1. 51.
    0
    8 entry'lik bir loop yapmış bu hacı.
    ···
  2. 52.
    0
    işin gücün yok mu olm senin
    ···
  3. 53.
    0
    kısır döngünü gibeyim dedirten yazar, hala bişey çıkacak diye tıklıyom lan.
    ···
  4. 54.
    0
    ne kullanıyosun panpa belliki bi uyuşturucunun etkisindesin ondan bende istiyorum çok kreatif oluyo insan lan
    ···
  5. 55.
    0
    adam inception filmindeki kısır döngü beyler.
    ···
  6. 56.
    0
    kafayı yemişssin canem
    ···
  7. 57.
    0
    (bkz: beynimi gibtin be amk)
    ···
  8. 58.
    0
    güvercinleri sevenler derneğinin yozgat şubesinden kronik bipolar bozukluk hastalığı teşhisi yüzünden atılmıştır.
    ···
  9. 59.
    0
    kukulu kızın kukusu

    memo fik doğrusunda diyar diyar gezerken
    toz topraklı yolları tabanıyla ezerken

    gezdiği diyarlarda güzel dilberler bulup
    şahane damlarına kötlerine fik sokup

    arzusunca domaltmak hayali kuruyordu
    sık sık otuzbir için molaya duruyordu

    yine durdu bir ara, semayı seyre daldı
    dam hayali kurarak fiki eline aldı

    attırırken sarsıldı heyecanından o an
    bin güvercin uçuştu yaslandığı ağaçtan

    memo kuşlara bakıp iç çekti derin derin
    dedi kendi kendine "dam ürkek bir güvercin,

    az yanaşsam hemencik kanatlanıp uçuyor,
    değil fike tünemek, kafasına sıçıyor!.."

    o böyle söylenince bütün kuşlar dağıldı
    yalnızca bir tanesi süzülerek alçaldı

    pır pır ederek kondu barrağının başına
    sakin huylu memo'yu çevirerek şaşkına

    kuşa çok benzese de kuş muş değildi fakat
    bildiğimiz damcıktı kanatlı bu mahlukat

    memo dedi "herhalde sen benim kısmetimsin
    kendini fiktirmeden söyle bana sen kimsin?.."

    kanatlı dam bir süre ses çıkarmadan sustu
    sonra ötermiş gibi cıvıl cıvıl konuştu:

    "kendimi fiktirmeyi nasıl isterim bilsen
    lakin yapmamam için var malesef bir neden

    eğer zamanın varsa, tanıtırken kendimi
    anlatayım da dinle hüzünlü hikayemi

    eskiden bir kız vardı, çok severdi barrağı
    i̇smi kukulukız'dı, kukusu tek varlığı

    her önüne gelene kukuyu fiktirirdi
    her fiki tereddütsüz, kukuya ittirirdi

    ona fik sokan herkes kukusuna bayıldı
    kukusunun şöhreti kırk diyara yayıldı

    bir gün kırk iki dağın ardından bir cin çıktı
    bu çirkin korkunç cinin tek arzusu damcıktı

    bir anda dağlar aşıp kızın yanına geldi
    kukulukız'ın damı o an kuruyuverdi

    'domal ben de fikeyim' dedi korkutucu cin
    'geldim buraya kadar sana fik sokmak için'

    lakin dam kurumuştu cinin çirkinliğinden
    fikilmek gelmiyordu damcığın hiç içinden

    yine de kız korkudan domaldı yavaş yavaş
    titrekçe fısıldadı: 'tut barrağını, yanaş'

    cin kıllı avucunu donuna soktuysa da
    tutamadı fikini, bakakaldı kukuya

    domalık kötte kuku şöyle bir kıpırdandı
    kuş oldu kanatlandı, uçarak havalandı

    kukulukız çaresiz boyun eğmişti cine
    amma kukunun yoktu tahammülü fikine

    dam kuş olup kaçınca cin öfkeden kudurdu
    geçti kukusuz kızın karşısına oturdu

    dedi 'madem sen benden kukunu esirgedin
    herkese fiktirdiğin ddıbını fiktirmedin

    o halde artık kimse fikemesin kukunu
    senden haber kesilsin unutsunlar kokunu

    bundan sonra damından daim ayrı olasın
    fikfik seni bulmasın fikten ayrı kalasın'

    cin bunları söyledi ortalıktan yok oldu
    ayak bastığı yerde bir kule peydah oldu

    bu kulede ne kapı ne de pencere vardı
    boyu desen nerdeyse beş yüz arşın kadardı

    kızcağız hapis kaldı kulenin külahında
    göremedi gün yüzü sonraki hayatında

    nice yiğit er kişi kuleye tırmandılar
    'hey, kukulu! kukulu!' diyerek bağırdılar

    külahın derunundan duyuldu bazen bir ses
    'kukumu istiyorum' diyen zayıf bir nefes

    ve lakin hiç birisi muvaffak olamadı
    kızı çıkarmak için bir delik bulamadı

    i̇şte ben bu öyküde bahsi geçen kukuyum
    korkudan üzüntüden halen bak kupkuruyum

    kukulukız kukusuz, kukusu ise susuz
    barrak yolu gözleriz tamamiyle umutsuz... "

    memo sordu "hey kuku, bu dev kule nerdedir?"
    kuku dedi "çimenlik çift tepeli yerdedir"

    memo sordu "hey kuku, o cinden kurtarırsam
    memo'ya da kukuyu fiktirirsin sanırsam?"

    kuku dedi "bir kurtar beni cinden kuleden
    ondan sonra bırakma sakın beni fikmeden

    her kim kukulukız'ı kukuya kavuşturur
    fikini dama sokar memeyi ovuşturur

    kukulukız hazırken zaten her türlü fike
    kurtaran kişi doymaz kukudan fike fike

    lakin kolay iş sanma kızı ordan kurtarmak
    işten bile değildir bu yolda mefta olmak... "

    memo dedi "gidelim, biz kuleye varalım
    kukulu bir kız varsa fikimizi banalım"

    damcık kanat çırparak havada ilerledi
    memo dama bakarak yolunu belirledi

    fikfik arzusu ile çabucak yol aldılar
    upuzun bir menzile tez vakitte vardılar

    ulaştıkları vakit kulenin tam dibine
    memo dedi "hey kuku, uç hele gök yüzüne

    i̇ncele bir çevreyi yukarıdan bakarak
    söyle bana var mıdır etrafta uzun kavak?"

