çok hayal etmiştim ki onunla beni, neredeyse evleniyorken uyuyakalmışım. sabah uyandığımda onu rüyamda gördüğümü hatırlıyordum ama ne gördüğümü hatırlamıyordum. o hatırlamadığım rüya bile onu etkileyici kılıyordu. ben okul için hazırlanırken hep kendimi bugün onunla konuşacaksın diye şartlıyor içimden provalar ediyordum. hatta yol boyunca o kadar prova yapmıştım ki ne zaman o yoldan sağa döndüm ne zaman sola döndüm ne zaman minibüse bindim ne zaman indim ne zaman sınıfa girdim hatırlamıyorum bile. o kadar güzel geçiyordu ki zaman, su gibi, onu düşünürken ya onunla sevgili olursam nasıl geçer diye düşünmeye başlıyordum şimdi de daha ona merhaba bile diyemeden.
    ···
  14. 14.
    0
    sabah daha dersler başlamadan bıyıklının sınıfında soluğu aldım. bıyıklı gelmemişti henüz ben de diğer arkadaşlarla takılayım dedim. özge sınıfa girdi ardından bir kaç saniye sonra ise bıyıklı. insan aşık olunca böyle bir masum tesadüfü bile çok çarpıtıp farklı şeyler düşüne biliyordu. bıyıklı ile tokalaştık sonra oturduk biraz onun öss işlerini konuştuk o pek alakadar değildi bu işlerle ki hemen çevirdi muhabbeti. ben gözlerimi özgeye diktim bir cesaret kıvılcımı bekledim beni ateşleyecek tam kalkıp yanına gidecek gibi oluyorken sanki yerin elleri zütümden tutuyordu da kalkamıyordum. ben kaç kere kalkmaya yeltendiysem bile o cesareti bulamadım kendimde ve zille beraber çıkıp gittim sınıftan. ilk derste hep bu tenefüs git konuş diye dolduruyordum kendimi ama olmuyordu. her tenefüs aynı şeyi yaşıyordum ama gidemiyordum yanına gitsem bile bıyıklının sınıfından girerken göz göze gelişim beni mühürlüyordu tek kelime edecek cesaret bulamıyordum. son zille ben yine çıkıştaki yerimi aldım ve onların benim önüme düşmesini bekledim. geldi ama bu sefer yalnızdı yanında esra yoktu.
    ···
  15. 15.
    0
    bunu kendim için büyük bir şans olarak görsem bile ayaklarım ve beynim tamamen farklı hissediyordu. biri gidiyordu biri duruyordu biri koş diyorken biri frenliyordu. yine gelmiştik minibüs yoluna ayrılık vaktiydi benim için hep keder sarıyordu bu yola yaklaştıkça içimi. hele de onunla konuşamamanın verdiği yükle o yol gelmesin diye yavaşlıyordum son metrelerinde yolun. o minibüse binmiş arkaya doğru yürüken ben minibüsün arkasından baktım ve yine göz göze geldik kirli minibüs cdıbının izin verdiği kadarıyla ona baktığımı görmüştü ve bu sefer çekmemiştim bakışlarımı onunkiler bana eşlik ettiği sürece. ne kadar davetkardı bu bakışmalarımız ama ne kadar da korkutucuydu onun bir kere bile minibüs yoluna inene kadar dönüp arkasına ben orada mıyım diye bakmaması. bakışları evet gidip konuşmam gerekiyor dedirtiyorsa bana o hiç oralı olmadan yürüyüşü de beni ona karşı sıradanlaştırıyor diye düşünüyordum. yine dersane ardından eve gittim. bu sefer evde hayallerime onunla değil kazandığım bölümden sonra onu daha fazla etkileyebileceğim almıştı ilk sırayı ama sonu hep aynıydı hayallerimin ben onunla el ele...
    ···
  16. 16.
    0
    hadise dışı entry: takip etmiyorsanız hiç yazmayalım lan daha yemek yemedik kavatlar.
    ···
  17. 17.