    kuku uçup seyretti etrafta ağaçları
    dedi "bir yıl uzakta gördüm ben kavakları"

    memo yalın ayakla yürüdü tam bir sene
    kavaktan yüz dal kesti döndü tekrar geriye

    kulenin mevkisine bir yıl sonra varınca
    dikti yüz fidan dalı kulenin etrafınca

    altı ay uzaktaki dereden su taşıdı
    yazın kan ter içinde daşşağını kaşıdı

    suladı fidanları tez boy atsınlar diye
    ellerini ısıttı kışın sıcak fikiyle

    çimenlik tepelere oturup bahar vakti
    attırıp çimenlere bol bol otuzbir çekti

    kuku onu seyretti hiç bir şey anlamadan
    tam sekiz bahar ve yaz geçip gitti aradan

    sekizinci sonbahar birazcık sert başladı
    dumanlı fırtınalar ortalığı kapladı

    hızlı rüzgar estikçe kavaklar sallandılar
    eğilip bükülerek kuleye yaslandılar

    rüzgarın girdapları kuleyi sarmaladı
    kavakların dalları kuleyi tırmaladı

    rüzgar bir o taraftan bir bu yandan esince
    kavakların dalları birbirine geçince

    ağaçlar duvarları her yandan kavradılar
    sanırsın ki kuleyi tutup avuçladılar

    yekvücut kavaklara adeta kuvvet doldu
    kule rüzgar önünde artık zorlanır oldu

    memo dedi "hey kuku, git de külaha tüne
    yakın artık kavuşman kukulu'nun kötüne"

    kuku gidip konunca kulenin külahına
    sarsılmaya başladı kule onun altında

    kuku ne olduğunu henüz anlıyamadan
    atmıklar boşandılar kulenin kafasından

    koskocaman dev kule oluk oluk attırdı
    cümle çevre ormanı atmık ilen batırdı

    barrak gibi kulenin attırışı bitince
    beş yüz arşınlık boyu bir arşına inince

    ortada bir kız kaldı atmıklara bulanmış
    ayrı olan kukusu damcığına yamanmış

    bir de cin çimenlerde uzanmış yatıyordu
    attırış sonrasında anlamsız bakıyordu

    kukulukız dedi ki "şimdi gördüm herşeyi
    ancak anlayabildim kuledeki gerçeği

    çimenlik ikiz tepe cinin daşşaklarıymış
    hapsolduğum şu kule onun dev barrağıymış

    ne mutludur ki bana esaretten kurtuldum
    artık pek nemli olan kukuma da kavuştum!.."

    memo dedi "kukulu, kukun bana söz verdi
    'beni kurtarır isen fikersin beni' derdi"

    kukulukız memo'yu hiç işitmedi bile
    meşguldü çirkin cinin iri barrağı ile

    bir yandan dev barrağa durmuş domalıyordu
    bir yandan da seslice şöyle bağrınıyordu:

    "çimenlik ikiz tepe cinin daşşaklarıymış!
    hapsolduğum şu kule onun dev barrağıymış!

    görseydim çirkin cinin şu kocaman fikini
    reddetmezdim elbette o vakit fikfikini!

    amma halen geç değil, ona hep domalayım!
    şu güzelim kukumu hep ona vurdurayım!.."

    aşık memo anladı, sözler tutulmayacak
    otuzbircinin fiki dama sokulmayacak

    uçarı bir kukunun takılıp kanadına
    fikfik arzulayarak gelmişti bu diyara

    bulduğu fikfik yine başkasının fikfik'i
    onun payına düşen otuzbirdir tabi ki

    i̇sterdi ki barrağı kanatlı bir fik olsun
    uçarak kendisine uçan damcıklar bulsun

    böyle böyle düşünüp sıvazladı fikini
    cinle kızı seyredip çekti otuzbirini

    dedi "memo, bak yine gitmenin vakti geldi
    başka yerde otuzbir çekmenin vakti geld
    Tümünü Göster
    ···
  10. 60.
    0
    toplanın yannanlar vasiyetimizi yazıyoruz/#6673091
    2. toplanın yannanlar vasiyetimizi yazıyoruz/#6673180
    3. toplanın yannanlar vasiyetimizi yazıyoruz/#6673364
    4. isminizi okan bayülgen in programında duydum da/#6674313
    5. beyler küfür etmiycem ama utanıyorum/#6674788
    6. okanın anarşik olduğunu hangi züt uydurdu lan/#6675592
    7. bi ekmek alıp geliyorum kaybolmayın binler/#6675769
    8. inci sözlük akıllı tasarım mı yoksa evrim/#6676573
    9. toplanın yannanlar vasiyetimizi yazıyoruz/#6677323
    10. inci yokkene napıyoduk lan biz/#6677520

    kendini inciye kabul ettirmeye çalışan, ergen bir ezik.
    ···
  11. 61.
    0
    bin *
    ···
  12. 62.
    0
    meger ne muallak bir adammis
    ···
  13. 63.
    0
    tam bin çıktı he. kısır döngü yapmış bkzlerden
    ···
  14. 64.
    0
    aziz vatandaşlarım...
    sizleri en kalbi muhabbetlerimle selamlıyorum.
    türkiye'nin gelişme seyrini ortaya koyan güzel haberlerle başlamayı umduğumuz sözlerimize maalesef gelen acı haberlerin gölgesi düşmüş bulunuyor.
    geçtiğimiz hafta içinde hakkâri'den, elazığ'dan, diyarbakır ve i̇stanbul'dan ardı ardına gelen kara haberler hepimizin yüreğini kanatmıştır.
    hayatını kaybeden bütün şehitlerimize bir kere daha allah'tan rahmet, yaralı askerlerimize de acil şifalar diliyoruz.
    şehitlerimizin kederli ailelerinin acılarını paylaşıyoruz.
    biliyorsunuz van'da şehitlerimizi uğurlamak için yapılan törene katıldık.
    oradan genelkurmay başkanımız, ilgili bakanlarımız ve kuvvet komutanlarımızla birlikte şemdinli'deki tekeli taburu'na gittik, çatışmada yaralanan askerlerimizi ziyaret ettik.
    daha sonra çatışmanın yaşandığı gediktepe mevkiine giderek incelemelerde bulunduk, şartları yerinde gördük.
    ardından derecik beldesi umurlu karakolu'nu ziyaret ederek, askerlerimizle, köy korucularımızla beraber olduk, vatandaşlarımızla konuşma imkânı bulduk.
    büyük bir gururla ifade edeyim ki bütün bu yaşananlar görev başındaki kahraman askerlerimizin terörle mücadele azim ve kararlılığını daha da arttırmış, daha da güçlendirmiştir.
    bütün güvenlik güçlerimiz, bölgede en zor şartlar altında büyük bir millet sevgisi, büyük bir vatan aşkıyla teröre karşı mücadelesini sürdürüyor.
    atılması gereken her adım atılıyor, alınması gereken her tedbir alınıyor, bundan hiçbir vatandaşımızın şüphesi olmasın.
    hükümetimiz, ilk günden itibaren, ordumuzun, güvenlik güçlerimizin her ihtiyacını karşılamış, savunma ve güvenlik için talep edilen her isteği ekgibsiz yerine getirmiştir.
    ancak bildiğiniz gibi terörle mücadele kendi içinde büyük zorlukları olan karmaşık ve çok boyutlu bir mesele...
    askeri tedbirlerle terörün belli ölçüde önünü alsanız bile, terörün zeminini ortadan kaldırmadığınız sürece bu acı olayların yaşanmasına bütünüyle engel olamıyorsunuz.
    türkiye yıllardır terörist güçlere karşı güvenlik güçleriyle gerekli her türlü mücadeleyi fedakârca yürütüyor.
    bunun sadece hükümetin ya da güvenlik güçlerinin değil, bir bütün olarak türkiye'nin meselesi olduğunu iyi bilmemiz lazım.
    bu ülkenin siyasetçisi de, iş adamı da, yatırımcısı da, aydını da, medyası da bu meseleyi kendi meselesi olarak görmek, o bilinçle, o hassasiyetle meseleye yaklaşmak zorundadır.
    bu mesele öfkeyle, şiddetle, sloganla, hamasetle çözülebilecek bir mesele değildir; aklıselimle, şefkatle, anlayışla, kararlı ve samimi gayretle çözülebilecek bir meseledir.
    yıllarca bölgede olağanüstü hal uygulandı, yasaklarla, kısıtlamalarla, tecritle ne terör geriledi, ne kayıplar azaldı.
    aksine bölgede hem gerilim arttı, hem yoksulluk arttı, hem adaletsizlik arttı, hem de şartlar teröre çok daha elverişli hale geldi.
    değerli vatandaşlarım...
    terörü bir yöntem olarak kullananlar, çatışma kültürünün, şiddetin, öfkenin kendi ekmeklerine yağ süreceğini gayet iyi biliyorlar.
    çünkü terör ancak bu gerilim ikliminde kendine zemin bulabiliyor, taraftar bulabiliyor.
    biz terörle mücadelenin ilk şartının bu oyuna gelmemek olduğunu biliyoruz.
    şunu herkes bilsin ki devlet olarak bu şiddet diline, bu çatışma kültürüne teslim olmayacak, aklıselimimizi ve soğukkanlılığımızı asla yitirmeyeceğiz.
    biz terörün sonunu getirecek olanın daha fazla demokrasi, daha fazla adalet, daha hakça bir paylaşım, daha dengeli, daha yaygın bir kalkınma olduğuna inanıyoruz.
    bu kanlı oyunların hedefi, milletimizin birliği ve beraberliğidir; bu topraklarda asırlardır varolan kardeşlik hukukudur; barış iklimidir.
    bu meseleyi el ele, gönül gönüle vererek hep birlikte çözeceğiz.
    değerli vatandaşlarım...
    geçen ayın son günü gece geç saatlerde gazze halkına insani yardım zütüren gazze'ye özgürlük filosu'na karşı yapılan vahşi saldırıyı ve ardından yaşananları sizler de yakından takip ettiniz.

    kanada’nın toronto şehrinde toplanan g–20 zirvesi’ni bu sözlerimi teyit edecek bir örnek olarak burada zikretmek isterim.
    zirvenin öncelikli gündem maddesi, küresel ekonomide başlayan toparlanma sürecinin desteklenmesi, küresel büyümenin güçlü ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulması meselesiydi.
    şunu büyük bir mutlulukla ifade edeyim ki, her uluslararası platformda olduğu gibi, g–20 zirvesinde de türkiye’nin son yıllarda geçirdiği büyük değişim ve küresel krizle mücadelede gösterdiği başarı takdirle dile getirildi.
    bu anlamda türkiye’nin bu süreçte elde ettiği olumlu tecrübeler, hem dünya ekonomik otoriteleri için, hem de tek tek ülke yönetimleri için çok kayda değer bulunuyor.
    zirvede yaptığım konuşmada türkiye’nin gerçekleştirdiği reformları, küresel ekonomik krizle mücadelede izlediğimiz stratejileri katılımcılara örnekleriyle aktardım.
    krizin etkilerinin en aza indirilmesi, uzun vadeli büyüme hedeflerinin korunması, güven ve öngörülebilirliğin güçlendirilmesi gibi konulardaki tecrübelerimizi de yine bu zirve esnasında yabancı liderlerle paylaşma fırsatı bulduk.
    hükümet olarak küresel krizle mücadelede baştan beri üstünde durduğumuz önemli bir husus var.
    türkiye olarak en baştan beri, daha katılımcı bir uluslararası ticaret sisteminin inşa edilmesind
    Tümünü Göster
    ···
  15. 65.
    0
    aziz vatandaşlarım...
    sizleri en kalbi muhabbetlerimle selamlıyorum.
    türkiye'nin gelişme seyrini ortaya koyan güzel haberlerle başlamayı umduğumuz sözlerimize maalesef gelen acı haberlerin gölgesi düşmüş bulunuyor.
    geçtiğimiz hafta içinde hakkâri'den, elazığ'dan, diyarbakır ve i̇stanbul'dan ardı ardına gelen kara haberler hepimizin yüreğini kanatmıştır.
    hayatını kaybeden bütün şehitlerimize bir kere daha allah'tan rahmet, yaralı askerlerimize de acil şifalar diliyoruz.
    şehitlerimizin kederli ailelerinin acılarını paylaşıyoruz.
    biliyorsunuz van'da şehitlerimizi uğurlamak için yapılan törene katıldık.
    oradan genelkurmay başkanımız, ilgili bakanlarımız ve kuvvet komutanlarımızla birlikte şemdinli'deki tekeli taburu'na gittik, çatışmada yaralanan askerlerimizi ziyaret ettik.
    daha sonra çatışmanın yaşandığı gediktepe mevkiine giderek incelemelerde bulunduk, şartları yerinde gördük.
    ardından derecik beldesi umurlu karakolu'nu ziyaret ederek, askerlerimizle, köy korucularımızla beraber olduk, vatandaşlarımızla konuşma imkânı bulduk.
    büyük bir gururla ifade edeyim ki bütün bu yaşananlar görev başındaki kahraman askerlerimizin terörle mücadele azim ve kararlılığını daha da arttırmış, daha da güçlendirmiştir.
    bütün güvenlik güçlerimiz, bölgede en zor şartlar altında büyük bir millet sevgisi, büyük bir vatan aşkıyla teröre karşı mücadelesini sürdürüyor.
    atılması gereken her adım atılıyor, alınması gereken her tedbir alınıyor, bundan hiçbir vatandaşımızın şüphesi olmasın.
    hükümetimiz, ilk günden itibaren, ordumuzun, güvenlik güçlerimizin her ihtiyacını karşılamış, savunma ve güvenlik için talep edilen her isteği ekgibsiz yerine getirmiştir.
    ancak bildiğiniz gibi terörle mücadele kendi içinde büyük zorlukları olan karmaşık ve çok boyutlu bir mesele...
    askeri tedbirlerle terörün belli ölçüde önünü alsanız bile, terörün zeminini ortadan kaldırmadığınız sürece bu acı olayların yaşanmasına bütünüyle engel olamıyorsunuz.
    türkiye yıllardır terörist güçlere karşı güvenlik güçleriyle gerekli her türlü mücadeleyi fedakârca yürütüyor.
    bunun sadece hükümetin ya da güvenlik güçlerinin değil, bir bütün olarak türkiye'nin meselesi olduğunu iyi bilmemiz lazım.
    bu ülkenin siyasetçisi de, iş adamı da, yatırımcısı da, aydını da, medyası da bu meseleyi kendi meselesi olarak görmek, o bilinçle, o hassasiyetle meseleye yaklaşmak zorundadır.
    bu mesele öfkeyle, şiddetle, sloganla, hamasetle çözülebilecek bir mesele değildir; aklıselimle, şefkatle, anlayışla, kararlı ve samimi gayretle çözülebilecek bir meseledir.
    yıllarca bölgede olağanüstü hal uygulandı, yasaklarla, kısıtlamalarla, tecritle ne terör geriledi, ne kayıplar azaldı.
    aksine bölgede hem gerilim arttı, hem yoksulluk arttı, hem adaletsizlik arttı, hem de şartlar teröre çok daha elverişli hale geldi.
    değerli vatandaşlarım...
    terörü bir yöntem olarak kullananlar, çatışma kültürünün, şiddetin, öfkenin kendi ekmeklerine yağ süreceğini gayet iyi biliyorlar.
    çünkü terör ancak bu gerilim ikliminde kendine zemin bulabiliyor, taraftar bulabiliyor.
    biz terörle mücadelenin ilk şartının bu oyuna gelmemek olduğunu biliyoruz.
    şunu herkes bilsin ki devlet olarak bu şiddet diline, bu çatışma kültürüne teslim olmayacak, aklıselimimizi ve soğukkanlılığımızı asla yitirmeyeceğiz.
    biz terörün sonunu getirecek olanın daha fazla demokrasi, daha fazla adalet, daha hakça bir paylaşım, daha dengeli, daha yaygın bir kalkınma olduğuna inanıyoruz.
    bu kanlı oyunların hedefi, milletimizin birliği ve beraberliğidir; bu topraklarda asırlardır varolan kardeşlik hukukudur; barış iklimidir.
    bu meseleyi el ele, gönül gönüle vererek hep birlikte çözeceğiz.
    değerli vatandaşlarım...
    geçen ayın son günü gece geç saatlerde gazze halkına insani yardım zütüren gazze'ye özgürlük filosu'na karşı yapılan vahşi saldırıyı ve ardından yaşananları sizler de yakından takip ettiniz.