    0
    sabah yine erkenden okula gittim elimde test kitabı ve cebimde bir kalemle bütün yol yine kendimi konuşmaya hazırladım. sınıfa kitabımı bırakıp bıyıklının sınıfına geçecektim ki bir baktım esra bizim sınıfta bir kaç inekle muhabbet ediyorlar. benim sınıfa girdiğimi görünce bana doğru yöneldi ve günaydın mal adam dedi ben de günaydın dedim. nasılsın ? dün gelemedim ya yaz ortasında burnum akıyordu. hala hastayım biraz ama dedi . ben geçmiş olsun dedim. kitabımı bırakmak için masaya masanın önünden eğilerek alta kitap koyma yerine kitabımı bıraktım. esra bana biraz dolaşalım mı derse kadardedi. ben de aklım özgede ama esranın da özge ile arkadaşlığını özgeye yaklaşmak için iyi fırsat olacağını düşünerek kabul ettim. beraber kantine doğru indik. kantin bodrum katındaydı okulun ve biraz da karanlık oluyordu sabah ışık açılmayınca. esra bana kahvaltı yaptın mı ? diye sordu ben sağol yaptım ben sen istiyorsan yap ben bir çay içerimdedim o da kabul etti. oturduğumuz masadan ben kantin girişini görebilecek yere oturdum ki olur da özge falan gelirse hemen işim var deyip kalkabileyim diye.ben sözü özgeye getirirsem mi diye düşünüyorum o konuştukça. hiç bir söylediğini hatırlamıyorum gerçekten çünkü aklım hep özgede onun dalgalı kahverengi omuzlarının altına kadar saçında ve bir kaç saniyeden fazla görmemin nasip olmadığı gözlerindeydi. esra hoş kızdı gözümde belki özge beni bu kadar büyülemeseydi sevgilim olurdu diye düşünüyordum esra konuşurken ve utanıyordum bu düşüncemden aklımda özge varken ihanet gibi sayardım bunu o kıza. sevgili olamazdım esra ile özge varken.
    ···
  18. 18.
    0
    ben kafamda bir çok düşünce ile bunları düşünüyorken esra birden sevgilin var mı mal adam diye sordu. resmen uyanmam için bir tokatın kelimelere dökülmüş hali gibi kulağımı çınlattı. biraz sessiz kaldıktan sonra hayırdedim. peki hoşlandığın biri var mı ?diye ekleme yaptı sorusuna yeni bir soru ile. ben acaba özgeden hoşlandığımı söylesem mi yardımcı olur belki diye düşünüyorum ama bu soruyu sorduğuna göre bana boş değil kalbi kırılmasın kızın diye susuyordum fakat ya özge benimle konuşmasını isteyse diye bu tezimi çürütüyorken neden benimle bu kadar yakınlaşmasına izin versin ki hem daha kendisini tanımadan diye bir düşüncemi daha çürütüyordum. bütün bunlar kaç saniyede düşündü aklımın hızına inanamadım ve nedense hayır dedim kafamı yukarı hayır işareti yaparak. iyi o zaman dedi . ben de ne iyi ? diye soramadım bile kalbi kırılır diye ama hala başka başka düşünceler varken kafamda.
    ···
  19. 19.
    0
    hadise dışı entry: bir çay molası veriyorum. gerçi okuyanımız yok ama
    bugünlük 4 part daha girip yarın devam edeceğim.
    ···
  20. 20.
    0
    gözlerim kantinin girişini gözaltı hapsine almışken birden özge girdi. ben hemen kalkmalıydım yerimden o bizi esra ile görmeden. bizim sevgili olabileceğimizi düşünüp onun benden varsa eğer içinde birazcık da hoşlantı soğumasını istemezdim. esra çok pardondedim gitmem lazım sonra konuşalım mı ? tabi dedi. ve dönüp benim baktığım yere baktı ve aa özge gelsenededi ben daha zütümüz sandalyeden azıcık kaldırmışken. aha sıçtık kesin yanlış anlar budedim içimden ama nasıl da pişmandım kibarlık yapmak için hemen o masadan kalkmadığım için. ben ayaklarımın üzerinde tam durmuş artık adım atmaya hazırdım ki özge bize doğru geldi.ben de bir kaç adım atıp masadan uzaklaşmışken göz göze geldik özgeyle. günaydın özge gibi sıradan basit iki kelime bir araya gelince yükü ne kadar da ağır bir hayat oluşturuyordu meğerse ve ben kaldıramamıştım bu iki kelimenin ağırlığını ve dilimden dışarı atamamıştım. dudaklarım kitlenmiş gibi sadece gözlerimle konuşabildim. binlerce şey anlatmak istedim gözlerimde ama özge ne anlayacaktı bilemiyordum. acaba masumca bir sohbet olduğuna inanacak mıydı gözlerimin yemin ederek ona izaha kalktığı o bakışlardan.
    ···