    kanada’nın toronto şehrinde toplanan g–20 zirvesi’ni bu sözlerimi teyit edecek bir örnek olarak burada zikretmek isterim.
    zirvenin öncelikli gündem maddesi, küresel ekonomide başlayan toparlanma sürecinin desteklenmesi, küresel büyümenin güçlü ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulması meselesiydi.
    şunu büyük bir mutlulukla ifade edeyim ki, her uluslararası platformda olduğu gibi, g–20 zirvesinde de türkiye’nin son yıllarda geçirdiği büyük değişim ve küresel krizle mücadelede gösterdiği başarı takdirle dile getirildi.
    bu anlamda türkiye’nin bu süreçte elde ettiği olumlu tecrübeler, hem dünya ekonomik otoriteleri için, hem de tek tek ülke yönetimleri için çok kayda değer bulunuyor.
    zirvede yaptığım konuşmada türkiye’nin gerçekleştirdiği reformları, küresel ekonomik krizle mücadelede izlediğimiz stratejileri katılımcılara örnekleriyle aktardım.
    krizin etkilerinin en aza indirilmesi, uzun vadeli büyüme hedeflerinin korunması, güven ve öngörülebilirliğin güçlendirilmesi gibi konulardaki tecrübelerimizi de yine bu zirve esnasında yabancı liderlerle paylaşma fırsatı bulduk.
    hükümet olarak küresel krizle mücadelede baştan beri üstünde durduğumuz önemli bir husus var.
    türkiye olarak en baştan beri, daha katılımcı bir uluslararası ticaret sisteminin inşa edilmesind
    Tümünü Göster
    ···
  16. 66.
    0
    aziz vatandaşlarım...
    sizleri en kalbi muhabbetlerimle selamlıyorum.
    türkiye'nin gelişme seyrini ortaya koyan güzel haberlerle başlamayı umduğumuz sözlerimize maalesef gelen acı haberlerin gölgesi düşmüş bulunuyor.
    geçtiğimiz hafta içinde hakkâri'den, elazığ'dan, diyarbakır ve i̇stanbul'dan ardı ardına gelen kara haberler hepimizin yüreğini kanatmıştır.
    hayatını kaybeden bütün şehitlerimize bir kere daha allah'tan rahmet, yaralı askerlerimize de acil şifalar diliyoruz.
    şehitlerimizin kederli ailelerinin acılarını paylaşıyoruz.
    biliyorsunuz van'da şehitlerimizi uğurlamak için yapılan törene katıldık.
    oradan genelkurmay başkanımız, ilgili bakanlarımız ve kuvvet komutanlarımızla birlikte şemdinli'deki tekeli taburu'na gittik, çatışmada yaralanan askerlerimizi ziyaret ettik.
    daha sonra çatışmanın yaşandığı gediktepe mevkiine giderek incelemelerde bulunduk, şartları yerinde gördük.
    ardından derecik beldesi umurlu karakolu'nu ziyaret ederek, askerlerimizle, köy korucularımızla beraber olduk, vatandaşlarımızla konuşma imkânı bulduk.
    büyük bir gururla ifade edeyim ki bütün bu yaşananlar görev başındaki kahraman askerlerimizin terörle mücadele azim ve kararlılığını daha da arttırmış, daha da güçlendirmiştir.
    bütün güvenlik güçlerimiz, bölgede en zor şartlar altında büyük bir millet sevgisi, büyük bir vatan aşkıyla teröre karşı mücadelesini sürdürüyor.
    atılması gereken her adım atılıyor, alınması gereken her tedbir alınıyor, bundan hiçbir vatandaşımızın şüphesi olmasın.
    hükümetimiz, ilk günden itibaren, ordumuzun, güvenlik güçlerimizin her ihtiyacını karşılamış, savunma ve güvenlik için talep edilen her isteği ekgibsiz yerine getirmiştir.
    ancak bildiğiniz gibi terörle mücadele kendi içinde büyük zorlukları olan karmaşık ve çok boyutlu bir mesele...
    askeri tedbirlerle terörün belli ölçüde önünü alsanız bile, terörün zeminini ortadan kaldırmadığınız sürece bu acı olayların yaşanmasına bütünüyle engel olamıyorsunuz.
    türkiye yıllardır terörist güçlere karşı güvenlik güçleriyle gerekli her türlü mücadeleyi fedakârca yürütüyor.
    bunun sadece hükümetin ya da güvenlik güçlerinin değil, bir bütün olarak türkiye'nin meselesi olduğunu iyi bilmemiz lazım.
    bu ülkenin siyasetçisi de, iş adamı da, yatırımcısı da, aydını da, medyası da bu meseleyi kendi meselesi olarak görmek, o bilinçle, o hassasiyetle meseleye yaklaşmak zorundadır.
    bu mesele öfkeyle, şiddetle, sloganla, hamasetle çözülebilecek bir mesele değildir; aklıselimle, şefkatle, anlayışla, kararlı ve samimi gayretle çözülebilecek bir meseledir.
    yıllarca bölgede olağanüstü hal uygulandı, yasaklarla, kısıtlamalarla, tecritle ne terör geriledi, ne kayıplar azaldı.
    aksine bölgede hem gerilim arttı, hem yoksulluk arttı, hem adaletsizlik arttı, hem de şartlar teröre çok daha elverişli hale geldi.
    değerli vatandaşlarım...
    terörü bir yöntem olarak kullananlar, çatışma kültürünün, şiddetin, öfkenin kendi ekmeklerine yağ süreceğini gayet iyi biliyorlar.
    çünkü terör ancak bu gerilim ikliminde kendine zemin bulabiliyor, taraftar bulabiliyor.
    biz terörle mücadelenin ilk şartının bu oyuna gelmemek olduğunu biliyoruz.
    şunu herkes bilsin ki devlet olarak bu şiddet diline, bu çatışma kültürüne teslim olmayacak, aklıselimimizi ve soğukkanlılığımızı asla yitirmeyeceğiz.
    biz terörün sonunu getirecek olanın daha fazla demokrasi, daha fazla adalet, daha hakça bir paylaşım, daha dengeli, daha yaygın bir kalkınma olduğuna inanıyoruz.
    bu kanlı oyunların hedefi, milletimizin birliği ve beraberliğidir; bu topraklarda asırlardır varolan kardeşlik hukukudur; barış iklimidir.
    bu meseleyi el ele, gönül gönüle vererek hep birlikte çözeceğiz.
    değerli vatandaşlarım...
    geçen ayın son günü gece geç saatlerde gazze halkına insani yardım zütüren gazze'ye özgürlük filosu'na karşı yapılan vahşi saldırıyı ve ardından yaşananları sizler de yakından takip ettiniz.

    kanada’nın toronto şehrinde toplanan g–20 zirvesi’ni bu sözlerimi teyit edecek bir örnek olarak burada zikretmek isterim.
    zirvenin öncelikli gündem maddesi, küresel ekonomide başlayan toparlanma sürecinin desteklenmesi, küresel büyümenin güçlü ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulması meselesiydi.
    şunu büyük bir mutlulukla ifade edeyim ki, her uluslararası platformda olduğu gibi, g–20 zirvesinde de türkiye’nin son yıllarda geçirdiği büyük değişim ve küresel krizle mücadelede gösterdiği başarı takdirle dile getirildi.
    bu anlamda türkiye’nin bu süreçte elde ettiği olumlu tecrübeler, hem dünya ekonomik otoriteleri için, hem de tek tek ülke yönetimleri için çok kayda değer bulunuyor.
    zirvede yaptığım konuşmada türkiye’nin gerçekleştirdiği reformları, küresel ekonomik krizle mücadelede izlediğimiz stratejileri katılımcılara örnekleriyle aktardım.
    krizin etkilerinin en aza indirilmesi, uzun vadeli büyüme hedeflerinin korunması, güven ve öngörülebilirliğin güçlendirilmesi gibi konulardaki tecrübelerimizi de yine bu zirve esnasında yabancı liderlerle paylaşma fırsatı bulduk.
    hükümet olarak küresel krizle mücadelede baştan beri üstünde durduğumuz önemli bir husus var.
    türkiye olarak en baştan beri, daha katılımcı bir uluslararası ticaret sisteminin inşa edilmesind
    Tümünü Göster
    ···
  17. 67.
    0
    aziz vatandaşlarım...
    sizleri en kalbi muhabbetlerimle selamlıyorum.
    türkiye'nin gelişme seyrini ortaya koyan güzel haberlerle başlamayı umduğumuz sözlerimize maalesef gelen acı haberlerin gölgesi düşmüş bulunuyor.
    geçtiğimiz hafta içinde hakkâri'den, elazığ'dan, diyarbakır ve i̇stanbul'dan ardı ardına gelen kara haberler hepimizin yüreğini kanatmıştır.
    hayatını kaybeden bütün şehitlerimize bir kere daha allah'tan rahmet, yaralı askerlerimize de acil şifalar diliyoruz.
    şehitlerimizin kederli ailelerinin acılarını paylaşıyoruz.
    biliyorsunuz van'da şehitlerimizi uğurlamak için yapılan törene katıldık.
    oradan genelkurmay başkanımız, ilgili bakanlarımız ve kuvvet komutanlarımızla birlikte şemdinli'deki tekeli taburu'na gittik, çatışmada yaralanan askerlerimizi ziyaret ettik.
    daha sonra çatışmanın yaşandığı gediktepe mevkiine giderek incelemelerde bulunduk, şartları yerinde gördük.
    ardından derecik beldesi umurlu karakolu'nu ziyaret ederek, askerlerimizle, köy korucularımızla beraber olduk, vatandaşlarımızla konuşma imkânı bulduk.
    büyük bir gururla ifade edeyim ki bütün bu yaşananlar görev başındaki kahraman askerlerimizin terörle mücadele azim ve kararlılığını daha da arttırmış, daha da güçlendirmiştir.
    bütün güvenlik güçlerimiz, bölgede en zor şartlar altında büyük bir millet sevgisi, büyük bir vatan aşkıyla teröre karşı mücadelesini sürdürüyor.
    atılması gereken her adım atılıyor, alınması gereken her tedbir alınıyor, bundan hiçbir vatandaşımızın şüphesi olmasın.
    hükümetimiz, ilk günden itibaren, ordumuzun, güvenlik güçlerimizin her ihtiyacını karşılamış, savunma ve güvenlik için talep edilen her isteği ekgibsiz yerine getirmiştir.
    ancak bildiğiniz gibi terörle mücadele kendi içinde büyük zorlukları olan karmaşık ve çok boyutlu bir mesele...
    askeri tedbirlerle terörün belli ölçüde önünü alsanız bile, terörün zeminini ortadan kaldırmadığınız sürece bu acı olayların yaşanmasına bütünüyle engel olamıyorsunuz.
    türkiye yıllardır terörist güçlere karşı güvenlik güçleriyle gerekli her türlü mücadeleyi fedakârca yürütüyor.
    bunun sadece hükümetin ya da güvenlik güçlerinin değil, bir bütün olarak türkiye'nin meselesi olduğunu iyi bilmemiz lazım.
    bu ülkenin siyasetçisi de, iş adamı da, yatırımcısı da, aydını da, medyası da bu meseleyi kendi meselesi olarak görmek, o bilinçle, o hassasiyetle meseleye yaklaşmak zorundadır.
    bu mesele öfkeyle, şiddetle, sloganla, hamasetle çözülebilecek bir mesele değildir; aklıselimle, şefkatle, anlayışla, kararlı ve samimi gayretle çözülebilecek bir meseledir.
    yıllarca bölgede olağanüstü hal uygulandı, yasaklarla, kısıtlamalarla, tecritle ne terör geriledi, ne kayıplar azaldı.
    aksine bölgede hem gerilim arttı, hem yoksulluk arttı, hem adaletsizlik arttı, hem de şartlar teröre çok daha elverişli hale geldi.
    değerli vatandaşlarım...
    terörü bir yöntem olarak kullananlar, çatışma kültürünün, şiddetin, öfkenin kendi ekmeklerine yağ süreceğini gayet iyi biliyorlar.
    çünkü terör ancak bu gerilim ikliminde kendine zemin bulabiliyor, taraftar bulabiliyor.
    biz terörle mücadelenin ilk şartının bu oyuna gelmemek olduğunu biliyoruz.
    şunu herkes bilsin ki devlet olarak bu şiddet diline, bu çatışma kültürüne teslim olmayacak, aklıselimimizi ve soğukkanlılığımızı asla yitirmeyeceğiz.
    biz terörün sonunu getirecek olanın daha fazla demokrasi, daha fazla adalet, daha hakça bir paylaşım, daha dengeli, daha yaygın bir kalkınma olduğuna inanıyoruz.
    bu kanlı oyunların hedefi, milletimizin birliği ve beraberliğidir; bu topraklarda asırlardır varolan kardeşlik hukukudur; barış iklimidir.
    bu meseleyi el ele, gönül gönüle vererek hep birlikte çözeceğiz.
    değerli vatandaşlarım...
    geçen ayın son günü gece geç saatlerde gazze halkına insani yardım zütüren gazze'ye özgürlük filosu'na karşı yapılan vahşi saldırıyı ve ardından yaşananları sizler de yakından takip ettiniz.

    kanada’nın toronto şehrinde toplanan g–20 zirvesi’ni bu sözlerimi teyit edecek bir örnek olarak burada zikretmek isterim.
    zirvenin öncelikli gündem maddesi, küresel ekonomide başlayan toparlanma sürecinin desteklenmesi, küresel büyümenin güçlü ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulması meselesiydi.
    şunu büyük bir mutlulukla ifade edeyim ki, her uluslararası platformda olduğu gibi, g–20 zirvesinde de türkiye’nin son yıllarda geçirdiği büyük değişim ve küresel krizle mücadelede gösterdiği başarı takdirle dile getirildi.
    bu anlamda türkiye’nin bu süreçte elde ettiği olumlu tecrübeler, hem dünya ekonomik otoriteleri için, hem de tek tek ülke yönetimleri için çok kayda değer bulunuyor.
    zirvede yaptığım konuşmada türkiye’nin gerçekleştirdiği reformları, küresel ekonomik krizle mücadelede izlediğimiz stratejileri katılımcılara örnekleriyle aktardım.
    krizin etkilerinin en aza indirilmesi, uzun vadeli büyüme hedeflerinin korunması, güven ve öngörülebilirliğin güçlendirilmesi gibi konulardaki tecrübelerimizi de yine bu zirve esnasında yabancı liderlerle paylaşma fırsatı bulduk.
    hükümet olarak küresel krizle mücadelede baştan beri üstünde durduğumuz önemli bir husus var.
    türkiye olarak en baştan beri, daha katılımcı bir uluslararası ticaret sisteminin inşa edilmesind
    Tümünü Göster
    ···
  18. 68.
    0
    aziz vatandaşlarım...
    sizleri en kalbi muhabbetlerimle selamlıyorum.
    türkiye'nin gelişme seyrini ortaya koyan güzel haberlerle başlamayı umduğumuz sözlerimize maalesef gelen acı haberlerin gölgesi düşmüş bulunuyor.
    geçtiğimiz hafta içinde hakkâri'den, elazığ'dan, diyarbakır ve i̇stanbul'dan ardı ardına gelen kara haberler hepimizin yüreğini kanatmıştır.
    hayatını kaybeden bütün şehitlerimize bir kere daha allah'tan rahmet, yaralı askerlerimize de acil şifalar diliyoruz.
    şehitlerimizin kederli ailelerinin acılarını paylaşıyoruz.
    biliyorsunuz van'da şehitlerimizi uğurlamak için yapılan törene katıldık.
    oradan genelkurmay başkanımız, ilgili bakanlarımız ve kuvvet komutanlarımızla birlikte şemdinli'deki tekeli taburu'na gittik, çatışmada yaralanan askerlerimizi ziyaret ettik.
    daha sonra çatışmanın yaşandığı gediktepe mevkiine giderek incelemelerde bulunduk, şartları yerinde gördük.
    ardından derecik beldesi umurlu karakolu'nu ziyaret ederek, askerlerimizle, köy korucularımızla beraber olduk, vatandaşlarımızla konuşma imkânı bulduk.
    büyük bir gururla ifade edeyim ki bütün bu yaşananlar görev başındaki kahraman askerlerimizin terörle mücadele azim ve kararlılığını daha da arttırmış, daha da güçlendirmiştir.
    bütün güvenlik güçlerimiz, bölgede en zor şartlar altında büyük bir millet sevgisi, büyük bir vatan aşkıyla teröre karşı mücadelesini sürdürüyor.
    atılması gereken her adım atılıyor, alınması gereken her tedbir alınıyor, bundan hiçbir vatandaşımızın şüphesi olmasın.
    hükümetimiz, ilk günden itibaren, ordumuzun, güvenlik güçlerimizin her ihtiyacını karşılamış, savunma ve güvenlik için talep edilen her isteği ekgibsiz yerine getirmiştir.
    ancak bildiğiniz gibi terörle mücadele kendi içinde büyük zorlukları olan karmaşık ve çok boyutlu bir mesele...
    askeri tedbirlerle terörün belli ölçüde önünü alsanız bile, terörün zeminini ortadan kaldırmadığınız sürece bu acı olayların yaşanmasına bütünüyle engel olamıyorsunuz.
    türkiye yıllardır terörist güçlere karşı güvenlik güçleriyle gerekli her türlü mücadeleyi fedakârca yürütüyor.
    bunun sadece hükümetin ya da güvenlik güçlerinin değil, bir bütün olarak türkiye'nin meselesi olduğunu iyi bilmemiz lazım.
    bu ülkenin siyasetçisi de, iş adamı da, yatırımcısı da, aydını da, medyası da bu meseleyi kendi meselesi olarak görmek, o bilinçle, o hassasiyetle meseleye yaklaşmak zorundadır.
    bu mesele öfkeyle, şiddetle, sloganla, hamasetle çözülebilecek bir mesele değildir; aklıselimle, şefkatle, anlayışla, kararlı ve samimi gayretle çözülebilecek bir meseledir.
    yıllarca bölgede olağanüstü hal uygulandı, yasaklarla, kısıtlamalarla, tecritle ne terör geriledi, ne kayıplar azaldı.
    aksine bölgede hem gerilim arttı, hem yoksulluk arttı, hem adaletsizlik arttı, hem de şartlar teröre çok daha elverişli hale geldi.
    değerli vatandaşlarım...
    terörü bir yöntem olarak kullananlar, çatışma kültürünün, şiddetin, öfkenin kendi ekmeklerine yağ süreceğini gayet iyi biliyorlar.
    çünkü terör ancak bu gerilim ikliminde kendine zemin bulabiliyor, taraftar bulabiliyor.
    biz terörle mücadelenin ilk şartının bu oyuna gelmemek olduğunu biliyoruz.
    şunu herkes bilsin ki devlet olarak bu şiddet diline, bu çatışma kültürüne teslim olmayacak, aklıselimimizi ve soğukkanlılığımızı asla yitirmeyeceğiz.
    biz terörün sonunu getirecek olanın daha fazla demokrasi, daha fazla adalet, daha hakça bir paylaşım, daha dengeli, daha yaygın bir kalkınma olduğuna inanıyoruz.
    bu kanlı oyunların hedefi, milletimizin birliği ve beraberliğidir; bu topraklarda asırlardır varolan kardeşlik hukukudur; barış iklimidir.
    bu meseleyi el ele, gönül gönüle vererek hep birlikte çözeceğiz.
    değerli vatandaşlarım...
    geçen ayın son günü gece geç saatlerde gazze halkına insani yardım zütüren gazze'ye özgürlük filosu'na karşı yapılan vahşi saldırıyı ve ardından yaşananları sizler de yakından takip ettiniz.

    kanada’nın toronto şehrinde toplanan g–20 zirvesi’ni bu sözlerimi teyit edecek bir örnek olarak burada zikretmek isterim.
    zirvenin öncelikli gündem maddesi, küresel ekonomide başlayan toparlanma sürecinin desteklenmesi, küresel büyümenin güçlü ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulması meselesiydi.
    şunu büyük bir mutlulukla ifade edeyim ki, her uluslararası platformda olduğu gibi, g–20 zirvesinde de türkiye’nin son yıllarda geçirdiği büyük değişim ve küresel krizle mücadelede gösterdiği başarı takdirle dile getirildi.
    bu anlamda türkiye’nin bu süreçte elde ettiği olumlu tecrübeler, hem dünya ekonomik otoriteleri için, hem de tek tek ülke yönetimleri için çok kayda değer bulunuyor.
    zirvede yaptığım konuşmada türkiye’nin gerçekleştirdiği reformları, küresel ekonomik krizle mücadelede izlediğimiz stratejileri katılımcılara örnekleriyle aktardım.
    krizin etkilerinin en aza indirilmesi, uzun vadeli büyüme hedeflerinin korunması, güven ve öngörülebilirliğin güçlendirilmesi gibi konulardaki tecrübelerimizi de yine bu zirve esnasında yabancı liderlerle paylaşma fırsatı bulduk.
    hükümet olarak küresel krizle mücadelede baştan beri üstünde durduğumuz önemli bir husus var.
    türkiye olarak en baştan beri, daha katılımcı bir uluslararası ticaret sisteminin inşa edilmesind
    Tümünü Göster
    ···
  19. 69.
    0
    aziz vatandaşlarım...
    sizleri en kalbi muhabbetlerimle selamlıyorum.
    türkiye'nin gelişme seyrini ortaya koyan güzel haberlerle başlamayı umduğumuz sözlerimize maalesef gelen acı haberlerin gölgesi düşmüş bulunuyor.
    geçtiğimiz hafta içinde hakkâri'den, elazığ'dan, diyarbakır ve i̇stanbul'dan ardı ardına gelen kara haberler hepimizin yüreğini kanatmıştır.
    hayatını kaybeden bütün şehitlerimize bir kere daha allah'tan rahmet, yaralı askerlerimize de acil şifalar diliyoruz.
    şehitlerimizin kederli ailelerinin acılarını paylaşıyoruz.
    biliyorsunuz van'da şehitlerimizi uğurlamak için yapılan törene katıldık.
    oradan genelkurmay başkanımız, ilgili bakanlarımız ve kuvvet komutanlarımızla birlikte şemdinli'deki tekeli taburu'na gittik, çatışmada yaralanan askerlerimizi ziyaret ettik.
    daha sonra çatışmanın yaşandığı gediktepe mevkiine giderek incelemelerde bulunduk, şartları yerinde gördük.
    ardından derecik beldesi umurlu karakolu'nu ziyaret ederek, askerlerimizle, köy korucularımızla beraber olduk, vatandaşlarımızla konuşma imkânı bulduk.
    büyük bir gururla ifade edeyim ki bütün bu yaşananlar görev başındaki kahraman askerlerimizin terörle mücadele azim ve kararlılığını daha da arttırmış, daha da güçlendirmiştir.
    bütün güvenlik güçlerimiz, bölgede en zor şartlar altında büyük bir millet sevgisi, büyük bir vatan aşkıyla teröre karşı mücadelesini sürdürüyor.
    atılması gereken her adım atılıyor, alınması gereken her tedbir alınıyor, bundan hiçbir vatandaşımızın şüphesi olmasın.
    hükümetimiz, ilk günden itibaren, ordumuzun, güvenlik güçlerimizin her ihtiyacını karşılamış, savunma ve güvenlik için talep edilen her isteği ekgibsiz yerine getirmiştir.
    ancak bildiğiniz gibi terörle mücadele kendi içinde büyük zorlukları olan karmaşık ve çok boyutlu bir mesele...
    askeri tedbirlerle terörün belli ölçüde önünü alsanız bile, terörün zeminini ortadan kaldırmadığınız sürece bu acı olayların yaşanmasına bütünüyle engel olamıyorsunuz.
    türkiye yıllardır terörist güçlere karşı güvenlik güçleriyle gerekli her türlü mücadeleyi fedakârca yürütüyor.
    bunun sadece hükümetin ya da güvenlik güçlerinin değil, bir bütün olarak türkiye'nin meselesi olduğunu iyi bilmemiz lazım.
    bu ülkenin siyasetçisi de, iş adamı da, yatırımcısı da, aydını da, medyası da bu meseleyi kendi meselesi olarak görmek, o bilinçle, o hassasiyetle meseleye yaklaşmak zorundadır.
    bu mesele öfkeyle, şiddetle, sloganla, hamasetle çözülebilecek bir mesele değildir; aklıselimle, şefkatle, anlayışla, kararlı ve samimi gayretle çözülebilecek bir meseledir.
    yıllarca bölgede olağanüstü hal uygulandı, yasaklarla, kısıtlamalarla, tecritle ne terör geriledi, ne kayıplar azaldı.
    aksine bölgede hem gerilim arttı, hem yoksulluk arttı, hem adaletsizlik arttı, hem de şartlar teröre çok daha elverişli hale geldi.
    değerli vatandaşlarım...
    terörü bir yöntem olarak kullananlar, çatışma kültürünün, şiddetin, öfkenin kendi ekmeklerine yağ süreceğini gayet iyi biliyorlar.
    çünkü terör ancak bu gerilim ikliminde kendine zemin bulabiliyor, taraftar bulabiliyor.
    biz terörle mücadelenin ilk şartının bu oyuna gelmemek olduğunu biliyoruz.
    şunu herkes bilsin ki devlet olarak bu şiddet diline, bu çatışma kültürüne teslim olmayacak, aklıselimimizi ve soğukkanlılığımızı asla yitirmeyeceğiz.
    biz terörün sonunu getirecek olanın daha fazla demokrasi, daha fazla adalet, daha hakça bir paylaşım, daha dengeli, daha yaygın bir kalkınma olduğuna inanıyoruz.
    bu kanlı oyunların hedefi, milletimizin birliği ve beraberliğidir; bu topraklarda asırlardır varolan kardeşlik hukukudur; barış iklimidir.
    bu meseleyi el ele, gönül gönüle vererek hep birlikte çözeceğiz.
    değerli vatandaşlarım...
    geçen ayın son günü gece geç saatlerde gazze halkına insani yardım zütüren gazze'ye özgürlük filosu'na karşı yapılan vahşi saldırıyı ve ardından yaşananları sizler de yakından takip ettiniz.

    kanada’nın toronto şehrinde toplanan g–20 zirvesi’ni bu sözlerimi teyit edecek bir örnek olarak burada zikretmek isterim.
    zirvenin öncelikli gündem maddesi, küresel ekonomide başlayan toparlanma sürecinin desteklenmesi, küresel büyümenin güçlü ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulması meselesiydi.
    şunu büyük bir mutlulukla ifade edeyim ki, her uluslararası platformda olduğu gibi, g–20 zirvesinde de türkiye’nin son yıllarda geçirdiği büyük değişim ve küresel krizle mücadelede gösterdiği başarı takdirle dile getirildi.
    bu anlamda türkiye’nin bu süreçte elde ettiği olumlu tecrübeler, hem dünya ekonomik otoriteleri için, hem de tek tek ülke yönetimleri için çok kayda değer bulunuyor.
    zirvede yaptığım konuşmada türkiye’nin gerçekleştirdiği reformları, küresel ekonomik krizle mücadelede izlediğimiz stratejileri katılımcılara örnekleriyle aktardım.
    krizin etkilerinin en aza indirilmesi, uzun vadeli büyüme hedeflerinin korunması, güven ve öngörülebilirliğin güçlendirilmesi gibi konulardaki tecrübelerimizi de yine bu zirve esnasında yabancı liderlerle paylaşma fırsatı bulduk.
    hükümet olarak küresel krizle mücadelede baştan beri üstünde durduğumuz önemli bir husus var.
    türkiye olarak en baştan beri, daha katılımcı bir uluslararası ticaret sisteminin inşa edilmesind
    Tümünü Göster
    ···
  20. 70.
    0
    volkan demirel (27 ekim 1981, i̇stanbul doğumlu) türk kaleci. profesyonel kariyerine 2000 yılında kartalspor'da başlamıştır. daha sonra 2002-2003 sezonu başında fenerbahçe'ye transfer olmuştur.
    fenerbahçe'deki ilk resmi maçını 26 nisan 2003'te samsunspor'a karşı oynamıştır.
    2007-2008 sezonu galatasaray ile türkiye kupası'nda oynanan maçın son dakikasında cassio lincoln'ün kendisine küfür ettiği gerekçesiyle ona diz atarak saldırmış ve kırmızı kart görmüştür. arkadaşlarının araya girmesine rağmen sakinleşmemiş ve saldırganlığını devam ettirmiştir ve üç maç ceza almıştır.
    yine aynı sezon şampiyonlar ligi'nde ilk turda sevilla ile oynanan ikinci maçta ilk 10 dakikada uzaktan yediği 2 gol moralini bozmasına rağmen daha da hırslanmıştır. maç uzatmalar sonucu 3-2, sevilla'nın üstünlüğü ile sona ermiştir. penaltılarda ise volkan, yaptığı üç kurtarışla fenerbahçe'nin şampiyonlar ligi'nde çeyrek final oynamasını sağlamıştır.
    euro 2008'de türkiye, son grup maçında çek cumhuriyeti ile oynayacaktı. grupta bu iki takımdan başka portekiz ve i̇sviçre vardı. ancak portekiz, gruplardan çıkmayı garantilemiş, i̇sviçre ise elenmişti. bu maçı yenen çeyrek finale çıkacaktı. 75. dakikada skor 2-0 çek cumhuriyeti lehineydi. ama türkiye, son 15 dakikada attığı 3 golle çeyrek finale çıkmıştı. i̇şte bu maçta volkan, 90. dakikada jan koller'e kafa atmış ve kırmızı kartla oyun dışında kalmıştır. son dakikalarda kaleye 'tuncay' geçmiştir. çeyrek final ve yarı final maçlarında kalesini koruyamamıştır.
    son olarak 12 nisan 2009'da ali sami yen stadyumu'nda oynanan galatasaray - fenerbahçe derbisinde maçın son dakikalarında tarihe damga vuran kavganın çıktığı sırada olaylara karışmamış ama galatasaray tribünlerine yaptığı hareketlerle taraftarları kışkırtmıştır. maçta kart görmemesine rağmen maçtan sonra yapılan incelemelerde kendisine üç maç ceza verilmiştir. 2009-2010 sezonunun son haftalarında 840 dakika gol yem
    ···